Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/192 E. 2022/198 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/192 Esas – 2022/198
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/192
KARAR NO : 2022/198

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : … ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : 1- …
2- … ŞİRKETİ – …

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan alacak (cari hesap veya ticari kredi sözleşmesi kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Kayseri … Aile Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından yazılan … tarihli müzekkere (Ek-1) ile … ‘a karşı açılan katılma alacağı davası sebebi ile hesaplarındaki hak ve alacağa ihtiyati tedbir konulması istenmiştir.
Müvekkil Banka aynı gün verdiği cevapla ilgili hesaplara ihtiyati tedbir kaydını işleyerek müzekkereye cevap vermiştir. Devam eden dava sebebi ile de taraflardan … ‘ın tedbirlerden bilgisi bulunmaktadır. Hatta tedbire konu karara itiraz etmiş olup itiraz üzerine istinaf mahkemesi tedbir kararı içeriğini değiştirmiştir.
İlgili Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E., … K. Sayılı istinaf mahkemesi kararında; “Taraflar arasında boşanma davasının açıldığı … tarihi itibarıyla … bank ve …Bankası’nda davalı … ‘a ait banka hesaplarına yatırılan ve yatırılacak olan meblağlar ve değerler yönünden ihtiyati tedbirin kaldırılmasına” karar verilmiş ve bu kapsamda … tarihi itibariyle tedbirin kaldırılmasına karar verilerek konu ile ilgili Kayseri Aile Mahkemesinden … tarihli tebdirin kaldırılmasına ilişkin yazı yazılmıştır.
Kararın uygulanması ile ilgili olarak meydana gelen bir hata sebebi ile hesaplardaki tüm tedbir sehven kaldırılmış/uygulanmamış ve bu anda tedbirden haberdar olan … tarafından bilerek ve isteyerek tedbir kararına aykırı hareket edilmiş, … tarihinde müvekkil Bankadaki;
… hesabından 201,601-TL,
… hesabından 1142784,76-TL,
… hesabından 61338,50-TL,
… hesabından 177858,06-TL,
… hesabından 45987,74-TL,
… hesabından 28,655,07-USD olmak üzere toplam 1,629,570.06-TL ve 28,655,07-USD, … ‘ın tek ortağı, sahibi ve yetkilisi olduğu … Şti.’nin … Bankası … hesaplarına aktarılmıştır.
Kayseri … Aile Mahkemesi dosyasından … hesaplarına tebdir konulma sebebi, … ’ın mal kaçırmasının önüne geçmek olup … tedbire muhalefet ederek yukarıda anılan tutarları sahibi olduğu şirketin hesabına aktararak tedbire aykırı davranmış ve ilgili tutarları haksız olarak aktardığından aktarılan tutarlara tedbir konulabilmesi için Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile bankamızca tedbir talep edilmiştir. Sayın Mahkeme tedbir talebimizi kabul etmiş olup ilgili kurumlara tedbir konulabilmesi için müzekkere yazılmıştır. Davalılar tarafından tedbire yapılan itiraz ise reddedilmiştir.
Dava açmadan önce Bankamızca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş ise de anlaşma sağlanması mümkün olmamıştır.
… ‘ın kendi adına başka hesaplara yine o hesaplardaki tedbiri ve/veya tedbir olma durumunu değerlendirerek aktarım yapmadığı, bu sebeple tek ortağı sahibi ve yetkilisi olduğu şirkete aktarım yaptığı hususu açıktır. … ‘ın bu davranışı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı uyarınca “bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağı” ve 3. Maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralı gereği ise “durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyi niyetli olduğunun da kabul edilemeyeceği” açıkça belirtilmiştir. Somut olayda … ile tek ortağı ve yetkilisi olduğu … şirketi arasında organik bağın mevcut olduğu izahtan varestedir. … ’ın tedbire muhalefet ederek yukarıda anılan tutarları dürüstlük kuralına aykırı şekilde sahibi olduğu şirketin hesabına aktarmakta ve bu suretle şirket tüzel kişiliğini kötüye kullanmaktadır. Yargıtay’ın emsal kararları uyarınca da tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda hakkaniyetin sağlanması amacıyla tüzel kişilik savunmasının kabul edilmeyeceği belirtilmektedir. Bu husus, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, … tarihli ve … E., … K. sayılı kararında;
“Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi” geliştirilmiş ve tüzel kişiliğin arkasına sığınarak durumu kötüye kullanan ortakları sorumlu tutma imkânı getirilmiştir. Teorinin amacı, hakkaniyet gerektirdiği zaman tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılmasının önlenmesidir. Uygulama ve doktrinde benimsenen genel görüş perdenin kaldırılması kuramının hukuki temelini Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırılığa ve hakkın kötüye kullanılmasına dayandırmaktadır.
Tüzel kişiliğin varlığı asıl olup borcun yükümlüsü olan bir tüzel kişilik bulunmakta iken şirketin ortaklarına ya da başka bir şirkete karşı bu borçtan dolayı yönelinemeyecektir. Ancak tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hâllerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğu cihetine gidilebilecektir.
Başka bir anlatımla perdenin kaldırılması kuramı sadece tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanan ve onu dürüstlük kurallarına aykırı biçimde bir kalkan olarak sorumluluktan kurtulmak amacıyla kullanan kişilerin sorumlu kılınması yöntemidir.” şeklinde ifade edilmiş; Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin, … tarihli ve … E., … K. sayılı kararında ise; “(…) pay sahibinin şirket tüzel kişiliği ile özdeşmesi, şirket ortağının mal varlığı ile şirket tüzel kişiliğinin malvarlığının birbirlerine karışması, art niyetli ve hesaplı davranışlarla sırf sorumluluktan sıyrılmak amacıyla tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılması, ortağın şirketteki hakimiyetini kötüye kullanarak alacaklılara karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyeti taşıması, borçların ödenmesi sırasında şirket ortağı tarafından ayrılık prensibinin ileri sürülmesinin TMK’nın 2. ve 3. maddelerine aykırı olması gibi hallerin söz konusu olduğu durumlarda şirket ortağı aleyhine de tüzel kişilik perdesi aralanarak şirket borcundan dolayı sorumluluğuna gidilebilecektir. Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin özdeş kılınarak sorumlu tutulması mümkün olabilecektir. Bu durumda, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalı …’nın durumu değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, davanın tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına dayandırıldığı, davalı …’nın ise bir gerçek kişi olduğu gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” denilmek suretiyle tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin özdeş kılınarak sorumlu tutulması mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Belirtildiği üzere … ‘ın tedbir kararının varlığını bildiği halde ilgili tutarları tek sahibi ve yetkilisi olduğu şirket hesabına haksız olarak aktarması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup Davalı … ile Davalı Şirket arasındaki organik bağ dikkate alındığında, tedbir kararına aykırı olarak yapılan aktarımdan her iki davalının sorumluluğu bulunmaktadır.” şeklindeki beyanlarıyla fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1,629,570.06-TL ve 28,655,07-USD’nin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E., … K. sayılı kararı ile değiştirilen Kayseri … Aile Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından müvekkili bankaya yazılan tedbire konu durumun eski hale getirilmesinin teminatı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili bankaya iadesine, dava devam ederken müvekkili banka tarafından tedbir kapsamında ödeme yapılması halinde davanın istirdata dönerek, ödenen tutarın, ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili bankaya ödenmesine, arabuluculuk aşamasında müvekkili banka tarafından ödenen arabuluculuk ücretinin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili bankaya ödenmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Eldeki dava, mahiyeti gereği 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanan ve bankacılık hizmetinden doğan alacağın tahsili amacıyla açılmıştır. Hâkimler ve Savcılar Kurulu … Dairesi’nin … tarihli finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi karar uyarınca Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan gönderme karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda izah edildiği üzere;
1-HSK’nın … tarih ve … sayılı kararı uyarınca görevli ve yetkili KAYSERİ … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
2-Dosyanın bekletilmeksizin Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılama giderleri, harç ve sair hususların HMK’nun 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/03/2022

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır