Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/124 E. 2022/340 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … ilçesinde faaliyet gösteren yapı kooperatifi olduğunu, inşaatların devam ettiğini ve henüz tamamlanmadığını, davacının ilk etapta 177 daire teslim ettiğini, 177 ortağın 2011 yılında kesin maliyet bedeli tespit edilerek ayrıca bu nedelin %10 da tahsil edilerek üyelerin ilişiği kesildiğini, geriye kalan 308 üyeye kesin maliyet hesabı yapıldığını, kötü yönetim, koopertiften ayrılışlar inşaatların tamamlanamayacağı anlaşıldığından güncellenmesinin zorunlu olduğunu, bu kapsamda güncellenmiş kesin maliyetin davalıya tebliğ edildiğini ve ödenmediğini belirterek kesin maliyet alacaklarına istinaden şimdilik 5.000,00 TL’nin ve bu bedelin dava tarihine kadar işlemiş olan 11.869,52 TL tutarlı gecikme cezasına istinaden şimdilik 5.000,00 TL’nin toplam 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini gerektiğini, kooperatif yönetim kurulunun kooperatifin amacına ulaşması için herhangi bir gayret göstermediğini, inşaat faaliyetlerinin 16 yıldır sürüncemede bırakıldığını, yönetim tarafından 3.kişilerle ve yüklenici firmalar ile yapılan anlaşmalar ile kooperatifin zarara uğratıldığını kooperatife güveni kalmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … ilçesinde faaliyet gösteren yapı kooperatifi olduğunu, inşaatların devam ettiğini ve henüz tamamlanmadığını, davacının ilk etapta 177 daire teslim ettiğini, 177 ortağın 2011 yılında kesin maliyet bedeli tespit edilerek ayrıca bu nedelin %10 da tahsil edilerek üyelerin ilişiği kesildiğini, geriye kalan 308 üyeye kesin maliyet hesabı yapıldığını, kötü yönetim, koopertiften ayrılışlar inşaatların tamamlanamayacağı anlaşıldığından güncellenmesinin zorunlu olduğunu, bu kapsamda güncellenmiş kesin maliyetin davalıya tebliğ edildiğini ve ödenmediğini belirterek kesin maliyet ve gecikme cezası talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş, kooperatifin 16 yıldır inşaatları tamamlamadığını, kooperatife güveni kalmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkememizce duruşma sırasında davacı kooperatife ait inşaatların devam edip etmediği sorulmuş ve davacı vekilinin beyanı uyarınca inşaatların devam ettiği anlaşılmıştır.
Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ve bu alacağa ait gecikme cezasına ilişkindir.
Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.
Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler.
Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir.
Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir.
Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat bittikçe biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre % 10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerinin teslim edilerek kooperatiften istifa edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir.
Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir.
Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.
Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62. maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır.
Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin ve bu bedelin gecikmesinden dolayı gecikme cezasının davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir. Bu durumda mahkemece eldeki davanın erken dava olduğu anlaşıldığından davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/6310 E. 2022/185 K. Sayılı ilamı bulunmaktadır.)
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının usulden reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile artan 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*