Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/530 E. 2022/481 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (haksız fiilden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’a ait olan ve …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile müvekkiline ait olan ve dava dışı … ‘nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kaza sonrasında … Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği ekiplerinin kaza tespit tutanağı hazırlandığını ve alkol testlerinin yapıldığını, dava dışı … ‘nın davacıya ait araçla seyir halinde olduğu esnada davalı … yönetimindeki aracın kusuruyla trafik kazasının meydana geldiğini, trafik ekipleri tarafından tutulan kaza tutanağında da belirtildiği üzere davalı … meydana gelen kazada %75 kusurlu olduğunu, kaza sonrası meydana gelen hasar nedeniyle müvekkiline ait aracın tamir servisine götürüldüğünü ve onarıma alındığını, aracın tamir masraflarının müvekkilinin kasko sigortacısı tarafından karşılandığını, bu amaçla kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. tarafından hasar dosyası açıldığını, müvekkilinin aracındaki tüm parçaların orjinal olduğunu, kaza nedeniyle müvekkiline ait aracın değer kaybı olduğunu, davalının araç değer kaybından sorumlu olduğunu, yine müvekkiline ait aracın tamiratı yapılır iken aracından mahrum kaldığını ve davalı tarafından ikame araç bedelinin tazmin edilmesi gerektiğini, müvekkiline ait aracın yurtdışı nakliyelerinde kullanıldığını, tamirat süresi olan 15 gün yurtdışı için bir sefer dönemine tekabül ettiğini, müvekkilinin aracından mahrum kaldığı dönem için kazanç kaybı hesaplamasında dilekçe ekinde sunulan faturaların dikkate alınması gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak, müvekkilinin yasal haklarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda taleplerini arttırmak kaydı ile belirsiz alacak davası olarak 50,00-TL araç değer kaybı zararının ve 50,00-TL kazanç kaybı (araçtan mahrum kalma) tazminatının haksız fiil tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiil niteliğinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı zararı ile kazanç kaybı (araçtan mahrum kalma) zararının tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tacir sıfatına sahip davacı şirkete ait araca gerçek kişi davalının haksız eylemi ile meydana geldiği iddia edilen trafik kazasından yani 6098 Sayılı TBK’ndan kaynaklanmaktadır.
Trafik kazası nedeniyle kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda zarar gören 6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesi gereğince sürücüye, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi gereğince motorlu araç işletenine ve 91 ve 92. maddeleri gereğince motorlu aracın zorunlu trafik sigortacısına karşı dava açabilir. Ancak 6098 sayılı TBK’nun 61 ve 163. maddeleri gereğince zararın tamamını veya bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden dilerse yalnız birinden isteyebilir.

6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin taraflarının ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin; ödünç para verme işlerine ilişkin uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İİK’nun 154 ve devamı maddeleri gereğince ticari dava sayılır. Buna karşılık 4. madde uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa ticari dava sıfatını kaybedecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nun 19/2. fıkrası gereğince; taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri aralarındaki ilişki artık iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi haline dönüşmüştür. Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan her aşamada re’sen gözetilmelidir.
2918 Sayılı KTK’nun 26/04/2016 tarih, 29695 Sayılı Resmi G’azetede yayınlarak yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 97/1. fıkrasındaki düzenlemeye göre davacı tarafından davalının sigorta şirketine karşı açılmış bir dava bulunmamaktadır. Sigorta şirketine dava açılmadan haksız fiili işleyen kimseye veya işletene karşı doğrudan dava açılmasını engelleyen yasal bir neden olmayıp, eldeki davada ise sigorta şirketi davada taraf değildir. Davacı vekilince doğrudan araç maliki ve sürücüsü olan gerçek kişiye karşı haksız fiil sorumluluğuna dayanılarak dava açılmıştır. Trafik kazalarında zorunlu mali sigorta sorumluluğun söz konusu olması tek başına davayı ticari dava niteliği kazandırmaz.
Davalı … hakkında Uyap sisteminden yapılan sorgulamada gelir getirici bir kazancı olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasını haiz vergi mükellefi olduğu, davalının eldeki davaya kazaya karışan … plakalı aracın trafik kayıtlarından kullanım şeklinin “gayri ticari” olduğunun yazıldığı görülmüştür.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’nda düzenlenen veya TTK’nda sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Dava, niteliği itibarı ile haksız fiilden kaynaklanmış olup davalının gerçek kişi olması ve TTK’nun 4/1. maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili dava kapsamında bulunmayan davada asliye hukuk mahkemesinin görevli bulunması nedeniyle uyuşmazlığın çözüm yerinin genel hükümler uyarınca asliye hukuk mahkemesi olduğu görülmektedir.
6335 Sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Mahkemenin görevli olması HMK’nun 114/1-c. maddesi gereğince bir dava şartıdır. HMK’nun 115. maddesi gereğince de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Ayrıca mahkemelerin görevli olup olmadığı konusu kamu düzeninden olan hususlardandır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiştir. HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra asliye hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine asliye hukuk mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hakkında hüküm tesis edilmeden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/1-c ve 115. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi gereğince, kararın kesinleşmesini müteakip ve yasal süresinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli olan KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmesi için Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri hakkında HMK’nun 331/2. maddesi gereğince görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. …

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır