Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/506 E. 2023/777 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av. ***
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacıvekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari münasebetler sebebiyle davalıya itiraz edilen icra takibine dayanak yaptıkları, müvekkili açık ve cari hesap ticari defter ve kayıtlarında bulunan faturaları kestiğini, ve faturalardaki malları davalıya teslim ettiğini ve faturaya konu hizmeti verdiğini, alacağın tahsili için taraflarınca Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını davalı tarafın haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra takiben haksız ve kötü niyetli itiraz eden davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen yasal 2 haftalık kesin süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’nin mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Taraflar arasındaki ticari ilişkinin var olduğu 2018-2019-2020-2021 yıllarına ait envanter defterlerin açılış tasdikleri süresinde yapıldığını, yevmiye ve kebir defter beratlarının var olduğunu, içerdiği kayıtların birbirini doğruladığını, defterlerin bu haliyle HMK 222/2 ye uygun olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devamı süresince muhtelif tarih ve tutarlarda alış/satış faturası (deftere kayıtlı faturaların form BS de bildirildiği) ve ödeme/tahsilat kayıtlarının olduğunu, bu işlemlerden sonra davalının takip edildiği hesabın takip tarihi itibarı ile 36.241,52-TL borç bakiyesi verdiğini, yani davacının davalıdan 36.241,52-TL alacaklı olduğu tespit edildiğini mahkememize bildirmiştir.
Ayrıca *** tarihli celse ara kararı uyarınca davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat yazılmış, davalı şirket ve vekili tarafından süresi içerisinde ticari defter ve kayıtların sunulmadığından bahisle iade edildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle, açık kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe kısmi ödeme nedeniyle itirazın iptali dilemiştir. Davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Davaya konu Kayseri Genel İcra Dairesi’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı, borçlusunun iş bu davanın davalısı olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 36.241,52 üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde takibe itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 36.241,52 TL alacaklı olduğu ve ödemenin takip öncesi yapıldığı davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan, açık hesaptan dolayı alacağının varlığını ispat ettiği, bu suretle açık hesaptan kaynaklı fatura bedellerinin ödendiğini veya malın iade edildiğini eldeki davada davalı tarafından ispat edilmesi gerektiğinden HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi veya iadeyi ispat edemediğinden davacının davalıdan alacaklı olduğu ve ödemeyi davalı ispat edemediğinden davanın kabulüne asıl alacak yönünden kabul edilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih *** Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile davalının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile, ödeme emrine uygun takibin devamına,
2-Haksız itiraz nedeniyle %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.475,65 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 538,25 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 618,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.856,70 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı ve 538,25 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 699,65 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 2.000,00 TL, posta ve tebligat ücreti 212,50 TL olmak üzere toplam 2.212,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
10-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2023

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*