Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/709 E. 2023/509 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (rücuen tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar ile aralarında ihale üzerine akdedilen sözleşme gereğince genel temizlik, yemekhane hizmetleri vs. hususlarında hizmet almak maksadı ile çalışan tedarik edildiği, sonrasında bahse konu çalışanın işçilik alacaklarına ilişkin dava yoluna gitmiş olduğu ve davacıdan bu alacaklarını tahsil etmiş olduğunu, davalılar ile akdedilen protokol 47.6 ve 47.7 maddesi gereğince … ihale kayıt numaralı … tarihli idari şartnamelerin diğer hususlarını düzenleyen 47. maddesinde; 47.6.”Yüklenici çalıştırdığı işçilerine karşı ilgili Kanun ve mevzuatları doğan herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle, ücret, fazla mesai, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali ve sosyal haklar ve bunlarla ilgili olarak prim, vergi ve fon gibi konularda ve keza iş kazası ve meslek hastalığı ve üçüncü şahıslara zarar verilmesi gibi sebeplerle veya yüklenicinin istihdam ettiği işçinin iş kazası sonucu vefat etmesi veya sakat kalması gibi. nedenlerle doğan yüklenici işçilerinin, varislerinin veya üçüncü kişilerin her çeşit alacak ve tazminatlarından yüklenici sorumludur. Bu konularda idareden tazminat veya alacak talep edilmesi halinde ödeme yüklenici tarafından derhal yapılacaktır. Aksi halde idarece ödenmediği kesin olarak tespit edilen bu miktarlar Yüklenicinin hak edişlerinden, bunun mümkün olmadığı durumlarda teminatlardan tahsil edilecektir.üklenici çalıştırdığı işçilerine karşı ilgili Kanun ve mevzuatları doğan herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle, ücret, fazla mesai, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali ve sosyal haklar ve bunlarla ilgili olarak prim, vergi ve fon gibi konularda ve keza iş kazası ve meslek hastalığı ve üçüncü şahıslara zarar verilmesi gibi sebeplerle veya yüklenicinin istihdam ettiği işçinin iş kazası sonucu vefat etmesi veya sakat kalması gibi. nedenlerle doğan yüklenici işçilerinin, varislerinin veya üçüncü kişilerin her çeşit alacak ve tazminatlarından yüklenici sorumludur. Bu konularda idareden tazminat veya alacak talep edilmesi halinde ödeme yüklenici tarafından derhal yapılacaktır. Aksi halde idarece ödenmediği kesin olarak tespit edilen bu miktarlar Yüklenicinin hak edişlerinden, bunun mümkün olmadığı durumlarda teminatlardan tahsil edilecektir.” 47.1. “Yüklenicinin çalıştırdığı işçilerine karşı ilgili Kanun ve mevzuattan doğan herhangi bir yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeniyle ücret, fazla mesai, kıdem ve jhbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali ve sosyal haklar ve bunlarla ilgili olarak prim, vergi ve fon gibi konularda ve keza iş kazası ve meslek hastalığı ve üçüncü şahıslara zarar verilmesi gibi sebeplerle idare aleyhine dava açılması veya icra takibi yapılması halinde, davaların Mahkemelerce veya ilgili Birimlerce sonuçlandırılmasına kadar Yüklenicinin teminatlarının idarece tutulacağını, dava ve icra takiplerinin İdare aleyhine sonuçlanması halinde ve idarenin Yüklenici işçilerine veya üçüncü şahıslara herhangi bir ödeme yapmak durumunda kaldığı takdirde, yüklenici bu ödemeleri rücuen Kuruma derhal ödemekle yükümlüdür. Aksi halde, alacaklar yüklenicinin hak edişinden, yetmediği takdirde teminatından defaten kesilerek tahsil edilecektir.” hükmünün düzenlendiğini, yine aynı hususların ihalenin teknik şartnamesinin 5.5. maddesinde de düzenlendiğini, bu düzenlemeler ile müteselsil sorumlulukta iç ilişkilere dair 6098 sayılı TBK m.167’de öngörülen sorumluluk paylaşımına gerçekleştirildiğini, ihale konusu iş kapsamında oluşan işçilik alacaklarından münhasıran davalıların sorumlu olduğunu belirterek davalı firmanın sorumluluğunda olması gerekirken müvekkili kuruluşca yapılan ödemelere istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı … Kişisel ve Sosyal Hizmetler Ltd Şti’nden dava dışı işçinin kıdem tazminatı ödemesine karşılık kendi dönemiyle sınırlı olmak üzere sorumluluğundan kaynaklı olarak 19.130,25-TL’nin ***tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalının Ticaret Sicil Memurluğu nezdindeki adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş, davalıların yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmadıkları ve duruşmalara katılmadıkları görülmüştür.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafından *** Kayseri İşletme Müdürlüğü ile *** Kişisel ve Sosyal Hizmetler Ltd Şti arasındaki imzalanan sözleşmeler ve ilgili firmalarla yapılan her türlü yazışma, işçiye ödenen miktarı gösterir belge ve dekontlara, dava konusuna ilişkin olarak taraflara ait her türlü defter, belge, kayıt ve yazışmalara, dava dilekçesi ekinde sunulan tüm sözleşme, belge ve yazışmalara ve bilirkişi deliline dayanılmıştır. Davalılar ise yasal süresi içinde delil bildirmemişlerdir.
