Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/509 E. 2022/960 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …

DAVA : Elatmanın Önlenmesi
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan elatmanın önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif tarafından kooperatif aidatlarını ödemeyen … üye numaralı …’ın … tarihinde yapılan genel kurul neticesinde …karar sayılı kararı ile kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına karar verildiğini, ihtar ve genel kurul kararları sonucu davalının işlemlere itiraz etmemesi üzerine üyelikten ihracının kesinleştiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde çıkarma kararının, ortağa tebliğinden itibaren üç ay içinde iptali için dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceğinin hükme bağlandığını, dava açmaya ilişkin bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğunu, müvekkili kooperatif tarafından davalıya … tarihinde Kayseri … Noterliği’nin …yevmiye numaralı ihtarı ile haksız ve hukuksuz şekilde işgal ettiği kooperatife ait Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … Sitesi, … Blok, No:… , Kat:… nolu taşınmazı tahliye etmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, tahliye ihtarına da olumlu veya olumsuz cevap vermeyen davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesi için işbu davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini belirterek; davanın kabulü ile davalı …’ın hakkı olmayarak işgal ettiği dava konusu Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … Sitesi, … Blok, No:… , Kat:… nolu taşınmaza müdahalesinin meni ile taşınmazdan tahliyesine; yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulünce tebligat yapıldığı halde yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Bu durumda, HMK’nun 128. maddesi gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı, … tarihli duruşmaya katılmıştır. Davalı bu duruşmada “Ben Niğde … İlçesi’nde öğretmenlik yaparken tanıdığım … isimli bir öğretmene bana tavsiye edebileceği kooperatif olup olmadığını sordum. Davacı kooperatifi tavsiye etti. Pandemi başlayıncaya kadar kooperatife tüm aidatlarımı ödedim. O zaman kooperatifin müteahhit firmasının yetkilisi olan … ile görüştüm. “Binalar bize geç teslim edildi. Bizim de kira alacağımız var. Kooperatifin bizde alacağı varsa bunları mahsup edelim” dedim. “Tamam sen yatırma” dediler. Benim annem hastaydı, ben pandemi başlayıncaya kadar hastane masraflarından kesip borcumu ödemeye devam ettim. Daha sonra evime tebligatlar geldiğini gördüm. Bana tamam sen yatırma dedikleri halde hakkımda dava açmışlar. Ben kooperatife olan borcumu ödeyip mahsuplaşma yapıp tapumu almak istiyorum. Bu kooperatifte çok emeğim var. Kooperatif benim üyeliğimi düşürerek emeğimi gasp etmeye çalışıyor. Ben …’la da bu konuyu konuştum; “hocam bunları boşver” diyerek cevap verdi. Bunların yeminli olarak sorulmasını arz ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafından kooperatifte bulunan tüm kayıt ve belgelere, S.S. … Siteleri Konut Yapı Kooperatif ana sözleşmesine, Kayseri … Noterliği’nin …yevmiye numaralı ihtarnamesine, tapu kaydına, tanık anlatımlarına, keşif ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafından yasal süresi içinde delil bildirilmemiştir.
Davacı tarafça delil olarak dayanılan bir kısım belge örnekleri dava dosyasına sunulmuştur.
Kayseri Valiliği Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin ve tüm genel kurul kararlarının tasdikli suretleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
… Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … Sitesi, … blok, No:… , Kat:… nolu adreste yer alan, tapu bilgileri “Kayseri İli, … İlçesi, …Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, … Kat, … bağımsız bölüm'” olan taşınmazın tapu kaydının gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davacı kooperatife müzekkere yazılarak; a)Davalı ortağın üyelik dosyasının örneğinin gönderilmesi, b)… tarihli genel kurul toplantısı ve buna bağlı alınan …karar sayılı üyelikten çıkarma kararınnın örneğinin gönderilmesi, c)Davalı hakkında ihraç öncesi 1. ve 2. ihtarname çıkartılıp çıkartılmadığı sorularak, çıkartılmış ise tebliğ mazbataları ile birlikte ihtarname örnekleri ve yine ihraç kararı davalıya tebliğ edilmiş ise tebliğ ile birlikte ilgili tüm bilgi ve belgelerin onaylı suretinin gönderilmesi, üyelikten çıkarma kararına karşı davalının genel kurulda itiraz hakkını kullanıp kullanmadığının bildirilmesi, d)Bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerekmesi halinde kooperatifi kayıt ve defterlerinin bilirkişi incelemesine hazır bulundurulacağı açık adresinin ve bu adreste defter ve kayıtları bilirkişiye sunacak görevli kişinin adı soyadı ve telefon numarasının bildirilmesinin istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmediğinden ön inceleme duruşmasında bu müzekkeremizde istenilen bilgi ve belgeleri sunması için davacı vekiline süre verilmiştir. Davacı vekili, … tarihli dilekçesi ekinde istenilen belge örneklerini sunmuştur.
Kayseri … Noterliği’ne müzekkere yazılarak …yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ şerhli bir örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir. Cevabi yazıda istenilen ihtarname örneğinin gönderilmesi için noterlik masrafı talep edilmiştir. Ön inceleme duruşmasında ilgili noterlik masraflarının karşılanması için davacı vekiline bu müzekkeremizi elden takip yetkisi verilmiştir. Davacı vekili … tarihli dilekçesi ekinde istenilen ihtarname ve tebligat mazbatası örneklerini sunmuştur.
Davalı …’ın T.C. kimlik numarası belirtilmek sureti ile Kayseri Adliyesi Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosu’na müzekkere yazılarak … tarafından S.S. … Siteleri Yapı Kooperatifi aleyhine … tarihinden bu yana kadar genel kurul kararının iptali veya ihraç kararının iptali yahut başka bir sebeple ticaret mahkemelerinde dava açılıp açılmadığının sorgulanması, açılmış davalar varsa mahkemenin adının dava tarihinin esas numarasının ve dava konusunun bildirilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir. Cevabi yazıda … tarihinde Uyap sistemi üzerinden yapılan sorgulama neticesinde … – … tarihleri arasında …’ın … aleyhine açmış olduğu herhangi bir hukuk davasına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce de Uyap sistemi üzerinden sorgulama yapılmış ve davalı … tarafından davacı … aleyhine açmış olduğu herhangi bir hukuk davasına rastlanılmamıştır.
Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dava dosyasının gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmemiştir. Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının Uyap kayıtları incelenmiştir. … tarafından … aleyhine … tarihinde Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … Sitesi, … Blok, No:… , Kat:… nolu taşınmaza müdahalesinin men’i ile taşınmazdan tahliyesi istemiyle dava açıldığı, bu mahkemede yapılan yargılama sonunda … tarihinde … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli karar ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi,… Sokak, … Sitesi, … Blok, No:… , Kat:… nolu bağımsız bölümün dava dışı … adına tapuda kayıtlı olduğu, davacı kooperatifin, haksız el atıldığı iddia olunan dava konusu taşınmazın maliki olmadığı, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığı nedeni ile HMK’nun 114/1-d, 115/2. maddeleri uyarınca açılan davanın usulden reddine karar verildiği, süresinde tarafların bu kararı istinaf etmemesi üzerine hükmün … tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacı tanığı … duruşmada; “Ben davacı kooperatifte şantiye şefi olarak çalışmaktayım. Davalı …, bu kooperatifin … ada, … parsel, … blok, … kat, … numaralı dairesinde oturmaktadır. Bunu bilmemin sebebi, daire teslim tutanağını … Bey ile beraber yaptık, o yüzden biliyorum. Davalının davacı kooperatife borcu olduğunu kooperatif başkanının konuşmalarından duydum. Davalının kooperatif aidatlarını ödemediğini duydum. Şu an … Bey o dairede ikamet etmeye devam ediyor. Ben davalıya …’ın sen kooperatife para ödeme dediği hakkında bilgi sahibi değilim, bu konuda muhatap değilim. Davalı faize bulaşmak istemediğini söyledi ama … ile olan konuşmalarının hiçbirine şahit değilim. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konuları; davalının kooperatif üyesi olup olmadığı, davalının üyelikten ihraç edilip edilmediği, ihraç kararının kesinleşip kesinleşmediği, dava konusu”Kayseri İli, … İlçesi, …Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, … Kat, … bağımsız bölüm sayılı taşınmaza davalının el atmasının ve tahliyesinin gerekli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
TMK’nun 683/1. maddesinde, mülkiyet hakkı sahibinin hak ve yetkileri düzenlenmiş olup, “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, mülkiyet hakkının malikine sağladığı dava çeşitlerinden ikisi düzenlenmiş olup “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” Bu maddeye göre malik, aktif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşya üzerinde kanuni sınırları içinde dilediği gibi tasarrufta bulunma; hem de pasif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşyayı üçüncü kişilerce yapılacak saldırılara karşı koruma haklarına sahiptir. Müdahalenin men’ine ilişkin bu dava ayni bir dava olup, tecavüz devam ettiği sürece açılabilir. Davacı dava konusu şeyin maliki olduğunu ve mülkiyet hakkına davalı tarafından el atıldığını ispatla yükümlüdür. Davalı ise, davacının malik olmadığını ya da davacının mülkiyet hakkına el atmadığını, el atmanın sona erdiğini ispat edebilir.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, davalı kooperatifin dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliki olduğu görülmüştür.
Dava tarihi itibarı ile davalının davalı kooperatifin üyesi olup olmadığı mahkememizce ön sorun görülerek ve bu konu araştırılmıştır.
Dosya kapsamından evvelce davalı …’ın davacı …’nin üyesi olduğu, davacı kooperatif tarafından davalıya Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin ve ardından Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin tebliğ edildiği halde bu ihtarlara olumlu cevap vermediği ve mali yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile davacı kooperatif yönetim kurulunun … tarihli ve …sayılı kararı ile davalının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği, Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile üyelikten ihraç kararının davalıya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından kooperatif yönetim kurulunun üyelikten ihraç kararına ilişkin yasal süresi içinde kooperatif genel kuruluna itiraz etmediği gibi, ihraç kararının iptali istemiyle mahkemeye dava açmadığı, bu nedenle üyelikten ihraç kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Eldeki el atmanın önlenmesi davasının açıldığı tarih itibarı ile davalının kooperatif üyeliğinden ihraç kararı kesinleştiği için davalı kooperatif üyesi değildir. Bu nedenle de taraflar arasında kooperatif üyeliğinden kaynaklı bir ilişki kalmamıştır.
Bu aşamada mahkemelerin görevi dava şartı olduğundan, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle göreve ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği … tarihinden sonra … tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nun 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen dikkate alınması gerekir.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nun 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nun 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre:
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.”
Bu düzenlemeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent hâlinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nun 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nun 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nun 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nun 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre; eldeki dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davalının tacir olmadığı da gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili olmadığından nispi ticari dava da değildir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nun 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi gereği hüküm kesinleştiğinde ve yasal süresi içinde istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 20. maddesi gereği işbu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nun 331. maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalının yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır