Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/36 E. 2022/273 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO :***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2008 yılından beri davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif Yönetim Kurulunun *** tarih ve *** sayılı kararı ile alınan ortaklıktan çıkarma kararında, 20.686,00 TL borcun zamanında ödenmediği, iki ihtarnamede verilen süreler içerisinde de ödenmediği, bu nedenle davacının ortaklıktan çıkarıldığının belirtildiğini, işbu ortaklıktan çıkarma kararının davacıya tebliğ edildiğini, davacının ortaklıktan çıkarma kararının yapılacak ilk genel kurulda görüşülmesi talebi ile karara itiraz edildiğini, *** Noterliği’nin *** tarihli *** yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek davacının, davalı kooperatif yönetim kuruluna talebinin gönderildiğini, bu ihtarnamenin *** tarihin de kooperatife tebliğ edildiğini, davalı kooperatifin *** tarihinde olağan genel kurul toplantısının gerçekleştirildiğini, bu toplantıda 12 numaralı gündem maddesinde ortaklıktan çıkarma kararlarının görüşüldüğünü, bu madde kapsamında sadece Mehmet Yıldıran ve Yakup Yıldırım’ın ortaklıktan çıkarma kararları oylandığını, fakat davacının ortaklıktan çıkarılma kararının görüşülmediğini, bu nedenle davacı hakkında alınan ortaklıktan çıkarma kararı hukuka aykırı olup, davalı kooperatif yönetim kurulunca, kötü niyetli olarak yapılan ilk Genel Kurul toplantısında gündeme alınmadığını ve görüşülmediğini, davacı dışında Yönetim Kuruluna itiraz süresi içerisinde noter aracılığıyla itiraz eden ve ihraç kararları gündeme alınmayan birçok kooperatif ortağının bulunduğunu, Kooperatif Yönetim Kuruluna, otaklıktan çıkarma kararlarına itirazları içeren ve 10 kooperatif ortağı adına vekâleten ayrı ayrı gönderilen ihtarnameler olmasına ve bu ihtarnamelerin tebliğ edilmiş olmasına rağmen bu kooperatif ortaklarından sadece 2 kişinin ortaklıktan çıkarılması kararının gündeme alındığını, nu durumun hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, davacı adına vekâleten noter aracılığıyla yapılan itirazların dikkate alınarak genel kurul toplantısında ilgili gündem maddesinde görüşülmesinin kanuni bir zorunluluk olduğunu, davalı kooperatif Yönetim kurulunca, davacının ihraç kararının gündeme alınmamasının kötü niyetli davranıldığının göstergesi olduğunu, davacının haklarını kullanmasını da engellemeye yönelik olduğunu, bu nedenle davacı hakkında alınan ortaklıktan çıkarma kararının iptali için işbu davanın açıldığını, davacının emekli asker olduğunu ve kooperatife üye olduğu 2008 yılından beri kooperatife ilişkin ödemelerini düzenli bir şekilde yaptığını, davacıya hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olarak yüksek miktarlarda borçlar çıkarıldığını ve kooperatif ortaklarının maddi ve manevi olarak yıkıma sürüklendiğini, davacının, 14 yıldır nereye harcandığını dahi bilmediği ödemelerini düzenli ve eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen çıkarılan maliyetler karşısında maddi ve manevi olarak yıkıldığını, davacının kooperatif ortaklığına girdikten sonra bütün ödemelerini yaptığını, bu ödemeler karşılığında da evini teslim alacağı davalı tarafından davacıya taahhüt edilmiş olmasına rağmen davacının kararlaştırılan tarihlerde evini teslim alamadığını, davalı kooperatifin davacıya daha sonra ek maliyet çıkarıldığını, davacının kendisine çıkarılan bu ek maliyeti de ödediğini, daha sonraki yıllarda kooperatif yönetimi tarafından maliyet hesaplamalarında yanlışlık olmuş denilerek davacı ve diğer kooperatif ortaklarından yeni bir ek maliyet alındığını, en son 2021 yılında nasıl hesaplandığı bilinmeyen yeni bir ek maliyet çıkarıldığını ve kooperatif ortaklarından bu borçların ödenmesinin istendiğini, davacı ve diğer kooperatif ortaklarının bu ek maliyet çıkarılmadan önce sırf kooperatifteki inşaat faaliyetlerinin tamamlanabilmesi ve evlerini teslim alabilmeleri için iyi niyetli olarak ödemelerinin tamamını yapmış olmalarına rağmen davalı kooperatifin inşaat faaliyetlerini yapmayarak ve kooperatif ortaklarına evlerine teslim etmeyerek davacı ve diğer kooperatif ortaklarının güvenini zedelediğini, kooperatifin inşaat faaliyetlerinin halen devam ettiğini, davacının kura ile belirlenen dairesinin bulunduğu binanın inşaatının da 15 yıldır devam ettiğini, davacı ve diğer kooperatif ortaklarından inşaatı devam eden binaların, uzun zamandır tamamlanmadığı için artık tamamlanıp, sahiplerine teslim edilemeden çürümeye başladığını, davalı kooperatif yönetim kurulunun basiretsiz, özensiz ve kusurlu davranışları ile kooperatif ortaklarının dairelerine kötü niyetli olarak el koyduklarını, davalı tarafından kooperatif ortaklarına eşit davranılmadığını, örneğin konutu erken teslim edilen üyelerden alınması kararlaştırılan kira bedellerinin tahsil edilmediğini belirterek davacı hakkında alınan ortaklıktan çıkarma kararının iptali ile davacının kooperatif ortaklığının devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhinde verilen ihraç kararı nedeni ile davacının genel kurula itiraz ettiğini, genel kurula itiraz edildiği takdirde genel kurulda karar alınmadığı sürece kooperatife ve yönetim kuruluna karşı dava açılamayacağını, bu nedenle davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini, yönetim kurulu kararı ile ihraç edilen davacının, yapılacak ilk genel kurula itiraz edeceğini noter kanalı ile yönetim kuruluna bildirdiğini, bu bildirimi müteakip davalı kooperatifin *** tarihli genel kurul toplantısına bu hususun gündem maddesi olarak aldığını ancak davacı ile birlikte yönetim kurulu kararı ile ihraç edilmiş üyelerin itirazlarının görüşüleceği ***tarihli genel kurul toplantısının ilgili gündem maddesinin görüşülmesine başlanması ile birlikte davacının durumundaki üyelerle birlikte onlara destek amaçlı bazı üyelerin divan başkanlığı önüne yığılmalarına karşın, kooperatife karşı edimlerini tam olarak yerine getirmiş üyelerin de karşı görüş bildirmeleri üzerine divan önünde oluşan gerginlikler nedeni ile meydana gelen kargaşada yalnızca iki üyenin ihraç işleminin onaylandığını, davacı ve aynı durumdaki diğer üyeler hakkında karar alınamadığının genel kurul sona erdiğinde anlaşıldığını, dolayısı ile davacının itirazı hakkında genel kurulda karar alınamaması nedeni ile davacının üyeliğinin devam ettiğini, genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamayacağını, genel kurulca verilecek gerekçeli karar davacıya tebliğ edilmeden, davacının ihraç kararının iptali davası açma süresinin başlamayacağını, davacının dava açmasında hukuki yararının olmadığını, davacının ihracına gerekçe yapılan geçerli bir genel kurul kararına dayalı borcu bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, davacıdan talep edilen ödemelerin kooperatifin kesinleşmiş genel kurul kararlarına dayalı alacak talebinden ibaret olduğunu, kooperatif genel kurulunda alınan kararın iptal edilmediği sürece geçerli olduğunu, davacıyı bağlayacağını, *** tarihinden önceki kooperatif eski yönetim kurulunca aynen davacı yan beyanlarında belirtildiği şekilde genel kurul kararı olmaksızın ortaya çıkartılan *** tarihli farazi konut kesin maliyet hesaplarının ana sözleşmeye ve kooperatifin fiili durumuna aykırı olarak yanlış ve eksik hesaplandığını ve toplanan paraların da gerektiği gibi inşaatların yapımına aktarılmadığının tespiti ile birlikte şimdiki yöneticilerin organizasyonu sayesinde kooperatif deneticileri tarafından kooperatif genel kurulu olağanüstü toplanarak, 2005 yılından beridir aralıksız olarak son 10 yıldır görev yapan yöneticilerin görevlerine *** tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında son verildiğini, *** tarihinde seçilen davalı kooperatifin yeni seçilen şimdiki yöneticileri tarafından kooperatif defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde önceki yöneticiler tarafından herhangi bir genel kurulda yetki alınmaksızın ortaya çıkarılmış olan *** tarihli maliyet hesaplarının kooperatif değişen ana sözleşmesinin özellikle 61. maddesine aykırı olduğu, kooperatifin bankalara olan kredi borçlarının, SGK ve Vergi Dairesi’ne borçlarının, özellikle taşeronlara verilen usulsüz avansların, ayrılan ortaklara yapılacak ödemeler vb gider kalemlerinin de kooperatifin gerçek durumunu yansıtacak şekilde hesaplara dâhil edilmediğinin tespit edildiğini, devamında bu durumun görüşülmesi için davacının da içinde yer aldığı 308 ortağa çağrı yapılarak, 308 ortağa ait konut inşaatları ile arsa sahiplerine ait 138 konut inşaatı ve 33 adet dükkan inşaatlarının tamamlanabilmesi için öncelikle *** tarihi baz alınmak sureti ile eski yöneticilerin çıkarttığı hesapların yeniden yapılması için bu konu kooperatifin *** tarihli olağan genel kurulunun 11. gündem maddesinde görüşülerek 308 ortak için eski yöneticiler tarafından çıkarılan 2014 tarihli kesin maliyet hesaplarının yeniden yapılarak ortaklara tebliğ edilmesine ve tebliğden sonra çıkan farkın 4 eşit taksit ile ödenmesine karar verildiğini, davacının söz konusu toplantıya katılmadığını, toplantıda alınan kararlar aleyhinde dava açılmadığını ve kararların kesinleştiğini, söz konusu hesapların davacı dahil tüm ortaklara tebliğ edildiğini, ne davacı ne de başka üyelerin itirazı olmadığını ve ana sözleme gereği hesapların kesinleştiğini, davacının yeniden yapılan hesaplar nedeni ile kendisine çıkarılan borcu ödemediğini, akabinde bir kısım ortağın ödeme yapmamaları, bu süreçte azımsanamayacak sayıda ortağın istifası ve ihraçları nedeniyle bunlara yapılan geri ödemelerin ortaya çıkması, ödeme dengesinin bozulması sonucunda devam eden yıllar içerisinde kooperatifin kredi borçlarının, sgk borçlarının ve vergi borçlarının süresinde ödenememesinden kaynaklı ilaveten ortaya çıkan finansman, faiz ve gecikme zammı giderleri ile genel yönetim giderlerinin oluşması ve özellikle önceki yöneticiler tarafından taşeronlara verilen yüklü tutarlardaki avansların karşılıksız çıkması ve imalata dönüşmemesi nedeni ile inşaatların tamamlanamayacağının görülmesi üzerine değişen koşullara uyum sağlamak üzere söz konusu *** tarihi baz alınmak sureti ile yapılmış hesapların güncellenmesi zaruretinin ortaya çıktığını, kooperatif genel kurulu tarafından kabul edilmiş bir kesin hesap maliyeti olsa dahi değişen durumlar ve geçen zaman içerisinde yeni bir kesin maliyet hesabının belirlenmesinin mümkün olduğunu, her ne kadar önceki maliyet hesaplarına kesin hesap denilse de ortakların kabulü ile yapılan bu hesapların inşaatlar tamamlanana kadar geçici-ara maliyet hesapları olarak kabul edilmesi gerektiğini, ortaya çıkan sayılan olumsuzlukların yine davacının da davet edildiği davalı kooperatifin ***tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 13. gündem maddesinde ortakların bilgisine sunulduğunu ve yapılan görüşmeler neticesinde “*** tarihli konut kesin maliyet bedeli hesaplarında yer alan maliyet bedelleri dışında, *** tarihinden ***tarihine kadar inşaat maliyet bedellerinin artışına neden olan fiilen gerçekleşmiş her türlü gider ile birlikte gerçekleşmiş olan genel yönetim giderlerini karşılamak üzere tüm ortakların ***tarihine kadar 5.000,00 (beşbinlira) TL ödeme yapmaları, söz konusu giderlerle ilgili yönetim kurulu tarafından güncellenmiş hesapların taahhütlü mektup ile ortakların bilgilendirilmesinden 1(bir) ay sonra başlamak üzere ve 10 (on) ay eşit taksitler ile ortakların kalan ödemeleri yapmaları” oy birliği ile kabul edildiğini, alınan kararların iptali yönünde herhangi bir dava açılmadığını ve alınan kararların kesinleştiğini, davacının daha önce kendisine çıkarılan konut kesin maliyet bedelini ödemediği için ihraç olması nedeni ile toplantıya katılmadığını, devamında kooperatife başvurup borcunu ödediği için tekrar üyeliğe döndüğünü, alınan karar çerçevesinde kooperatifin değişen ana sözleşmesinin 61. maddesinde belirtilen usul ve esaslar dahilinde hazırlanan güncellenmiş konut kesin maliyet bedeli hesapları uyarınca, davacıya ait maliyet bedeli hesabının tüm ortaklarla birlikte davacıya PTT taahhütlü mektup marifeti ile ***tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu genel kurul kararı uyarınca güncellenen hesaplar nedeni ile davacı kendisine çıkartılan 60.233,38 TL tutarlı ödemeye karşılık, davacının kooperatife yaptığı ödemelere ilişkin cari hesap ekstresine göre davacının borcunun 28.500,00 TL kısmını ödemiş olup, dava tarihi itibarı ile davalıya 31.733,38 TL tutarında borcu bulunduğunu, ayrıca 6.486,26 TL gecikme cezası borcu nbulunduğunu, kooperatif üyelerinin kooperatif sona erene kadar kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmekle yükümlü olduklarını, büyük bir çoğunluktaki üyelerin güncellenmiş maliyet hesabı bedellerini eksiksiz ödedikleri halde davacının de içinde yer aldığı bir grup ortağın üzerlerine düşen ödemeleri hiç ya da kısmen ısrarla yapmamalarından kaynaklı olarak tüm kooperatif üyelerine ve arsa sahiplerine ait konut ve dükkan inşaatlarının tamamlanamaması nedeniyle hem yükümlülüklerini tam olarak yerine getiren hem de getirmeyen ortakların gerek inşaat maliyetlerinin artmasından kaynaklı olarak, gerekse arsa sahiplerine gecikmelerden kaynaklı olarak ödenecek tazminatlar nedeni ile telafisi güç mağduriyetlerle karılaşacak olmalarının özellikle yükümlülüklerini zamanında yerine getirmiş olan üyeler açısından hakkaniyete aykırı bir durum oluşturacağını, davacı ile aynı durumda olan üyelere karşı alacak davalarının açıldığını, davaların Kayseri 1. ve 2. Asliye Ticaret Mahkemelerinde derdest olduğunu, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dosyasının iş bu dosyada bekletici mesele yapılması yönündeki davacı talebinin iş bu dava yönünden hukuki dayanağı bulunmadığını, genel kurulda davacı hakkında bir karar alınmadığı için davacının üyeliğinin devam ettiğini kabul ettiğini fakat davalı kooperatifin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesi ile kooperatif yönetim kurulu ihraç kararın iptalini dilemiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde davacının genel kurula itiraz ettiğini, genel kurulda tartışma çıkınca davacının itirazı ve davacının üyeliği hakkında herhangi bir karar alınmasının unutulduğunu, davacının kooperatif üyeliğinin devam ettiğini kabul etmiş ve davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını ileri sürmüştür.
Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi “..Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Ana sözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır” hükmünü havidir.
Somut olayda davacı aleyhinde, davalı Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından, Kooperatifler Kanunu’nun 16/2. maddesinde belirlenen usule uygun olarak birinci ve ikinci ihtarnamenin düzenlendiği, ihtarnamelerin kanunda ve Yargıtay kararlarında aranan şekil şartlarını taşıdığı, davacının birinci ve ikinci ihtarnamede yazan borcu ödememesi üzerine davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı aleyhinde ihraç kararı verdiği, söz konusu karar ile öncesindeki birinci ve ikinci ihtarın davacı tarafından tebliğ alındığı, davacının ihraç kararına karşı genel kurulda görüşülmek üzere itiraz ettiği, itirazın gündeme alınmakla birlikte genel kurulda görüşülmesinin unutulduğu taraflar arasında çekişmesizdir.
Mahkememizce öncelikle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı üzerinde durulmuştur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/4. maddesi uyarınca, yönetim kurulunun alacağı ihraç kararı üzerine ortak, genel kurula itiraz edebileceği gibi, mahkemeye iptal davası da açabilir. Anılan Kanun’un 16/3-4 ile 4. maddeleri davalı kooperatif anasözleşmesinin 14/2. ve 3. maddelerinde “Ortak çıkarma kararının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Tebliğ edilen karar yönetim kurulunca verilmiş ise ortak üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.” hükmüne yer verilmiştir. Bir üyenin yönetim kurulunun ihraç kararına itirazı ihraç kararının iptali davasından önce yönetimce genel kurula intikal ettirilmiş ve üye aleyhine davadan önce karar verilmiş ise, davanın yönetim kurulu kararına karşı açılmadığı, genel kurulca verilen karara karşı süresinde itiraz davası olarak açıldığı kabul edilerek, bundan sonra davanın esasına girilmesi; genel kurulca itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, ortaklık devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesi; şayet yargılama aşamasında bu itiraz genel kurula intikal ettirilmiş ise, genel kurul kararı sonucu beklenilerek bu karar ortak aleyhine çıktığı takdirde davaya genel kurul kararının iptali olarak devam edilmesi; genel kurulca itirazın kabulüne karar verilmesi halinde davanın konusunun kalmayacağının düşünülmesi; itiraz genel kurula davadan önce ya da sonra intikal ettirilmemiş ve intikal ettirilmeyecekse, üyeliğin askıda ve devam ettiği, yönetim kurulunun ihraç kararına karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. ( Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2015/8774 Esas 2016/2290 Karar sayılı)
Medeni Usul Hukuku’nda, davacının mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir dava açılabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte haklı bir yararının bulunması gerekir.
Öte yandan, bu hukuksal yararın, “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması gerekir. Öğreti ve yargısal kararlarda, hukuki yarar, “dava şartı” olarak kabul edilmiştir. Bu şart, “dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri” olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.11.1982 gün ve 1982/7-1874 E., 1982/914 K.; 05.06.1996 gün ve 1996/18-337 E. 1996/542 K.; 10.11.1999 gün ve 1999/1-937 E. 1999/946 K. ile 25.05.2011 gün ve 2011/11-186 E. 2011/352 K. sayılı kararları)
Dava açmakta hukuki yarar olduğunun kabulü için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir.Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez. Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011, s.297)
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında davacının hukuki durumu dikkate alındığında davacı ihraç kararı hakkında genel kurula itiraz edilmiş ancak kooperatifçe genel kurulda görüşülmesini sağlamakla yükümlü olduğu halde görüşülmediği anlaşılmıştır. Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere davacının itiraz genel kurula davadan önce ya da sonra intikal ettirilmemiş ve intikal ettirilmeyecekse, üyeliğin askıda ve devam ettiği anlaşıldığından davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-AAÜT’ye hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*