Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/718 E. 2023/429 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : 2- …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın davalıların muhasebe iş ve işlemlerini takip etmek için davalılarla anlaştığını ve serbest meslek makbuzu kesmek suretiyle iş anlaşması yaptıklarını, Kayseri … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile müvekkile verilmiş olan vekaletnamedeki yetkilerden azledildiğinin tarafına tebliğ edildiğini, müvekkilinin Kayseri … Noterliğinin … yevmiye ve …tarihli ihtarı ile kendisinde hiçbir vekaletname olmadığını ve ayrıca kendisine ödenmeyen alacak kalemlerinin ödenmesini ihtaren bildirdiğini, alacaklarının ödenmemesi üzerine arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkili tarafından davalı firmaların muhasebe iş ve işlemlerinin bir süre takip edildiğini ve karşılığında serbest meslek makbuzu kesildiğini, taraflar arasındaki işin ticari iş olduğunu, işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin davalıların usulsüz iş ve işlemlerinden dolayı iş ilişkisini sonlandırdığını, iş ilişkisi bulunduğu süreçte bizzat müvekkili tarafından yapılan ve takip edilen ekstra hizmetlerinin de bulunduğunu, bu hizmetler karşılığında müvekkiline hiç bir ücret veya bedel ödenmediğininden bahisle müvekkilinin davalılara vermiş olduğu hizmetler karşılığı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL’nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davanın asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiğini, asliye ticaret mahkemelerinin görevsiz olduğunu, taraflar arasında olduğu iddia edilen ihtilaf Türk Ticaret Kanunu’ndan kaynaklanmadığını ve TTK 4. maddesi uyarınca ticari dava olmadığını, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmadığını, davacının müvekkilleri ile yapmış olduğu ve her iki müvekkilinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna dair yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenle davanın her iki davalı yönünden ayrılması gerektiğini, davacının iddialarının Türk Borçlar Kanunu 147. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımana tabii olduğunu ve davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin davacıya borcunun bulunmadığını, serbest meslek makbuzunun paranın ödendiğini gösterir bir belge olduğunu, para alındıktan sonra düzenlendiğini, serbest meslek makbuzunun bundan başkaca yazılı delil olma fonksiyonu bulunmadığını, serbest meslek makbuzunda belirtilen tutarı almadığını iddia eden tarafın bunu yazılı belge ile ispatlaması gerektiğinden bahisle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın görev yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın belirsiz alacak davasına konu edilememesi nedeniyle reddine, davanın, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaması nedeniyle tefrikine, dava dilekçesinin talep ve sonuç kısmının açıklattırılmasına, davanın zamanaşımı yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen trafik kazasında davacının aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı tazminatı talebine ilişkindir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarih … sayılı yazısında; davacı …’ın serbest meslek kazancına göre defter tuttuğunun bildirildiği görüldü.
Davacı taraf davalılara verdiği muhasebe hizmeti karşılığında düzenlediği serbest meslek makbuzunda belirtilen hizmetlerin karşılığının ödenmediği iddiasıyla eldeki davayı açtığı ancak dosya kapsamından anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki ihtilafın Türk Ticaret Kanunun’dan kaynaklanmadığı ve ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca da ticari dava değildir.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, H.M.K.’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-H.M.K.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince, talep halinde dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. …

Katip …

Hakim …