Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1232 E. 2023/935 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … –

DAVALI : … – … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***

Mahkememize açılan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … tarihinde davalı şirketten 34 … plakalı 2013 model Otokar marka … motor numaralı aracı 550.000,00-TL bedelle satın aldığını, sözleşmeden önce herhangi bir ayıbı olmadığı beyan edilen aracın İstanbul’dan Kayseri’ye özel halk otobüsü olarak kullanılmak amacıyla getirilirken Ankara’da arıza vererek yolda kaldığını, müvekkilinin Ankara’da yaptırdığı tamirat nedeniyle 148.466,00-TL ödeme yaptığını, ayrıca yetkili firmanın daha fazla onarım gerektirebileceği bilgisini verdiğini, araç tamir edildikten sonra Kayseri’ye yola çıktığını ve yolda yine arıza yaptığını, servis çağırdığını ve 7.000,00-TL daha masraf ettiğini, söz konusu ayıpların giderilmesi talebiyle davalı tarafa … tarihli ihtarname çekildiğini ancak taleplerinin reddedildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ayıplı mal nedeniyle müvekkilinin yapmış olduğu 155.466,00-TL masrafın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, yargılama giderlerini davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; zorunlu dava şartı olan arabuluculuk süreci sonlandırılmadan dava açılmış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, ayrıca davaya bakmaya yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olması nedeniyle yetki itirazları bulunduğunu, davacı tarafça usulüne uygun süresi içinde yapılmış bir ayıp ihbarı söz konusu olmadığından taleplerinin zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın satın aldığı aracı herhangi bir ihtirazı kayıt koymadan teslim aldığını, çalışır vaziyette sorunsuz olarak aldığını noter huzurunda kabul ettiğini, davacı tarafından alınan aracın 2013 model 9 yıllık 2. el ticari bir araç olduğunu, herhangi bir garanti kapsamında olmadığını, davalı tarafından verilmiş bir garantinin de söz konusu olmadığını, davacı tarafın beyan ettiği gibi araç için 550.000,00-TL ödeme yapılmadığını, davacının müvekkilinden aracı 400.000,00-TL’ye aldığını, araçta meydana gelen arızada sorumluluk ve yükümlülüğün davacıya ait olduğunu, iddia edilen arızadan ve zarardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davanın öncelikle usulden, esasa girilmesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı mal nedeniyle davacının yaptığı masrafın tazmini talebine ilişkindir.
Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır. Dava şartları dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir. Mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit ederse davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hâkim tarafından re’sen gözetilir.
6100 sayılı HMK’nun 114/1. maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve yine HMK’nın 114/2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur.
6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinde (Ek:6/12/2018-7155/20 maddesi):”(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır…” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiştir. İşbu dava da söz konusu yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 01/01/2019’dan sonra yani 13/12/2022 tarihinde açılmıştır. Dosya incelendiğinde bu aşamadaki talep ve davanın niteliğine göre, ticari bir dava olduğu görüldüğünden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartının mahkememizce resen aranması gerektiği anlaşılmıştır.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde her hangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. Dava şartı arabuluculuk HMK’nun 115/2. maddesi kapsamında tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği değildir.
7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda dördüncü bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla beşinci bölüm eklenmiş ve eklenen 18/A maddesi ile;
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…” düzenlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak; dava dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk tutanağının başlığında arabuluculuk son tutanağı yazmakta ise de tutanak içeriğinde işin esası yönünden tarafların anlaşıp anlaşamadığına ilişkin bir tespit bulunmadığı, yetki itirazı nedeniyle dosyanın kapatıldığının yazıldığı, mahkememizce son tutanağın sunulması için kesin süre verilmemiş ise de davacı vekilinin 16/01/2023 tarihli beyan dilekçesi ekinde tarafların anlaşamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağını sunduğu, ne var ki bu tutanağın düzenleme tarihinin 13/01/2023 olduğu, davanın açıldığı tarihin ise 13/12/2022 tarihi olduğu, davacı vekili mahkeme tarafından kendilerine süre verilmeden tutanağı sunduklarından dolayı dava şartının sağlandığını iddia etse de 6235 sayılı yasa 18/A maddesindeki düzenlemenin dava açmadan evvel sonuçlanmış ancak son tutanak ibraz edilmeden açılmış davalar için geçerli olduğu, dava açıldıktan sonra sonuçlanan arabuluculuk sürecine ilişkin son tutanak ile bu davaya devam olunması mümkün olmayıp ancak ve ancak yeni bir dava açılabileceği, eldeki davanın arabuluculuk süreci tamamlanmadan açıldığı anlaşılmakla, davanın 6102 sayılı TTK’nun 5/A. maddesi ile 6325 sayılı kanunun 18/A. maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, TTK. m. 5/A, 6325 Sayılı Kanun m. 18/A, HMK. m 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 269,85-TL ilam harcının, dava açılışı sırasında tahsil edilen 2.654,98-TL peşin harçtan mahsubuna, artan 2.385,13-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 25/10/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı