Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/425 E. 2023/119 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yemek hizmeti sunduğu şahıs şirketinin bulunduğunu, davacının davalı tarafa öğle arası yemek hizmeti sunduğunu, bu hizmetlere karşı faturaların mevcut olduğunu, davalı tarafın 19.543,29 TL borcunu ödemediğini, takip konusu alacağın faturalarla belirlenmiş likit alacak olduğunu, borcun ödenmesi amacıyla Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafın borcun faturalar ile sabit olmasına rağmen borca fer’ilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunduklarını ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, itirazın iptaline takibin devamına asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının şirket olmadığını dosyanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı tarafından müvekkiline yemek verildiğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, faturanın tek başına alacağın varlığını ortaya koyan bir ispat vasıtası olmadığını faturada verildiği belirtilen mal ve hizmetlerin müvekkiline teslim edildiği hususunun ispat edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi …’nin mahkememize sunmuş olduğu… tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 2019 yılında işletme esaslı defterini GİB’in defter beyan sisteminde tuttuğunun tespit edildiğini, DBS’de tutulan defterin noter tasdikine tabi olmadığını, davacının 2020-2021-2022 yıllarına ait yevmiye – kebir – envanter defterlerinin açılış tasdikinin süresinde yapıldığını, kapanış tasdikine tabi 2020-2021 yılı yevmiye defterinin süresinde kapanış tasdikinin yapıldığını, 2022 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin süresinin henüz geçmediğini ve son tarihin … olduğunu defterlerin içerdiği kayıtların birbirini doğruladığını, defterlerin bu haliyle HMK 222/2’ye uygun olduğunu, davacının ticari defterlerinde davalının takip edildiği cari hesabın takip tarihinin … itibariyle 19.543,29 TL borç bakiyesinin olduğunun tespit edildiğini mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle, açık hesaptan kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir. Davalı ise borcu bulunmadığından bahisle davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu Kayseri … Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 19.543,29 TL üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu şirket süresinde itiraz ettiği itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verilmesini görüldü.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 19.543,29 TL alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri kesin süreye rağmen sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi davalı ispat edemediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, davalının Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile, ödeme emrine uygun takibin devamına,
2-Haksız itiraz sebebiyle 19.543,29 TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.335,00 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 236,04 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.098,96 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 236,04 TL peşin harç ve 80,70 TL başvuru harcı olmak üzere 316,70 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 1.000,00 TL, kep reddiyat gideri 0,75 TL, dosya ücreti 5,00 TL, 9 elektronik tebligat gideri 63,50 TL olmak üzere toplam 1.069,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
10-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*