Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/666 E. 2022/840 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili *** tarihli dava dilekçesi ile özetle; Davacı müvekkili ile davalı şirketin yetkilisi … ile KAYSERİ *** ve *** dosyalarının projelerinin hazırlanması ve başkaca bir çok dosyanın projelerinin hazırlanması konusunda anlaştıklarını,müvekkilinin davalı ile anlaştıkları gibi edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini,ancak davalının müvekkilinin hak etmiş olduğu ücreti müvekkiline ödemediğini, müvekkilin bu alacağını tahsil etmek amacıyla Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün *** E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattırdığını,davalının bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etttiğini, itiraz neticesinde söz konusu icra takibi durdurulduğunu, Kahramanmaraş Arabulucuk Bürosuna başvurularak zorunlu dava şartı olan arabulucuk işlemleri *** sayılı dosya üzerinden gerçekleştirildiğini, Taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, Davacı ile davalı arasında yapılan iş görüşmelerine ilişkin Whatsapp konuşmaları ve mail yazışmaları bulunduğunu, bu yazışmaları ve davalının müvekkilinin hesabına yollamış olduğu ödemelere ait dekontları ek olarak sunacaklarını,izah ettikleri nedenlerle davalı borçlunun itirazının iptalini sağlamak için mahkemeye başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, borçlunun Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün *** E. Sayılı icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini müvekkilli adına talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili *** tarihli cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafın *** tarihli dava dilekçesnde yer alan iddiaları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle kabul etmediklerini, Öncelikle HMK gereği davanın davalının ikametgahında ikame olunması gerektiğinden eldeki davaya bakmaya yetkili mahkeme Kayseri mahkemelerinin olduğu kanaatinde olduklarınından davanın yetkisizlik nedeni ile reddini talep ettiklerini, mahkemenin aksi kanaatte ise davacı tarafın TTK gereği tacir olmadığından eldeki davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmaya görevli olmadığı kanaatinde olduklarını,görevsizlik itirazlarının kabul edilerek davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin itirazlarında ise, davacı alacaklı müvekkil şirket aleyhine Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün *** E sayıya kayden ilamsız icra takip başlatılmış ve müvekkil şirket tarafından borca ve ferilerine itiraz edilerek takip durdurulduğunu,alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafın takipte dayanak gösterdiği alacak kalemleri ile bağlı olduğunu, takibe dayanak gösterilen *** VE ***nedeni ile davacı alacaklının müvekkil şirketten iddia edildiği bedellerde alacağı bulunmadığını, müvekkili şirketin *** tan doğan alacak kalemi ile alakalı adı geçen kurum ile müvekkili şirket arasında herhangi bir sözleşme veya alacak/borç hak ediş anlamında hukuki ilişki söz konusu olmadığını, müvekkil şirket ile kurum arasında hizmet alımı, sözleşme vb veya alacak borç ilişkisi olup olmadığı sorulduğunda iddiamız ispat olunacağı kanaatinde olduklarını, takibe dayanak gösterilen *** kaynaklı olarak yapılan işin henüz bitmediğini, iş bitirme veya müvekkili şirket lehine doğmuş bir ödeme söz konusu olmadığını, henüz müvekkil şirketin alacaklarının adı geçen kurum tarafından müvekkile ödenmediğinden alacaklı olduğunu iddia eden taraf adına da Hakediş adı altında alacak doğmadığını, alacak muaccel olmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde müvekkili şirket ile kendilerinin bir çok dosyanın projelerinin hazırlanması konusunda anlaşıldığını beyan ettiklerini, eldeki davanın konusu takipte dayanak gösterilen işler nedeni ile alacaklı olduğunu iddia eden tarafın alacak hakkı olup olmadığını, davacı yanın beyanlarına itibar edilebilmesi için taraflar arasındaki ticari ilişkilerin neler olduğunu ve en önemlisi dava konusu izin dosyalarının bu ticari ilişkilerden hangisi sebebiyle ne bedelle doğduğunu, davacı tarafın müvekkil şirket ile ticari ilişkilerini ve ticaretten doğan müvekkil borçlarının kaynağını ispatlaması ve iddiaların açıklattırılması gerektiği kanaati ile davacının başlattığı haksız takibin iptali ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine hükmolunacak icra inkar tazminatının davacıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletinde karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Taraflar arasındaki var olduğu iddia edilen ilişkinin satım sözleşmesinden kaynaklanması ve satım sözleşmesinin TTK’ nın 4/1 maddesinde düzenlenmemesi, Borçlar Kanunu’nda düzenlenmesi nedeni ile davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; davaya uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Kahramanmaraş Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından mahkememize sunulan *** tarihli müzekkere cevabında davacının tacir olmadığı hususunu mahkememize bildirmiştir.
*** tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nın 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın re’sen mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’ nde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2022
Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*