Davacı taraf, dava dilekçesi ekinde bir kısım delillerini dava dosyasına sunmuştur.
Davalı şirkete müzekkere yazılarak dava dışı işçi …’ün özlük dosya örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkerelerimiz davalı şirketlerin adreslerinden bilaikmal iade edilmiştir.
SGK Kayseri İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava dışı işçi …’ün (TC no:…) kıdem tazminatına esas şahsi dosyasının bir örneğinin gönderilmesi istenmiş, 18/02/2021 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir nitelikli hesap bilirkişisine tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince iddia, SGK kayıtları, hizmet alım sözleşmesi, teknik şartname, SGK hizmet döküm tablosu, işe giriş ve ayrılış bildirgeleri ve diğer SGK kayıtları, ödeme dekontları, yazışma evrakları ve diğer bütün deliller incelenerek taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi ve ekli şartname hükümlerine göre davacının üst iş veren olarak dava dışı işçi …’e ödediği işçilik alacaklarını davacıya rücu edip edemeyeceği, rücu edilebilir ise rücu edilebilecek miktarın kaç TL olduğu hususlarında gerekli hesaplamaların yapılarak hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “1)Davacının yapmış olduğu ödemeye ilişkin davalıya rücu edebileceği bu hususun taraflar arasından akdedilen teknik şartnamenin 47. maddede düzenlenmiş olan “diğer hususlar” başlığı altında 47.2, 47.6, 47.7 maddelerinde düzenlenmiş olduğu, 2)Davacının, davalıdan dava dışı 3.kişiye hizmet süresine ilişkin olarak yapmış olduğu 1913025-TL kidem tazminatı ödemesini rücu edebileceği tespit edilmiştir; kıdem tazminatının ödeme tarihi olan 06/05/2021 ile dava tarihi arası için yasal faiz hesaplaması yapılmış ve 2.183,99- TL faiz hesap edilmiştir” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklı asıl işverenin alt işverenden rücuen alacak istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira uyuşmazlık ticari niteliktedir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri itibariyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dosya kapsamından, davacının davalı şirketle hizmet alım sözleşmesi yaptığı, bu sözleşmeler kapsamında çalışan dava dışı işçi …’ün davacı tarafından *** tarihinde 37.970,10-TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı ve yapılan bu ödemenin sözleşme hükümleri ile İş Kanunu’nun 2/6. maddesi 6098 sayılı TBK’nun 162-167. maddeleri uyarınca davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının davalılara rücu edilip edilemeyeceği, edilecek ise davalıların hangi miktarda sorumlu olduğuna ilişkindir.
Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığından davanın TBK hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Öncelikle, konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
6098 sayılı TBK’nun müteselsil borçluluk başlıklı 162. maddesinde, “Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar.
Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doğar.” hükmü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK’nun iç ilişki başlıklı 167. maddesinde, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” hükmü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK’nun alacaklıya halef olma başlıklı 168. maddesinde, “Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.
Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” hükmü bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Asıl işveren ile alt işverenin işçileri arasında bir hukuki ilişki bulunmamasına rağmen, 4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesiyle asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı kanundan veya iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmuştur. Kanundan doğan bu müteselsil borç ilişkisinden dolayı dava dışı işçiye ödemede bulunmuş olan davacı idare, ödediği tutarı aralarındaki iç ilişkiye göre davalı alt işverenlere rücu edebilir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim yukarıda açıkça yazılan TBK’nun 167. maddesinde de müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Sözleşmelerinde hüküm bulunduğundan dolayı çalıştırılan işçilerin tazminat dahil tüm işçilik alacaklarından yüklenici davalı şirket sorumludur.
Buna göre davanın kabulü ile 19.130,25-TL’nın 06/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 19.130,25-TL’nın 06/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 1.306,78-TL nisbi karar ve ilam harcından dava açılırken peşin harç olarak alınan 326,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 980,08-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 326,70-TL peşin dava harcı, 26,5-TL e-tebligat gideri, 1,10-TL KEP masrafı, 197,00-TL tebligat masrafı ve 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.332,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adresine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider ve delil avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
10-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dava dosyasının tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/06/2023

Katip ***
E-imzalıdır

Hakim ***
E-imzalıdır