Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/311 E. 2023/675 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …,
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali ve Yoklukla Malul Olduğunun Tespiti
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan kooperatif genel kurul kararının iptali ve yoklukla malul olduğunun tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 2000 yılında kurulmuş bir yapı kooperatifi olduğunu, müvekkili …’in ise bu kooperatife üye olarak, aidat borçlarını eksiksiz yerine getirdiğini, kooperatifin yaptığı dairelerden birini almaya hak kazandığını ve dairesinin tapusunu alıp yönetim kurulu tarafından üyelikle ilişiğinin kesildiğini, kendisinin 13 senedir genel kurullara çağrılmadığını, davalı kooperatifin … tarihinde olağan genel kurul ve *** tarihinde olağanüstü bir genel kurulu yaptığını, davalı kooperatifin her iki genel kurulunda da kesin hesap maliyeti ile alakalı bir takım düzenlemeler yaptığını, ancak yapılan genel kurulların tamamen yoklukla malül olduğunu, bu genel kurulda alınan kararların uygulanmaması gerektiğini, … tarihli genel kurula, 17 üyeye davet kağıdı gönderildiğini, *** tarihinde olağanüstü bir genel kurul öncesinde ise 29 üyeye genel kurul daveti gönderildiğini, … tarihli genel kurula sadece 11 kişi katıldığı ve 8 nolu karara kabul oyu verdiği; *** tarihli genel kurula ise 8 kişi katıldığı ve 3 nolu karara kabul oyu verdiklerini, oysa davalı kooperatif yönetiminin üyelere göndermiş olduğu *** yevmiye numaralı kesin hesap maliyeti raporuna göre, kendisine kesin hesap maliyetinden ötürü borç çıkarılan üye sayısının 187 olduğunu, ancak bu 187 kişi anılan genel kurula davet dahi edilmediğini, davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunun 8 nolu maddesi ve *** tarihli genel kurulunun 3 nolu maddesi ile alınmış kararların öncelikle ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması, davasının kabulü ile ilgili maddelerin yokluklarının tespiti veya iptal edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili uyap sisteminden sunduğu *** tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın süresinde olmadığını, davanın bu sebeple reddinin gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde her ne kadar genel kurula çağrılmadığını ileri sürerek bu sebeple eldeki davayı açmış ise de davanın dinlenebilmesine imkan olmadığını, zira genel kurul kararlarının salt çağrı eksikliği sebebiyle iptalinin mümkün olmadığı, iptali istenilen genel kurul kararlarının kanuna kooperatif ana sözleşmesine ve iyiniyet kurallarına aykırılığının bulunması gerektiğini, toplantıya çağrılmadığını iddia eden davacının genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu da iddia ve ispat etmesinin zorunlu olduğunu, davaya konu genel kurul kararlarında yasa, anasözleşme veya iyiniyet kurallarına aykırılık söz konusu olmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde dairesinin tapusunu aldığını ve üyelikle ilişkisinin kesildiğini beyan ettiğini, bir kooperatif ortağının istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerektiğini, kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumlu olduğunu belirterek davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça; genel kurul toplantı tutanaklarına, hazirun cetvellerine, kooperatif ana sözleşmesine, Kayseri 1. Noterliği’nin *** yevmiye numaralı kesin hesap maliyeti raporuna, kooperatife ait tüm defter ve kayıtlara, üyelik dosyasına, tanık, yemin, bilirkişi incelemesi ve keşife delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafça; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin *** Esas sayılı takip dosyasına, davalının kooperatif dosyasına, kesin maliyet hesabı raporu ve tebliğ evraklarına, 19/07/2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağına, tüm genel kurul toplantı tutanaklarına, kooperatif ana sözleşmesine, kooperatif kayıtlarına, tapu kayıtlarına, keşif, bilirkişi incelemesi ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak; a) Davacı …’in üyelik dosya örneğinin gönderilmesi, b) Davacı …’in peşin bedelli, sabit fiyatlı üye olup olmadığının sorularak böyle bir uygulama varsa buna ilişkin genel kurulu veya yönetim kurulu kararlarının, kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi, c) Davacı …’in üyelik nedeniyle borç ve ödemelerini gösterir hesap dökümlerinin gönderilmesi, d) Davacı kooperatifin ana sözleşmesi, genel kurul kararları, … ve *** tarihli genel kurul kararlarından ve bunlara ait hazirun cetvellerinin sıralı bir şekilde sunulmasının gönderilmesi, e)09/07/2021 tarihli ve 11216 yevmiye sayılı kesin hesap maliyet raporunun davacıya tebliğ edilip edilmediğinin sorularak, varsa davacıya tebliğ edildiğine ilişkin tebligat evrakı ile birlikte bu kesin hesap maliyet raporunun örneğinin sunulmasının istenilmiş, f) Bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerekmesi halinde kooperatifi kayıt ve defterlerinin bilirkişi incelemesine, hazır bulundurulacağı açık adresin ve bu adreste defter ve kayıtları bilirkişiye sunacak görevli kişinin adı soyadı ve telefon numarasının bildirilmesinin istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmemiştir. Bu konuda davalı vekiline süre verilmiş, davalı vekili tarafından *** tarihli dilekçe sunulmuştur.
Kayseri Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı Sınırlı Sorumlu *** Konut Yapı Kooperatifi’nin … ve *** tarihi de dahil olmak üzere en son tarihe kadar yaptığı tüm genel kurul toplantı tutanaklarından ve her bir genel kurul toplantısına ait hazirun cetvellerinden ve tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin eksiksiz ve okunaklı birer suretlerinin gönderilmesi, ayrıca davalı kooperatifin tebliğe elverişli güncel kayıtlı adresinin bildirilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kocasinan Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak ***, 353 ada, 8 parsel A blok, 2 bağımsız bölüm sayılı taşınmazın davalı kooperatiften itibaren kayıt maliklerini gösterir tedavüllü tapu kayıt örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 30/11/2022 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri 1. Noterliği’ne müzekkere yazılarak *** yevmiye numaralı kesin hesap maliyeti raporuna ilişkin işlemlerin fotokopisi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 02/11/2022 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir bilirkişiye, bir inşaat mühendisi bilirkişiye ve bir nitelikli hesap bilirkişisinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, inşaat mühendisi bilirkişiye ayrıca davalı kooperatifin inşaatları üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince davalı kooperatifin defter ve kayıtları, iddia ve savunma, kooperatif ana sözleşmesi, genel kurul kararları, dosya içerisindeki beyan, belge ve tüm deliller incelenerek ve inşaat mühendisi bilirkişiye ayrıca davalı kooperatifin inşaatları üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi verilerek; davacının kooperatifin üyesi olup olmadığı, kooperatiften istifasına dair ihtarname, yazı, kayıt, karar olup olmadığı, davacının istifası veya ihracı hakkında ya da davacının üyelikten çıkarılması hakkında kooperatifin genel kurulunda ya da yönetim kurulunda alınmış bir karar olup olmadığı, davacı tarafından davalı kooperatife ihtar veya tebliğ edilmiş istifa varsa bunun tarihinin ne olduğu, bu ihtar üzerine kooperatif yönetim veya genel kurulunca alınmış bir karar olup olmadığı, davacının peşin bedelli üye olup olmadığı bu yönde genel kurul kararı, ana sözleşme maddesi, kooperatifin fiili ve yaygın bir uygulaması olup olmadığı, davacının üyeliği nedeni ile alacak borç durumunun ne olduğu, davacıdan en son hangi tarihte ne miktarda kooperatif tarafından tahsilat yapıldığı, davacıdan yapılan toplam tahsilat miktarının ne olduğu, davacıya daha önce çıkarılan kesin maliyet hesabı olup olmadığı ve davacının daha önce çıkarılan bu kesin hesap maliyetindeki borcunu ödeyip ödemediği, bu borcun miktarının ne olduğu, ödeme tarihinin ve ödenen miktarın ne olduğu, davacıya üyeliği nedeni ile tahsis edilen konutun tapu kaydının kooperatif tarafından davacıya devredilip devredilmediği, devir varsa tarihinin ne olduğu, davalı kooperatifin inşaatlarını etaplar halinde ve/veya bloklar halinde tamamlayıp yaparak üyelerine teslim edip etmediği, davacıya verilen dairenin tamamlanıp teslim edilen bloklarda olup olmadığı, dava konusu … tarihli genel kurulun 8. maddesi ile … tarihli genel kurul kararının 3. maddesinin içerik bakımından ana sözleşmeye, kanuna ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, şekil bakımından ise toplantı ve karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir ***’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** havale tarihli raporunda özetle; “…’in kesin hesaptan 54.000,00- TL borçlu olduğu, 48.912,00-TL ödeme yaptığı, ayrıca 5.000,00-TL şerefiye bedeli kadar borçlandırıldığı, borç ve ödeme mahsubundan sonra: (54.000,00 + 5.000,00 – 48.912,00) 10.088,00-TL güncel borcu olduğu ancak 7410 sayılı Kanun çerçevesinde aranan şartların sağlanması halinde “genel gider” dışında davalı tarafından herhangi bir alacak talebinde bulunulamayacağı, … ve *** tarihli genel kurullarda davalı kooperatif tasfiye aşamasında olduğundan ve her iki genel kurulda da gayri menkul satımına ilişkin bir karar alınmamış olduğundan, Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesi gereği toplantı nisabı aranmayacağı, heyetimizce tespit editlmiş olup, işbu raporu takdir ve ifası sayın mahkemeye ait olmak üzere sunarız.” şeklinde bildirimde bulunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Davalı kooperatifçe yapılmış olan14/03/2016 tarihli genel kurul toplantısının 8. ve … tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı kararlarının yokluk veya iptal istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz yetkili ve görevlidir. Zira davalı kooperatifin işlem merkezi Kayseri’dir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile dava, mahkememiz heyeti tarafından sonuçlandırılmıştır.
Dava dilekçesinde dava konusu edilen genel kurulun kararlarının icrasının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, mahkememizce öncelikle ihtiyati tedbir talebi hakkında davalı kooperatif yönetim kurulunun görüşü alınmış, bilahare mahkememizin 27/10/2022 tarihli ara kararı ile dosya kapsamı itibarı ile ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların yargılamayı gerektirdiği, mevcut durum itibarı ile yaklaşık ispat sağlayıcı delil bulunmadığı nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konuları; Davalı kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısının 8. ve … tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı kararlarının yokluk veya iptal koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hukuki yarar yönünden yapılan irdelemede; Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Aynı madde hükmü uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir.
Davacı, dava dilekçesinde davalı kooperatifle ilişiğinin kesildiğini, hali hazırda kooperatifin ortağı olmadığını iddia etmektedir.
Genel kurul kararının iptali davalarında, üyenin yargılamanın sonuna kadar kooperatif üyeliğinin devam etmesi dava şartıdır. Davacının kooperatif ortağı olup olmadığının aşağıda ayrı değerlendirilecektir. Ancak iptali istenen genel kurul kararları davacıyı bizzat ilgilendirdiğinden ve istifadan sonra dahi genel kurulda tespit edilen bu bedel ve mali yükümlülükler kendisinden isteneceğinden, ancak bir an için davacının kooperatif ortaklığından ayrıldığının kabul edilse dahi davacının genel kurul kararlarının iptalini veya yoklukla malül olduğunun tespitini istemede hukuki yararı vardır. Bu husus Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı emsal ilamı ile sabittir.
Hak düşürücü süre yönünden yapılan irdelemede; Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi “… yazılı kimseler kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.” şeklindedir.
Somut olayda davalı kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısının 8. ve … tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı kararlarının yokluk veya iptal istemiyle eldeki davayı açmıştır. Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca iptal istemiyle ilgili olarak bir aylık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Davalının bu konudaki itirazı yerindedir.
Ancak eldeki davada, dava konusu genel kurullarda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti de istenildiğinden, şekli bakımdan ve kurucu unsur bakımından emredici kurallara aykırı olduğundan alınan kararların hukuk aleminde hiçbir şekilde varlık kazanamayacağı, baştan itibaren geçersiz olduğu, geçmişe etkili olarak hüküm ve sonuçlarını doğuramayacağı nedeniyle yoklukla ilgili iddia ve talep yönünden bu nedenle de hak düşürücü süre şartının aranmayacağı gözetilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davacının kooperatifin ortağı olup olmadığının irdelenmesinde; Dava dilekçesinde ve yargılama sürecinde davacı, kooperatife olan borçlarını eksiksiz yerine getirdiğini, adına tahsis edilen dairenin tapusunu aldığını, kooperatifle ilişiğinin kalmadığını ileri sürmüştür.
Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.
Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesine göre kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler.
Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir.
Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir.
Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı emsal ilamı).
Dosyaya arasına celp edilen tapu kayıtlarının incelenmesinde kooperatif ortaklığı nedeniyle adına tahsis edilen Kayseri İli, *** Mahallesi, 353 ada, 8 parsel A blok, 2 bağımsız bölüm sayılı dairenin tapusunun *** tarihinde davalı kooperatif tarafından davacıya devredildiği, davacının kooperatif üyeliğinden istifa ettiği ya da ortaklıktan çıkarıldığına ilişkin kooperatif yönetim veya genel kurul kararı sunulmadığı görülmüştür.
Davalının kooperatif ortaklığından istifa etmiş veya çıkarılmış olması halinde ortaklık nedeniyle adına tescil edilen daireyi iade etmesi gerekirdi. Oysa somut uyuşmazlıkta davacıya kooperatif ortaklığı nedeniyle tapusu devredilen taşınmaz işbu dava tarihi itibarı ile ve halen davalı adına tapuda kayıtlı olup davacı bu taşınmazı davalı kooperatife iade etmemiştir. Davacı, taşınmazı davalı kooperatife iade etmediği için davalının üyeliğinin devam ettiği değerlendirilmiştir.
Kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısının 8. ve … tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı kararlarının iptali istemi irdelendiğinde; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Emredici nitelikte olan bu yasal düzenlemenin, davalı kooperatif anasözleşmesinin 36. maddesinde de de aynen tekrarlandığı görülmektedir.
Dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiriyi getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gereklidir. Ret oyu kullanılmasına rağmen, üyenin muhalefet şerhini oylama sonrasında yazdırmaması halinde, HMK’nun 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve ana sözleşmenin 36. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği de tartışmasızdır (Yargıtay 23. H.D.*** Karar).
Yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin *** sayılı kararında da da belirtildiği üzere; oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Muhalefetin, görüşülen öneriye değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiri getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gerekmektedir.
Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların yokluğu mu, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususu Türk ve yabancı doktrinde tartışmalı olup, çoğunluk düşüncesi, hukuki işlemlere güvenlik getirme amacı da dikkate alınarak bu nevi sakatlıkların müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu yönündedir.
Yine uyuşmazlık konusu olan … ve … tarihli genel kurullarda davalı kooperatif tasfiye aşamasında olduğundan ve her iki genel kurulda da gayri menkul satımına ilişkin bir karar alınmamış olduğundan, Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesi gereği toplantı nisabı aranmayacaktır. Buna yönelik davacı iddiası yerinde değildir.
Eldeki dava *** tarihinde açılmıştır.Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi “… yazılı kimseler kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.” şeklindedir.
Somut olayda davalı kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısının 8. ve … tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı kararlarının yokluk veya iptal istemiyle eldeki davayı açmıştır. Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca iptal istemiyle ilgili olarak bir aylık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Davalının bu konudaki itirazı yerindedir. Bu nedenle davacının iptal istemine ilişkin davasının reddi gerekmiştir.
Kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısının 8. ve … tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti istemi irdelendiğinde; Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir.
Genel kurul kararlarını sakatlayan hukuka aykırılıklar bakımından Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğince kararlar yoklukla malul, mutlak butlanla malul ve iptal edilebilir kararlar olarak üçe ayrılmaktadır. Emredici kurallara aykırı kararlar bakımından kararın şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici kurallara aykırılık halinde (örneğin, toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmaması) yokluk yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı, maddi-öze ilişkin kanunun emredici kurallarına aykırılık halinde ise (örneğin, kararın ahlaka ve adaba aykırı olması, konusunun imkansız olması, kesin hükme ve kanunun emredici madde hukuk kurallarına aykırı olması) alınan kararların mutlak butlanla malul olacağı, kişisel hakları ilgilendiren ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı kararların ise iptal edilebilir kararlar olduğu kabul edilmektedir.
Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.
Bu kapsamda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak toplantı yeter sayısı oluşmadan alınan kararların yok hükmünde olduğu bu kararlar bakımından taraflarca açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi kararların yok hükmünde olduğunun hakim tarafından re’sen nazara alınacağı bu kararlar bakımından dava açan kooperatif üyesinin genel kurula katılmış olması, karşı oy kullanması ve karara karşı muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılmasına ilişkin koşulların aranmayacağı, yok hükmünde olan kararların baştan itibaren hukuk aleminde varlık kazanmayacağı kabul edilmektedir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı ilamlarında aynı husus vurgulanmıştır.
Burada uyuşmazlık konusu edilen … tarihli genel kurul toplantısının 8. ve … tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı gündem maddelerinin tek tek incelenmesi gerekmiştir.
… tarihli genel kurul toplantısının 8. numaralı gündem maddesinde; “Kooperatifin 2006 yılından itibaren teslim edilen bloklardaki dairelerden teslim edildiği tarihten bugüne kadar geçen sürede kira bedellerinin tespit edilmesi, inşaat konut maliyetlerinin ana sözleşmenin ek 61, 62 ve 63. maddeye göre çıkartılması, endekslenmesinin karar bağlanması konusuna ilişkin olduğu, 2006 yılından itibaren teslim edilen bloklardaki dairelerden teslim edildiği tarihten başlamak üzere ve başlangıç yılı olarak 2006 yılı için teslim edilen konutlardan aylık net 20,00-TL kira bedeli alınması ve bu yılın baz alınarak bundan sonraki diğer yıllara değerleme kat sayısı ile endeksleme yapılarak kira bedellerinin tespit edilmesi inşaat konut maliyetlerine yansıtılması, ana sözleşmenin ek 61, 62 ve 63. maddeye göre çıkartılması ve endekslenme yapılması ve bu konuda iş ve işlemleri teknik bir komisyon marifetiyle yapmak üzere yönetim kurula yetki verilmesinin oy birliği ile kabul edildiği” görülmüştür.
… tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı gündem maddesinde; “Daha önce sözleşmenin 61 maddesine göre çıkarılan konut kesin maliyetlerinin durumunun görüşüldüğü, Kayseri 1. Noterliği’nin *** yevmiye numarası ile imzaları noterce onaylandıktan sonra *** tarihinde kooperatif yönetim kuruluna tutanakla teslim edilen konut kesin hesap maliyetlerinin iptal edilerek ana sözleşmenin 61. maddesine göre yeniden çıkarılarak ve 2015 – 2020 kira bedelleri ilave edilerek ortaklara bakiye borç/alacaklarının tebliğ edilmesi, ortaklara tebliğ tarihinden itibaren izleyen ayın son günü muaccel olması, ortakların doğan bakiye borçlarını kooperatife senet vermek kaydı şartı ile 4 eşit taksitte ödeyebilmesi ve senet vermeyen ortakların borçlarının tamamının tebliğ tarihinden itibaren izleyen ayın son günü muaccel hale gelmesinden sonra ödenmeyen borçlara aylık %1,5 gecikme faizi uygulanmasının oy birliği ile kabul edildiği” görülmüştür.
Davacının davalı kooperatif ortaklığından istifa ettiği veya ortaklıktan çıkarıldığına dair davacının iddiası dışında bir delil bulunmamaktadır. Bir an için davacının ortaklıktan çıktığı veya çıkarıldığının kabul edilmesi durumunda, taraflar arasındaki çekişme, … tarihli genel kurul toplantısının 8. numaralı gündem maddesinde maddesinde kararlaştırılan kira bedelinden davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı ve*** tarihli genel kurul toplantısının 8. numaralı gündem maddesinde kararlaştırılan önceki konut kesin maliyetinin iptali ile yeniden konut kesin maliyeti çıkarılıp çıkarılamayacağı noktasında toplanacaktır.
Kural olarak, kooperatif ortaklığından istifa edenlerin, kooperatifçe ortakları için yaptırılan daireler üzerinde hakkı kalmayıp, dairenin kooperatife iadesi ile ancak ayrıldıkları yıl bilançosuna göre payına düşeni talep edebilmesi mümkündür. Başka bir deyişle, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi gerekir (Yargıtay 23. H.D. ***K. sayılı ilamları). İstifa eden ortağın ise, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 15. ve ana sözleşmenin 17. maddesi uyarınca, kooperatiften ayrıldığı yılın bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan bir ay geçtikten sonra, kooperatife ödediği miktarları talep edebileceği tabîdir. İstifanın ulaştığı tarihten sonra toplanan genel kurullarda inşaat finansmanı için aidat tahsiline dair alınan kararlar, istifa eden ortağı bağlamaz. İstifa eden ortak, istifa tarihinden sonra doğan aidat borçlarından sorumlu değil ise de istifadan sonra daireyi kooperatife geri vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve dava tarihine kadar genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden de sorumlu olacaktır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı kararı).
Kooperatif genel kurulu tarafından kabul edilmiş bir kesin maliyet olsa bile daha sonra yeni bir maliyet belirlenmesi mümkündür (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın ***Karar sayılı içtihadı). Zira değişen durumlar ve geçen zaman yeni bir kesin maliyet yapılmasını gerektirebilir.
Davalının kooperatif ortaklığından istifa etmiş olması halinde ortaklık nedeniyle adına tescil edilen daireyi iade etmesi gerekirdi. Oysa somut uyuşmazlıkta davacıya kooperatif ortaklığı nedeniyle tapusu devredilen taşınmaz işbu dava tarihi itibarı ile ve halen davalı adına tapuda kayıtlı olup davacı bu taşınmazı davalı kooperatife iade etmemiştir. Davacı, taşınmazı davalı kooperatife iade etmediği için davalının üyeliğinin devam ettiği anlaşılmıştır. Diğer taraftan davalının bir dönem genel kurullara çağrılmaması, adının hazirun tutanaklarında yer almaması, ortaklığının son bulduğu anlamına gelmez. Zira Kooperatifler Kanunu ve davacı kooperatifin ana sözleşmesi gereği ortaklar kooperatif tasfiye oluncaya kadar hak ve borçlarda eşit olup, buna aykırı yönetim kurulu kararları veya temsil yetkisine sahip kişilerin bu yöndeki beyanları ve imzaladıkları yazıları, Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinin emredici nitelikteki hükmüne göre geçersizdir. Ayrıca kooperatif ortağına borcu olmadığına dair belge verilmesinin onun ortaklıktan ayrıldığı anlamına gelmemekte; bu belge yalnız belgenin verildiği tarih itibari ile o tarihe kadar yapılan inşaat maliyeti ve aidatlar için borcun olmadığı anlamına gelmektedir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı emsal kararları). Belge tarihinden sonra ortaya çıkacak inşaat maliyeti nedeni ile davalının önceden ibra edilmesi düşünülemez, zira davalının inşaat maliyetine katlanma yükümlülüğünün kooperatif tasfiye oluncaya kadar devam edecektir ve henüz yapılmamış inşaat maliyetinden yani doğmamış bir haktan yıllar önce feragat edilmesi mümkün değildir.
Dosya kapsamına göre davacıya tahsis edilen dairenin 2008 yılında davacı adına tapuya tescil edildiği ve davacının kullanımına verildiği, üyeler arasında eşitlik ilkesi ve hakkaniyet gereği konut teslim edilen ortaklarından, bu konuttan yararlanması karşılığında kira bedeli talep edebilecektir.
Yine yukarıda da sözü edildiği üzere kooperatif genel kurulu tarafından kabul edilmiş bir kesin maliyet olsa bile daha sonra yeni bir maliyet belirlenmesi mümkündür (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın *** Karar sayılı içtihadı). Çünkü değişen durumlar ve geçen zaman yeni bir kesin maliyet yapılmasını gerektirebilir.
Uyuşmazlık konusu olan … ve … tarihli genel kurullarda davalı kooperatif tasfiye aşamasında olduğundan ve her iki genel kurulda da gayri menkul satımına ilişkin bir karar alınmamış olduğundan, Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesi gereği toplantı nisabı aranmayacaktır. Buna dayalı olarak bir yokluk sebebinden söz edilemez.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede dosya kapsamına göre; Yargılama sonunda toplanan tüm deliller ve yapılan izahatlara göre; davalı kooperatifin uyuşmazlık konusu edilen … tarihli genel kurul toplantısının 8. ve … tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı gündem maddelerinin hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davacı tarafından iptali istenemeyeceği gibi bu kararların şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici hukuk kurallarına aykırı olmadığından yokluk sebeplerinin de bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL karar harcının peşin alınan 80,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Kararın mahiyeti gereği davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
6-Davanın reddi nedeniyle davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2023

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır