Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1380 E. 2023/51 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (nitelikteki ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket yetkilisi …’ın şirketi adına ve şirketi hesabında kullanmak üzere kendisinden borç istemesi üzerine … tarihinde 30.000,00-TL ve … tarihinde 37,960,00-TL’nı banka aracılığı ile davalı şirket hesabına havale ettiğini, davalı şirket adına kendisine farklı zamanlarda alınan ilk borçtan mahsup edilmek üzere toplam 18.000,00-TL ödeme yapıldığını, ancak alınan ikinci borca istinaden borçlu şirket tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, şirketin bakiye borcu için ödeme yapılmaması üzerine, borcun ne zaman ödeneceğini sormak için davalı şirket yetkilisi ile görüşmek istediğini ancak şirket yetkilisinin müvekkilinin telefonlarına çıkmadığını ve bu zamana kadar şahsına başkaca bir ödeme de yapılmadığını, borçlu tarafından kendisine ödeme yapılmaması nedeniyle Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile içra takibi başlattığını, icra takibine konu alacak miktarının 37.960,00-TL ve 12,000,00-TL anapara alacağı ve anaparaya işletilen 9.781,20TL ile 3.157.15-TL yasal faiz oluştuğunu, borçlu şirketin borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirterek Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki haksiz itirazın iptali ile takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderlerinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının şirket hesabına bazı havaleler yaptığını, bu işlemlerin başlangıç tarihinin 2017 yılına dayandığını, bir çok defa hesapları arasında para alışverişinin olduğunu, başlangıç tarihi 2019 olan borç için davacının 2023 yılında işlem başlatmasının manidar olduğunu, takip başlatılan tutarı kabul etmediği, bahsi geçen borçlar için ödeme yapmadıkları iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı ve davalı taraf delil olarak dayandığı bir kısım belge örneklerini dilekçeleri ekinde dava dosyası içine sunmuşlardır.
Kayseri … Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyasında takibin açıldığı tarihi gösteren sayman mutemet alındısı, takip talebi, ödeme emri, ödeme emrinin borçluya tebliğine ilişkin tebliğ mazbatası, borçlunun borca itiraz dilekçesi, icra müdürlüğünün durdurma kararı, borçlu tarafından kısmi ödeme yapılmış olması halinde ödeme belgesi ve takip dayanağı olan belgenin bir örneğinin Uyap sisteminden gönderilmesi istenilmiş; gönderilen belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
Dava dilekçesi ekinde sunulan Türkiye … Bankası dekont örnekleri eklenerek Türkiye …. Bankası Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak ekte gönderilen dekontlarda yazılı davalı tarafından davacıya yapılan yapılan ödemeleri gösterir banka kayıt örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmemiştir.
Davacının T.C. kimlik numarası ve açık kimlik bilgileri belirtilmek suretiyle Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; davacının bilanço esasına göre mi yoksa işletme hesabı esasına göre mi defter tuttuğunun, işletme hesabına göre defter tutması halinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. ve ilgili diğer maddelerinde belirtilen esnaf işletme sınırı tutarının altında kalıp kalmadığının (esnaf işletme sınırı içinde olup olmadığının) sorulmasına, ilgili kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacının T.C. kimlik numaraları ve açık kimlik bilgileri belirtilerek Kayseri Ticaret Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davacının ticaret odasına kayıtlarının olup olmadığı sorulmuştur. … tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava; İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca borç olarak verilen paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile tek hakim yazılı yargılama usulüne göre yargılama tarafından yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkemelerin görevi dava şartı olduğundan, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle göreve ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır.

Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği … tarihinden sonra, … tarihinde açılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Yine aynı kanunun 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Buna göre, tarafların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca tacir veya esnaf olup olmadığının belirlenmesi için ilgili kurumlardan araştırmalar yaptırılması sonrasında, görev hususunun değerlendirilmesi gerekmiştir. Mahkememizce yaptırılan araştırmalarda davacının gelir getirici kazancı olmaksızın bazı iş ve işlemler için kullanılan potansiyel vergi mükellefi olduğu, ticaret odasına ve esnaf ve sanatkarlar odasına kaydının bulunmadığı, aksini gösterir başkaca yasal delilinde olmadığı dikkate alındığında davacı …’ün tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve kanun yolu mercilerince re’sen incelenir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dava TTK’nda düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının tacir olmadığı da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle açılan dava ticari nitelikte olmadığından davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil, 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nun 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nun 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Gelen müzekkere cevaplarından davacının ticaret odası kaydının bulunmadığı, vergi dairesine mali müşavir olarak kayıtlı olduğu ve serbest meslek kazanç defteri tuttuğu görülmüştür.
Somut uyuşmazlık, TTK’nda düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının tacir olmadığı da gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili ve nispi ticari dava da değildir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nun 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/1-c bendi uyarınca GÖREVE İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU nedeni ile HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının GÖREVLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 20. maddesi gereği işbu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda dosyanın ele alınarak DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin, görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. …

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır