Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/612 E. 2023/227 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023
Mahkememize açılan Tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın … Mah. … Caddesi üzerinde … plakalı müvekkili … yönetimindeki araçla çarpıştığını ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, sürücü …’ın söz konusu kazanın oluşmasında ağır kusur olduğunu, olayın meydana gelmesine sürücünün kavşak içerisinden ana yola kontrolsüz çıkması ve alkollü olmasının sebebiyet verdiğini, müvekkilinin anayolda seyir halinde iken davalının kusuru nedeni ile kendisini kazanın içerisinde bulduğunu, müvekkiline ait aracın kaza sebebiyle ağır hasar aldığını, kaza sonucu araç içerisinde yolcu olarak bulunan …’ın yaralandığını, müvekkiline ait aracın ticari taksi vasfında olduğunu ve müvekkilin bu araç üzerinden gelir elde ettiğini, aracın 50 gün boyunca çalışamadığını ve bu süreç içerisinde gelir elde edemediğini, bu nedenlerle müvekkiline ait olan araçta çalışamadığı günler için meydana gelen kazanç kaybının şimdilik 100,00-TL olarak kaza tarihi olan … tarihinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı asilin dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davacı tarafından dava öncesi sigorta şirketlerine usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından kanunda öngörülen başvuru şartı gerçekleşmediğini, davacı tarafından dava öncesi ilgili sigorta şirketlerine başvuru şartının yerine getirilmediğini, kaza esnasında kendi şeridinde trafik kurallarına riayet ederek seyir halinde olsa dahi davacının kullandığı aracın yol kontrolü yapmadan bir anda çok süratli bir şekilde karşısına çıkması sonucu her önlemi almış olmasına rağmen kazanın kaçınılmaz hale geldiğini, her ne kadar kaza anında alkollü de olsa bilincinin açık olduğunu ve kazaya ait her anıyı gayet net bir şekilde hatırladığını, davacının kullandığı aracın hem şehir içi 50 km hız sınıra uyması hem de kavşaktaki “sarı fasılalı ışığa” riayet ederek daha yavaş ve kontrollü bir şekilde gitmesi gerekirken gitmemesinin kazanın meydana gelmesine neden olduğunu beyan ederek açılan davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen trafik kazasında davacının aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı tazminatı talebine ilişkindir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Kayseri-Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarih … sayılı yazısının incelenmesinde; …’ın basit usule tabi ticari kazanç elde ettiğinin bildirildiği görüldü.
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarih … sayılı cevabi yazısında; davalı …’ın gelir getirici kazancı olmayan potansiyel mükellef olduğunun bildirildiği görüldü.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-H.M.K.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince, talep halinde dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. …

Katip …

Hakim …