Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1389 E. 2023/363 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av. ***
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av. ***

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı aleyhine *** tarihinde Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 1.164.986,65-TL fatura ve 570.741,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.735.728,43-TL bedelle takip başlattığını, davacının alacağının 58 adet faturaya dayandığını, bahse konu takibin kesinleştiğini ve davacı malları üzerine hacizler konduğunu, davalı tarafça davacının yaptığı ödemelerin ticari defterlere kaydetmediğini, sadece lehe işlemleri kaydettiğini, davacının davalıya hem anapara hem de faiz borcu olmadığını, davalının ticari defterlerinin lehine delil olamayacağını, çünkü davacı tarafça yapılan bir kısım ödemelerin kaydedilmediğini, davalının ticari defterlerine işlemediği ödemelerin dilekçe ekinde 15 madde halinde sunduklarını, söz konusu ödemelerin davalı şirket tarafından resmi muhasebe kayıtlarına kasıtlı olarak işlenmediğini, bu ödemeler resmi kayıtlara işlendiğinde davacının davalıya borçlu değil, alacaklı olduğunun görüleceğini, davalı tarafından kayıtlara yansıtılmayan davacı ödemelerine ilişkin faks ve imzalı fotokopi belgelerin delil başlangıcı olarak dosyaya sunduklarını, davacı şirket ortaklarının babası …’in hisse devrinden kaynaklanan 1.200.000,00-TL alacağının davacı şirket hesaplarına mahsubunun yapılmadığını, icra takibinde borcun sebebi olarak 58 adet fatura gösterildiğini ve 10,50 oranında faiz talep edildiğini, davacının takip öncesi dönem için temerrüde düşürülmediğini ileri sürerek davacının davalı tarafça Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile talep edilen faturalardan borçlu olmadığının tespitine; temerrüt ihtarı çekilmeksizin davacının faiz kaynaklı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin; davalının eski ortağı …’in çocuklarının şirketi olduğunu, …’in ortaklığı zamanında davalı şirketin İstanbul bölgesi distribütörlüğünü aldığını ve buna göre de davalı şirket ile davacı şirket arasında ticaret gerçekleştiğini, davacı şirketin davalı şirketten bol miktarda mal temini sağladığını, edimini yerine getirmemesi nedeniyle …’in ortaklık ilişkisi bozulduğunu ve hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, birikmiş borçların tahsili amacıyla takip başlatıldığını ve hacizler yapıldığını, açılan ishtihkak davalarının reddedildiğini, … tarafından Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayılı dava dosyası ile hisse devir bedelinin ödenmediğinden bahisle dava açıldığını, söz konusu davanın derdest olduğunu, adı geçen …’in bahse konu davada önce hisse devir sözleşmesinde belirtilen 1.200.000,00-TL’nın …’nın borcundan düşüleceğinin kararlaştırılmasına rağmen bunun yapılmadığını belirttiğini, daha sonra … ile ilgilisinin olmadığını ileri sürdüğünü, bu davanın derdest olduğunu, davalının malların bedelsiz olduğunu ileri sürdüğünü, takip konusu faturalara ilişkin malların davalıya teslim edildiğine ilişkin sevk irsaliyesi, müşteri sipariş teyit formu, sevkiyat ve mal teslim formu ile nakliye belgelerinin mevcut olduğunu, davacının ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik hukuki temeli olmadığını, ödeme emrinin iptali için dava açmadığını, davacının ticari defterlerini ibrazdan kaçındığını, 2012 yılı ve öncesinden 1.501.637,57-TL alacaklı olduğunu ileri sürdüğünü 6 yıl öncesinden böyle yüksek tutarlı alacağı talep etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının …’in hisse bedeli olan 1.200.000,00-TL’lık kısmının ***’nın borcuna mahsup edileceğinin kararlaştırıldığını beyan ettiğini, bunun borcu ikrar anlamına geldiğini, 06/02/2012 tarihi itibariyle davalıya en az 1.200.000,00-TL borçlu olduğunu, davacının bu belgenin aksine olan beyanları ve bu belgeden önceki tarihlerde düzenlendiğini beyan ettiği belgeler, ödeme dekontları ve diğer tüm belgelerin hukuken bir hükmü olmadığını, davacının 1.200.000,00-TL’nin mahsup edilmediğine ilişkin beyanının gerçeği yansıtmadığını, icra takibinde 06/02/2012 tarihinden sonraki borçların talep edildiğini, davacının dayandığı faks belgelerinin orijinallerinin dosyaya ibrazı gerektiğini, bu faksların …’in ortaklığı döneminde çekilen fakslar olduğunu, sunulan hesap kartının tüm hesapları kapsamadığını, hiçbir satış faturasının kayıtlı olmadığını, davacının borcunun sıfırlandığı iddiasının hukuki bir değeri olmadığını, davacının davalıya 1.057.052,75-TL borcu bulunduğunu, 06/02/2012 tarihi sözleşmede …’in davalı şirketten olan 1.200.000,00-TL hisse bedeli alacağının davacı …’nın borcuna mahsup edileceğinin kararlaştırıldığının davacının kabulünde olduğunu, buna göre 06/02/2012 tarihi öncesine ait ödeme ya da borçtan kurtulmaya yönelik iddia edilen belgelerin hukuken hükmünün olmadığını, davacının sunduğu örnek muavin defter kayıtlarının geçerliliği olmadığını, eksik ve tutarsız olduğunu, davacının takipten önceki dönem için faize itiraz ettiğini, distribütörlük sözleşmesinin 6.6. maddesinde sipariş tarihinin ödeme günü olarak taraflarca kararlaştırıldığını, davacının faize itirazının haksız olduğunu, davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını açtığı davaların sayısının 5 olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, takip dayanağı faturalara, cari hesap ekstrelerine, vergi dairesi kayıtlarına, ticari defter ve kayıtlarına, tanık beyanlarına, ödeme belgelerine, noter ihtarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Taraflarca dayandıkları deliller dava dosyasına ibraz edilmiştir.
Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Takip dosyasının incelemesinde; … İnşaat Yapı Elemanları San. Tic. A.Ş. tarafından borçlu … Kompozit Yatırım İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Dış Ticaret Ltd. Şti. aleyhine 24/12/2015 tarihinde 58 adet muhtelif faturaya dayalı olarak 1.164.986,65-TL asıl alacak ve 570.741,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.735.741,78-TL alacağın tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya tebliğ edildiği, borçlu davacı tarafından itiraz edilmediğinden davacı borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği görülmüştür.
HMK’nun 222. ve TTK’nun 83. maddesi gereğince taraflara uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin tüm ticari defterleri ibraz etmesi veya ibraz etmesi mümkün değilse bilirkişi incelemesine hazır edecek defter ve kayıtları bilirkişiye sunacak kişinin adını soyadını ve telefon numarasını bildirmesi için kesin süre verilmiş, taraflarca kesin süre içinde beyanda bulunmuşlardır.
Tüm delil ve belgeler toplandıktan sonra dosyanın mali müşavir bir bilirkişiye tevdi ile, dosyaya sunulmuş davalının ticari defter kayıt ve belgeleri ile mali müşavir bilirkişiye davacı vekilince müvekkili şirketin dava dilekçesinde yazılı merkezi ve adresinde incelemeye hazır olduğunu bildirdiği ilgili ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapmak üzere yetki de verilerek gerek davacı tarafın gerekse davalı tarafın uyuşmazlık konusu dönemlere ait ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak üzere öncelikle ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadıkları, açılış ve kapanış tastiklerinin olup olmadığı, tarafların ticari defter kayıt ve belgelerine göre davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki, faturalar, varsa ödemelerin kayıt durumunun ne olduğu, tespit edilerek dosyaya sunulan diğer delil belgel ve beyanlar, iddia ve cevaplarda birlikte incelenip değerlendirilmek suretiyle neticeten tarafların ticari defter kayıt ve belgelerine göre gerek davaya konu Kayseri 6 İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasındaki dayanak faturalara ilişkin takip dosyası ve icra takip tarihi itibariyle gerekse işbu davanın açıldığı tarih itibariyle davalının davacıdan bir alacağının olup olmadığı, alacağı varsa dayanaklarının neler ve miktarının da ne kadar olduğu, (icra takip dosyasına istenen asıl alacak ve işlemiş faiz ile ferilerine ilişkin her bir alacak kaleminin türü ve miktarı ile de karşılaştırılarak) hakkında ayrıntılı, gerekçeli, mahkememizin, tarafların ve BAM’ın denetimine elverişli ve açık olacak şekilde ve hesaplamaları gösterir biçimde rapor sunmalarının istenilmesine karar verilmiştir.
Muhasebeci bilirkişi Prof. Dr. *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerle taraflara ait ticari defterlerin incelenmesinden ulaştığımız bulgulara göre; 1. Davalının davacı aleyhine başlatmış olduğu takip talebinde 58 adet fatura ile 1.164.986,65-TL alacak talebinde bulunduğu; söz konusu faturaların tamamının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafça sunulan muavin defter kaydı ile de bu faturaların kabul edildiği, derdest davada davacının takip konusu faturalardan borçlu olmadığını ileri sürdüğüne göre ödemeyi ispatlaması gerektiği, 2. Davalının aleyhine delil teşkil eden ticari defter kayıtlarında davacının davalıya birçok ödemesinin gözüktüğü, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için bu ödemelerden hangilerinin takip konusu faturalara sayılacağının önem kazandığı, bu husustaki yasal düzenlemenin TBK’nun 101 ve 102. maddelerinde yer aldığı, söz konusu madde hükmü ve Yargıtay 19. H.D’nin *** Karar sayılı içtihadına göre takip konusu faturalardan sonra yapılan ödemelerin takip konusu faturalara sayılması gerektiği, yapılan ödeme tutarının takip konusu fatura tutarından fazla olması sebebiyle davalının davacıdan takip konusu faturalardan alacaklı olmadığı” anlaşılmıştır.
Bu rapora vaki itirazlar üzerine dosyanın rapor veren bilirkişiye tevdiine, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller önceki rapora karşı beyan ve itirazları ile gerekli görüldüğünde ticari defter ve kayıtlarının yerinde incelenmesi ve düzenlenecek rapor dayanak yapılacak olupta dosya içinde bulunmayan kayıt ve belge olursa bunların birer suretini de eklemek koşuluyla davalı tarafın itirazları yönünden inceleme ve değerlendirilmesi yapılarak ek rapor tanzim etmesi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Muhasebeci bilirkişi Prof. Dr. *** tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda özetle; “Davalının davacıdan olan cari hesap alacağını takip konusu yapmadığı, sadece 58 adet faturaya dayalı takip yaptığı, hal böyle olunca davalının takip konusu faturalardan alacaklı olup olmadığının tespiti gerektiği, takip konusu ilk faturadan sonra yapılan ödemelerin takip konusu faturalara sayılacağı, yapılan ödemelerin takip konusu faturalardan yüksek olması sebebiyle davacının bahse konu takipte belirtilen faturalardan borçlu olmadığının anlaşıldığı, netice itibariyle kök raporumuzda belirtmiş olduğumuz görüş ve kanaatlerimizde bir değişiklik bulunmadığı” bildirilmiştir.
Bilirkişi rapor ve ek raporuna davalı tarafın ayrıntılı beyan ve itirazları ile talebi dikkate alınarak yeniden bilirkişi incelenmesi yaptırılmasına, HMK’nun 267 ve 268. maddeleri gereğince bilirkişi heyetinin resen seçilecek bir muhasebeci bilirkişi ile bir borçlar mevzuatı alanında uzman bilirkişiden oluşturulmasına, HMK’nun 268. maddesi gereğince bilirkişilere tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma ve düzenleyecekleri rapora esas alacakları olupta dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa bunların birer suretini alıp raporlarına ekleme yetkisi verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince taraf defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunup bulunmadığı, davacının iddia ettiği ödemelerin icra takibinden önce yapılmış olması nedeniyle bu ödemelerin tarafların özellikle davalının defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, takibe dayanak faturalar ile takip dışı diğer faturalar ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tümü değerlendirilip davalının açıklamasız olarak yaptığı ödemelerin ilk muaccel olan alacaktan itibaren takibe dayanak fatura alacaklarına ilişkin borcu söndürmeye başlayacağı ihtimaline göre tüm fatura, sunulan deliller, kayıtlar, beyan ve belgeler dikkate alınarak takip konusu faturalar nedeniyle davacının davalıya dava tarihi itibariyle ve takip tarihi itibariyle borcu olup olmadığı varsa miktarının ne kadar olduğu, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, beyan ve deliller karşısında takip tarihinden önce davacının temerrüde düşürülüp düşürülmediği, temerrüdü söz konusu ise temerrüt tarihinden itibaren takip tarihine kadar işleyen faiz miktarının kaç TL olduğu hususlarında daha önce alınan bilirkişi raporu ve ek raporu ile bunlara karşı tarafların beyan ve itirazları da incelenmek suretiyle önceki raporların benimsenen ve benimsenmeyen yönleri tartışılıp irdelenmek suretiyle hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine, karar verilmiştir.
Nitelikli hesap bilirkişisi *** ile mali müşavir bilirkişi ***’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihinde düzenlenen raporda özetle; “1-Davacı/borçlunun, icra takip tarihi itibariyle ana para borcunun 249.529,51-TL olduğuna(Talep edilen alacak 1.164.986,65-TL), 2-Davacı/borçlunun, icra takip tarihi itibariyle ana paraya işlemiş faiz borcu toplamının 104.621,22-TL olduğu (Talep edilen 570.741,78-TL), 3-Davacı/borçlunun icra takip tarihi itibariyle ana para ve işlemiş faiz ile birlikte toplam borcunun 354.150,73-TL olduğu (Talep edilen toplam alacak 1.735.728,43-TL), 4-Taraflar arasındaki ticari ilişkinin geneli, tarafların mali kayıtları ve davacı/borçlu tarafından yapılan ödemeler İle borçtan mahsubu gereken tutarlar dikkate alındığında, davacı/borçlunun icra takip tarihi itibariyle 1.381.577,70-TL borçlu olmadığı” bildirilmiştir.
Tarafların talep ve itirazları dikkate alınarak dosyanın *** tarihli raporu düzenleyen bilirkişilere tevdine, taraf vekillerinin *** tarihli rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda inceleme, araştırma ve gerekiyorsa hesaplama yapılarak itirazları karşılar nitelikte değerlendirmeler yapılması, ayrıca işlemiş faiz talebi yönünden Yargıtay 19. H.D.’nin *** Karar sayılı emsal kararlarında görüleceği üzere takipte talep edilen temerrüt faizi hesabında TTK’nun 1530. madde hükmünün uygulanamayacağı, takipten önce alacaklının borçluyu temerrüde düşürmesi gerektiği ve önceki raporda dava tarihi itibari ile hesaplama ve değerleme yapılmadığı ve icra takip tarihi dikkate alındığı görülmekle tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak tarafların itirazlarını karşılar mahiyette takip ve dava tarihini kapsar nitelikte davalının davacıya borçlu olup olmadığını, borçlu ise gerekçeli açıklamalı denetime elverişli ek rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli hesap bilirkişisi *** ile mali müşavir bilirkişi ***’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihinde düzenlenen ek raporda özetle; “Kök raporda belirtildiği gibi, davacı/borçlunun icra takip tarihi itibariyle ana para borcunun 249.529,51-TL olduğu, temerrüt oluşmadığından ana para borcuna işlemiş faiz hesaplaması yapılmasına yer olmadığına, kök rapordaki kanaatlerinde bir değişiklik olmadığına, davalı borçlunun icra takip tarihi itibariyle 1.486.198,92-TL borçlu olmadığının tespitine,(alacak talep edilen ana para+faiz toplamı 1.735.728,43 – 249.529,51-TL ana para borcu = 1.486.198,92-TL) mahkemece 1.200.000,00-TL ödeme (alacak/borç mahsuplaşması) ile alacak/borç ilişkisinin sıfırlandığının kabul edilmesi halinde tarafların ticari defter ve kayıtları doğrultusunda davacı/borçlunun icra takip tarihi itibariyle 1.164.031,56-TL borçlu olacağı, davacı vekilinin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu beyan ettiği *** tarihli yazışmalar itibariyle karşılıklı alacak/borçlu ilişkisinin sıfırlandığının mahkemece kabul edilmesi halinde, davalı/borçlunun icra takip tarihi itibariyle bakiye borcunun bulunmayacağı, bu husustaki hukuki değerlendirme ve taktir yetkisinin mahkemeye ait olduğu” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle İİK’nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizde evvelce yapılan yargılama sonunda *** Karar sayılı gerekçeli karar ile “Yargılama sonunda toplanan tüm delillere, özellikle benimsenen 28/02/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve *** tarihli bilirkişi kurulu ek raporuna göre Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası nedeni ile 915.457,14-TL asıl alacak ve 570.741,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.486.198,92-TL tutarında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, hüküm kesinleştiğinde 1.486.198,92-TL tutarlı kısım yönünden takibin iptaline, davacının takip nedeniyle davalıya 249.529,51-TL ana para alacağı borcunun bulunduğu anlaşılmakla davacının fazlaya ilişkin menfi tespit davasının reddine, mahkememizce ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden dolayı yasal koşulları mevcut olmadığından davalının İİK’nun 72/4. maddesi gereğince tazminat isteminin reddine, yine mahkememizce davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğinden davacı tarafın kötü niyetli şekilde hareket ettiğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığı dikkate alınarak HMK’nun 329/2. maddesine göre davacı hakkında disiplin para cezası uygulanmasına yönelik davalı isteminin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararı davacı ve davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce icra edilen istinaf incelemesi sonunda *** Karar sayılı karar ilamı ile “… İlk derece mahkemesi tarafından aldırılan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakla bu çelişki giderilmeden hüküm tesisi yerinde görülmemiş, iki mali müşavir, bir nitelikli hesap uzmanından oluşan heyetten davacının takip dosyasından kaynaklı borçlu olmadığı iddiası bulunmakla bu kapsamda tarafların itirazları da gözetilerek çelişkileri giderir surette, önceki raporlara uyma- uymama nedenleri de belirtilerek gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak davacının dava ve takip tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktarın belirlenerek sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu karar tesisi yerinde görülmemiş, davacı ve davalının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.” nedenleriyle mahkememizin *** Karar sayılı gerekçeli kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İade edilen dava dosyası mahkememizin *** Esas sırasına kaydedilmiştir.
Yapılan duruşmada Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı karar ilamının içeriği dikkate alınarak bu karar ilamı doğrultusunda HMK’nun 267. maddesi gereğince yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267 ve 268. maddeleri gereğince bilirkişi kurulunun daha önce rapor verenlerin dışında resen seçilecek iki mali müşavir/muhasebeci bilirkişi ile bir nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulmasına, HMK’nun 268. maddesi gereğince bilirkişilere tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma ve düzenleyecekleri rapora esas alacakları olupta dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa bunların birer suretini alıp raporlarına ekleme yetkisi verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı karar ilamının içeriğini karşılar şekilde davacının takip dosyasından kaynaklı borçlu olmadığı iddiası bulunmakla bu kapsamda tarafların itirazları da gözetilerek çelişkileri giderir surette, daha önce alınan bilirkişi rapor ve ek raporları ile bunlara karşı tarafların beyan ve itirazları da incelenmek suretiyle önceki raporların benimsenen ve benimsenmeyen yönleri tartışılıp irdelenmek, önceki raporlara uyma- uymama nedenleri de belirtilerek suretiyle hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişi kuruluna yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi ***, Mali Müşavir Bilirkişi ***tan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “1-Taraflar arasında süre gelen ticari ilişkinin varlığı noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, 2-Taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle açık hesap ilişkisinin söz konusu olduğu, 3-Takibe konu edilen 58 adet faturanın ödendiği iddia edilmekle ispat yükünün davacı borçluda olduğu, 4-Takibe konu fatura tarihlerinden sonra davalı tarafa takibe konu edilen miktardan fazla ödeme gerçekleştirildiği, bu ödemelerin TBK’nun 101-102. maddesi uyarınca icra takibine konu faturalara mahsuben yapıldığının kabul edilmesi gerekeceği, 5-Sayın *** tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda beyan edildiği gibi, davalının davacıdan takip konusu faturalardan dolayı alacaklı olmadığının tespit edildiği” bildirilmiştir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; davacının davalı şirkete Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığı, bu takibin iptalinin gerekip gerekmediği ve kötü niyet tazminatı ile İİK’nun 72/4. maddesi gereğince tazminat isteminin ve HMK’nun 329/2. maddesine göre disiplin para cezası uygulanması isteminin yasal koşullarının bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
TMK’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK’nun 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nun ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel ilişkiden doğan talep hakkına ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (HGK’nun *** Karar sayılı ilamları)
Kural olarak menfi tespit davasında davacı, dava konusu borcun hiç doğmadığını davalı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını ileri sürerse ispat yükü davalıya aittir. Zira hukuki ilişkinin varlığını ileri süren davalıdır. Ancak davacı hukuki ilişkinin varlığını kabul edip başka bir nedenle geçersiz olduğunu (ya da sona erdiğini) ileri sürerse, bu duurmda ise ispat yükü davacıdadır. Davacı bu durumda, varlığını kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiğini ileri sürmekle ispat yükünü de üzerine almış olur. (HGK’nun *** Karar sayılı ilamı)
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nun 87.) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukukî sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nun cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’ndaki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamaz.
Kısmi ifaya ilişkin kurallar da (icra takibinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan) 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 100 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 101. maddesine göre birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır. 102. maddeye göre de kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun *** K. sayılı kararlarında da bu yönde açıklamalar yer almaktadır.
Eldeki davada Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelendiğinde; … İnşaat Yapı Elemanları San. Tic. A.Ş. tarafından borçlu … Kompozit Yatırım İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Dış Ticaret Ltd. Şti. aleyhine *** tarihinde 58 adet muhtelif faturaya dayalı olarak 1.164.986,65-TL asıl alacak ve 570.741,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.735.741,78-TL alacağın tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu davacı tarafından itiraz edilmediğinden davacı borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği görülmüştür.
Davanın tarafları ticari defterlere ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmış, mahkememizce Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı karar ilamı doğrultusunda tayin edilen bilirkişilere her iki tarafın ticari defter ve kayıtları inceletilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı 58 adet muhtelif faturaya dayalı olarak alacağın tahsili için davacı hakkında icra takibi başlatmıştır. Davacı ise, davalı tarafça Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile talep edilen faturalardan borçlu olmadığının tespitine; temerrüt ihtarı çekilmeksizin davacının faiz kaynaklı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Eldeki davaya konu uyuşmazlıkta taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığından açık hesaba ilişkin değerlendirme yapmak gerekecektir. Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı kabul edilmekle takibe konu 58 adet fatura bedelinin ödendiği davacı tarafından iddia edilmektedir. Bu şekli ile ispat yükü yer değiştirmiş olup, davacının ödemeyi ispat etmesi gerekecektir. Davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerin fatura tarihi sonrasında olduğu ve tarafların muhasebe kayıtlarında bulunduğu ve kayıtların birbirini teyit ettiği bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Tüm bu genel açıklamalar dikkate alınarak dosya üzerinde yapılan incelemede; bilirkişilerce incelenen davalının ticari defter kayıtlarına göre, davacı tarafından davalıya birden fazla ödeme yapıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ödemelerden hangilerinin takip konusu faturalar için yapıldığının tespiti olduğu, bu konudaki yasal düzenlemenin TBK’nun 101 ve 102. maddelerinde yer aldığı, söz konusu madde hükmüne göre takip konusu faturalardan sonra yapılan ödemelerin takip konusu faturalara sayılması gerektiği, *** tarihli bilirkişi kurulunun raporunda davacının takip konusu faturalardan sonra davalıya yaptığı ödemeler toplamının 1.770,010,27-TL olduğu, davacı tarafından yapılan ödeme tutarının takip konusu faturaların tutarından fazla olması sebebiyle davalının davacıdan takip konusu faturalardan dolayı alacaklı olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yargılama sonunda toplanan tüm delillere, özellikle benimsenen *** tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre davanın kabulü ile Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, hüküm kesinleştiğinde Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin davacı yönünden iptaline, İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca icra takibinin derhal durdurulması için Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına karar vermek gerekmiştir.
İİK’nun 72/3-4. maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği tazminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği, dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararının kalkacağı, buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış olmaktan dolayı doğan zararını gösterilen teminattan alacağı, alacaklının uğradığı zararın aynı davada takdir olunarak karara bağlanacağı, bu zararın herhalde yüzde %40’tan aşağı tayin edilemeyeceği hüküm altına alınmış, 6352 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle *** tarihinden itibaren %40 oranı %20 olarak değiştirilmiştir.
Davacı taraf her ne kadar kötüniyet tazminatı istemiş ve davasının da kabulüne karar verilmişse de, davacıya karşı işbu icra takibini başlatırken davalının kötüniyetli olduğunu gösterir somut delil bulunmadığı ve ayrıca davalının kötüniyetli olduğu iddiasının davacı tarafça kesin ve yeterli kanıtlarla ispatlanamadığı dikkate alınarak yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi nedeniyle davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, hüküm kesinleştiğinde Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin davacı yönünden İPTALİNE,
2-İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca icra takibinin derhal durdurulması için Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına,
3-Koşulları bulunmadığından davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 79.580,24-TL nispi karar ve ilam harcının dava açılırken peşin harç olarak alınan 29.641,91-TL harçtan mahsubu ile bakiye 49.938,32-TL karar ve ilam harcının bu davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 29.641,91-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça karar ilamı öncesinde yapılan 21,00-TL e-tebligat gideri, 126,00-TL tebligat gideri, 1,00-TL KEP gideri, 19,00-TL müzekkere gideri ve 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 967,00-TL yargılama gideri ile karar ilamı sonrasında yapılan 28,00-TL e-tebligat gideri ve 4.500,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 4.528,00-TL yargılama gideri olmak üzere genel toplamda 5.495,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde taraflarca numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 141.198,93-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kararın mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
11-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,

Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/05/2023

Başkan ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Katip ***
E-imzalıdır