Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/431 E. 2023/677 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2-… – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : ***
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının Batıl Olduğunun Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***

Mahkememize açılan ticari şirket (genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti istemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yasal şartları dahilinde bağımsız denetime elverişli bir şirket olduğunu, bağımsız denetçi bulundurma mecburiyetinin bulunduğunu, davalı şirketin üye sayısı ve aktif toplamı nezdinde bağımsız denetçi seçme mecburiyetinde olmakla birlikte dava konusu genel kurula ilişkin mali dönemde bağımsız resmi bir denetçisinin bulunmadığını, genel kurul toplantı tutanağının 8 no’lu kararında da “2021 yılı hesap ve işlemlerine yönelik özel amaçlı denetim raporuna ilişkin, denetçi *** tarafından ortaklara bilgi verildi” denildiğini, kanunlarımız çerçevesinde bağımsız denetime geçen bir şirketin dört aylık süre içerisinde genel kurul toplantısı yaparak bir bağımsız denetçi seçmesinin gerektiğini, işbu toplantıda denetçi olarak bahsi geçen şahsın geçmişe dönük olarak herhangi bir seçim olmaksızın toplantıya dahil edildiğini ve sadece özel amaçlı bir rapor ile ortaklara bilgi verdiğini, mali genel kurulun ise resmi olarak yetkili olmayan bir kişinin denetimi baz alınarak yapılamayacağını ve aksi bir durumun ortakların bilgi alma ve denetleme hakkını kısıtlayacağının net olduğunu, bu kapsamda denetimi yapılmayan ilgili genel kurul kararlarının bağlayıcı olmayacağını, şirket ortakları tarafından ticaret sicil müdürlüğünden bu konuda talep edilen bilgilerin bulunduğunu, işbu genel kurula kadar davalı şirket bünyesinde herhangi bir bağımsız denetçinin görev almadığının ticaret sicil müdürlüğünün cevap yazısında belirtildiğini, genel kurulda dikkate alınan raporun, bağımsız denetim raporu olmayıp özel amaçlı denetim raporu olduğunu, özel amaçlı raporlar ile bağımsız denetim raporlarının aynı amaca hizmet etmediğini, zira özel amaçlı denetimlerin belirli konularda belirli karar birimine ayrıntılı bilgi sunmak, önerilerde bulunmak amacıyla kuruluş veya işletmenin hesaplarının, mali tablolarının ve bunların dayandığı belgelerin incelenmesi şeklinde gerçekleştirilen denetimler olduğunu, bağımsız denetimin ise bir işletmenin yıllık finansal tablo veya diğer finansal verilerinin, tablo ve bilgiler için belirlenmiş kriterlere uygunluğunu ve doğruluğunu sağlayabilecek yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacı ile yapıldığını, işbu genel kurulda kıstas alınan raporun kısıtlı bilgi içeren özel amaçlı bir denetim raporu olduğunu ve bu doğrultuda ortakların oylama esnasında yeterince aydınlatılmadığını göstermekle birlikte anonim şirket temel yapısını bozan bir nitelik olduğunu, denetçi raporu olmadan genel kurulun finansal tablolar ile yıllık raporları tasdik edemeyeceği ve bilanço karının kullanım şekli hakkında karar veremeyeceği, yönetimi ve denetimi ibra edemeyeceği sonucuna varıldığını, şirketin faaliyet raporunun öncesinde ortaklara tebliğ edilmeyip toplantı esnasında dağıtıldığını, denetimi elverişli olarak yapılmayan bu raporların ortaklar tarafından incelenmesine engel olunmasının dürüstlük kuralına da aykırılık taşıdığını, toplantıda ortakların erteleme taleplerinin oylama yapılmak suretiyle reddedildiğini, toplantıda kabul edilen iç yönergenin, mevzuata ve şirket ana sözleşmesine aykırılık barındırdığını, genel kurulda alınan kararlarda belirtilen oy sayılarının çelişkili ve hatalı olduğunu belirterek ilgili şirket bünyesinde *** tarihinde yapılan 2021 yılı olağan mali genel kurulda alınan kararların butlanla sakat olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anonim şirketlerde azınlık pay sahiplerine, genel kurulda finansal tabloların ve bunlara bağlı konuların görüşülmesini sağlayan erteleme hakkının kanunca tanınmış bir hak olduğunu, böylece azınlık pay sahiplerine finansal tablo hakkında detaylı ve yeterli bilgi sahibi olmalarının amaçlandığını, TTK’nun 420/1. maddesi hükmüne göre azınlık genel kuruldan finansal tabloların ve buna bağlı konulara ilişkin müzakerelerin bir ay sonraya ertelenmesini talep edebildiğini, erteleme kararı alınabilmesi için toplantı başkanının kararı yeterli olup genel kurulun bu yönde ayrıca bir karar almasına gerek olmadığını, finansal tabloların müzakeresini erteleme hakkının, uygulamada en çok başvurulan azlık haklarından olduğunu, bu maddenin yorumlanmasında en çok dikkat çeken hususlardan birisinin, finansal tabloların ne olduğu ve finansal tablolara bağlı tabloların ne olduğu yönünde olduğunu, ertelenen toplantıda bilanço ve bilanço ile etkilenecek diğer konularında görüşüleceğini, buna göre bilanço ile bağlı olmayan ve önceki toplantıda görüşülen konuların ikinci kez görüşülemeyeceğini, Kayser A.Ş.’nin bu olağan genel kurulunun, yönetim kurulu seçimine yönelik bir genel kurul olmadığı için bu hususta herhangi tereddüt doğuracak bir durumun mevcut olmadığını, yönetim kurulu faaliyet raporunun da finansal tabloları içermesi nedeniyle finansal tabloların onaylanmasına bağlı olduğundan bu maddenin de erteleme kapsamına girdiğini, yapılan genel kurulda denetçi seçiminin varlığı halinde, bu seçimin finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesine bağlı olup olmadığı ile ilgili hususta, denetçi seçiminin genel kurulda finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesiyle bağlı konular arasında olmadığına dair net kanaatlerin mevcut olduğunu, TTK’nun 420/2. maddesi hükmü uyarınca; finansal tabloların müzakeresinin ertelenme kararından sonra yapılan toplantıda finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında ilgililer tarafından dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması halinde müzakerenin tekrar ertelenebildiğini, bu sefer finansal tabloların müzakeresinin ertelenebilmesi için azınlığın gerekçe göstermesinin şart olduğunu, erteleme talebinde bulunan pay sahiplerinin, genel kurula fiilen katılan pay sahiplerine göre sermayenin 1/10’una sahip olmadığını, davacıların bu yönde dava açabilmesi için muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmış olmasının gerektiğini, davacıların muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmadıkları için dava açma haklarının bulunmadığını, ertelenen toplantıda görüşülecek konunun finansal tablolarla ilgili olup, bu konu dışında kalan hususların daha önce görüşülmüş olmakla, ertelenen toplantıda tekrar görüşülmeyeceğini, müvekkili şirketin yeniden olağanüstü genel kurul kararı aldığını, genel kurul toplantısının 16 Temmuz Cumartesi günü saat 14.00’da yapılacağını, olağanüstü genel kurul tarih ve saati tüm şirket ortaklarına bildirildiğini, yapılacak bu toplantıda, TTK’nun 420. maddesi doğrultusunda işlem ifa edileceğini, bu itibarla da davacıların işbu davasının konusuz kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdindeki dosyasındaki tüm belgelerin birer örneklerinin, ana sözleşmesinin, şirketin ortak sayısının ve hisse durumunun sorularak ilgili kayıt ve belge örneklerinin, davalı şirketin *** tarihli genel kurul toplantı tutanağı ile bu toplantıya ilişkin hazirun listesi ve ilgili diğer tüm belgelerin gönderilmesi için Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmıştır. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak *** soruşturma sayılı dosya akıbeti sorulmuş ve Uyap kayıt örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün *** tarihli yazı cevabı ekindeki CD formatındaki kayıt ve belgeleri yazdırarak yazılı hallerini *** tarihli dilekçe dava dosyasına sunulduğu görülmüştür.
Tüm deliller toplandıktan HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir ve bir nitelikli hesap bilirkişisinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince 15/04/2022 tarihli davalı şirketin genel kurul kararlarının gerek şekli bakımdan toplantı ve karar yeter sayılarının bulunup bulunmadığı, gerekse esas bakımdan kanuna, şirket esas sözleşmesine ve afaki iyi niyet kurallarına uygun olup olmadığı, dava konusu genel kurulda alınan kararların batıl olup olmadığı, TTK’nun 520. maddesi uyarınca finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi hakkının kullanılması için yeterli sermaye çokluğunun bulunup bulunmadığı, genel kurulun 11 numaralı kararında kabul edilen iç yönergenin şirket esas sözleşmesine ve kanuna uygun olup olmadığı hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi ***’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan ***tarihli raporda özetle; “…1- *** Kurucu Ve İşleticisi A. Ş.’nin Ticari defter e-Beratlarının zamanında alındığı, kayıtların birbirini doğruladığı, defterlerin usulüne göre tutulduğu,
2- *** tarihinde şirket merkezinde Bakanlık temsilcilerinin gözetiminde toplantının başladığı, 349 asaleten, 261 vekaleten olmak üzere toplamda 610 payın toplantıda temsil edildiği, Kanun ve ana sözleşmede öngörülen toplantı nisabının sağlandığına dair,
3- 6102 sayılı TTK, TTK gerekçesi ve doktrin birlikte incelendiğinde; bağımsız denetçinin genel kurula katılmamış olmasının genel kurulun geçerliliğini etkilemediği,
4- Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine 1 ay süre ile ertelenebilecektir. Davalı şirketin toplam 1008 adet payı bulunmakta olup önerge veren pay sahiplerinin 68 adet paya sahip olduğu görülmektedir. Bu durumda kanunda aranan çoğunluğun sağlanamadığı ve talep bakımından azınlığın oluşmadığı görülmektedir. Bu durumda gündemin 5. maddesinin ertelenmemesi bakımından kanunda yer alan şartın gerçekleşmediği,
5- Yasal düzenleme ve yargı kararları çerçevesinde yapılan incelemede denetimin yapılmamış olması durumunda yönetim kurulunun ibra edilemeyeceği,
6- 2021 yılı mali genel kurul gündemi incelendiğinde iç yönergenin görüşülmesi ve onaylanması hususuna 11. maddede yer verildiği oylama sonunda yeterli çoğunluğun sağlanması ile kabul edildiği,
7- Yapılan incelemede iç yönergenin şirket esas sözleşmesine ve kanuna uygun olduğu…” belirtilmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, rapora karşı davacılar vekilinin itiraz dilekçesi, davalı vekilinin ise beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava; davalı anonim şirketin *** tarihli olağan genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakıt olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira uyuşmazlık ticari niteliktedir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile dava, mahkememiz heyeti tarafından sonuçlandırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu *** tarihli genel kurulda alınan kararların butlanla sakıt olup olmadığı, eldeki davayı açmak için davacıların toplantı tutanağına muhalefet şerhi yazdırmasının gerekli olup olmadığı,***tarihinde yapılan olağan üstü genel kurul ile eldeki davanın konusuz kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle anonim şirket genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü hakkında açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır.
Anonim şirketlerde genel kurul, pay sahiplerinin veya temsilcilerinin usulüne uygun çağrı üzerine belirli bir gündemi görüşmek ve karara bağlamak için bir araya gelmesinden oluşan, şirketin karar ve irade organıdır. Hukukî sonuç doğuran bir irade beyanı olması nedeniyle genel kurul kararı, bir hukukî işlem niteliğindedir.
Hukukî işlem, bir veya birden çok kişinin hukuk düzeninin öngördüğü sınırlar içinde gerektiğinde diğer unsurlarla birlikte hukukî sonuçlar doğurmaya yönelik irade açıklamasından oluşan hukukî bir olgudur. İrade açıklamasının yönelmiş olduğu hukukî sonuç, bir hakkın veya hukukî ilişkinin kurulmasından, değiştirilmesinden, devredilmesinden veya ortadan kaldırılmasından ibaret olabilir. Bir hukukî işlemin meydana gelmesi, hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesi, birden çok kişinin irade beyanına bağlı ise bu hukukî işlemlere iki veya çok taraflı hukukî işlem denir. Çok taraflı hukukî işlemler, sözleşme ve karar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Karar, aynı gruba dâhil kişilerin ortak bir iş veya amaca ilişkin olarak başkana yöneltilmiş irade beyanıdır. Dolayısıyla hukukî işlemlerin hükümsüzlük hâlleri “karar” için de geçerlidir. Dolayısıyla karar şeklindeki bir hukukî işlemin hükümsüz olması, onun yöneldiği hukukî sonucu gerçekleştirme gücünün olmadığı anlamına gelmektedir.
Anonim şirketlerde genel kurul kararlarının doğrudan veya dolaylı etkilerini gösterebilmeleri her şeyden önce hukuk kurallarına aykırı bulunmamalarına, hukuken mevcut ve geçerli olmalarına bağlıdır. Kararların mevcudiyet ve geçerlilik şartları, kanun koyucu tarafından şirketin, azınlığın, şirket alacaklılarının ve müstakbel pay sahiplerinin hak ve çıkarları ile kamu düzeninin diğer gerekleri göz önünde bulundurulmak suretiyle çeşitli kanun hükümleriyle tespit edilmiştir. Meydana gelişi veya içeriği bakımından bu hükümlere ve bunların ışığında düzenlenmiş olan şirket esas sözleşmesine aykırı bulunan kararlar hukuken hükümsüz olurlar. Genel kurul kararlarında bu hükümsüzlük, ihlâl edilen hukuk kuralının niteliğine göre butlan, yokluk veya iptal edilebilirlik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Genel kurul kararlarının hükümsüzlük hâllerinden butlan, TTK’nun 447. maddesi ile açıkça düzenlenmiştir. Buna göre genel kurulun, özellikle; pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran; pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran; anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararları batıldır. TTK’nun 447. maddesinde genel bir düzenleme yapılmamış, sadece örnek niteliğinde butlan sebepleri sayılmakla yetinilmiştir. Dolayısıyla TTK’nun 447. maddesinde sayılmayan durumlarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 27. maddesi uygulanacak; emredici hukuk kurallarına, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan genel kurul kararları da batıl sayılacaktır.
Batıl bir hukukî işlem, unsurları itibariyle şeklen ve fiilen mevcut olmakla birlikte, konusu ve içeriği bakımından amaçlanan hukukî hüküm ve sonuçları daha başlangıçtan itibaren kesin olarak hükümsüzdür. Bu kesin hükümsüzlük kural olarak düzeltilemez nitelikte olup hukukî yararı bulunan herkes tarafından bir süre ile sınırlı olmaksızın ileri sürülebilir. Mahkemeye sunulmuş olan olaylardan anlaşılmak koşuluyla hâkim tarafından res’en göz önünde tutulur.
Genel kurul kararlarının hükümsüzlük hâllerinden olan yokluk, TTK’nda düzenlenmemiştir. Yokluk yaptırımının kanunda düzenlenmemiş olması, yokluk yaptırımının hukukî işlem niteliğinde olan genel kurul kararları hakkında uygulanamayacağı anlamına gelmemektedir. Bir hukukî işlem, meydana gelişi bakımından emredici hukuk kurallarına aykırı ise o işlem yok hükmündedir. Meydana gelişe ilişkin olan emredici hukuk kuralları, hukukî işlemin unsurlarını oluşturan, onun mevcudiyet şartlarını belirleyen kurucu-şekli nitelikteki hükümlerdir. İçeriğe ilişkin emredici hukuk kurallarına aykırılık hâlinde butlan söz konusu olup hukukî işlem şeklen mevcut olmakla birlikte konusu ve içeriği bakımından amaçlanan hüküm ve sonuçları, daha başlangıçtan itibaren hiç kimseye karşı meydana gelmez. Kurucu-şekli nitelikteki emredici hukuk kurallarına aykırılık hâlinde ise yokluk söz konusu olup kurucu unsurların veya kanunî şeklin eksikliği sebebiyle hukukî işlem şeklen meydana gelememektedir. Dolayısıyla butlanda hukukî işlemin meydana gelmesi için gerekli olan içerik unsurları vardır; fakat hukuk düzeni bu içerik bakımından amaçlanan sonuçların meydana gelmesini kesinlikle reddetmektedir. Yoklukta ise hukukî işlem için gerekli olan içerik şekli bakımdan dâhi meydana gelmiş değildir (Tekinay, S. Sulhi/Akman, Servet/Burcuoğlu, Haluk/Altop, Atilla: Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, 1993, s. 378).
Anonim şirketlerde genel kurul kararlarının hükümsüzlük hâllerinden iptal edilebilirlik ise TTK’nun 445. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan madde gereğince kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açılabilecektir. İptal davasına konu bir genel kurul kararı, şekil veya içeriği bakımından sakat olsa bile iptaline dair hüküm kesinleşinceye kadar geçerli bir karar olarak kabul edilir. Süresinde ve usulüne uygun olarak açılan bir iptal davasında verilen iptal kararı kesinleşirse, bu karar geçmişe etkili olarak hüküm doğurur. Kararın alınmasından itibaren üç ay içinde dava açılmazsa veya açılan dava reddedilirse söz konusu aykırılık ve bu nedenle kararın iptal edilebilirliği artık ileri sürülemez.
Görüldüğü üzere TTK’nun 445. maddesinde genel iptal sebepleri düzenlenmiştir. Dolayısıyla kanuna, esas sözleşme hükümlerine veya dürüstlük kuralına aykırılık nedenlerine dayalı olarak mahkemeden genel kurul kararlarının iptali talep edilebilir. Bu kapsamda kanuna aykırılık, butlan ve yokluk halleri dışındaki hükümlere aykırı olan genel kurul kararlarını ifade etmektedir. Zira iptal davası hukuken mevcut ve geçerli, ancak sakat doğmuş olan bir genel kurul kararına karşı açılabilir. Mutlak emredici hükümlere aykırılık halinde esasen ortada şeklen bir genel kurul kararı yoktur ve dolayısıyla bu karar hükümsüzdür. Hükümsüz sayılan bir genel kurul kararının da iptali değil, hükümsüzlüğünün tespiti söz konusu olur. Kanuna aykırılık, emredici hükümler haricinde yalnızca TTK hükümlerine veya anonim şirketi düzenleyen hükümlere değil yürürlükte bulunan ilgili tüm mevzuat hükümlerine ve yazılı olmayan hukuk kurallarına, özellikle -yasal istisnalar dışında- pay sahipleri arasındaki eşitlik ilkesini de içerir.
Öte yandan esas sözleşmeye aykırı kararlar yönünden de iptal davası açılabilmektedir. Buradaki aykırılık şirket esas sözleşmesinde yer alan herhangi bir hükme muhalefet halinde söz konusu olmaktadır. Örneğin kanunda öngörülen yeter sayıya uygun olarak bir genel kurul kararı alınmış olmasına rağmen bu kararın esas sözleşmede öngörülen ağırlaşmış müzakere nisabına aykırı bir şekilde alınmış olması halinde bu kararın iptali mahkemeden istenebilir. Ayrıca genel kurulda alınan kararlar, görünüşte kanun ve esas sözleşmeye uygun olmasına rağmen, çoğunluğun yetkilerini kötüye kullanarak azınlığın veya münferit pay sahiplerinin meşru çıkarlarını ihlal ediyorsa dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle bu genel kurul kararının iptali gerekir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacılar vekili tarafından davalı şirketin *** tarihinde yapılan 2021 yılı olağan mali genel kurulda alınan kararların butlanla sakat olduğunun tespiti talep edilmektedir.
*** tarihinde davalı şirketin merkezinde Bakanlık temsilcilerinin gözetiminde 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısının başladığı, 349 asaleten, 261 vekaleten olmak üzere toplamda 610 payın toplantıda temsil edildiği, Kanun ve ana sözleşmede öngörülen toplantı nisabının sağlandığı görülmektedir.
15/04/2022 tarihinde davalı şirketin 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısı tutanağının incelenmesinde gündemin 1, 2, 3, ve 4 numaralı maddelerinde butlana tabi hukukî işlemin meydana gelmesi için gerekli olan içerik bulunmamaktadır.
Gündemin 5. maddesinde şirketin gelir ve gider tablosu hesaplarının oylaması yapılmış, 95 redde karşı 515 kabul oyu ile kabul edilmiştir.
Gündemin 6. maddesinde 2021 yılı kar dağıtımı müzakere edilmiş, kar dağıtımı konusunda 25.650,00-TL nominal bedelli ve her bir paya brüt 25.650,00-TL kar dağıtılması ve kar dağıtım işlemlerinin 18/04/2022 tarihinden itibaren başlayıp 31/12/2022 tarihine kadar dağıtım işlerinin bitirilmesi oylanmış ve 65 redde karşı 545 kabul oyu ile kabul edilmiştir.
Gündemin 7. maddesinde 2021 yılı vazifelerinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin ibraları müzakere edilmiş, yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında paylarından doğan oy hakkını kullanmamışlar ve yapılan oylamada 95 redde karşı 515 kabul oyu verilmesi üzerine oy çokluğu ile ibra edilmişlerdir.
Gündemin 8. maddesinde 2021 yılı hesap ve işlemlerine yönelik özel amaçlı denetim raporu , denetçi ***tarafından okunarak ortaklara bilgi verilmiştir.
Gündemin 9. maddesinde bağımsız denetçi seçimi müzakere edilmiş, *** Denetim A.Ş.’nin 2021 ve 2022 yılları için bağımsız denetim firması olarak görevlendirilmesi ve bu hususun tescil ve ilanı oylanmış ve 95 redde karşı 515 kabul oyu ile kabul edilmiştir.
*** tarihinde davalı 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısı tutanağının incelenmesinde gündemin 9 numaralı maddesinin altında “Genel kurula verilen önerge ile genel kurul toplantısı gündeminin 5. maddesinde görüşülecek olan şirket bilanço ve gelir tablosu hesaplarının müzakeresinin 1 ay sonraya bırakılması önerildiği, divan başkanı genel kurula hitaben 5. maddenin daha önce görüşülüp oy çokluğu ile kabul olunduğunu, verilen bu önergenin geriye dönük olarak gündeme alınamayacağını belirtiği, bu esnada hükümet komiserlerinin TTK’nun 420. maddesine göre oylama yapılmaksızın 5. maddenin 1 ay ertelenmesi gerektiğini söylediği, toplantı başkanının bilanço görüşmelerinin ertelenmesinin talep şeklinde ortaya konulması gerektiğini, teklif olarak sunulması gerektiğini, ilgili yönetmeliğin 28/3 fıkrası gereği azlık pay sahiplerinin finansal tablolar hakkında ileri sürülecek tüm itirazlarının bu toplantıda yapılması ve bunların tutanağa yazılmasının zorunlu olduğunu, bu açıdan 5. maddenin 1 ay sonrasına bırakılmasının mümkün olmadığını belirttiği, bu arada ortakların oylama talebi üzerine 115 kabul oyuna karşı 495 red oyu ile reddedildiği” görülmüştür.
Gündemin 10. maddesinde yönetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakları müzakere edilmiş, yönetim kurulu üyelerinin ücret ve huzur hakkı almamaları oylanmış ve 35 redde karşı 575 kabul oyu ile kabul edilmiştir.
Gündemin 11. maddesinde yönetim kurulunca hazırlanmış olan iç yönerge müzakere edilmiş ve oylanmış, 95 redde karşı 515 kabul oyu ile kabul edilmiştir.
Gündemin 12 ve 13 numaralı maddelerinde butlana tabi hukukî işlemin meydana gelmesi için gerekli olan içerik bulunmamaktadır.
Dava dışı *** tarihli olağan üstü genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde gündemin 4. maddesinde 2021 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunup müzakereye açıldığı, Remzi Tekin’in söz alarak TTK’nun 437. maddesine atıfta bulunarak yönetim kurulundan bilgi almak istediğini söylediği,
Gündemin 5. maddesinde bağımsız denetim raporunun okunduğu, söz alanın olmadığı,
Gündemin 6. maddesinde 2021 yılına ilişkin finansal tabloların okunduğu ve müzakere edildiği, yapılan oylamada 36 redde karşı 395 kabul oyu verilmesi üzerine oy çokluğu ile kabul edildiği,
Gündemin 7. maddesinde 2021 yılına ilişkin vazifelerinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin ibraları müzakere edildiği, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında paylarından doğan oy hakkını kullanmadıkları ve yapılan oylamada 39 redde karşı 395 kabul oyu verilmesi üzerine oy çokluğu ile ibra edilmişlerdir.
Burada öncelikle davacıların TTK’nun 420. maddesi ile ilgili iddiaları yönünden değerlendirme yapılması uygun bulunmuştur.
TTK’nun 420. maddesine göre, “(1) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır. (2) Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır.” hükmü düzenlenmiştir.
Öte yandan, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 25/3. maddesinde genel kurulda müzakere edilerek karara bağlanmış gündem maddesinin, hazır bulunanların oy birliği ile karar verilmedikçe yeniden görüşülüp karara bağlanamayacağı düzenlenmiştir.
*** yılı olağan mali genel kurul toplantısında gündemin 5. maddesinde şirketin gelir ve gider tablosu hesaplarının oylaması yapılmıştır. 15/04/2022 tarihinde davalı 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısı tutanağının incelenmesinde gündemin 9 numaralı maddesinin altında “Genel kurula verilen önerge ile genel kurul toplantısı gündeminin 5. maddesinde görüşülecek olan şirket bilanço ve gelir tablosu hesaplarının müzakeresinin 1 ay sonraya bırakılması önerildiği, divan başkanı genel kurula hitaben 5. maddenin daha önce görüşülüp oy çokluğu ile kabul olunduğunu, verilen bu önergenin geriye dönük olarak gündeme alınamayacağını belirtiği, bu esnada hükümet komiserlerinin TTK’nun 420. maddesine göre oylama yapılmaksızın 5. maddenin 1 ay ertelenmesi gerektiğini söylediği, toplantı başkanının bilanço görüşmelerinin ertelenmesinin talep şeklinde ortaya konulması gerektiğini, teklif olarak sunulması gerektiğini, ilgili yönetmeliğin 28/3 fıkrası gereği azlık pay sahiplerinin finansal tablolar hakkında ileri sürülecek tüm itirazlarının bu toplantıda yapılması ve bunların tutanağa yazılmasının zorunlu olduğunu, bu açıdan 5. maddenin 1 ay sonrasına bırakılmasının mümkün olmadığını belirttiği, bu arada ortakların oylama talebi üzerine 115 kabul oyuna karşı 495 red oyu ile reddedildiği” görülmüştür. Buna göre gündeminin 5. maddesinin genel kurulda görüşülüp oylanmasından sonra genel kurula verilen önerge ile genel kurul toplantısı gündeminin 5. maddesinde görüşülecek olan şirket bilanço ve gelir tablosu hesaplarının müzakeresinin 1 ay sonraya bırakılması önerildiği anlaşılmaktadır. Erteleme talep eden 68 hisse 1008 pay olup nisap tutmadığı gibi ayrıca yukarıda anılan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 25/3. maddesinde genel kurulda müzakere edilerek karara bağlanmış gündem maddesinin, hazır bulunanların oy birliği ile karar verilmedikçe yeniden görüşülüp karara bağlanamayacağından ve böyle bir oy birliği de bulunmadığından davacıların bu konudaki iddiaları haklı değildir.
6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte anonim şirketlerde denetim organı kaldırılmış olup, anonim şirketlerin kural olarak bağımsız denetime tabi olmaları esası kabul edilmiştir. Hangi anonim şirketlerin 397/4. madde yollamasıyla 398. maddeye göre bağımsız denetime tabi olacaklarının ise Cumhurbaşkanı’nca belirleneceği bu belirlemenin dışında kalan şirketlerin de 397/5. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak Yönetmelik hükümlerine göre denetleneceği düzenlenmiş ise de şimdiye kadar yönetmelik çıkartılmamıştır. Hangi büyüklükteki şirketlerin bağımsız denetime tabi olacakları ilk defa Bakanlar Kurulu’nun 19/12/2012 tarihli kararıyla belirlenmiş olup, bu karar son olarak 19/02/2019 tarihli yeni bir kararla güncellenmiştir (R.G. 30688 sayılı, 16/02/2019 tarihli).
TTK’nun 397. maddenin 2. fıkrasına göre; denetime tabi olan şirketler, hazırlanmış finansal tablolarının denetimden geçip geçmediğini ve denetimden geçmiş ise denetçi görüşünü ilgili finansal tablonun başlığında açıkça belirtmek zorundadır. Denetime tabi olduğu halde denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmündedir. Bu madde yıllık ve altı aylık finansal tabloları kapsamakta olup, açılış bilançoları, ara dönem bilançoları, tasfiye bilançoları ve diğer bilançoları kapsam dışıdır (Selimoğlu ve Göktepe, 2007: 29).
Somut olayda, dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı şirketin TTK’nun 397. maddesi uyarınca bağımsız denetime tabi olduğu tarafların kabulündedir. Nitekim 15/04/2022 tarihinli 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısında gündemin 9. maddesinde bağımsız denetçi seçimi müzakere edilmiş ve oylanmıştır. Genel kurulun gündemin 5, 6, ve 7 maddeleri bağımsız denetim yapılmadan görüşülmüş olup TTK’nun 397. maddesi hükmüne aykırıdır.
TTK’nun 447. maddesinde; “(1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre genel kurulun gündemin 5, 6, ve 7. maddeleri butlan yaptırımına tabidir. Davacılar bu konuda dava açmakta haklıdırlar. Yine 15/04/2022 tarihli genel kurulun gündemin 7. maddesindeki konu, bağımsız denetçi seçildikten ve bağımsız denetim raporu alındıktan sonra yapılan … tarihli olağan üstü genel kurul toplantında yine gündemin 7. maddesi olarak görüşülüp oylanmıştır. Dolayısı ile bu madde yönünden açılan dava konusuz kalmıştır. Davacılar bu gündem maddesi yönünden davanın açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğundan HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca bu gündem maddesi yönünden yapılan yargılama giderinden davalı sorumludur.
Dava konusu 15/04/2022 tarihli genel kurulun gündemin 5 ve 6. maddesinde alınan kararların benzeri sonra yapılan … tarihli olağan üstü genel kurul toplantında da alınmışsa da her iki genel kurulun benzer maddeleri arasında tam bir benzerlik olmadığı, bir kısım farklılıkları da içerdikleri, ayrıca sonradan yapılan genel kurulda 15/04/2022 tarihli genel kurulun gündemin 5 ve 6. maddesinde alınan kararların kaldırılması veya iptali gibi bir karar da alınmamış olmadığından bu maddeler yönünden konusuz kalma durumunun gerçekleşmediği değerlendirilmiştir. 15/04/2022 tarihli genel kurulun yukarıda sözü edilen maddelerinin dışındaki diğer gündem maddelerinin butlana tabi olmaması nedeniyle davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmış ve bu hususlara ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Davalı şirketin 15/04/2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısında gündemin 5 ve 6. maddelerinde alınan kararların BUTLAN İLE BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Davalı şirketin *** tarihinde yapılan 2021 yılı olağan mali genel kurul toplantısında gündemin 7. maddesinde alınan karar ile ilgili olarak daha sonra yapılan … tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında gündemin 7. maddesinde görüşülüp onaylanmasıyla KONUSUZ KALDIĞINDAN BU MADDE İLE İLGİLİ ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 189,15-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yapılan 80,70-TL başvurma harcı ve 80,70-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 3.000,00-TL bilirkişi ücreti, 46,00-TL tebligat gideri, 32,75-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.078,75-TL’nın davanın kabul ve reddi yönünden takdiren ½ si olan 1.539,37-TL’nın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin ise davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
9-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
11-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacılardan … ile davacılar vekili Av. … ile Av. … ve davalı vekili Av. Merve Yıldırım’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/07/2023

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip 102279
E-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.