Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/238 E. 2022/418 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – … Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…

VEKİLİ :Av. …
Av. …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2022
Mahkememize açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sek ve idaresindeki … plakalı aracı ile … günü, … İli Y… İlçesi yönünden … İli … İlçesi yönüne doğru seyretmekte iken, … İlçesinden … yönüne doğru 16. km. mevkiine geldiğinde, direksiyon hâkimiyetini kaybettiğini, yolun gidiş yönüne göre sağ tarafından yoldan çıkıp, trafik işaret levhasına çarpıp, çarpma sonucu aracının devrilip takla atması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sırasında, karşı istikametten gelen araçtakilerin kazanın oluşuna ilişkin tanıklık ettiklerini, davacı adına kayıtlı … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli … poliçe numarası ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığını, davalının, davacının aracında meydana gelen maddi zarardan, KTK’nun 85. ve TBK’nun ilgili hükümleri gereğince sorumlu olduğunu, davacının, kaza tarihine kadar aracın tüm bakımlarını zamanında ve yetkili serviste yaptırdığını, kaza gerçekleşene kadar geçen süreçte aracın herhangi bir parçasının değişmediği gibi kaporta ve boyasında herhangi bir kusur, çizik dahi olmadığını, gerçekleşen kaza sonucunda davacıya ait araçta meydana gelen ağır hasar sonucu aracın kullanılamaz hale geldiğini ve perte çıktığını, bu nedenle trafikten çekme belgesi alındığını, davacının dava öncesi davalıya başvurduğunu ancak başvurusunun red edildiğini, ara buluculuk faaliyetinden de sonuç alınamadığını belirterek dava konusu aracın pert total işlemine tabi olması nedeni ile davacının zararı için şimdilik 5.000,00 TL’nin poliçe limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde … plakalı aracın Kasko Sigorta poliçesinin tanzim edildiğini, Kasko Sigortası Genel Şartları uyarınca, sigorta sözleşmesinden doğan tüm taleplerin iki yılda zamanaşımına uğradığına, davanın öncelikle zaman aşımından reddine karar verilmesini, dava konusu edilen alacağın belirlenebilir bir alacak olduğunu, davacının belirsiz alacak davası ikame etmesinde herhangi bir hukuki yarar bulunmadığını, söz konusu tazminat talebinin teminat kapsamı dışında kaldığını, davalı şirket ile davacı taraf arasında … poliçeli numaralı ve … – … tarihleri arasında geçerli olmak üzere “Genişletilmiş Artı Kasko Sigorta Poliçesi” tanzim edilmek suretiyle,… plakalı aracın sigortalandığını, davacı tarafın söz konusu araç kendi sevk ve idaresinde iken … tarihinde tek taraflı kazaya karıştığı iddiası ile davalı şirkete hasar bildirimi yaptığını, davalı şirket nezdinde yapılan araştırmalar neticesinde kaza esnasında söz konusu aracın davacının sevk ve idaresinde olmadığı, sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kaza sonrasında değiştirildiğinin düşünüldüğünü, davalı şirket nezdinde yapılan inceleme ve oluşturulan hasar dosyası kapsamında davalı şirkete kazanın meydana geldiği esnada sigortalı araç sürücüsünün sigortalı … olduğu beyan edildiği, yapılan incelemeler doğrultusunda ise davalı şirket nezdinde sigortalı davacı … ‘nun hiçbir bedensel zarara uğramadığına dair sigortalı davacının beyanları doğrultusunda öğrenildiğini, davacı tarafça davalı şirkete yapılan hasar bildiriminde kaza yerine oğulları … ve … ‘nun gittiğinin söylendiğini, bu kapsamda söz konusu kazaya işbu şahısların karışmış olabileceği kanaatinin hasıl olduğunu, olayın oluş şekli, büyüklüğü, davacının emniyet kemerinin takılı olmaması, söz konusu kazadan herhangi bir yara almadan kurtulmuş olabileceğinin hayatın olağan akışına ters olması, bu yüzden kazanın beyan edildiği şekilde gerçekleşmediği yönünde kuvvetli şüphe olduğunu, davacı tarafça alkol ya da sürücü belgesi eksikliği gibi teminat dışı bir halin varlığının gizlenmeye çalıştığının düşünüldüğünü, hal böyle iken davacı tarafın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle sigorta sözleşmesinden doğan ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, işbu durumda rizikonun teminat dahilinde gerçekleştiğine dair ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, davacının beyanları ile kazaya ilişkin evraklar arasında önemli derecede çelişki mevcut olduğunu, davacı tarafça söz konusu aracın pert olduğunun iddia edildiğini, söz konusu aracın rayiç bedelinin son derece fahiş olarak belirtildiğini, işbu durumu kabul etmediklerini, davacı tarafça söz konusu aracın kaza tarihi itibari ile rayiç bedelinin 240.000-250.000 TL olarak belirtildiğini ancak söz konusu tutarların fahiş olduğunu, sigortalı araç sürücüsü tarafından, sigortalı araçta mevcut birtakım hasarların dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinden önce de mevcut olduğunu, gerekçeli itirazları doğrultusunda, davalı şirket aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil nedeni ile maddi tazminat talebine ilişkindir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olay, yapılan tüm açıklamalar ve dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının tacir olmayıp, kasko sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın ticari nitelikte araç değildir, hususi araçtır. Taraflar arasındaki kasko sigorta sözleşmesinde davacı tüketici konumundadır. 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan dava anılan yasa kapsamında olup, Kanunun 73/1. ve 83/2. maddeleri uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Nitekim Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas … Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Mahkemenin görevli olması HMK’nun 114/1-c. maddesi gereğince bir dava şartıdır ve 115. maddesi gereğince de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE, görevli Mahkeme’nin KAYSERİ NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nun 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.