Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/140 E. 2023/124 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ve davalı şirketin Kayseri İli’nde ulusal ve uluslararası boyutta, birlikte ve ayrı şirketler olarak nakliye/lojistik faaliyetlerinde bulunan şirketler olduğunu, şirket amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olarak, iki şirket yöneticileri aralarında yapılan sözlü mutabakat gereğince belirli bir süre birlikte çalıştıklarını, taraflar arasında varılan sözlü mutabakat gereğince; davalı şirketin müvekkili şirket adına yapmış oldukları taşıma/nakliye giderleri (paralı yol ücretleri, gümrük giriş çıkış giderleri, akaryakıt gıderleri gibi diğer yol ve diğer giderleri) müvekkili şirket tarafından önceden karşılanacağının, daha sonra iş bu bedellerin davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödeneceğinin, yine bir kısım mallar (koltuk, kanepe, baza, yatak, dakar krem, muhtelif mutfak dolaplar ve diğer ev kullanım eşyaları gibi) müvekkili şirket tarafından değişik firmalardan satın alınıp, daha sonra da davalı şirkete satılacağının, davalı şirketin de işbu satın aldığı malların bedellerini müvekkili şirkete ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, yapmış oldukları araştırmalarda davalı şirketin müvekkili şirketten satın almış olduğu malları, genelde yurt dışı satış yaparak bedellerini almış olduğunu, ancak her nedense müvekkili şirkete herhangi bir ödemede bulunmadığını, işbu durumun açıkça T.M.K. anlamında iyi niyet kurallarının ihlali/ kötü niyetlilik, T.C.K. anlamında ise güveni kötüye kullanmak olduğunu, kendilerinin adı geçen şirket yetkili birimleri hakkında her türden dava açma ve şikayet haklarını saklı tuttuklarını belirterek işbu birlikte şirket faaliyetleri sırasında davalı şirketin, kendi taşıma işleri yanında, müvekkili şirket adına da yurt dışına nakliye/taşıma, müvekkil şirket adına ilgilisine mal teslim işlerini işi yaptığını, ancak her türden giderlerin müvekkili şirket tarafından karşılanmış olmasına rağmen, davalı şirketin müvekkili şirketin kendi adlarına yapmış olduğu giderleri ödemediği gibi, müvekkili şirketten satın almış olduğu malların bedellerini de müvekkili şirkete ödemediğini, müvekkili şirket tarafından verilen hizmetin karşılığı ve satılan malların bedellerinin davalı şirketten istendiğini, olumlu bir sonuç alınamadığını, davalı şirket temsilciliğiyle yapılan görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine, müvekkili şirket yetkili birimleri tarafından hukuki yardım istediklerini ve kendileri aracılığıyla resmi arabulucuya müracaat ettiklerini, yapılan arabuluculuk işleminden de sonuç alınamadığını belirterek müvekkili davacı tarafın, davalı tarafa vermiş olduğu hizmetlerin ve sattığı malların karşılığı olarak faturaya dayalı alacaklarını ödemeyen davalı tarafın, müvekkili tarafa olan borçlarını, fatura düzenleme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal ticari faizleri ile birlikte ödemesi hususlarında karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketle ilgili olmayan davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının dava dilekçesinde belirtilen faturaların bir çoğunun müvekkili şirkete kesilen fatura olmayıp başka firmalara kesilen faturalar olduğunu, davacı tarafça başkasına kesilen faturalarla alacak oluşturulmaya çalışıldığını, müvekkili şirketle ilgili olmayan faturaların davalı şirket borcu gibi gösterilerek dava açılması davacının kötüniyetli olduğunun göstergesi olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, davacının dava dilekçesinde belirtilen faturaların müvekkil şirketle ilgili olanlarının ödenmiş olup müvekkilinin davacı firmaya belirtilen faturalarla ilgili olarak hiçbir şekilde borcu bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde belirtilen; OUC… fatura nolu … tarihli 103.303,19-TL bedelli istisna faturası; OUC… fatura nolu … tarihli 35.971,64-TL bedelli istisna faturası; OUC… fatura nolu … tarihli 4.432,50-TL bedelli istisna faturası adı altındaki faturalar müvekkil şirket tarafından kabul edilmemiş olup hem elektronik fatura sistemi üzerinden hem de noter kanalıyla taraflar arâsında böyle bir ticari ilişkinin olmaması sebebiyle fatura içeriği ve borç ilişkisinin kabul edilmediğini ve iade edildiğini, bu hususta e-fatura sistemi üzerinden, OUC… fatura nolu … tarihli 103.303,19-TL bedelli iade faturası; OZG… fatura molu … tarihli 35.971,64-TL.bedelli iade faturası; OZG… fatura nolu … tarihli 4.432,50-TL bedelli iade faturası kesildiğini ve Kayseri … Noterliği’nin … yevmiye ve … tarihli ihtarname gönderildiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete belirtildiği gibi bir borcu ve faturaya konu olacak hukuki ilişkisinin olmaması sebebiyle açılan haksız ve hukuksuz davanın reddini talep ettiklerini, şirketin ticari defterleri ile defteri kebir ve yevmiye defterlerinin incelemesinde ortaya çıkacağını, bu nedenlerle haksız ve hukuksuz olarak açılan davanın reddi ve mahkeme masrafı ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca faturalara, defter ve kayıtlar belgelere, tanık beyanlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Dava dilekçesinin okunaklı örneğinin eklenerek Kayseri Mimar Sinan Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak ekte gönderilen dava dilekçesinin 2. ve 3. sayfalarında yazılı faturaların ilgili taraf şirket tarafından Form Bilanço alım (B.A), Form Bilanço Satım (B.S ) belgelerinde ve KDV beyanlarında kullanılıp kullanılmadığının sorulmasına, ilgili kayıt ve belgelerin tasdikli suretleri istenilmiştir. … tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
HMK’nun 200. maddesi hükmü ve tarafların açık muvafakatları bulunmadığından davacı ve davalı tarafın tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 222 ve TTK’nun 83. maddesi gereğince uyuşmazlık konusu olan 2021 ve 2022 yıllarına ait tüm ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri, ibrazı mümkün değilse bunun nedenlerinin açıklanarak ticari defter ve kayıtlarının bilirkişiye ibraz edileceği açık adresini ve bu adreste ticari defter ve kayıtları incelemeye sunacak kişinin adı, soyadı ve telefon numarasını bildirmesi için taraflara 2’şer haftalık kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde HMK’nun 222 ve TTK’nun 83. maddeleri uyarınca ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış sayılacaklarının, HMK’nun 94/2 maddesi gereğince ticari defter ve kayıt deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının, 7251 sayılı Kanun ile değişik HMK’nun 222/3. maddesi uyarınca taraflardan birinin ticari defterlerini ibraz etmemesi veya bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresini bildirmemesi halinde karşı tarafın kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi ve onun halefi lehine delil olarak kabul edileceği taraf vekillerine ayrı ayrı usulünce ihtar edilmiştir. Davalı taraf kesin süreye uyduğu halde, davacı taraf kesin süre içinde defterlerini ibraz etmediği gibi bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresini de bildirmemiştir.
HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir bilirkişiye tevdine, Bilirkişiye HMK’nun 268. maddesi gereği davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, (davalı defterlerinin mahkememizin … Esas sayılı dosyasına sunulmuş olması nedeni ile buradan inceleme yapılması) raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, davalının ticari defterlerinde dava dilekçesi ve davacı vekilinin …havale tarihli dilekçesi ekinde sunduğu faturaların kayıtlı olup olmadığı, bu faturalar nedeni ile ödeme kaydı olup olmadığı, davalının ticari defterleri, BA ve BS formları, dosya içinde mevcut fatura ve iade fatura örnekleri, tüm delil beyan, belge ve kayıtlar incelenmek sureti ile davalının davacıya borcu olup olmadığı varsa borç miktarının kaç TL olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen …tarihli raporda özetle; “Davalı … Lojistik Dış Tic. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ticari defter tasdiklerinin zamanında yapıldığı, kayıtların birbirini doğruladığı tespit edilmiştir. Davalı … Lojistik Dış Tic. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ticari defter kayıtlarına istinaden; davacı … İth. İhr. Uluslararası Nak. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 298.784,81-TL borçlu olduğu tespit edildiği” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava; davacı tarafından faturalar nedeni ile toplam 301.818,45-TL ödemenin ilgili faturaların düzenlenme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira dava ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketine karşı açılmıştır.
Dava değeri dikkate alınarak 6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne göre yargılama tek hakim tarafından yürütülmüştür.
Dava şartı arabuluculuk faaaliyeti kapsamında taraflar anlaşmaya varamadıkları görülmüştür.
Taraflar arasında uyuşmazlık; taraflar arasında sözlü anlaşma olup olmadığı, davacının dava konusu edilen nedenle davalıdan alacaklı olup olmadığı, zorunlu arabuluculuğua ilişkin dava şartı noksanlığının bulunup bulunmadığı, davalının zamanaşımı definin haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesi;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” şeklindedir.
7251 sayılı Kanunu’nun 23. maddesi ile yapılan değişiklik ile 6100 sayılı Kanun’un 222. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nun 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK’nun 222/1). Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanununa göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK’nun 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK’nun 222/4). Ticari defterler usulüne uygun tutulsun tutulmasın aleyhe olan kayıtlar delil olur (Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin, … gün ve … Esas, … Karar sayılı ilamı).
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir.
Davacı tarafça davaya konu edilen ve dava dilekçesinin ekinde örneği sunulan toplam 301.818,45-TL tutarlı faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğuna yönelik yönelik yasal delil ibraz etmediği anlaşılmıştır. Somut olayda, dava konusu yapılan faturalara bağlı alacağa ilişkin taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı, davalı tarafça kabul edilmemektedir. Bilirkişi tarafından incelenen davalının ticari defterlerinde davacının davalıdan alacaklı olmadığı, aksine davacı … İth. İhr. Uluslararası Nak. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalıya 298.784,81-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı ise kesin süre ihtarına rağmen defterlerini ibraz etmediği gibi bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresini de bildirmemiştir. Bu nedenle davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması imkanı olmamıştır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK’nun 233. maddesi) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez. Somut uyuşmazlıkta davacının yasal süresi içinde yemin deliline dayanmadığı görülmüştür.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının davaya konu ettiği alacağını yasal delillerle usulünce ispat edememiş olması nedeniyle ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan alınan 5.154,31-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan bakiye 4.974,41-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Kararın mahiyeti gereği davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
4-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 45.254,58-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır