Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/961 E. 2022/426 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında yapılan ticari satışta satıcı konumunda olan müvekkili şirket alıcısı …’a birim fiyatı 76.048,00-TL’den 250 adet … modem sattığını, müvekkilinin usulüne uygun düzenlediği faturaların bedelini ödemesi hususunda davalıya gönderdiğini, davalı borçlunun satım konusu ürünleri usulünce teslim aldığını, faturalara, bedellerine ve ürünlere karşı herhangi bir itirazı bulunmadığını, işbu faturaların ödenmemesi üzerine Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 22.434,16-TL üzerinden genel haciz yoluyla takip başlattıklarını, davalı tarafın icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itirazda bulunduğu ve takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek haksız ve kötü niyetli şekilde yapılan itirazın iptali ile borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; müvekkilinin … ili … ilçesinde kişilere bireysel/kurumsal internet aboneliği hizmeti sağlandığını, müvekkili ile dava arasında … yılının başında sözlü olarak anlaşılarak müvekkiline verilen modemler karşılığında her abone ile yapılan sözleşmenin %12’sine denk gelen bedelin davacı … Telekomünikasyon’a ödenmesinin kararlaştırıldığını, ayrıcı internet kurulumu için gerekli olan bir takım cihazların satın alınması hususunda davacıyla anlaşıldığını ve müvekkili tarafından tüm bedellerin davacı tarafa ödendiğini, müvekkilinin davacı tarafından verilen modemlerin ev içi ve çatı kurulumunu ve işçiliğini üstlendiğini, modemler dışında birçok cihazı ise müvekkili tarafından temin edilerek bedelinin müvekkilince karşılandığını, faturalarının mevcut olduğunu, davacı ile yapılan iş ortaklığının açık hesap şeklinde yürütüldüğünü, müvekkili tarafından ödenmesi gereken tüm bedellerin şirket yetkilisi … ve babası … ‘ün hesaplarına yapıldığını, … yılı başlarından itibaren 164.000,00-TL ödeme yapıldığını, takip konusu faturalara ilişkin bedellerin şirket yetkililerine EFT yoluyla ödendiğini, ayrıca yetki itirazlarının bulunduğunu belirterek, davacının alacaklı olmaması nedeniyle başlattığı takip ve açtığı işbu dava nedeniyle davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
… Kaymakamlığı Mal Müdürlüğü’nün cevabi yazısında; davalı …’ın 2. Sınıf tüccar olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2015 yılı itibariyle işletme hesabına ait vergi matrahlarını aşmadığının bildirildiği görüldü.
Buna göre davalının işletme hesabına göre defter tutan ikinci sınıf tüccar olduğu görülmektedir. Bilindiği üzere, ikinci sınıf tüccar, tacir sayılmamaktadır. Davalının tacir olmaması nedeni ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmektedir.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-H.M.K.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince, talep halinde dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. …

Katip …

Hakim …