Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/42 E. 2022/62 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
(YETKİSİZLİK)
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
3- …
: Av. …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 27/01/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan ve … Esas sayılı dosyadan tefrik edilen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Dava dışı … Görevlisi olarak … – … tarihleri arasında Kayseri Şube Müdürlüğünde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalışmış ve en son çalıştığı … Limited Şirketi tarafından … tarihinde iş akdinin feshedildiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi gereğince sorumlu oldukları Kıdem Tazminatı; Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince Özel güvenlik görevlisi … ‘a kurumumuzca 8 yıl 4 Ay 9 günlük hizmeti karşılığı 29.778,27-TL ile 227,75-TL damga vergisi olmak üzere toplam 30.006,02 TL kıdem tazminatı, 7.645,51TL ile 58,47-TL Damga Vergisi olmak üzere toplam 7.703,98-TL Kıdem Tazminatı Toplu İş Sözleşmesi farkı ödendiğini, … -… tarihi arasında doğrudan temin ile hizmet alımı yapıldığından bu süre kıdem tazminatı hesaplamasına dahil edilmediğini, davalı Şirketlere yaptıkları yazılı bildirime rağmen Kıdem Tazminatı ve TİS farkından sorumlu oldukları parayı ödemediklerini, Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi gereğince; Kayseri Arabuluculuk Bürosunun … sayılı dosyası ile zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş, … tarihindeki oturumda taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, müvekkil Kurum ile şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre; (Hizmet İşleri Genel Şartnamesi, İdari Şartname, Teknik Şartnameler hizmet alım sözleşmelerinin ekidir) Müvekkil Kurumun bina ve eklentilerinin güvenlik hizmetleri için çalıştırılacak personelin tüm sorumluluğu firmaya ait olacak ve sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından İş Kanunu ve mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten şirketler sorumlu olacaktır. Tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağı hususu sözleşmenin eki sayılan teknik, idari ve genel şartnamelerde de belirtilmiştir. Ayrıca firmalara sözleşme gereğince ödenen, sözleşme bedeli içerisinde tüm işçilik alacaklarının da yer aldığı yine sözleşmelerde belirtilmiştir. Bu nedenle Kurumumuzca Özel Güvenlik Görevlisi … ‘ya ödenen bedelin firmalardan rücuen tahsili gerektiğini belirterek, sözleşme ve eki şartnamelerde belirtilen toplam 37.710,00 TL’nin firmalarla imzalanan sözleşmeler gereği ödeme tarihinden itibaren uygulanacak sözleşme faiziyle-faiz belirtilmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte davalı şirketlerden sorumlulukları oranında fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla tarafımızca … ‘ya ödenen Kıdem Tazminatı ve Kıdem Tazminatı TİS farkı olarak ödenen 37.710,00- TL’ nin; 5.506,11 TL’sının … Şirketinden, 932,19 TL’sının … Şirketinden, 16.170,30 TL’sının … Şirketlerinden, 3.728,74 TL’sının … Şirketlerinden, 9.073,26 TL’sinin … Şirketlerinden, 2.299,40 TL’sının … Şirketinden, (30.00602 TL’nin 21.03.2019 tarihinden, 7.703,98-TL’nin 02.08.2019 tarihinden itibaren) uygulanacak sözleşme faizleri, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen davalılardan rücuan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkilim şirket ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlenmiş ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesi olarak Ankara mahkemelerinin belirlendiğini, bu nedenle yetkisiz yerde açılan iş bu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının yaptığı ödemeden huzurdaki dava ile haberdar olunduğunu, alacaklının zararını tanzim eden davacı, tarafımıza rücu ettiğini ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunmadığını, bu durum dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacının dava dışı işçiye ödemeyi ne için, nasıl ne miktarda yaptığının bilinmediğini, müvekkilim şirket davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkilim şirket mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, davacı, ihaleye çıktığı işçi sayısını zaman içerisinde düşürdüğünü, 200 işçi ile ihale ettiği iş başladıktan bir müddet sonra, depolarını kapattığını, depolarını kapatınca işçiler açıkta kaldığını, 200 işçi ile başlayan iş 100 işçiye kadar düşürdüğünü, davacı taraf deponun kapatacağını tarafımıza bir gün önceden bildirerek işçilere bilgi verme, tutanak tutma, ihbar önelleri v.s için müvekkilim şirketin zamanı da kalmadığınıbu durumun hakkın kötüye kullanılması olduğunu, hiç bir ihtarda bulunmayan davacının davası dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olup reddi gerektiğini, müvekkili şirket ve davacı arasında imzalanan sözleşmelerin yada teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca müvekkilim şirket ihale ile iş aldığını, ihale şartnamesinde yazmayan hiç bir kalemi işçilere ödemesinin mümkün olmadığını, ihale makamı kıdem tazminatı yönünden müvekkilim şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle söz konusu alacağın ihale makamı olan davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, aksi durum ihale şartnamesine de aykırılık oluşturduğunu davanın müvekkili şirketler yönünden reddi gerektiğini,davacının kusurundan kaynaklanan davalarda müvekkilime rücu imkanı bulunmamaktadır. davacının kusurundan kaynaklanan davalarda müvekkilime rücu imkanı bulunmadığını, ayrıca alacaklar zamanaşımına uğramış olup rücu imkanı bulunmadığını, belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER : Taraf vekilleri delillerini sunmuş ödeme belgeleri, taraflar arasında düzenlenen Özel Güvenlik Hizmeti Alımına ilişkin Sözleşmeler ve eki Şartnameler, tarafların ticari defter ve kayıtları, TMO Genel Müdürlüğü kayıtları, Sözleşmeler, Teknik ve İdari şartname, İcra dosyası, bilirkişi incelemesi, her türlü yasal deliller olarak bildirilmiş, celbi gereken kayıt ve belgeler celp edilerek incelenmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve eki şartnameler gereği, davacı tarafından çalışan işçilere ödenen tazminat bedellerinin rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı kurum ile davalı şirketler arasında düzenlenen Özel Güvenlik Hizmet alım sözleşmesi ve sözleşme ekinde düzenlenen teknik ve idari şartnameler gereği çıkan işçiler için davacı kurum tarafından ödenen tazminatların rücuen tazmini isteminden kaynaklanmakta olup, davacı kurum ile davalılar arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde(37/1.madde), uyuşmazlık halinde yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri ve icra daireleri olduğu belirlenerek yetkili yer sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Taraflar tacir olup somut olayda kesin yetki kuralının bulunmaması, davalıların süresinde verikleri cevap dilekçesi ile yetki itirazlarında bulunması ve 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkiye dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde ;taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesi olarak tarafların imzaları ile ve hür iradeleri ile Ankara mahkemelerinin yetkili olduğunun belirlenmiş olması nedeni ile, işbu davanın HMK’nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine, kararın kesinleşmesini müteakip ve HMK 20. maddesi gereğince yasal süresinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili olan Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmesi için Ankara Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna müzekkere ile gönderilmesine, HMK’nun 20. Maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 331/2. maddesi gereğince talep halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine HMK 331/2. maddesi gereğince yetkili mahkemesince bir karar verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın HMK’nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE, yetkili mahkemenin ANKARA Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Kararın kesinleşmesini müteakip ve HMK 20. maddesi gereğince yasal süresinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili olan Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmesi için Ankara Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna müzekkere ile gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. Maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 331/2. maddesi gereğince talep halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine HMK 331/2. maddesi gereğince yetkili mahkemesince bir karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme ile karar verildi. …

Katip …

Hakim …