Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı tarafa … tarihli … numaralı fatura ile 3.693,40-Euro bedelinde mal sattığını, fatura bedelinin 2.033,33-Euro’luk kısmının davalı tarafından ödenmediğini, satım konusu malların davalı tarafa teslim edilmiş olmakla faturaya karşı süresi içerisinde davalı tarafından yapılmış bir itiraz da bulunmadığını, davalı fatura bedelini ödemediğinden davalı aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yoluna gidildiğini, davalının borca vaki itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, davalı tarafın borca itiraz dilekçesinde davacı ile aralarında borç doğuracak herhangi bir hukuki ilişki olmadığını, taraflarına gönderilmiş herhangi bir fatura olmadığını, herhangi bir sözleşme de olmadığını söyleyerek takibe itiraz ettiğini ancak söz konusu itirazın haksız olup iptaline karar verilmesi gerektiğini, davacı ile davalı arasında yapılar satıma ilişkin davacı tarafından öncelikle proforma fatura düzenlendiğini, ilgili proforma faturanın davalı tarafından onaylanması üzerine kesin faturanın düzenlenip davalı tarafın muhasebe birimine e-posta yoluyla gönderildiğini, davalı tarafın tacir olup basiretli iş insanı gibi davranma yükümlülüğü altında olduğunu, fatura konusu malların davacı taralından davalıya testim edildiği sabit olup davalının da 3.693,40 Euro’luk fatura bedelinin 1.660,07 Euro’luk kısmını ödediğine göre davacı ile aralarında böyle bir sözleşme olmadığını, fatura olmadığını, borç doğuracak herhangi bir hukuki ilişki olmadığını söyleyerek takibe itiraz etmesi davalının açıkça basiretli iş adamı gibi davranma yükümüne aykırı hareket ettiğini gösterdiğini, davalının takibe itiraz etmekte haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek borca vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalının %20’den az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalılar tarafına tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : davalı tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı vekili … tarihli dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, posta memurunun tebligat yaptığı kişinin müvekkilinin çalışanı olmadığını, müvekkili şirketin davacıya yönelik herhangi bir borcunun olmadığını, davacının düzenlediği faturanın taraflarına ulaşmadığını takipten geç haberleri olduğunu, öğrenme tarihi olan 08/12/2022 tarihinden itibaren hüküm doğurmasını ve davanın reddini istemiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, … tarihli … nolu fatura, e-mail kayıtları, ticari defterler, bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasında takibin açıldığı tarihi gösteren sayman mutemet alındısı, takip talebi, ödeme emri, ödeme emrinin borçluya tebliğine ilişkin tebliğ mazbatası, borçlunun borca itiraz dilekçesi, icra müdürlüğünün durdurma kararı, borçlu tarafından kısmi ödeme yapılmış olması halinde ödeme belgesi ve takip dayanağı olan belgenin bir örneğinin uyaptan gönderilmesi istenilmiştir. 28/01/2022 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir. İncelenmesinde davalı borçlu adına borca itiraz dilekçesi veren ve dava dosyasına … tarihli dilekçeyi veren vekilin sunduğu vekaletname yazılı adrese dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmüştür.
Mimarsinan Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak, fatura fotokopisi de eklenmek suretiyle, faturanın ilgili davacı tarafından form bilanço satım (BS) belgelerinde ve sair beyan ve belgelerde kullanılıp kullanılmadığının sorulmasına, varsa ilgili kayıt ve belgelerin okunaklı örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. 31/01/2022 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kemeraltı Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak, fatura fotokopisi de eklenmek suretiyle, faturanın ilgili davalı tarafından form bilanço alım (BA) belgelerinde ve sair beyan ve belgelerde kullanılıp kullanılmadığının sorulmasına, varsa ilgili kayıt ve belgelerin okunaklı örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. 03/03/2022 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davalının ticari defter ve belgelerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için davalının adresi itibari ile yetkili İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına, talimat evrakı ekinde dosya aslının gönderilmesine, bilirkişinin re’sen seçilecek bir mali müşavir olarak belirlenmesine, Talimat mahkemesinden; a) Davalıya meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek “tarafınıza ait 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defter, kayıt ve belgelerini mahkememize sunmanız, çok hacimli ise incelemeye hazır olacak şekilde bulunduğu açık adresi ve bu adreste incelemeye sunacak kişinin isim ve telefon numarasını bildirmeniz için işbu tebligatın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmiş olup, aksi takdirde HMK’nın 140/5. ve 28/07/2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile değiştirilen HMK’nın değişik 222. maddesi ile TTK’nın 83. maddesi gereği ticari defter, kayıt ve belgelerin ibrazından kaçınmış sayılacağınız tebliğ ve ihtar olunur” şeklinde tebligata ihtar şerhi düşülmesinin istenilmesine, b) Defter ve belgeler ibraz edilir veya bulunduğu yer bildirilirse gerektiğinde bilirkişiye bildirilen adreste yerinde inceleme yetkisi verilerek, davacı iddiası, davalının icra takibindeki itirazları, davalının ticari defter ve belgeleri ile dosyadaki Form BA-BS kayıtları incelenerek, elektronik defter ibraz edilmesi halinde ibraz edilen e-defterlerin GİB sisteminden doğruluğu sorgulanarak, defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, sahibi lehine delil teşkil edip etmediği, takip dayanağı faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ödeme kaydı olup olmadığı, var ise ödemenin tarihinin ne olduğu, ödeme kayıtlarının dava dosyasında veya ticari defter dayanaklarında belgesinin bulunup bulunmadığı, icra takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu, icra takip tarihinden sonra fakat dava tarihinden önce ödeme kaydının olup olmadığı, var ise tarihinin ve miktarının ne olduğu ve dava tarihindeki alacak tutarının ne olduğu, dava tarihinden sonra ödeme var ise miktarının ve tarihinin ne olduğu, davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmüş olması halinde temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının ne olduğu konularında gerekçeli dayanaklı rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat ile davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması istenilmiş, incelenmesinde davalı borçlu adına borca itiraz dilekçesi veren ve dava dosyasına … tarihli dilekçeyi veren vekilin sunduğu vekaletname yazılı adrese meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı şirketçe ticari defter ve belgelerin sunulmadığı, talimat evrakımızın bila ikmal iade edildiği anlaşılmıştır.
3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca Euro cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranlarının takip tarihi olan 2021 yılı ile dava tarihi olan 2022 yılı itibari ile ne kadar olduğunun sorulması için T.C. Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank Kayseri Şube Müdürlüklerine ayrı ayrı müzekkereler yazılmıştır.
Müzekkereler bankalarca cevap verildikten sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. Maddesi gereğince tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, e-defterlerin GİB sisteminden doğruluğunun sorgulanması, davacının ticari defter ve kayıtları, dosya içine celbedilen Ba- Bs formları, fatura örneği, icra takip dosyası ve diğer tüm dosya kapsamı incelenmek sureti ile *** tarihli ve 3.693,40 Euro bedelli faturanın davacının ticari defterinde kayıtlı olup olmadığı, bu faturanın davalı tarafından Ba formu ile vergi dairesine beyan edilip edilmediği, bu fatura nedeni ile davalının davacıya hangi tarihte ne kadar ödeme yaptığı, icra takip tarihi olan … tarihi itibari ile takibe dayanak yapılan faturadan dolayı davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı varsa alacak miktarının kaç Euro olduğu, davacının defter ve kayıtları ile dava dosyamız kapsamına göre davacının icra takibinden önce davalıyı temerrüte düşürüp düşürmediği, davalının takip tarihinden önce temerrütü varsa davacının icra takip tarihinde yasal faiz istediği görülmekle taleple bağlılık kuralı gereği talep tarihinden temerrüt faizine kadar işlemiş temerrüt faizinin ne kadar olacağı, alternatifli olarak 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca Euro cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranlarının üzerinden temerrüt söz konusu ise temerrüt faizi hesaplaması yapılarak bu hususlara ilişkin hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Davacı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK’nun 64. maddesine göre yasal süresinde yapılmış GİB sistemine yüklenmiş berat kayıtlarının bulunduğu, davalı şirketin defter ve kayıtlarına göre takip konusu 3.693,40-Euro bedelli faturanın … tarih 661 yevmiye numarası ile ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takibe konu faturaya ilişkin 15.01.2021 tarih 241 yevmiye numarası ile 15.000,00-TL ödeme alındığı ödemenin Euro karşılığının 1.670,10 Euro olduğu, davacı kayıtlarına göre davalının takip tarihi itibariyle kalan borcunun 2.023,30 Euro karşılığı olduğu, Takip konusu faturanın davalı şirketin Şubat 2021 BA beyanlarında vergi dairesine beyan edildiği, Takip konusu fatura ile ilgili davalının temerrüde düşürülmediği, Takip tarihi itibariyle davacının 2.162,49- Euro (karşılığı TL) alacaklı olduğu, dava tarihi itibariyle davacının 2.194,92-Euro (karşılığı TL) alacaklı olduğunun tespit edildiği” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile tek hakim tarafından basit yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekili davayı açarken icra takip tarihindeki döviz kuru üzerinden harcı yatırmış olup, harcın dava tarihindeki kur üzerinden yatırılması gerektiği, uyaptan alınan rapora göre dava tarihinde 1 Euro’nun TCMB efektif satış kurunun 15,31 TL olduğu, dava edilen 2.173,68 Euro’nun TL karşılığının 33.279,04 TL olduğu, davacının ise 25.212,08 TL üzerinden harç yatırdığı görülmekle davacı vekiline eksik kalan 8.066,96 TL üzerinden hesaplanan eksik 137,76 TL harcı mahkememiz veznesine yatırması için bugünden itibaren 1 hafta kesin süre verilmesine, aksi takdirde Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri ile HMK’nun 150.maddesi uyarınca müteakip işlemlerin yapılmayacağının ve davanın işlemden kaldırılacağının, HMK’nın 150.maddesinde gösterilen yasal süre içinde yine harcın tamamlanması halinde bu kez davanın açılmamış sayılacağı ihtar edilmiş, davacı vekilince 28/04/2022 tarihli makbuzla yatırıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalının borca vaki itirazının iptal edilip edilmeyeceği, edilecek ise davacının takip ve dava tarihi itibari ile davalıdan ana para ve işlemiş faiz alacağının ne kadar olduğu hususlarına ilişkin olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. ve devamı maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davalarının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan ispat külfetiyle ilgili kurallar itirazın iptali davasında da geçerlidir. Taraflar iddia ve savunmalarını HMK’nda belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bu dava icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır ve takibe bağlılık alacağın hem miktarı hem de kaynağı yönünden mevcuttur.
HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesi;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” şeklindedir.
7251 sayılı Kanunu’nun 23. maddesi ile yapılan değişiklik ile 6100 sayılı Kanun’un 222. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nun 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK’nun 222/1). Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanununa göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK’nun 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK’nun 222/4). Ticari defterler usulüne uygun tutulsun tutulmasın aleyhe olan kayıtlar delil olur (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin, *** Karar sayılı ilamı).
Tüm bu açıklamalar ışığında; icra takip dosyasına davalı adına borca itiraz dilekçesi veren ve dava dosyasına … tarihli dilekçeyi veren vekilin sunduğu vekaletname yazılı adrese dava dilekçesinin tebliğ edildiği, yine mahkememizce İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat ile davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması istenildiği, talimat mahkemesince davalı borçlu adına borca itiraz dilekçesi veren ve dava dosyasına … tarihli dilekçeyi veren vekilin sunduğu vekaletname yazılı adrese meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı şirketin ticari defter ve belgelerin sunulmadığı, celp edilen icra takip dosyası, form BA belgeleri, davacının ticari defter ve kayıtları ve denetime ve hüküm vermeye elverişli bulunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacının takip talebine dayanak gösterdiği 3.693,40-Euro tutarlı faturanın davalı tarafından BA formu ile vergi dairesine beyan edildiği, bu fatura karşılığında davalının davacıya 1.670,10-Euro karşılığı 15.000,00-TL ödemede bulunduğu, bu nedenle davacının bakiye 2.023,30-Euro alacağının olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına göre; icra takip tarihi ve dava tarihi itibarı ile takip dayanağı faturadan dolayı davacının davalıdan bakiye 2.023,30-Euro miktarında alacağı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Kural olarak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Temerrüt ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez (TBK’nun l17/1. maddesi).
Faturaya veya açık hesap ilişkisine dayalı takiplerde takip öncesi borçludan faiz talep edilebilmesi için fatura borçlusunun bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. Ödeme talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Somut uyuşmazlıkta takip tarihinden önce davacı tarafından davalıya gönderilen bir temerrüt ihtarı olmadığı görülmekle davacının takip öncesi faiz talebinin reddine karar verilmesi uygun görülmüştür.
Yargılama sonunda yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davanın kısmen kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının kısmen iptali ile 2.023,30-Euro asıl alacak üzerinden ödeme emrinde yazılı koşullarla icra takibinin devamına, itirazın iptaline karar verilen 2.023,30-Euro asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar icra takibinde yazılı yıllık %9 oranında yasal faizi geçmemek üzere 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre devlet bankalarının Euro cinsinden açılmış 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek oranda mevduat faizi işletilmesine, sübut bulmadığından davacının fazlaya (takip öncesi 140,38-Euro işlemiş temerrüt faizine) ilişkin itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Takibe konu edilen faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu, alacağın miktarının belli ve likit olduğu göz önüne alındığında itirazın iptaline karar verilen 2.023,30-Euro’nun takip tarihi itibari ile TL cinsi karşılığı olan 18.123,10-TL’nın takdiren %20’si oranında (3.624,62-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile 2.023,30-Euro asıl alacak üzerinden ödeme emrinde yazılı koşullarla İCRA TAKİBİNİN DEVAMINA,
2-İtirazın iptaline karar verilen 2.023,30-Euro asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %9 oranında yasal faizi geçmemek üzere 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre devlet bankalarının Euro cinsinden açılmış 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek oranda mevduat faizi işletilmesine,
3-Davacının fazlaya (takip öncesi 140,38-Euro işlemiş temerrüt faizine) ilişkin itirazın iptali isteminin reddine,
4-İtirazın iptaline karar verilen 2.023,30-Euro’nun takip tarihi itibari ile TL cinsi karşılığı olan 18.123,10-TL’nın takdiren %20’si oranında (3.624,62-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 2.116,99-TL nispi karar ve ilam harcından dava açılırken davacıdan peşin olarak alınan 430,56-TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 137,76-TL harç olmak üzere toplam 568,31-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.547,69-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) kabul ve ret oranına göre 1.459,26-TL’nın davalıdan, bakiye 100,74-TL’nın davacı taraftan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 430,55-TL peşin dava harcı ve 137,76-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 649,01-TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafça yapılan 32,00-TL e-tebligat, 56,80-TL posta masrafı, 138,00-TL tebligat gideri, 1.200,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.426,80-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.328,09-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
10-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
11-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesi gereğince davanın ret olunan kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 2.149,21-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dava dosyasının tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
19/06/2023
Katip ***
E-imzalıdır
Hakim***
E-imzalıdır