Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/355 E. 2023/352 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas -***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI :1- ***
VEKİLİ :Av.
DAVALILAR :2-*** KAYSERİ
:3- ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde müvekkilinin kullanmakta olduğu 38 … plakalı araç ile …’ın sürücüsü diğer davalı … Tic. A.Ş.’nin ise işleten olduğu 38 … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı Murat’ın kullanmış olduğu aracın geri geri hareket ederken arkasını kontrol etmeden caddeye çıktığını ve kontrolsüz bir şekilde müvekkiline ait araca çarptığını, kaza neticesinde aracın yaklaşık 25.000,00 TL’lik hasarı oluştuğunu, müvekkilinin aracında değer kaybı meydana geldiğini, davadan önce sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde 5.000,00 TL ödeme yapıldığını ve arabuluculuğa yapılan başvurularda sonuç alınamadığını ileri sürerek; 100,00 TL değer kaybı 100,00 TL ikame araç bedeli olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar … Ticaret A.Ş.ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tüm taleplerinin zaman aşımına uğradığını, hak düşürücü süreye uğradığını, sigorta şirketinin davacı tarafın zararlarını karşıladığını, meydana gelen kazada müvekkillerinin bir kusuru olmadığını, bahse konu 40.000,00 TL değer kaybı talebinin fahiş olduğunu, aracın tamirde kaldığı süreye ilişkin dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediğini savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu araçtaki değe kaybı talepleri için 5.000,00 TL değer kaybı hesaplandığını ve davadan önce davacı tarafa ödendiğini, ayrı araçtaki maddi hasar talepleri için kasko sigortacısı …’ya 4.973,18 TL ödendiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davcının kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunmadığını, savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’in mahkememize sunmuş olduğu 14/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kaza olayının maddi hasarlı ve iki taraflı bir trafik Kazası olduğunu, sürücü … sevk ve idaresindeki 38 … plakalı aracı sürerken Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde asli kusurlu sayılan trafik kurallarından ve aşağıda detaylıca bahsetmiş olduğum ilgili maddelerindeki hallerini ihlal etmiş, geri geri aracını çıkarırken yol ve trafik durumunu kontrol etmemiş, doğrultu değiştirme manevrasını hatalı yaparak yolda seyir halinde olan araca kontrolsüzce çarpmış, diğer araçların geçişini engellemeyecek ve yolu kullananları tehlikeye düşürmeyecek şekilde ve en az manevra ile geri dönüş yapmamış, başkalarının can ve mal güvenliğine zarar vermiş ve hatalı bir sürüş şekli izlemiştir. Bu nedenle 38 … plakalı araç sürücüsü …’ ın meydana gelen olayda tamamen sorumlu olduğunu, 38 … plakalı araç sürücüsü ***’ ün; kaza mahallinde taraflarca tanzim edilen kaza tespit tutanağı ve olaya ait yapmış olduğum teknik incelemelerimden, yolda aracı ile normal şekilde seyir halinde gitmesi nedeni ile meydana gelen kaza olayında bir ihmalinin bulunmadığı ve herhangi bir trafik kuralını ihlal etmediği, davacı *** tarafından dava konusu araç için 01.01.2022 olay tarihi itibarıyla meydana gelen araç Toplam Maddi Zararının; yedek parça, işçilik, ikame araç ve değer kaybı dahil olmak üzere % 18 KDV dahil 16.573,17 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir.
Davacı vekili *** tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ettiğini mahkememize bildirmiş ve gerekli ıslah harcını yatırdığına dair sayman mutemet alındısı evrakını mahkememize ibraz etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı talebinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki ve davalı ***… A.Ş’nin işleten olduğu 38 … aracın kendisine ait ve kendisini sevk ve idaresindeki 38 … araca ***günü çarptığını ve araçlarında hasar meydana geldiğinden bahisle değer kaybı, ikame araç bedeli talebinde bulunmuştur.
Davalı sigorta şirketi 5.000,00 TL ödeme yaptığını, kasko sigortacısına ödeme yaptığınını, kusura itiraz ettiklerini, değer kaybının oluşmadığını, kısmi dava açmasında hukuki yararını olmadığını, gelir kaybından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini dilemiştir. Davalılar ***… AŞ ve … ise zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında buunduklarını, sigorta şirketi, zararı karşıladığını, kusura itiraz ettiklerini, değer kaybını kabul etmediklerini, tamir süresini kabul etmediklerini, kasko sigortasının araştırılması gerektiğini, ikame araç bedelini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m. 72 haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz. Ceza zamanışımı süresi dolmuş ise on yıllık hak düşürücü süre içinde olmak kaydıyla zararın (gelişen durumun sona ermesinden itibaren) ve failin öğrenilmesinden itibaren iki yıllık süre içinde de dava açılabileceği düzenlenmiştir. Mahkememiz ön inceleme duruşmasının 1 nolu ara kararı ile kaza tarihinin ***olması karşısında zamanaşımı itirazı reddedilmiştir. Dava konusunda kanunen düzenlenmiş bir hak düşürücü süre olmadığından ilgili itiraz reddedilmiştir.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, 38 … plakalı aracın davalı sigorta şirketi bünyesinde sigortalandığı tescil kayıtları uyarınca malikin … Ticaret Anonim Şirketi ve kaza tespit tutanağı uyarınca sürücüsünün … olduğu ve 38 … plakalı aracın davacıya ait olduğu olduğu anlaşılmıştır.
-Kusur ön sorun değerlendirmesinde,
Mahkememizce kural ihlali noktasında raporu alınmış, kusur raporu ve kaza tespit tutanağı uyarınca sürücü … sevk ve idaresindeki 38 … plakalı aracı sürerken Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde asli kusurlu sayılan trafik kurallarından ve geri geri aracını çıkarırken yol ve trafik durumunu kontrol etmemiş, doğrultu değiştirme manevrasını hatalı yaparak yolda seyir halinde olan araca kontrolsüzce çarpmış, diğer araçların geçişini engellemeyecek ve yolu kullananları tehlikeye düşürmeyecek şekilde ve en az manevra ile geri dönüş yapmadığından tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
-İkame araç bedeline ait değerlendirmede;
Davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan hasarın onarımı için gerekli makul sürede, davacının ikame araç temin etmek ve suretle masraf yapmak zorunda kalacağı, bu zararının da tazmininin gerektiği, davalılardan istenen araç mahrumiyet zararını yönünden talep edilen araç mahrumiyetine ilişkin zararın belirlenmesinde hasara uğrayan aracın markası, özellikleri ve model yılı ile aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği dikkate alınarak objektif olarak hasara uğrayan aracın onarımı için gerekli süre ve emsal aracın ikamesinin kullanımı için ödenecek ücret ile bu aracın kullanılamadığı süre içerisinde elde edilen yararlar dikkate alınarak sözkonusu zararın kapsamı belirlenmesi gerekmektedir.
Davacının aracının 2 günde tamir edilebileceğinden günlük araç kira bedeli 800 TL kabul edilerek 1.600,00 TL bedel olduğu bilirkişi raporunun uygun olduğu görülmüştür. Ancak kaza gerçekleştikten sonra davacı ait aracın kasko sigortası tarafından ikame araç temin edildiğinden ilgili talep reddedilmiştir.
-Değer kaybına dair değerlendirmede;
Yargıtay Yerleşik uygulamalarına uygun olarak, değer kaybının kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın km’si, metal komponentlerin yoğunluğu, korozyon dozajı ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı), tramer kayıtlarına göre araçta meydana gelen hasarlar irdelenerek, emsal satışlar da araştırılmak suretiyle, aracın olay tarihindeki 2. el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının bilirkişiler tarafından hesaplanması gerekir.
Dosya kapsamında alınan rapor Yargıtay uygulamalarına uygun olduğundan davacının aracının 10.000,00 TL değer kaybı zararı bulunduğu anlaşılmıştır. Sigorta şirketince 5.000,00 TL ödendiğinden bakiye zararın 5.000,00 TL olduğu görülmüştür.
-Sigorta şirketinin sorumluluğuna dair değerlendirmede;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır. (Yargıtay 17. HD’nin 28/10/2013 tarih ve 2013/9624 Esas, 2013/14505 Karar).
Kaldı ki 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5/a maddesine göre değer kaybı maddi zararlar teminatı içerisinde yer almaktadır. Somut olayda davalı sigorta şirketi değer kaybından sorumludur.
-Davalı … Ticaret Anonim Şirketi ve … sorumluluğuna dair değerlendirmede;
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E. ***)
Somut olayda, davalı … Ticaret Anonim Şirketi işleten olması nedeni ile kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde … ise haksız fiil hükümleri çerçevesinde (TBK’nun 49, 53 ve 65 hükümleri) uyarınca zarardan sorumludur.
– Faize ait değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluslarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
Sigortacının kısmi ödeme yapması halinde ise, söz konusu ödeme tarihi temerrüt tarihi olarak esas alınacaktır. Davalı gerçek kişi yönünden ise 6098 sayılı TBKnun 117/2 maddesinde göre haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşeceğinden olay tarihi itibariyle faize hükmedilmesi gerekir.
Anılan açıklamalar uyarınca davalının yapmış olduğu ödeme dikkate alınarak *** tarihi temerrüt sigorta şirketi yönünden bu tarihten başlatılmıştır. … ve … Ticaret Anonim Şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olay tarihi kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının ikame araç bedeline ilişkin davasının reddine,
2-Davacının değer kaybına ilişkin davasının kabulü ile, 5.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, alacağa sigorta şirketi yönünden 11/03/2022 tarihinden diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, faizin niteliğine ilişkin istemin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 341,55 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 83,68 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 164,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 177,17 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç ve 83,68 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 245,08 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.220,25 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.175,21 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
11-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,

Dair, davacı vekili ve davalı Temapol ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı *** A.Ş.’nin yokluğundan miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2023
Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*