Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/229 E. 2022/480 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
DAVALI :2- …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : …
Mahkememize açılan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konusu … İli, … İlçesi, … Mah. sınırları içerisinde bulunan … Ada, … parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu, … yılında … Otomotiv Turizm Nakliyat Tic. ve San. A.Ş. ile KDV dahil 346.000,00 TL bedelli balya makinesinin satışına istinaden … tarihli satış sözleşmesi düzenlendiğini, satış sözleşmesinin edimi olarak 150.000,00 TL bedel ile ipotek verileceğinin kararlaştırıldığını, bu edim gereğince … tarihinde … firmasına verilmesi gereken ipoteğin firma çalışanı … adına düzenlendiğini, diğer davalı … ’ın ise … Yönetim Kurulu Başkanının oğlu olarak bilindiğini, davalıların, … firması adına hareket ettiklerinden, satıcı firmanın satış sözleşmesi hükümlerine riayet etmediğini, … Şaşi NO:… nolu … makinesinin tesliminin kararlaştırıldığını, sözleşmeye konu makinenin davacıya teslim edilmemesi nedeniyle, satıcının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, alım-satım işlemi olmadığından, borç ilişkisinden doğan tüm borçların sona erdiğini, alacağın sona ermesi ile buna bağlı olarak 15.000,00 TL değerindeki ipoteğin sona erdiğini, … adına düzenlenen … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kayıtlı bağımsız bölüm üzerine, … tarih ve … yevmiye ile tescil edilmiş olan 1. derecedeki, 150.000,00 TL bedelli ipoteğin daha sonra … ’a … tarih ve … yevmiye numarası ile kötü niyetli olarak temlik edildiğini, davalıların, kötü niyetli olduğunu çünkü ipotek tesis edilen … ’in … A.Ş. çalışanı, temlik alan davalının ise şirket sahibinin oğlu olması nedeniyle satış sözleşmesine dayalının alım-satıma ilişkin bir borç olmadığını bildiklerini, alacağın yok olmasından dolayı, davalılardan rehin hakkı terkinini istemesine rağmen davalıların (alacaklılar) terkin talebinde bulunmadığını, hukukî sebebi bulunmayan, geçersiz bir hukukî sebebe dayanan veya usulüne göre yapılmayan her türlü tescilin yolsuz olduğunu, alacaklının makinenin teslimi edimini yerine getirmemesi yükümlülüğünden kaçınan taraf olması nedeniyle, ipotek kaydının kaldırılması işlemini yerine getirme borcunu, tüm masraflar kendisine ait olmak üzere, alacaklı firma adına hareket eden davalılara ait olduğundan, ipoteğin terki hususunun davalıya ve firmaya ihtar edildiğini, kendilerine süre verildiğini, ipoteğin sulh amacı ile terkin edileceği inancıyla yaklaşık 2 ay beklenmesine rağmen davalının hiçbir terkin ve işlem girişiminde bulunmadığını, … Ada, … parselde kayıtlı bulunan taşınmaz kaydındaki … tarih ve … yevmiye ile … adına tescil edilmiş olan ve sonrasında … tarih ve yevmiye … ile 150.000,00 TL bedelli ve alacaklısı … olan ipoteğin kaldırılmasına, yargılama giderleri ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların hukuki dayanaktan yoksun ve kanunların çizdiği çerçevenin dışında kaldığını, bu nedenle davacı tarafın mesnetsiz iddia ve beyanlarını içerir dava dilekçesini kabul etmediğini, davacı tarafın borçtan kurtulmaya yönelik işlem ve eylemlerine ısrarla devam ettiğini, öncelikle davacının kendisi ile ilgisi olmayan, davalıların ve bahsi geçen şirketin kişisel verileri kapsamında olan evraklarını davalıların rızası dışında temin ederek işbu dosyaya delil olarak sunmasına ilişkin tüm şikâyet ve dava haklarını saklı tuttuğunu, davacı tarafın beyanlarının tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın sunmuş olduğu ipotek sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu nedenle davacı tarafın sunmuş olduğu sözleşmeyi ve bu sözleşmeye dayanılarak açmış olduğu davayı kabul etmediğini, davacı tarafın sunmuş olduğu … tarihli sözleşme eğer ipotek sözleşmesi ise resmi şekilde yapılmadığından hukuken geçerliliği bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, davalı … ’in davacının bahsetmiş olduğu … Oto. Tur. Nak. Tic. Ve San. A.Ş.’nde yetkili kişi olmadığını, yani … ‘in firma adına atmış olduğu imzaların herhangi bir bağlayıcılığı ve geçerliliği bulunmadığını, bu nedenle “Sözleşme” başlıklı imzalanan protokolün bahse konu şirket nezdinde ve şirket yetkilileri nezdinde bağlayıcılığı ve geçerliliği söz konusu olmadığını, davacı tarafın … yıllarından bu yana bahse konu borçtan kurtulmaya yönelik türlü yollara başvurduğunu, yapmış olduğu girişimlerin tamamının davacı aleyhine sonuçlandığını, davacı tarafın davalı … hakkında, bahse konu … .. Şirketi hakkında, hatta kefil olduğu … hakkında dahi suç duyurusunda bulunduğunu, şikâyete ilişkin açılmış olan dosyaların K.Y.O.K. kararı verilerek kapandığını, davacının iddia ve beyanlarını kabul etmemekle birlikte … firması ile … arasında yapılan sözleşmeye istinaden … ‘e balya makinesi satışı gerçekleştiğini, … ‘e bahse konu balya makinesi teslim edildiğini, akabinde … ve oğlu … ’in ilgili makineyi bir süre kullandığını, balya makinesinin bedelinin … , … ve kefil … tarafından ödenmediğini, bu nedenle … ilgili … makinesini ikinci el olarak Karakaşlar firmasına verdiğini, burada sıfır ürünün iadesi veya ayıplı ürünün iadesi gibi durumların söz konusu olmadığını, burada ilk satış işleminin geçerli olduğunu, akabinde … tarafından ikinci el ürünün firmaya verilmesinin farklı bir hukuki ilişki ortaya koyduğunu, davacının da beyan etmiş olduğu üzere kendisinin kefil olduğunu, davaya konu balya makinesi satışı … ‘e gerçekleştiğini, makine tesliminin de … ‘e yapıldığını, … şirketinin edimini yerine getirdiğini, ancak balya makinesinin bedelini tahsil edemediğini, borç ilişkisi halen devam etmekte olan açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, borcun halen ödenmediğini beyan etmiş, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
İşbu dava … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine Mahkememize tevzii edilmiştir.
… Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davacının tacir olup olmadığı sorulmuş, gelen yazı cevabı ile; davacının … tarihinde mükellef olup … tarihinde işini terk ettiği, faal mükellefiyet kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalıların tacir olup olmadığı sorulmuş, gelen yazı cevabı ile; davalı … ‘un bilanço usulüne göre defter tuttuğu, davalı … ‘in potansiyel mükellefiyet kaydından dolayı kaydının bulunduğu bildirilmiştir.
… Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … İli, … İlçesi, … Mah. Mevkii sınırları içerisinde bulunan … Ada, … Parseldeki taşınmaza ait tapu kaydı ile taşınmaza ipotek tesis edilmiş ise ipotek akit belgesinin gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabı ile tapu kaydı ile ipotek işlemine ilişkin resmi senet evrakı gönderilmiş, ipotek işleminin aktif olarak devam ettiği bildirilmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 858. ve 883. maddeleri uyarınca açılan ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. İpotek, TTK’da düzenlenmeyip, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmesi nedeni ile davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur. Davanın taraflarının incelenmesinde, davalı … ‘ın tacir olduğu, davacının ve davalı … ‘in tacir olmadığı olmadığı görülmektedir. Diğer taraftan davalı tarafın iddiasına göre ipoeteğin düzenlenmesine sebep olan ticari ilişkinin tarafı … ve … olup, davacının … ve … ‘e kefil olduğu iddia edilmektedir. Uyaptan yapılan vergi sorgulamasına göre … ve … ‘in de tacir olmadıkları, potansiyel vergi mükellefi oldukları görülmektedir. Somut olayda davanın her iki tarafının tacir olmadığı, yalnızca davalı … ‘ın tacir sıfatını taşıdığı, dolayısı ile eldeki davanın nısbi ticari dava da olmadığı görülmüştür.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması ve Borçlar Kanunu’ndan doğması nedeniyle genel görevli mahkeme olan … Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
… tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
İzah edilen nedenlerle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Mahkememizin görevsiz olması ve davaya bakmaya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeni ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-HMK 21. maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin tayini (mercii tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin mercii tayini kararı verilirse, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 321/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli mahkemede değerlendirilerek hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. …

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.