Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/14 E. 2022/631 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında ticari alışverişe dayalı cari hesaplarının mevcut olduğunu, buna ilişkin olarak müvekkili firma ile davalı şirket arasında … tarihli mutabakat evrakı mevcut olduğunu, müvekkili firmanın kendi defterlerini ve cari hesabını incelediğini ve çıkan borç konusunda davalı firmaya hem e-posta hem de faks yoluyla borcu ilettiğini ve hesap konusunda mutabık olup olmadığının sorulduğunu, davalı firmanın da kendi defterlerini ve cari hesabını incelendiğinde 20.009,98 USD borçlu olduğunu kabul ettiğini, ancak buna rağmen borcunu ödemediğini, bunun üzerine taraflarınca davalıya Antalya … İcra Müdürülüğü’nün …esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının başlatılan icra takibine hem yetki hem de asıl borç yönünden itiraz ettiğini, davalının yetki itirazı üzerinde taraflarınca dosyanıın davalının gösterdiği icra daireleri olan kayseri icra dairelerine gönderildiğini, Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile borçluya yeniden ödeme emri gönderildiğini, davalının gönderilen ödeme emrine tekrar itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davalı borçlunun borca itirazında hiçbir gerekçesinin bulunmadığını, alacaklı ve borçlu şirketlerin defterleri incelendiğinde müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, davalı şirket ile müvekkili arasında cari hesap mutabakatı yapılmasına rağmen davalının kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve müvekkilinin alacağını tahsilini engelleyerek zarara uğratığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında ihraç kayıtlı mal sıtışı işlemlerinden kaynaklı cari hesap bulunduğunu, ihraç kayıtlı mal satışlarında Vergi Dairesi’nin öncelikle KDV tutarını tahsil etmekte olduğunu, daha sonra ise KDV’iadesini yapmakta olduğunu, ihracat işlemi bitip hiracat işlemi belgelendirildikten sonra KDV iade raporlarının verilmesi gerektiğini, bu yükümlülüğünün davacıda olduğunu, davaya konu adesi istenilen KDV tutarlarının Vergi Dairesi’nce bekletildiğini müvekkiline ödenmediğini, çünkü kesilen faturalarda adet,kg dengesizliği bulunduğunu, müvekkilinin tüm ısrarlarına rağmen davacı tarafın düzenli olarak müvekkiline bilgi ve belge sunmadığını, Vergi Dairesi’ne yapılan müracaatta Vergi Dairesi vergiye mahsuben dava konusu meblağı iade yapamayınca davalı müvekkilinin de davacıya bu miktarı ödeyemediğini, işbu dava konusu belağın ödenmemesinin sorumlusunun davacı olduğunu savunarak; davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış, taraflara delilerini ibraz etme olanağı tanınmış, uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davaya konu Kayseri … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; takip alacaklısının dosyamız davacısı şirket olduğu, takip borçlusunun ise yine dosyamız davalısı şirket olduğu, 20.009,98 USD üzerinden ilamsız icra takibine geçildiği, ödeme emrinin … tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, takip borçlusunun … tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği ve … tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz kaldırma öncesi davanın kabulüne karar vermiştir. Kararın istinaf edilmesi sonrası gümrük mevzuatından anlar bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekçesi ve davacının talebinin USD cinsinden olması sebebiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkememiz kaldırma kararı doğrultusunda heyetten rapor aldırmıştır. Alınan raporun incelenmesinde ihraç kayıtlı satış, imalatçısına, ihracatçı firmaya ve tanzim ettiği ve faturalandırmasında KDV tutarı alınmayan satışlar olduğu, ihraç kayıtlı satılan emtia 3 ay içerisinde ihracatın yapılması esas ve zorunlu olduğu ve gerektiğinde 3 ay süre verildiği, ihraç kayıtlı satış kapsamında tanzim edilen bir faturanın ihraç kayıtlı satış faturası olduğunun anlaşılması için fatura üzerine, imalatçı tarafından ihracatçıya düzenlenen satış faturası vergi usul kanunun şekil şartlarına uygunluğunun yanı sıra ihraç kayıtlı faturaya ” 3065 sayılı KDV Kanunun (11/1-c)” maddesi hükümlerine göre ihraç edilmek şartı ile teslim edildiğinden KDV tahsil edilmemiştir.” ibaresinin mutlaka eklenmesi gerektiği, davalı tarafından sunulan faturalarda bu türden bir meşruhat bulunmadığı hal böyle olunca bahse konu faturaların ihraç kayıtlı satış faturası olarak kabul edilemeyeceği ve sadece yurt içi satış faturası hükmünde olacağının değerlendirilmesi gerektiği, nitekim bu durumun davalı firmanın bağlı olduğu vergi dairesinin … tarihli yazısında açıklandığı, davalı firmanın ihraç kayıtlı tanzim ettiğini öne sürdüğü faturaların ise söz konusu döneme ait olmadığı belirtilmiştir. Yine raporda davacı ve davalı firma arasında ticari/ihraç kaydı ile ticari alım satım sözleşmesinde yer alan borcun mutabık kalındığı halde ödenmemesine isnat edilen unsurun davalı firmaca ihracatın yapılıp vergi dairesince kuruma ibraz edilen faturalar üzerinden Kg/adet miktarlarının uyuşmazlığı nedeni ile iade edilmesi gereken tutarın ödenmediği gerekçe gösterilerek ödenmemesi durumu olduğu, gerek ticari gerekse ihraç kayıtlı alım satım üzerinden yapılan bir sözleşme olsun söz konusu faturalar üzerinde yapılan teknik bir hatadan dolayı ihracatın yapılmasına delalet eden ihracatçı vergi dairesince KDV iadesinin yapılıp yapılmaması durumu borcu ortadan kaldırmayacağı belirtilmiştir.
Davacı ihracatçı firma söz konusu hatanın düzeltilmesi için ihracatın yapıldığı gümrük idaresinde yapılacak bir düzeltme ile KDV iadesinin davalıya ödenmesinin yolunun açılabileceği, davalı firma KDV iadesini alamamasını kaynak göstererek davalı ile aralarında mutabık kaldıkları halde kalan borcu ödemekten imtina ettiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak ihracattan ve ihracat aşamasından sonraki aşamalarda ihracatçı davacı firma sorumlu olsa da her ne kadar davacı firma gümrük idaresinden düzeltebileceği söz konusu teknik hatanın fatura üzerinden gidilerek KDV iadesinin davalıya ödenmesini sağlayarak çözüme katkıda bulunmamasının sözleşme konusu alacağı ortadan kaldırabilecek bir neden olmadığı ve bu nedenle davacının 20.009,98 USD alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun … tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; alacak sözleşme ile belli olduğundan likid olması sebebiyle icra inkar tazminatı hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davanın kabulü ile, davalının Kayseri … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile 20.009,98 USD üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarınca USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduata ödediği en yüksek döviz faizi uygulanmasına,
2-20.009,98 USD asıl alacağın takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden belirlenen Türk lirası karşılığının %20 si olan 14.407,18 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 4.736,24 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 865,12 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.871,12 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 865,12 TL peşin harç ve 31,40 başvurma harcı olmak üzere toplam 896,52 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 1.780,00 TL, 16 tebligat gideri 213,50 TL, talimat gideri 350,00 TL, talimat posta masrafı 31,00 TL ve 1 elektronik tebligat gideri 5,50 TL olmak üzere toplam 2.380,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davalı taraf üzerinde bırakılmasına
7-AAÜT’ye göre hesap edilen 11.093,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*