Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***
Mahkememize açılan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatife üyelikten kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğinin, Kayseri ili *** Mah.*** ada 9 parsel 4. Kat 17 nolu dairenin tapusunu aldığının, müvekkilinin davalı kooperatife üyelikten kaynaklanan sebeple hiçbir borcu bulunmadığının, menfi tespit talebinin kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı kooperatife yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunun, yalnızca Kayseri iline özgü düzenlenmiş kanun hükmünün hukuka aykırı olduğunun, kooperatif inşaatlarının çoğunluğun teslim edilmiş fakat maddi imkanların kısıtlığı sebebiyle tüm inşaatların birlikte yapılmasının mümkün olmadığının, para oldukça yıllara yayılarak yapıldığının, Kooperatif Kanunun Geçici 11.madde hükmü hakkında somut norm denetimi itiraz yoluna başvurulmasının, Anayasa Mahkemesi kararı gelene kadar bekletici mesele yapılmasının, davanın reddine karar verilmesinin, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama Tek Hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri Bir Milyon (1.000.000,00-TL) TL’nin altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava, davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Eldeki dava; ***sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Anayasa Mahkemesi *** karar sayılı ilamında; “24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının ***sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline” karar vermiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 138. maddesinde; “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331.maddesinde;” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30.maddesinde;” Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” denilmektedir.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun *** Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı)
Yukarıda belirtildiği gibi derdest davaların konusuz kalması değişik şekillerde vuku bulabilir. Bu durum taraflardan birinin işlem ve eylemi nedeniyle gerçekleşmişse dava tarihindeki haklılık durumunu belirlemek nispeten kolaydır. Ancak somut dosyada görüldüğü üzere kanun koyucunun bir tasarrufunun (kanun) anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından kanunun iptal edilmesi nedeniyle gerçekleşmişse her iki tarafa da kusur izafe edecek bir durum söz konusu olamayacağından Anayasa’nın 138. maddesinde belirtilen ana ilke ve TMK’nın 4.maddesinde yer alan “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir” hükmü gereğince hakimin her bir tarafın yaptığı yargılama giderini kendi üzerinde bırakması keza tarafların leh ve aleyhine vekalet ücretine hükmetmesi hakkaniyete daha uygun düşecektir.
Öte yandan dava tarihindeki haklılık durumunun araştırılması bazen işin esasına yeniden girmeyi gerekli kıldığından, yargılamayı tekrar başa saracağı ve uzun süre derdest tutmak gibi arzu edilmeyen sonuçlar doğurur ki, bu durum HMK’nın 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür”. şeklinde tarif edilen usul ekonomisi ilkesine de uygun düşmeyecektir.
Yasama organının çıkardığı Kanun’un Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan davada yargılama giderlerinden sorumluluk ideal(tabi) hukuk açısından devlete ait ise de mer’i hukuk sistememizde bu yönde düzenleme bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin *** karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-*** sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin *** karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle, KONUSUZ KALAN DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 179,90-TL ilam harcından, dava açılışı sırasında tahsil edilen 170,78-TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 9,12-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-HMK’nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-TMK’nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.19/06/2023
Katip ***
Hakim ***