Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/354 E. 2023/254 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … aracın park halindeyken … plaka sayılı vasıtanın maliki olan …’a ait aracın direksiyon kontrolünü kaybederek çöp konteynerine çarpması neticesinde aşırı süratli olması nedeniyle çöp konteyneri ile birlikte müvekkilinin aracının ön ve yan kısımlarına zarar vererek olay mahallini terk ettiğini, … plaka sayılı aracın … Sigorta A.Ş.’nin … poliçe no ile sigortalı olduğunu ve %100 oranında kusurlu olduğunu, davadan önce arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ihbar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini, diğer davalı yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, pert hususunda anlaşma sağlanamadığından dolayı ödeme yapılamadığını, talep sonucunun belirsiz olduğunu, başvuru şartının yerine getirilmediğini, değer kaybının ZMSS’ye göre yapılması gerektiğini, kusuru kabul etmediklerini, faize itirazlarının bulunduğunu savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen yasal 2 haftalık kesin süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.

HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi …’in mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; kazanın maddi hasarlı ve tek taraflı bir trafik kazası olduğunu, … plakalı firari araç sürücüsünün meydana gelen olayda tamamen sorumlu olduğunu, … plakalı aracın sahibi …’ın söz konusu kazada bir etkisinin olmadığını, … plakalı aracın olay tarihi itibariyle 51.223,80 TL’lik onarım maliyetinin olması ve aracın hasarsız hali ile 2. El piyasa rayiç değerinin 55.000,00 TL olması dikkate alındığında aracın onarımının ekonomik olmayacağını ve onarım masrafının aracın rayiç değerine çok yakın olması nedeniyle araca pert total işlemi yapılmasının uygun olacağını, … plakalı Iveco marka araç sahibi …’ın toplam zararının 30.000,00 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKEÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’a ait … plakalı aracın kendisine ait … plakalı park halindeki araca çarptığın aracın tam kusurlu olduğunu ve araçlarında hasar meydana geldiğinden bahisle tamir bedeli talebinde bulunmuştur.
Davalı dilekçesi ile, davacı ile pert hususunda anlaşma sağlanmadığından dolayı ödeme yapılamadığını, zamanaşmı itirazında bulunduklarını, yetkiye itiraz ettiklerini, talep sonucunun belirsiz olduğunu, başvuru şartını yerine getirmediklerini, değer kaybının ZMSS’ye göre yapılması gerektiğini, kusuru kabul etmediklerini, faize ve yargılama giderine itiraz ettiklerinden bahisle davanın reddini dilemiştir. Diğer davalı … davaya cevap vermemiştir.
-Kusur ön sorun değerlendirmesinde,
Mahkememizce kural ihlali raporu alınmış, rapor ve kaza tespit tutanağı uyarınca firari sürücü sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde asli kusurlu sayılan trafik kurallarından gece saatlerinde yol, trafik ve hava durumunu dikkate alarak araç kullanmamış, sürüş esnasında direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldaki çöp konteynerine ve park halinde olan davacıya ait … plakalı araca çarpmış olduğundan tam kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
– Hasara ait değerlendirmede;
Yargıtay Yerleşik uygulamalarına uygun olarak, kazalı aracın markası, modeli, yaşı ve hasarın boyutu birlikte irdelenmek suretiyle, kaza tarihi itibariyle hasarlı aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise, hasar bedeli, ekonomik değil ise kaza tarihindeki ikinci el satış bedeli ile kazadan sonraki hurda (sovtaj) değerinin tespit edilmesi, belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının tespiti yapılır.
Davacının aracındaki hasar bedeline dair değerlendirmede aracın pert işlemine tabi tutulmasının uygun olduğu, aracın hasarsız değerinin 55.000,00 TL ve sovtaj bedelini 25.000,00 TL olduğu ve davacının zararının 30.000,00 TL olduğuna dair hesaplamaların yerleşik Yargıtay uygulamalarına ve hakkaniyete uygun olduğundan rapora itibar edilmiştir.
-Sigorta şirketinin sorumluluğuna dair değerlendirmede;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Somut olayda davalı sigorta şirketi hasar bedelinden sorumludur.
-Davalı …’ın sorumluluğuna dair değerlendirmede;
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E. 2015/6031, K. 2015/13494) Somut olayda, aracın maliki ve yaralanan davalı … zarardan sorumludur.
Davacının talebi doğrultusunda faiz dava tarihinden işletilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile 30.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına, alacağa talep gibi dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.049,30 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 170,78 TL peşin harç ve 350,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 520,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.528,52 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 170,78 Peşin harç ve 350,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 601,48 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan kep reddiyat gideri 2,50 TL, dosya ücreti 5,00 TL, 10 elektronik tebligat gideri 75,00 TL, 2 müzekkere gideri 30,00 TL, 4 tebligat gideri 146,00 TL ve bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 1.058,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılarca yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*