Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1230 E. 2023/456 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … ***
2- … – …
VEKİLİ : Av. … – ***
DAVALI : 1- … – … ***
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 2- … – … ***
3- … – … ***
4- … – … ***
5- … – … ***
6- … – … ***
VEKİLİ : Av. … – ***

DAVA : Menfi Tespit (Kooperatifler Kanunu’na Eklenen Geçici 11. Maddeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddeden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’in … tarihinde kurulan davalı S.S. *** Konut Yapı Kooperatifi’nin sadece 1.5 yıllık döneminde (*** tarihleri arasında) kooperatif başkanlığını yaptığını, diğer müvekkili …’te aynı dönem kooperatifin muhasip üyeliğini yapan eski yöneticileri olduğunu, seçimle göreve gelen müvekkillerinin şimdiki yönetim marifeti ile yine seçimle yönetimden uzaklaştırıldıklarını ve bu süreçte müvekkillerinin kooperatifin yeni yönetimi tarafından diğer üyeler nezdinde, gerek 18 yıllık kooperatif geçmişinin, gerekse kendi yönetim hatalarının ve eksikliklerinin müsebbibi olarak tanıtılmaya çalışıldığını ve anlamsız bir husumeti ortaya koymanın çabasına girdiklerini, davalı kooperatifin hali hazırdaki yönetiminin, 2004 yılında kurulan kooperatifin ilk yüklenici firması olan ve müvekkillerinin göreve başlamasından tam 6 yıl önce yüklenici firma olarak sözleşmesi fesh edilen ve işten el çektirilen *** Akaryakıt Nak. Tic. San. A.Ş.’nin alacakları sebebi ile başlatmış olduğu icra takibi neticesinde diğer davalı kooperatif üyelerinin adlarına tahsis edilmiş olan ancak henüz teslim etmedikleri dairelerin satışına engel olamadıklarını, davalının bu üyelerin adlarına tahsis edilen bu daireleri Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı satış dosyası ile çok az sayıda üyesi kalmış olan kooperatif bünyesinde ciddi sıkıntılara sebep olması üzerine, kooperatif yönetiminin mevcut üyeler üzerindeki hakimiyetini kaybetmeme adına davalı diğer üyelerle birlikte hareket etmeye başladığını ve gerçekte davalı kooperatifin borcu olan ve evleri satılan diğer üyelerin alacaklarını müvekkillerinden tahsil etmenin yollarını aradıklarını, bu amaçla davalılardan …’a *** tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası marifeti ile 362.139.75-TL alacak üzerinden, …’a 27/01/2022 tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası marifeti ile 470.238,69-TL alacak üzerinden, …’e 03/01/2022 tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin *** Esas sayılı dosyası marifeti ile 411.585,22-TL alacak üzerinden, …’ya 03/01/2022 tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası marifeti ile 446.849,50-TL alacak üzerinden, …’ya da 03/01/2022 tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası marifeti ile 434.647,19-TL alacak üzerinden davalı kooperatif aleyhine icra takibi başlattıklarını, bu cihetle Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede “… Kooperatif tarafından, her ne ad altında olursa olsun, yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemleri hükümsüz…” kıldığından, kooperatifin hileli yollarla kendi borcunu başkaca üçüncü kişilere alacakmış gibi aktarmak sureti ile, artık ayni bir hak olarak kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş üye sıfatına haiz müvekkillerinin mülkünde bulunan dairelerin satışını sağlatma çabasının önüne geçme adına iş bu davayı açmada hukuki menfaati bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile müvekkillerinin Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. madde kapsamında her hangi bir borcunun olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletinde karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin tüm üyelerine daire tahsis ettiğini, ancak 13 kooperatif üyesinin dairelerinin icrai yol ile satıldığını, davalı kooperatifin SGK, vergi ve daireleri satılan üyelere tazminat borcu bulunduğunu, kanun koyucunun işbu madde ile yapılan değişiklik ile dairelerini alamayan ve istifa ederek çıkma payı alacağını tahsil etmeyi bekleyen bir çok kooperatif mağdurunun mağduriyetini çözümsüz hale getirdiğini, uygulamada kooperatifçe yapılan inşaatların