Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/450 E. 2023/757 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLLERİ : Av.
Av.

DAVA : Tazminat (Araç Değer Kaybı Zararından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (araç değer kaybı zararından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait 38 … plaka numaralı araç ile davalı sigorta şirketi sigortalısına ait ve sürücüsü … olan 26 … plaka numaralı araç arasında … tarihinde saat 11:00 sularında maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, kazanın … günü saat 11:00 sıralarında sürücü … idaresindeki 26 … plakalı aracı ile Kırşehir İli, … İlçesi, … Köyü’nde seyir halinde iken, müvekkilinin park halindeki 38 … plakalı aracının sol yan kısımlarına çarpması sonucu meydana geldiğini, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı doğrultusunda tespit edilen kusur raporuna göre davalı şirket sigortalısı 26 … plakalı aracın tam kusurlu olduğunu, nitekim kar küreme aracı olan davalının sigortalısına ait bu kamyonun müvekkilinin park halindeki aracına çarparak ciddi şekilde hasar verdiğini, müvekkiline ait aracın bu kazadan dolayı değer kaybettiğini ve serviste kaldığı süre boyunca kullanılamadığını, aracın ön sol kapı, sol çamurluk ve yine ön sol aynasının değiştiğini, araçta benzer bir çok işlem yapıldığını, dolayısıyla kaza sonrası araçta belirgin bir değer kaybı yaşandığını, değer kaybının tazmini amacıyla öncelikle sigorta şirketine … tarihinde başvuru yapıldığını ancak davalı şirketin herhangi bir ödeme yapmadığını, sonrasında ise … tarihli Kayseri Arabuluculuk Merkezi’ne uyuşmazlık başvurusu yapıldığını, davalı şirket ile yapılan arabuluculuk görüşme süreçlerinin de davalı şirketin ödemeye yanaşmaması sebebiyle anlaşamama şeklinde sonuçlandığını, nitekim müvekkilinin uğradığı maddi zararların giderilmesine yönelik işbu değer kaybı davasını açma zaruriyeti doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araç değer kaybının sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın; 26 … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde, Motorlu Kara Nakil Vasıtaları Mecburi Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi (Trafik) ile sigortalı olduğundan bahisle değer kaybı tazminatı talep ettiğini, davacının belirsiz alacak olarak dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/h maddesi gereğince dava şartı yokluğundan başvurunun reddi gerektiğini, yine eksik belge ile başvuru yapıldığından KTK’nun 97. maddesi gereği davanın usulden reddinin gerektiği, davacı tarafından müvekkili şirkete başvuru yapıldığını ancak Hazine Müsteşarlığı’na bağlı SBM sisteminin atadığı eksperin raporunu beklemeden iş bu davayı açtıklarını, müvekkili şirketin sorumluluğunun bakiye poliçe limiti olan 34.006,42-TL ile sınırlı olduğunu, davacının aracının tamiratı için … tarihinde 8.993,58-TL ödeme yapıldığını belirterek davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmaması sebebiyle davanın usulden reddine, usule ilişkin itirazlarının kabul görmemesi durumunda ise başvurunun, arz edilen sabit gerekçelere istinaden esastan reddine, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça; trafik kaza tespit tutağına, davalı sigorta şirketi nezdindeki sigorta poliçesi, başvuru evrakları, hasar dosyası, ekspertiz raporları ile tüm kayıtlara, fotoğraflara, emniyet kayıtlarına, ehliyet ve ruhsat belgelerine, arabuluculuk tutanağına, bilirkişi incelemesine ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafından ZMMS sigorta poliçesine, hasar dosyasına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davacının T.C. kimlik numarasının belirtilmesi suretiyle … Sigorta A.Ş’ne müzekkere yazılarak davalı sigorta şirketi tarfından sigortalanmış olan …’a ait 26 … plakalı araç ile davacıya ait 38 … plakalı araca … tarihinde Kırşehir İli, … İlçesi, … Köyü’nde park halindeyken çarpması sonucu davacının aracında oluşan değer kaybının tazmini için davacının *** Sigorta A.Ş.’ne hangi tarihte başvurduğu ve akıbeti sorulmuş, ZMMS poliçesinin, davacının başvurusunu ve başvuru tarihini gösterir kayıt ve belgelerin, hasar dosyasının bu kaza ve ZMMS poliçesi nedeniyle yapılan ödemeler varsa ödemelere ilişkin kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 27/06/2022 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Türkiye Noterler Birliği’ne müzekkere yazılarak 38 … plaka ve 26 … plaka sayılı araçlarının kaza tarihi olan … tarihli kaza tarihinde ve halen kimin adına tescilli olduğunun sorulmasına ve araç tescil kaydının gönderilmesi istenilmiştir. 10/06/2022 tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak; davacıya ait 38 … plaka sayılı aracın kaza tarihi olan … tarihinden öncesine ait başkaca bir trafik kazası olup olmadığı hususunun tespiti ile varsa kaza tarihi itibariyle sigorta şirketi bilgilerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 16/06/2022 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden gelen hasar sorgu kayıtlarında bildirilen … Sigorta Şirketi’ne, … A.Ş.’ne ve … Sigorta A.Ş.’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak davacıya ait 38 … plaka sayılı aracın hasar kayıtlarının, özellikle hasara ilişkin ekspertiz raporu, servis fatura ve kayıtları, aracın hasar durumunu gösterir fotoğraf ve görüntü kayıtlarının flash bellek veya CD formatında birer örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkerelerimize cevap verilmiştir.
Trafik kazası tespit tutanağı yazı ekine eklenmek suretiyle, … İlçe Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılarak … tarihinde meydana gelen kaza tespit tutanağına konu olan trafik kazasına ilişkin kamera kaydı olması halinde CD formatında gönderilmesi istenmiştir. Bu müzekkeremize 14/06/2022 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
*** şirketine müzekkere yazılarak davacıya ait 38 … plakalı aracın … tarihli trafik kazasında hasarlanması nedeni ile kaza sonrası yapılan tadilatlar, LDM Otomotiv tarafından yapılan tamir işlemine ilişkin düzenlenen faturalar, ekspertiz raporu ve hazırlanan diğer tüm kayıt ve belge örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize 15/05/2023 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir trafik/makine mühendisi bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince tarafların iddia ve savunmaları, trafik kaza tespit tutanağı, araç sahiplik belgesi, sigorta bilgi ve gözetim merkezi hasar sorgulama kayıtları, ZMMS poliçesi, hasar dosyaları, dosya içerisindeki ekspertiz raporu, fotoğraflar ve dosyaya sunulan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; a) … tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin kusurlu olduğu ve hangi kuralların kim tarafından ihlal edildiği, b) Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda davacıya ait 38 … plakalı aracın markası, modeli , özellikleri, … tarihli trafik kazası nedeniyle oluşan hasarların, yapılan onarım işleri, km’si, hasar sorgulama kayıtları, yaşı ve diğer delillere göre … tarihindeki davacının aracının hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri, kaza meydana geldikten ve aracın tamiri yapıldıktan sonraki bu aracın ikinci el piyasa rayiç değerinin ne olduğu, bu ikisi arasındaki farka göre varsa davacının aracının değer kaybı zararının hesaplanarak tespit edilmesi hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen Makine Mühendisi … tarafından düzenlenen 11/05/2023 tarihli raporda özetle; “Kaza olayının maddi hasarlı ve çift taraflı bir Trafik Kazası olduğu, Raporun 3. Maddesinde belirtildiği üzere kazadaki kök neden; sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 26 … plakalı aracını sürerken Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde asli kusurlu sayılan trafik kurallarından ve yukarıda detaylıca bahsetmiş olduğum ilgili maddelerindeki hallerini ihlal etmiş, aracını kullanırken çevre, yol ve trafik durumunu kontrol etmemiş ve araç hızını ayarlayamamış, geri geri manevra esnasında işaretçi personel kullanmamış, yolun karlı olma durumunu dikkate almadan güvensiz araç kullanmış, duran haldeki araca kontrolsüzce çarparak başkalarının mal ve can güvenliğini tehlikeye atacak hatalı bir sürüş şekli izlemiş, mesleki öngörme, yetenek, tecrübe ve kabiliyetini sürüşüne yansıtamamıştır. Bu nedenle sürücü …’ın meydana gelen olayda tamamen sorumlu olduğu raporun 4. maddesinde belirtildiği üzere; söz konusu kazada araçların teknik donanımlarından kaynaklanan bir problemin tespit edilmemesi, dosya içeriğinde kazaya istinaden yapmış olduğum taraflar arasında yapılan kaza tespit tutanağı, teknik değerlendirme ve inceleme sonrasında sürücü ***’ın sevk ve idaresindeki 26 … plakalı aracı ile kar küreme esnasında duran halde duran araca yan tarafından çarpması nedeni ile 38 … plakalı araç sahibi …’ın kaza olayında bir ihmalinin bulunmadığı ve herhangi bir trafik kuralını ihlal etmediği, kazadaki araçların teknik donanımlarından kaynaklanan bir problemin tespit edilemediği, kazanın 26 … plakalı araç sürücü …’ın şahsi dikkatsizlikleri ve kural ihlalleri sonucunda ortaya çıktığı, kazanın meydana geldiği yolda trafik işaretlemesi ve yola bağlı bir problemin tespit edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle karayolundan sorumlu kurum veya kuruluşun hizmet eksikliği ve sorumluluğunun bulunmadığı, kaza olayının yaşanmasında başkaca kişi ya da kişilerin etkilerinin olmadığı, … tarihindeki davacının aracının hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 165.000,00-TL olduğu, kaza meydana geldikten ve aracın tamiri yapıldıktan sonraki bu aracın ikinci el piyasa rayiç değerinin 160.000,00-TL olduğu, bu ikisi arasındaki farka göre dava konusu davacı aracında meydana gelen araç değer kaybının 5.000,00-TL olduğu” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeni ile meydana gelen araç değer kaybı zararının tazmini istemi ile açılan tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri itibarı ile 7251 sayılı Kanun’la değişik 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava şartı arabuluculuk faaaliyeti kapsamında taraflar anlaşmaya varamadıkları görülmüştür.
Taraflar arasında uyuşmazlık konuların değerlendirmesinde;
Taraflar arasında uyuşmazlık konuları; … tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu, bu kazada davacıya ait 38 … plakalı aracın hasarlanması nedeni ile davacının araç değer kaybı zararı olup olmadığı, varsa davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olup olmadığına ilişkin ve sigorta şirketine eksik evrakla başvuru yapıldığına ilişkin davalı tarafından ileri sürülen dava şartlarının olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Belirsiz alacak davası açılamayacağı itirazının değerlendirmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İsviçre ve Alman Hukukunda yer alan “belirsiz alacak davası”, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Hukukumuza kazandırılmıştır. 6100 sayılı HMK’nin 107/I. maddesi “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere Belirsiz alacak davası davacının, davada talep edeceği miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin objektif şekilde imkânsız olması ya da bunun kendisinden beklenememesi halinde mümkündür. Davacı dava tarihinde davanın miktarını tam ve kesin olarak biliyorsa veya bunu bilebilecek durumda ise, belirsiz alacak davası açılamaz.
Sorun, davacının alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilecek bir durumda olması halinde alacağının tahsili için kısmi dava açmasının mümkün olup olmadığında toplanmaktadır.
Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmi dava denir. Diğer bir ifadeyle, bir alacak hakkında daha fazla miktar için tam dava açma imkanı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmi dava denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kısmının dava edilmesi gerekir (Yargıtay HGK 17/10/2012 gün, 2012/9-838 Esas 715 Karar sayılı ilamı, Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22. Bası,s.286; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 12. Bası, s.320).
Kısmi dava, 6100 Sayılı HMK’nın 109. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 1.fıkrasında “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir” hükmüne, 2.fıkrasında ise; “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, kısmi dava açılabilmesi için;
a-Talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olması,
b-Talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmalı bulunması veya açıkça belirli olmaması gerekir.
Şayet, talep konusu taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirlenebilir ise kısmi dava açılamayacaktır. Diğer bir anlatımla; talep konusunun miktarı taraflar arasında “tartışmasız” ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar bakımından bir tartışma olmakla beraber, tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın, objektif olarak talep konusunun miktarı herkesçe anlaşılabilecek şekilde “belirli” ise, o talep sonucunun sadece bir kısmı dava edilemez. Bu gibi hallerde, kısmi davanın yasaklanmasının sebebi, davacının kısmi dava açmakta hukuki yarar bulunmadığının kabul edilmesidir. Davacının alacağını, küçük parçalara bölüp her biri için ayrı ayrı dava açmasında hukuki yarar değil; aksine, dava hakkının kötüye kullanılması söz konusudur (Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, s.319-320).
Talep konusu açıkça taraflar arasında tartışmalıysa ya da açıkça belirli değilse açılan belirsiz alacak davasında davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Açılmış olan bir davada alacağın taraflar arasında tartışmalı olup olmadığı ya da açıkça belirli olup olmadığı davalının davaya vereceği cevapla anlaşılabilir. Nihayet hakim, ön inceleme aşamasında bu hususu tespit edebilir. Şayet, davalı davaya cevabında alacağı tartışmalı hale getirmişse artık, açılmış olan belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmeyip işin esası hakkında hüküm kurulması gerekir (Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası,s.320-321).
Somut olayda da; davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde, davacının belirsiz alacak olarak dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının araç değer kaybı zararı talebini kesin olarak belirlemesinin mümkün olduğunu, araç değer kaybı zararı yönünden atanan ekspertiz raporunu beklemeden davacının dava açtığını, sigortalısının kusuru olmadığını, bu nedenle açılan davanın reddini istemiştir. Davalı tarafın davaya cevap dilekçesinden de anlaşılmaktadır ki; davacı alacağı taraflar arasında tartışmalı hale gelmiştir. Böyle bir durumda ve yukarda yapılan açıklamalar ışığında, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığından söz edilemez. Bu denenle davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin aksi yöndeki itirazlarına itibar edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
KTK’nun 97. maddesine ilişkin dava şartının değerlendirmesinde;
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5. fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91. maddesinin 1. fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, trafik kazasına karışan aracın işleteni veya araç işleticisi teşebbüs sahibi olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden hukuki sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak üstlendiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.” Dosya içesindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvurduğu anlaşılmıştır.
Kusur ön sorununun değerlendirmesinde;
Mahkememizce görevlendirilen Makine Mühendisi *** tarafından düzenlenen 11/05/2023 tarihli raporda özetle; “Kaza olayının maddi hasarlı ve çift taraflı bir trafik kazası olduğu, raporun 3. maddesinde belirtildiği üzere kazadaki kök neden; sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 26 … plakalı aracını sürerken Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde asli kusurlu sayılan trafik kurallarından ve yukarıda detaylıca bahsetmiş olduğum ilgili maddelerindeki hallerini ihlal etmiş, aracını kullanırken çevre, yol ve trafik durumunu kontrol etmemiş ve araç hızını ayarlayamamış, geri geri manevra esnasında işaretçi personel kullanmamış, yolun karlı olma durumunu dikkate almadan güvensiz araç kullanmış, duran haldeki araca kontrolsüzce çarparak başkalarının mal ve can güvenliğini tehlikeye atacak hatalı bir sürüş şekli izlemiş, mesleki öngörme, yetenek, tecrübe ve kabiliyetini sürüşüne yansıtamamıştır. Bu nedenle sürücü …’ın meydana gelen olayda tamamen sorumlu olduğu raporun 4. maddesinde belirtildiği üzere; söz konusu kazada araçların teknik donanımlarından kaynaklanan bir problemin tespit edilmemesi, dosya içeriğinde kazaya istinaden yapmış olduğum taraflar arasında yapılan kaza tespit tutanağı, teknik değerlendirme ve inceleme sonrasında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 26 … plakalı aracı ile kar küreme esnasında duran halde duran araca yan tarafından çarpması nedeni ile 38 … plakalı araç sahibi …’ın kaza olayında bir ihmalinin bulunmadığı ve herhangi bir trafik kuralını ihlal etmediği, kazadaki araçların teknik donanımlarından kaynaklanan bir problemin tespit edilemediği, kazanın 26 … plakalı araç sürücü …’ın şahsi dikkatsizlikleri ve kural ihlalleri sonucunda ortaya çıktığı, kazanın meydana geldiği yolda trafik işaretlemesi ve yola bağlı bir problemin tespit edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle karayolundan sorumlu kurum veya kuruluşun hizmet eksikliği ve sorumluluğunun bulunmadığı, kaza olayının yaşanmasında başkaca kişi ya da kişilerin etkilerinin olmadığı” bildirilmiştir.
Bu rapor, dosya kapsamındaki trafik kaza tespit tutanağı, hasar dosyası ile diğer deliller ve olayla uyumlu olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Araç değer kaybı zararına dair değerlendirmede;
Araç hasarında değer kaybı; aracın hasarsız haldeki 2. el piyasa değeri ile hasarın onarımından sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki fark olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında, değer kaybının, araçların modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek araçların kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değerleri arasındaki farka göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı ilamı) Yapılan açıklamalar doğrultusunda değer kaybı hesabının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları EK-1de bulunan “Değer Kaybı Hesaplanması” yöntemine göre değil, kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın kilometresi ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı), tramer kayıtlarına göre araçta meydana gelen hasarlar irdelenerek, emsal satışlar da araştırılmak suretiyle, aracın olay tarihindeki 2. el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının bilirkişi tarafından hesaplanması gerekir.
Somut uyuşmazlığa yönelik olarak bilirkişinin 11/05/2023 tarihli raporunda “… Davacının … tarihli kazasında söz konusu aracının hasar durumu ve fiyat tespitine istinaden *** firmasında yaptırmış olduğu *** dosya numaralı ekspertiz raporu tespiti incelenmiştir. Ekspertiz kesin raporunda özetle; aracın piyasa değerinin 210.000,00-TL olduğu, aracın 319.757 km. de olduğu ve kaza sonrası araçtaki onarımın %18 KDV dahil 8.993,58-TL olduğu ve hasar onarım süresinin 10 gün olduğu belirtilmiştir. Tespitte;

No Kullanılan Yedek Parçalar Fiyat (TL)
1 Sol far 1.250
2 Sol Ön Çamurluk 862,47
3 Ön Kapı Kmp Sol 2.500,74
TOPLAM: 4.613,21-TL
% 18 KDV: 830,38-TL
GENEL TOPLAM : 5.443,59-TL

No İşçilik Fiyat (TL)
1 Kaporta 900
2 Elektrik 200
3 Döşeme 100
4 Cam 150
5 Boya 2.000
TOPLAM: 3.550,00-TL
% 18 KDV: 639,00-TL
GENEL TOPLAM : 4.189,00- TL

Araç Toplam Onarım Maliyeti = Yedek Parça + İşçilik
=5.443,59-TL + 4.189,00-TL = 9.633,59-TL olarak hesaplanmıştır.

Davacının … tarihli kazasında söz konusu aracının hasar durumu ve fiyat tespitine istinaden *** firmasının *** firmasında yapmış olduğu araç üzerindeki tespitlere ve onarım tutarına tarafımca iştirak edilmiştir.
Araç rayiç değerinin hesaplanması şu şekildedir:
Dava konusu 38 … plakalı aracın 24/01/2017, 02/11/2013, 24/09/2010, 10/07/2008 ve 12/04/2008 tarihlerindeki kazaları, bu kazalarda aracın sağ ön yan kısımlarından, ön kısımlarından ve sol ön yan kısımlarından almış olduğu hasarlar ve araç onarım tutarları, aracın … tarihli kazasındaki km bilgisi, yaşı, markası ve modeli dikkate alındığında 2. el piyasa araç rayiç değerinin; kaza tarihi … itibari ile 165.000,00-TL olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu aracın dosyada bulunan … tarihindeki hasar fotoğrafları ve hasarları incelendiğinde; değer kaybına neden olacak işlemlerin aracın sol ön çamurluk ve sol kapı onarım işlemleri olduğu, ancak geçmiş kaza kayıtları incelendiğinde *** tarihlerindeki kazaları, bu kazalarda aracın sağ ön yan kısımlarından, ön kısımlarından ve sol ön yan kısımlarından almış olduğu hasarlara bakıldığında; aracın sol ön çamurluk kısmında işlem yapıldığının görüldüğü, bu nedenle sadece aracın sol ön kapı onarım ve boya işlemlerinin dava konusu araçta değer kaybına sebep olacaktır.
Dava konusu araçta; söz konusu kaza nedeniyle araçta değer kaybına neden olan … tarihli aracın sol ön kapı onarım işlemleri ile sol ön kapıda yapılan boya işlemleri sonucunda ortaya çıkan 9.633,59-TL’lık hasar miktarı dikkate alındığında; aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, kasko değer listesi ve serbest piyasa gerçekleri dikkate alınarak yapılan araştırma neticesinde … kaza tarihi itibarıyla 160.000,00-TL’na alıcı bulabileceği tespit edilmiştir. Buna göre;
Araç Değer kaybı = Araç Hasarsız değeri – Araç Hasarlı Değeri
Araç Değer kaybı = 165.000,00 – 160.000,00 = 5.000,00-TL’dır.

” şeklinde belirtilmiştir.
Bu tespit, dosya kapsamındaki trafik kaza tespit tutanağı, dava konusu kaza ile ilgili açılan hasar dosyası, davacıya ait aracın trafik kaydı, servis kayıtları, davaya konu hasar öncesindeki hasarlarına ilişkin tramer kayıtları ve hasar dosyaları ile diğer deliller ve olayla uyumlu olduğundan, dava konusu kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın kilometresi ve önceye ait hasarları, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği de dikkate alındığında mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna dair değerlendirmede;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartları’nın, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır. (Yargıtay 17. H.D.’nin *** Karar). Kaldı ki *** tarihinde yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5/a maddesine göre araç değer kaybı, maddi zararlar teminatı içerisinde yer almaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacının araç değer kaybı zararından davalı sigorta şirketi sorumludur.
Bedel arttırım talebi, temerrüt tarihi ve faiz türü ile ilgili değerlendirmede;
Davacı vekili *** tarihli dilekçesinde “… Davamızın değerini yukarıda bahsedilen şekliyle 500,00-TL olan talebimizi 4.500,00-TL artırarak 5.000,00-TL (Beş bin Türk Lirası) sigorta şirketine başvuru tarihinden tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, dilekçemizin ilgililere tebliğini müvekkilim adına saygıyla arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu dilekçenin bir örneği davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş., kazaya karışan ve davacının zarara uğramasına neden olan aracın trafik sigortacısı olup 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlıkta davalı … Sigorta A.Ş.’ne davacının başvurusunun bulunduğu, ancak davacı tarafça eksik belge ile başvuru yapıldığı görülmekle davalı … Sigorta A.Ş.’nin arabuluculuk başvuru tarihi itibarı ile temerrüde düştüğü tespit edilmiş ve arabuluculuk başvuru tarihi olan … tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmiştir.
Kazaya karışan davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan aracın ticari kamyon olduğu dosya kapsamındaki belgelerden görülmektedir. Davacının dava dilekçesindeki talebi reeskont faizi olduğundan, davacının bu talebi ile bağlı kalınarak 5.000,00-TL araç değer kaybına ilişkin maddi tazminatın arabuluculuk başvuru tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizini geçmemek koşulu ile birlikte ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının faizin başlangıç tarihine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre;
Davacının araç değer kaybı zararının 5.000,00-TL olduğu, zarara sebebiyet veren ve tam kusurlu olan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olmasından dolayı davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla eldeki davada araç değer kaybı zararından ZMMS sigortacısı olan davalının sorumluluğuna hükmedilmesi gerekmiştir. Buna göre; davanın kabulü ile 5.000,00-TL araç değer kaybına ilişkin maddi tazminatın arabuluculuk başvuru tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizini geçmemek koşulu ile birlikte ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi görüş ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 5.000,00-TL araç değer kaybına ilişkin maddi tazminatın arabuluculuk başvuru tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizini geçmemek koşulu ile birlikte ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının faizin başlangıç tarihine ilişkin isteminin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 341,55-TL nisbi karar ve ilam harcından davacıdan peşin harç olarak alınan 80,70-TL peşin harcın ve 76,85-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye eksik kalan 184,00-TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta A.Ş.’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalı … Sigorta A.Ş.’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL başvurma harcı, 80,70-TL peşin dava harcı ve 76,85-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 238,25-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 86,5-TL e-tebligat gideri, 4,00-TL KEP gideri, 20,50-TL posta masrafı ve 1500,00-TL bilirkişi gideri, olmak üzere toplam 1.611,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına,
8-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
9-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 5.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kararın mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
11-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
11/09/2023

Katip ***
E-imzalıdır

Hakim ***
E-imzalıdır