Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/576 E. 2023/453 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av. ***

DAVA : Konkordatonun Kısmen Feshi
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan konkordatonun kısmen feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten 844.840,87-TL alacağının bulunduğunu, davacı şirketin borcunu ödemediği gibi Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile konkordato talebinde bulunduğunu ve bu dosya ile konkordato projesinin onayına karar verildiğini, söz konusu kararın yüksek yargı denetiminden geçerek kesinleşmiş olmasına rağmen müvekkilinin yasal kayıtlarda alacağı bulunmasına ve ilk taksit ödeme süresinin üstünden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, konkordato yargılaması sırasında verilen mühletler içerisinde konkordato komiserinin onayı ve bilgisi olmaksızın, aslında gerçekte böyle bir alışveriş olmaksızın toplamda 2.855.514,52-TL’lık faturalar ve daha bir çoğu kayıtlara geçirilmek ancak mahkeme beyanlarına, komiser ve bilirkişi kayıtlarına yansıtılmayarak şirketin aktif pasif dengesinin bozulduğunu ve VUK’nun 359. maddesine aykırı şekilde düzenlenen faturalar ile suç işlendiğini, bununla ilgili olarak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Vergi Teftiş Kurullarına gerekli başvuruların yapıldığını bildirerek öncelikle davalı şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini ve Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verilen konkordatonun müvekkili şirket açısından hüküm ifade etmek üzere kısmen feshine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı tarafından davaya herhangi bir cevap vermemiştir. Davalı vekili *** tarihli beyan dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı …Sandalye ve Ahşap Tic. Ltd. Şti. arasında … tarihli temlik sözleşmesi yapıldığını, işbu temlik sözleşmesi kapsamında davacının davalı müvekkili şirkete karşı başlatmış olduğu icra takiplerine konu olan çeklerden kaynaklı alacaklar ve icra takipleri, temlik alan …Sandalye Ve Ahşap Tic. Ltd. Şti.’ne temlik edildiğini, temlik sözleşmesi incelendiğinde davacı tarafından davalı müvekkiline karşı hak ve alacak talebinde bulunamayacağı açık bir şekilde kararlaştırıldığını, işbu temlik sözleşmesine rağmen davacı tarafından davalı müvekkil şirket aleyhine huzurdaki davanın ikame edilmesinin hukuka aykırılık teşkil etmekle birlikte; kötüniyetli olduğunu, temlik sözleşmesi uyarınca davacının huzurdaki davayı açamayacağının sabit olduğunu huzurdaki davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı taraf, mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasına, sözleşmelere, faturalara, sevk irsaliyesine, cari hesap özetine, ticari defter ve kayıtlara ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Davalı taraf yasal süresi içinde delil bildirmemiştir.
Mahkememizin … Esas … karar sayılı dava dosyasının Uyap kayıtlarından gerekçeli karar örneği alınarak bu dosya içerisine takılmıştır. Anılan dosyanın Uyap kayıtları incelenmiştir.
Davalı vekiline müvekkili … Ürünleri Mobilya İnşaat Taahhüt Nakliye Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin konkordato talep eden … İnşaat Taahhüt Hafriyat Madencilik Ve Nakliye Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nden mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı konkordato davası ve 11/05/2020
tarihli tasdik kararı kapsamında varsa adi alacaklar ve/veyarehinli alacaklar yönünden tasdik kararından itibaren bu güne kadar borçlu şirketin borcun ödenmesi amacıyla yaptığı ödemelere ilişkin ödeme miktarlarını ve tarihlerini, yapmadığı ödemeleri ve tarihlerini gösterir şekilde hesap dökümlerinin çıkarılıp gönderilmesinin, ayrıca davacı şirket ile davalı … İnşaat Taahhüt Hafriyat Madencilik Ve Nakliye Ticaret Sanayi Limited Şirketi ile aralarında imzaladıkları protokol veya sair şekilde adlandırılmış olan anlaşma belgesinin örneğinin, sonradan ödemeler konusunda bu ödeme planını değiştirir farklı anlaşmalar yapılmışsa bunların tasdikli örneğini sunması istenmiştir.
Mahkememizce İİK’nun 306/2. maddesi uyarınca kayyım olarak atanan Mali Müşavir Nuh Mehmet Çıklamısır’a müzekkere yazılarak tasdik edilen konkordato projesi kapsamında davalı … İnşaat Taahhüt Hafriyat Madencilik Ve Nakliye Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin davacı … Ürünleri Mobilya İnşaat Taahhüt Nakliye Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’ne olan adi alacak ve rehinli alacak olarak tasdik karar tarihi itibarı ile ayrı ayrı borç miktarlarının kaçar TL olduğu, tasdik kararından itibaren davacı bankaya, davalı … İnşaat Taahhüt Hafriyat Madencilik Ve Nakliye Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin konkordato tasdik projesi kapsamında yaptığı ödemeler varsa bunların miktar ve tarihlerini gösterir şekilde ödeme belgelerini, bu borç ve ödemelere ilişkin davalı şirketin ticari defter ve kayıt örneklerini sunması, ödenmeyen, geciken ödemeler olup olmadığının, ödenen ve varsa geciken taksit tarihlerinin ve miktarlarının sorulması, varsa kaç TL ödemenin ne kadar geciktirildiği, normal taksit ödeme süresinin ne kadar olduğu, gecikme nedenlerinin ne olduğunu bildirmesi, vadelendirme planına uyulmamışsa nedenlerinin açıklanması dayanaklarının sunulması ve sorulan tüm konulara ilişkin kayıt ve belge örneklerinin sunulması istenilmiştir. Kayyım tarafından 29/11/2022 tarihli rapor ile istenilen hususlarda bilgi ve belgeler sunulmuştur.
Mersin 2. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 2019/2266 Esas sayılı ve 2020/4089 Esas sayılı takip dosyalarının akıbetleri sorulmuş, uyap kayıtları dosyamıza celbedilmiştir.
Dava dilekçesinin ekindeki faturaların okunaklı örneklerinin eklenmesi suretiyle davacı şirket için Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı İstiklal Vergi Dairesi’ne ve davalı şirket için Kayseri Erciyes Vergi Dairesi’ne müzekkereler yazılarak ekli faturaların ilgili taraf şirketlerce Form Bilanço Satım (BS) ve Form Bilanço Alım (BA) belgelerinde kullanılıp kullanılmadığının sorulmasına ve ilgili kayıt ve belge örnekleri istenmiş, 29/11/2022 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davalı vekilinin 10/03/2023 tarihli dilekçesinin ekinde bulunan 09/10/2020 tarihli 116.473,34-TL, 275.000,00-TL ve 400.000,00-TL miktarlı 3 ayrı banka dekontunun okunaklı örneklerinin eklenmek sureti ile Türkiye Ekonomi Bankası Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, 26/05/2023 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davalı vekilinin 10/03/2023 tarihli dilekçesinin ekinde bulunan Halk Bankası, TEB ve QNB Finansbank’a ait 3 ayrı çekin okunaklı örneklerinin eklenmek sureti ile adı geçen her bir çek yönünden her bir ait olduğu bankaya ayrı ayrı müzekkere yazılarak ekte gönderilen ilgili çekin hangi tarihte kim tarafından ibraz edildiği, ibraz tarihinde çekin karşılığının bulunup bulunmadığı, çek bedelinin ödenip ödenmediği hususları sorulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 308/e maddesi gereği konkordatonun kısmen feshine ilişkindir.
Davacı taraf, konkordato projesine göre müvekkilinin alacaklı olduğunu, davalının konkordato projesine göre yapması gereken ödemeleri yapmadığını beyanla konkordatonun şartları ihlal edildiğinden İİK’nun 308/e maddesi gereğince konkordatonun kısmen feshini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK’nun 308/e maddesi uyarınca konkordatonun kısmen feshi koşullarının bulunup bulunmadığı konusunda toplanmaktadır.
Mahkeme içi, iflas öncesi adi konkordato İİK’nun 285. ve izleyen maddelerinde düzenlenmiştir. Yasada konkordato tanımlanmamıştır fakat öğretide yaygın olarak kabul edilen tanıma göre konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi borçlarının alacaklılar tarafından yasada gösterilen nitelikli çoğunlukla kabul edilmesi ve yetkili makamın (mahkemenin) onayı ile gerçekleşen ve borçlunun borcun bir kesiminden kurtulmasını ve/veya ödeme şeklinin borçlu yararına değişmesini sağlayan bir kolektif icra biçimidir (Kuru, B.: İcra İflas Hukuku, C.IV, 3.b., İstanbul 1997, s.3585; Arslan, R./Yılmaz, E./Taşpınar Ayvaz, S.: İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 3.b., Ankara 2017, s.541; Ulukapı, Ö.: Konkordatonun Feshi, Konya 1991, s.8; Tanrıver, S./Deynekli, A.: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s.29; Kale, S.: Sorularla Konkordato (İflas Dışı ve İflas İçi Adi Konkordato), İstanbul 2017, s.2).
Bu ilkelere göre konkordato borçlu için borçlarını ödemesi ve işletmesini olası bir iflas durumundan kurtararak faaliyetini sürdürmesi ve bu arada istihdam ve katma değer yaratarak ekonomiye katkıda bulunmasını amacını da güder.
Konkordatosu tasdik edilen borçlunun tasdik edilen proje çerçevesinde borçlarını ödemesi gerekir. Çünkü konkordato onun için tanınmış bir imkandır ve tasdik edilen konkordato projesi, alacaklılara yönelik bir zorlama içerir. Borçların projeye uygun biçimde ödenmesi, toplantıda red oyu kullanmış alacaklılar üzerine mahkeme kararı ile oluşturulan hukuki baskı karşısında artık bir zorunluktur. Ödeme aşamasında borçluya ilave tolerans gösterilmesi beklenemez.
Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 308/e maddesi düzenlemesine göre “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.”
Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Bu davanın açılabilmesi bakımından konkordatoya tabi borcun projede yazılı taksitlerden birinin gününde ödenmemesi yeterlidir. Konkordatonun kısmen feshi eş zamanlı olarak iflas sonucuna da yol açmaz. Konkordatonun kısmen feshi ile birlikte alacaklı artık projenin mecburiliğinden kurtulmakta, adeta eski hale dönerek tüm alacağına geri kavuşmaktadır.
Mahkememizce İİK’nun 306/2. maddesi uyarınca kayyım olarak atanan Mali Müşavir *** tarafından düzenlenen*** tarihli raporda özetle; “Yapılan inceleme, tespit ve denetim sonucu; borç ve ödemelere ilişkin taraflar arasında *** tarihinde “Alacağın Temliki – Borç Nakli – Mutabakat ve İbra Sözleşmesi” düzenlendiği, sözleşmeye istinaden; bir tarafta …Sandalye Ve Ahşap Tic. Ltd. Şti. (temlik alan) ve *** Ürn. Mob. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. (temlik eden) aralarında anlaşarak temlik ve borç- alacak nakli sözleşmesi imzalamış olduğu, iş bu sözleşme gereği *** Ürn. Mob. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin hiç bir alacak ve hak talebi kalmadığı, işletmenin herhangi bir ödeme yükümlüğünü ihlal etmediği, herhangi bir olumsuzluğun olmadığı
” bildirilmiştir.
Davalı taraf, *** tarihli beyan dilekçesinde, davacı ile dava dışı …Sandalye ve Ahşap Tic. Ltd. Şti. arasında *** tarihli temlik sözleşmesi yapıldığını, işbu temlik sözleşmesi kapsamında davacının davalı şirkete karşı başlatmış olduğu icra takiplerine konu olan çeklerden kaynaklı alacaklar ve icra takipleri, temlik alan …Sandalye Ve Ahşap Tic. Ltd. Şti.’ne temlik edildiğini, temlik sözleşmesi incelendiğinde davacı tarafından davalı müvekkiline karşı hak ve alacak talebinde bulunamayacağı açık bir şekilde kararlaştırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı vekili, anılan dilekçesi ekinde *** tarihli “alacağın temliki, borç nakli, mutabakat ve ibra sözleşmesi” başlıklı sözleşme örneğini sunmuştur. İncelenmesinde sözleşmenin temlik eden sıfatı ile davacı ile temlik alan sıfatı ile dava dışı …Sandalye Ve Ahşap Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlendiği, sözleşmede “… temlik alan tarafından temlik edene 902.379,34-TL ödeme yapılması ile birlikte bu tarihten sonra temlik eden ***nun borçlu …’dan olan alacağı, temlik alan ***ye temlik edilmiştir. Bu tarihten sonra (vekalet ücreti ve icra masrafı hariç olmak üzere) temlik eden ***yerine tüm ticari ilişkide borçlu …’un muhatabı temlik alan *** olacaktır. Bunu taraflar şimdiden kabul etmekte olup bu duruma herhangi bir itirazları da bulunmamaktadır. İşbu belge taraflar arasında kesin delil, ödeme, alacağın ve borcun nakli ve temlik sözleşmesi hükmünde olup, bu tarihten sonra temlik eden … firması borçlu …’dan hiç bir şekilde bu sözleşmeye aykırı herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunamaz. …” yazmaktadır.
*** tarihli kayyım raporunu ve bu raporun ekinde bulunan … Ve Ahşap Ltd. Şti. ile davacı … Ürünleri Mobilya İnşaat Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlendiği yazılı ve imzalı olan … tarihli “Alacağın temliki-borç nakli-mutabakat ve ibra sözleşmesi” başlıklı belgeyi inceleyip beyanda bulunması için davacı vekiline kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde bu belgeye karşı beyanda bulunmaktan vazgeçmiş sayılacağını ve bu belgeye itirazlarının olmadığının kabul edilmiş sayılacağını davacı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Davacı vekili tarafından kesin süreye uygun beyanda bulunmamıştır. Davacı tarafça … tarihli “alacağın temliki, borç nakli, mutabakat ve ibra sözleşmesi” başlıklı sözleşme inkar edilmemiştir.
Bu noktada uyuşmazlığın temelini oluşturan “alacağın temliki” kavramı üzerinde durmakta yarar vardır:
Alacağın devri, bir diğer adıyla alacağın temliki, bir kimsenin mevcut veya mevcut olması muteber olan bir alacağını üçüncü bir kişiye devretmesidir. Bu devir, alacaklı ile alacağı devralan üçüncü kişi arasında, borçlunun rızasına ve bilgisine ihtiyaç duyulmaksızın yapılabilen şekle bağlı bir akittir. Alacağın devri, sözleşmeden, kanundan veya bir mahkeme kararından doğabilir. Yapılacak devir(temlik) sözleşmesi ile birlikte alacaklı sıfatı devreden alacaklıdan, devralana geçmiş olur ve devreden alacaklı artık borcun ifasını isteyemez, bu hak devralan üçüncü kişiye geçer.
Alacağın temliki 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183-194. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacaklı kanun, sözleşme veya işin niteliğinde engel olmadığı takdirde borçlunun rızasını almaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Bu nedenle alacağın devrinde borçlunun haberdar olmasına gerek yoktur. Ancak borçlu, alacağın devredildiğinin, devreden veya devralan tarafından, kendisine bildirilmediği hallerde, önceki alacaklıya iyi niyetli olarak ödeme yaparak borcundan kurtulacağından, alacağının devrinin borçluya bildirilmesinde yarar vardır.
Alacağın devri çeşitli amaçlarla yapılabilmektedir. Alacaklı, üçüncü kişiye olan borcunu ifa etmek amacıyla, borçludan olan alacağını tahsil etmek amacıyla, üçüncü kişiye olan borcuna teminat olması amacıyla veya üçüncü kişiye bağış amacıyla alacağını devredebilir.
Alacağın temliki, alacak hakkını devredenin mal varlığından çıkararak devralanın mal varlığına dahil eden, sözleşmeye dayalı bir tasarruf işlemidir. Böylece temlik ile devreden borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatı ile devralan kişi geçer. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 189. maddesine göre, alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı haklar da devralana temlik olur. Temlik ile devralana geçen hakların kapsamına kefalet ve rehin gibi teminat hakları dahil olduğu gibi, kanuni ipotek hakkı, hapis hakkı, mülkiyeti saklı tutma hakkı, dava açma ve icra takibinde bulunma hakkı da dahildir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, davacı, davalı şirketten olan alacağını … tarihli “Alacağın temliki, borç nakli, mutabakat ve ibra sözleşmesi” başlıklı temlikname ile dava dışı …Sandalye Ve Ahşap Tic. Ltd. Şti.’ne temlik etmiştir. Tasarruf işlemi olan temlik ile birlikte dava konusu alacak davacının mal varlığından çıkarak, devralan şirketin mal varlığına dahil olmuştur. Davacının temlik ile asıl alacak üzerindeki tasarruf yetkisinin sonra erdiği dikkate alındığında, davacının davalı şirketten alacağının kalmadığı, bu nedenle davalının konkordato projesine aykırı davranışı nedeniyle davacının konkordatonun kısmen feshini talep etmekte hakkı olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine, yine davacı tarafın kötü niyetli şekilde hareket ettiğini ve dava açtığını ispata elverişli delil bulunmadığı dikkate alınarak HMK’nun 329/2. maddesine göre davacı hakkında vekalet ücretinin ödenmesi ve disiplin para cezası uygulanmasına yönelik davalı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları bulunmadığından davacı hakkında HMK’nun 329. maddesi uyarınca vekalet ücretinin ödenmesi ve disiplin para cezası uygulanmasına yönelik davalı isteminin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
05/06/2023

Başkan ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Katip ***
E-imzalıdır