kat irtifak tapusunu geçtikten sonra üyelere tapu devri yapıldığını ve inşaatın bitip bitmediğine bakılmadığını, ilgili maddenin son fıkrasında ise mahkemelerce verilen kesin hükümleri ortadan kaldırmaya yönelik bir başvurunun önünü açarak hukuki güvenlik ilkesinin de ihlal edildiğini, hatta mahkeme kararına riayet etmeyerek ödememede direnen şahısları koruduğunu bu şahıslara menfi tespit davası açması için yetki ve süre verdiğini; ancak mahkeme kararına riayet ederek ödeme yapan vatandaşların ödemesinin istirdatı için bir yol göstermediğini, ilgili maddenin burada izah edilmeyen bir çok açıdan Anayasa’ya aykırı olduğunu müvekkili kooperatif yönünden uygulama alanı bulunmadığını belirterek açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava şartı arabuluculuk süreci yerine getirilmemiş olması sebebiyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, menfi tespit istemi içeren davada dava değerinin belirtilmediğini, davacıların dilekçesinde icra dosyaları ve mahkeme numaraları yazılı olmasına özetle müvekkillerin alacak miktarı belli olmasına rağmen muğlak ve bedelsiz açılan davada davacıya harç tamamlatılmasının gerektiğini, müvekkillerinden …’ın 362.139,75-TL, …’un 470.238,69-TL …’in 411.585,22-TL, …’nun 446.849,50-TL ve İhsan Lafcı’nın 434.647,19-TL alacağının icra dosyasında kesinleştiğini, toplam 2.125.460,35-TL üzerinden 36.297,55 TL eksik harcın ikmali için davacılara kesin süre verilmesi gerektiğini, davacıların müvekkillerine dava açmakta herhangi bir hukuki yararının olmadığını, müvekkillerinin kooperatif olmadığı gibi, kooperatifin tıpkı davacılar gibi üyesi olduğunu, Kooperatif Kanunu’nun geçici 11. maddesi kapsamında davacılar ile kooperatifin yeni yönetimi arasında bahsedilen husumetler konusunda müvekkillerinin bir ilgili alakası ve dahiliyetinin bulunmadığını, bu hususların bu dava ile de bir ilgisinin olmadığını, davacıların bahsettiği sürecin aslının özetle; davacılar kooperatifin yönetimindeyken kooperatifin borçlarına istinaden kendi dairelerindeki hacizleri/ipotekleri kaldırdıklarını davalı olan müvekkillerinin dairelerinin de kooperatif borcuna istinaden satıldığını, o dönem yönetimindeki ve çevresindeki kişilerin temiz tapularını aldıklarını, hemen hemen aynı ödeme ve şartları yerine getiren müvekkillerinin dairelerinin ise satılarak kooperatifin borcunun ödendiğini, kooperatifte eşitlik ilkesine istinaden müvekkillerinin borcun tüm üyelere eşit dağıtılmasını talep etmesine rağmen bunun karşılık göremediğini, bunun üzerine kooperatife yatırdıkları aidatları güncelleyerek dairelerinin de verilmemiş olmasına istinaden kooperatiften bu bedeli talep ettiklerini, fakat kooperatifin mallarının bulunmaması sebebiyle kooperatifin bu bedeli ödeyemediğini, zira davacıların da içinde bulunduğu grubun arsa sahibinden daireleri direk üzerlerine aldığını kooperatife dokundurmadan bir nevi mal kaçırdığını, bunun üzerine kooperatifin tapu devrettiği kişilere karşı tasarrufun iptali davası açtıklarını, her ne kadar davacılar dava dilekçesinde müvekkillerinin alacağının hukuki zemini olmadığını iddia etse de müvekkilleri kooperatife aidatları ve paraları düzenli ödediklerini ve kooperatiften alacaklı konumda olduklarını, davacıların bu iddiasının tamamen mesnetsiz olduğunu, buna dair hazırlanan hesap tablosunun da icra dosyalarında ayrı ayrı bulunduğunu, buna dair iddiaların temeli ve inceleme merciinin söz konusu dava olmayıp bu dava ile de bir ilgisinin bulunmadığını, söz konusu davanın inceleme yeri ve itiraz yerinin Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası olduğunu, bu durumunda geçici 11. madde ile bir ilgisinin bulunmadığını, Kooperatifler Kanunu’nun geçici 11. maddesinin şartlarının davacılar tarafından sağlanmadığını, etaplar halinde teslim edilen bir inşaat bulunmadığını, sair şartların da davacılar bakımından sağlanmadığını, davacıların bu davayı açmaktaki hukuki yararları olduğuna dair yaptığı açıklamaların da anlaşılamadığını, maddenin amacı ile davacıların bu davadaki durumunun farklı hukuki konular olduğunu, davacı yanın dava dilekçesi ile kendilerine çıkartılan kesin hesap maliyetini ödediğini, kendisine isabet eden bölümün tapusunu aldığını, 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. madde ile yeni bir düzenlemenin yapıldığını, bu madde doğrultusunda davacı yanın aidat ve kesin maliyetten kaynaklı borcunun olmadığının tespitinin talep edildiğini, HMK’nun 114/1-h maddesinde dava ikamesinde hukuki yararın varlığının arandığını, davalı kooperatifin tüm üyelerine daire tahsis ettiğini ancak müvekkillerinin daireleri de olmak üzere 13 kooperatif üyesinin dairelerinin icra yolu ile satıldığını, davalı kooperatifin SGK, vergi ve daireleri satılan üyelerine tazminat borcunun bulunduğunu, kanun koyucunun işbu madde ile yapılan değişik ile dairelerini alamayan ve istifa ederek çıkma payı alacağını tahsil etmeyi bekleyen bir çok kooperatif mağdurunun mağduriyetini çözümsüz hale getirdiğini, uygulamada kooperatifçe yapılan inşaatların kat irtifak tapusunu geçtikten sonra üyelere tapu devrinin yapıldığını, inşaatın bitip bitmediğine bakılmadığını, kat irtifak tapusunun devredilmesi için inşaata başlanmasının dahi yeterli olduğunu, aynı miktarda ödeme yapan iki üyenin biri dairesini teslim almışken diğer üyenin inşaatına henüz başlamamış dahi olabildiğini ve bu durumda dairesini teslim alamayan üye diğer üyelerin ödeme yapmaması nedeni ile onların eksik ödediği kadar kendisinin ödemesi gerektiğini, ilgili maddenin son fıkrasında ise mahkemelerce verilen kesin hükümleri ortadan kaldırmaya yönelik bir başvurunun önünü açarak hukuki güvenlik ilkesinin de ihlal edildiğini, hatta mahkeme kararına riayet etmeyerek ödemede direnen şahısları koruduğunu, bu şahıslara menfi tespit davası açması için yetki ve süre verdiğini, ancak mahkeme kararına riayet ederek ödeme yapan vatandaşların ödemesinin istirdatı için bir yol göstermediğini, ilgili maddenin bir çok açıdan Anayasa’ya aykırı olduğunu, kooperatif yönünden uygulama alanı bulunmadığını belirterek açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacılar tarafından davalı kooperatifin defter ve kayıtlarına ve tüm eklerine, muhasebe hesaplarına, üyelik dosyasına, tapu kayıtlarına, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı satış dosyasına, Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasına, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas, 2022/***Esas, *** Esas, … Esas ve … Esas sayılı takip dosyalarına, Kayseri 1. Noterliği’nin *** yevmiye sayılı ve *** tarihli evrakına, keşif ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi tarafından, kooperatif üyelik dosyasına, kooperatif anasözleşmesi ve genel kurul tutanaklarına, kooperatife ait kayıt ve belgelere, tanık anlatımlarına, keşif ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalılar …, …, …, … ve … tarafından kooperatif üyelik dosyasına, kooperatif anasözleşmesine ve genel kurul tutanaklarına, kooperatife ait kayıt ve belgelere, SGK ve vergi kayıtlarına, tanık anlatımlarına, keşif ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak, a)Davacının üyelik dosya örneğinin gönderilmesi, b)Davacının peşin bedelli, sabit fiyatlı üye olup olmadığının sorularak böyle bir uygulama varsa buna ilişkin genel kurulu veya yönetim kurulu kararlarının, kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi, c)Davacının üyelik nedeniyle borç ve ödemelerini gösterir hesap dökümlerinin, davacının üyelikten istifasına, ihracına veya çıkarılmasına dair dilekçe, ihtar, yönetim kurulu ve genel kurul kararı varsa bunların örneğinin gönderilmesi, d)Davalı kooperatifin ana sözleşmesi, genel kurul kararları, hazirun cetvellerinin, daha önce çıkarılan maliyet raporlarının, davacılara tahsis edilen daire ile maliyet raporunun gönderilmesi ve davacının daha önce tespit edilen maliyet bedelini ödeyip ödemediğinin bildirilmesi, e)Bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerekmesi halinde kooperatifi kayıt ve defterlerinin bilirkişi incelemesine, hazır bulundurulacağı açık adresin ve bu adreste defter ve kayıtları bilirkişiye sunacak görevli kişinin adı soyadı ve telefon numarasının bildirilmesi istenilmiştir. Davalı kooperatifçe müzekkeremize cevap verilmemiştir.
Kayseri Valiliği Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin tebliğe yarayışlı adresinin ne olduğunun sorulmuş ve tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin, tüm genel kurul toplantı tutanakları ile hazirun tutanaklarının tasdikli suretlerinin gönderilmesi istenilmiştir. 03/01/2023 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dava dosyasının akıbetinin mahkememize bildirilmesi ile Uyap sistemi üzerinden dosyasının gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 07/11/2022 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas, … Esas, … Esas, 2022/87 Esas, … Esas ve … Esas sayılı takip dosyaların akıbetlerinin mahkememize bildirilmesi ile Uyap sistemi üzerinden dosyaların kayıt örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kocasinan Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, *** Mahallesi, ***ada, Parsel 1, 2. Kat 4 Nolu bağımsız bölüm ve Kayseri İli Kocasinan İlçesi, *** Mahallesi, *** ada 1 parsel 1. Kat 1 no’lu bağımsız bölümün …’nden itibaren tapu kayıt maliklerini gösterir tedavüllü tapu kayıt örneklerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 16/01/2022 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kocasinan Belediye Başkanlığı’na müzekkere yazılarak Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, *** Mahallesi, *** ada, Parsel 1, 2. Kat 4 Nolu bağımsız bölüm ve Kayseri İli Kocasinan İlçesi, *** Mahallesi, *** ada 1 parsel 1. Kat 1 Nolu bağımsız bölümün iskan ruhsatının olup olmadığı sorularak varsa örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. 25/01/2023 tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. madde kapsamında davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada, dava değeri itibariyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Eldeki dava; 15/06/2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacıların ve davalılar …, …, …, … ve …’nın diğer davalı …’nin ortağı olduğu tarafların kabulündedir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konuları; Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. madde kapsamında davacıların davalılara borçlu olup olmadığı, davacıların Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesi kapsamında eldeki davayı açmakta hukuki yararlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle menfi tespit davalarının mahiyetine kısaca değinmek gerekir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenleme yeri bulan bu dava borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığının, gerçekte var olmayan bir borç nedeniyle kendisini tehdit eden veya kendisi aleyhine icra takibi yapan kişiye yani alacaklıya karşı herhangi bir borcunun olmadığının tespiti amacıyla açtığı dava olarak tanımlanabilir. Borçlu aleyhine yürütülen takibin ödeme emrine itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşmesi takip hukuku yönünden sonuç doğurur; ödeme emrine konu borcun kabul edildiğine veya borç ilişkisinin ikrar edildiğine dair maddi hukuk yönünden bir karine oluşturmaz (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara 2007, s. 712).
Her davada olduğu gibi menfi tespit davalarında da hukuki yarar dava şartıdır ve yeri gelmişken dava şartı kavramı ile bu kavramın menfi tespit davalarına yansımalarından bahsetmekte fayda vardır.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan, korunan, bir yararı olmalı; hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır.
Öte yandan bu yararın “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması da gerekir (Hanağası, E.: Davada Menfaat, Ankara 2009, s.135).
Hemen yukarıda da değinildiği üzere hukuki yarar dava şartlarından olup [6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), m.114] davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır. Bu nedenle menfaate, davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı da denilmektedir (Hanağası, s.19-21).
Eda davalarında ve inşai davalarda davacının hukuki yararının mevcudiyeti asıl iken, tespit davalarında böyle bir ön kabul söz konusu olmayıp davacı tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu iddia ve ispat etmekle yükümlüdür. Bu kuralın istinasını ise tespit davasının özel bir kanun hükmü ile açıkça düzenlendiği hâller oluşturmaktadır (Kuru, B./Budak, A.C.: Tespit Davaları, 2. b., İstanbul 2010, s. 88; Hanağası, s. 132-133). Nitekim eldeki uyuşmazlığa konu menfi tespit davası da bir kanun hükmünden doğmakla aynı istisnai hâl kapsamında kalmaktadır.
Bir davada hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yerine getirilmesi gerekliliği her türlü duraksamadan uzaktır. Bu ilkeden hareketle hukuki yararın bulunup bulunmadığı mahkemece, tarafların dava dosyasına sunduğu deliller, olay veya olgular çerçevesinde yargılamanın her aşamasında ve kendiliğinden gözetilmelidir. Böylelikle kişilerin haksız davalar açmak suretiyle dava hakkını kötüye kullanmasına karşı bir güvence de sağlanmış olur (Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, C.II, 15. b., İstanbul 2017, s. 946-949).
Yine ilke olarak, bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hâkime aittir (HMK m. 33; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, m. 76) ve davaya bakan hâkim dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar ve istemin hukuki mahiyetini, tarafın nitelendirmesi ile bağlı olmaksızın belirlemelidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık tüm bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Davacılar ile davalılar …, …, …, … ve …’nın diğer davalı …’nin ortağıdırlar. Davacılar kooperatif ortaklığı nedeniyle adlarına tahsis edilen dairelerin tapusunu almışlardır. Davalı kooperatifin yüklenicisi olan Uluhan İnş. Akaryakıt Nak. Tic. San. A.Ş.’nin alacakları sebebi ile davalı kooperatif aleyhine başlatmış olduğu icra takibi neticesinde davalılar …, …, …, … ve …’ya kooperatif ortaklığı nedeniyle tahsis edilen ancak henüz tapuları verilmeyen daireler cebri icra yolu ile satılmıştır. Bu davalılar tarafından davalı kooperatif aleyhine, kendilerine tahsis edilen dairelerin kooperatifin borcu nedeniyle cebri icra yolu ile satılmış olması ve bu nedenle kendilerine verilecek dairenin de bulunmaması nedeniyle bundan doğan zararlarının tazmin ve tahsili için icra takipleri başlatmışlar ve bu takipler kesinleşmiştir. Daha sonra davalılar …, …, …, … ve … tarafından davacılar ve davalı kooperatif aleyhine davacılara tapudan devredilen dairelere ilişkin işlemin alacaklılara zarar verme kastıyla yapıldığı iddia olunarak Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden tasarrufun iptali davası açmışlardır. Anılan dava halen derdesttir. Eldeki davada ise davacılar tarafından davalı kooperatifin kendilerinden aidat ve kesin maliyetten ya da sair nedenden kaynaklı bir alacak talebinin olduğu ve/veya bu talebe konu alacağın kooperatif tarafından diğer davalılara devir ve temlik edildiği iddia edilmemektedir. Dosya kapsamında da buna ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Davacılar, eldeki dava ile Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesi kapsamında davalılara borçlu olmadıklarının tespiti istemektedirler. Oysa ki; az yukarıda da değinildiği üzere ne davalı kooperatif tarafından, ne de diğer davalılar tarafından Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesi kapsamında davacılara yöneltilmiş bir alacak istemi bulunmamaktadır. Bu kanun maddesi kapsamında gerçekte var olmayan bir borç nedeniyle davalılar tarafından davacılar aleyhine bir alacak talebi girişimi, talebi, icra takibi olduğu, davacıların böyle bir nedenden dolayı kendilerini tehdit altında kaldıklarını veya yakın tehdit tehlikesi içinde olduklarını davacılar eldeki davada iddia etmemektedirler. Her ne kadar davalılar …, …, …, … ve … tarafından davacılar ve davalı kooperatif aleyhine davacılara tapudan devredilen dairelere ilişkin işlem hakkında tasarrufun iptali davası açmışlarsa da, bu uyuşmazlığın çözüm yeri anılan davanın açıldığı Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Anılan mahkemenin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden yapılacak yargılama ile bu konudaki uyuşmazlıklar çözüme kavuşturulacaktır. Bu konudaki uyuşmazlıkların mahkememizin işbu davasında tartışılıp değerlendirilmesi ve karara bağlanmasına ise olanak bulunmamaktadır. Mevcut hâlde; dava şartlarına ilişkin irdelemeyi Kanun’un izin verdiği surette usul ekonomisi ilkelerine bağlı kalarak yerine getirmek ve hukuki nitelendirmeyi en doğru şekilde yapmakla yükümlü mahkememizce, eldeki davayı açmakta davacıların hukuki yararının bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğundan dolayı HMK’nun 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca açılan davanın usulden reddine karar vermek gerektiği görüş ve kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğundan dolayı HMK’nun 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davanın reddi nedeniyle alınması gereken 179,90-TL harçtan davacılar tarafından peşin yatırılan 80,70-TL’nın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
6-Kararın mahiyeti gereği davacılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
8-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dava dosyasının tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacılar vekili Av. …, davalı kooperatif vekili Av. … ile diğer davalılar vekili Av. …’nin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/06/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır