Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/919 E. 2023/712 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas -***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM :***
KATİP :***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- ***
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : 2- ***

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***
Mahkememize açılan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;*** tarihinde Kayseri İli,*** İlçesi, ***Mahallesi, *** Caddesi üzerinde 38 … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’nın, davacıya ait 38 … plaka sayılı araca çarpması sonucu çift taraflı kaza meydana geldiği, meydana gelen trafik kazasında davacıya ait olan 38 … plakalı aracın hasar gördüğü ve değer kaybına uğradığı, zararın karşılanması için davalı … Şirketi’ne *** tarihinde başvuruda bulunulduğu, başvuru neticesinde davalı … şirketi tarafından davacıya 13.336,20-TL ödeme yapıldığı, ödenen tutarın davacının aracındaki değer kaybının çok altında kaldığını belirterek 100,00-TL araç değer kaybının olay tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsil davacıya ödenmesine karar verilmesini ve 100,00-TL ikame araç bedelinin *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait araçta meydana gelen zarar nedeniyle davacıya 13,336.20-TL değer kaybı tazminatı ve davacının halefi sigorta şirketine 1,705.10-TL hasar bedeli ödemesi yapıldığını, yapılan bu ödemeler ile davalı sigorta şirketinin başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkememizin yetkili olmadığını, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispata muhtaç olduğunu, aracın kullanılmamasından kaynaklanan kazanç kaybının dolaylı zarar olup, poliçe teminatı kapsamına girmediğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; talebin sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, davacının haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, kusura itiraz ettiğini, hasarı kabul etmediğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı taraf, trafik kaza tespit tutanağına, sigorta poliçesi ve hasar dosyasına, tamirat faturalarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Davalı … Anonim Şirketi, sigorta poliçesi ve hasar dosyasına, keşif incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Davalı … tanık beyanları, uzman görüşü, bilirkişi raporu ve yemin deliline dayanmıştır.
Türkiye Noterler Birliği’ne müzekkere yazılarak 38 … plaka ve 38 … plaka sayılı araçlarının kaza tarihi olan *** tarihli kaza tarihinde ve halen kimin adına tescilli olduğunun araştırılarak, araç tescil kaydının gönderilmesi istenilmiştir. 28/01/2022 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak; davacıya ait 38 … plaka sayılı aracın kaza tarihi olan 17/10/2021 tarihinden öncesine ait başkaca bir trafik kazası olup olmadığı hususunun tespiti ile varsa kaza tarihi itibariyle sigorta şirketi bilgilerinin gönderilmesi istenilmiştir. 23/12/2021 havale tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verildiği, kaza tespit tutanağı bilgisinin araştırıldığı, kaydın bulunamadığı bildirilmiştir.
… Anonim Şirketi’ne müzekkere yazılarak 38 … plaka ve 38 … plaka sayılı araçların 17/10/2021 tarihinde karıştığı kaza nedeni ile açılan hasar dosyasının, sigorta poliçe örneğinin, alınmış ise ekspertiz raporunun, davacının dava açmadan önce KTK’nın 97. maddesi uyarınca başvuru yapımış olması halinde başvuru dilekçesinin ve dilekçenin evrak kayıt tarihinin, davacıya ödeme yapılmış ise ödeme belgesinin ve varsa ibraname örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. 25/05/2022 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak ilgili trafik kazasına ilişkin kamera kaydı olması halinde cd halinde gönderilmesi istenilmiştir. *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Tüm delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266-268. maddeleri uyarınca dosyanın re’sen seçilecek bir makina mühendisi bilirkişiye tevdii ile; a-Dosya kapsamındaki tarafların aracının hasarlandığı yer hasarlanma şekli ve tüm hususlar göz önünde bulundurularak dava konusu kazanın kimin kusuru ile meydana geldiği, kural ihlallerinin tespit edilmesi, b-Davacının aracında meydana gelen hasar nedeni ile değer kaybı var ise değer kaybı (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın hesaplamaya ilişkin kısımlarının Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın … Karar sayılı iptal edildiğinden değer kaybı hususunda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın yerleşik içtihatları uyarınca davacıya ait aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değerleri arasındaki farka göre değer kaybının hesaplanması, c-Araç mahrumiyet zararını yönünden talep edilen araç mahrumiyetine ilişkin zararın belirlenmesinde hasara uğrayan aracın markası, özellikleri ve model yılı ile aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği dikkate alınarak objektif olarak hasara uğrayan aracın onarımı için gerekli makul süre ve emsal aracın ikamesinin kullanımı için ödenecek ücret ile bu aracın kullanılamadığı süre içerisinde elde edilen yararlar dikkate alınarak söz konusu zararın kapsamı belirlenmesi hususlarında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişi*** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “… 1- 38 … plaka sayılı araç sürücüsü/ davalı … 2918 sayılı K.T.K. m.531-a, m.G7/1-a kural ihlalleri ve m.84/f (kod 06) asli kural ihlalinin olduğu, 38 … plaka sayılı araç sürücü Burhan Levent’in yol/kavşak seyri bakımından kural ihlali yaptığına dair bilgi ve bulgu tespit edilmediğinden atfı kabil bir kural ihlalinin olmadığı, 2-38 … plaka sayılı araçta hasar bölgesi, sol ön çamurlukun önceden hasarının ve boya işleminin olmaması, kilometre sayaç değeri, SBM’de görülecek hasar boyutu etkileri birlikte değerlendirildiğinde, aracın anılan onarılan ve boyanan parçaları sebebiyle bu parçanın orijinalliği bozulacağından değer kaybı oluşacağı, anılan trafik kazası sonrası hasarı giderilmiş halde piyasa rayiç değerinin 451.000,00-TL olabileceği, buna göre değer kaybı:
Değer kaybı = Hasar öncesi piyasa değeri – hasarı onarılmış piyasa değeri
Değer kaybı= 460.000,00-TL – 451.000,00-TL – 9.000,00-TL olabileceği,
3- Davacı aracına 17/10/2021 tarihli trafik kazası hasarından dolayı yapılan onarım ve boya işlemleri sürecinde araç mahrumiyeti zararının tespitinde, aracın onarımlarının ve boya işlemlerinin maksimum 4 günlük sürede tamamlanabileceği, bu durumda davacının araç mahrumiyetinin giderilebilmesi için 38 … plaka sayılı araç ile benzer özelliklere sahip ikame edilecek / kiralanacak bir araç ile mağduriyetinin giderilebileceği, yapılan inceleme ve piyasa araştırmasına göre, dava konusu araç özelliklerinde (segmenti, yaşı ve sair) bir aracın piyasada en uygun fiyatlı araç kiralanarak ikame edilecek bir aracırı günlük kira bedelinin 400,00-TL/gün olabileceği, dolayısıyla 4 günlük araç ikamasi bedelinin (400,00-TL/gün x 4 gün =)1.600,00-TL olabileceği yönünde rapor sunmuştur. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, rapora karşı davacı vekilinin *** tarihli, davalı … A.Ş. vekilinin 19/07/2022 tarihli ve davalı …’nın 11/08/2022 havale tarihli dilekçeler sundukları görülmüştür.
Tarafların*** tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları, davacı ile davalılardan …’nın bu konudaki talepleri dikkate alınarak, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’na müzekkere yazılmasına karar verilmiş, dava dosyası ve eklerinin müzekkere ile birlikte Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş olup; tarafların iddia ve savunmaları, trafik kayıtları, trafik kaza tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden yaptırılan hasar sorgulaması, sigorta poliçesi ve sigorta şirketi tarafından oluşturulan hasar dosyası, ekspertiz raporu, servis faturası, sigorta şirketi tarafından davacıya değer kaybı nedeni ile ödenen tutar, dava dosyamız içerisindeki *** tarihli bilirkişi raporu, bu rapora karşı tarafların beyan ve itirazları, sunulan uzman görüşü ve diğer tüm deliller incelenip birlikte değerlendirilmesi ile; a) 17/10/2021 tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu, b) Bu kaza sırasında davacıya ait 38 … plakalı aracın hasarlanması nedeni ile bu hasarın giderilmesi için makul onarım süresinin kaç gün olduğu ve davacının makul onarım süresi içinde aracını kullanamamaktan kaynaklı araç mahrumiyet (araçsızlık-ikame araç) zararı varsa bunun miktarının kaç TL olduğu, c) Davacıya ait 38 … plakalı aracın markası, modeli, özellikleri, dava konusu kaza nedeni ile oluşan hasarları, yapılan onarım işleri, aracın kilometresi ve tüm deliller dikkate alınarak kaza tarihi olan 17/10/2021 tarihindeki bu aracın hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri, kaza meydana geldikten ve tamiratının yapıldıktan sonraki bu aracın ikinci el piyasa rayiç değeri ve aradaki farka göre araç hasar değerinin kaç TL olduğu, d) Kusur durumu ve davalı sigorta şirketi tarafından 19/07/2022 tarihli dilekçesi ve ekinde sunduğu araç değer kaybı nedeni ile 13.336,20-TL ödeme yapıldığına ilişkin beyanları ve buna ilişkin banka dekontu dikkate alındığında davacının davalılardan talep edebileceği ikame araç (araçsızlık) zararının ve bakiye araç değer kaybı zararının olup olmadığı varsa her birinin miktarlarının ne kadar olduğu, yine tarafların daha önce alınan bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları da irdelenerek bu itirazlar yönünden çelişkinin izah edildiği ve giderildiği hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın *** tarihli raporunda özetle: “… Kusur Yönünden İnceleme: -Sürücü …’nın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü Burhan Levent’in atfı kabil kusurunun bulunmadığı,
Hasar Yönünden İnceleme: Davaya konu 38 … plaka sayılı otomobilde meydana gelen hasarın 1.705,00-TL olduğu,
Değer Kaybı Yönünden İnceleme: 38 … plaka sayılı otomobilde meydana gelen değer kaybının 9.000,00-TL olduğuna,
Araç Mahrumiyet Bedeli Yönünden İnceleme: Araç mahrumiyet bedelinin 1.600,00-TL olduğuna, oy birliği ile karar verildiğini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde rapor sunulmuştur. Adli Tıp Kurumu raporunun taraflara tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 22/03/2023 tarihli ıslah (talep arttırım) dilekçesi vermiş, bu dilekçenin bir suretinin davalı sigorta şirketine e tebligat yolu ile tebliğ edildiği, davalı …’ya ise 27/03/2023 tarihinde elden tebliğ edildiği, ıslaha karşı davalı …’nın 07/04/2023 tarihli itiraz ve beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile meydana gelen araç değer kaybı zararının ve aracın tamiri süresince kullanılamamasından kaynaklanan mahrumiyet bedelinin, başka bir anlatımla ikame araç (araç kiralama) zararının tazmini istemi ile açılan tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 500 Bin TL’nın altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava şartı arabuluculuk faaaliyeti kapsamında taraflar anlaşmaya varamadıkları görülmüştür.
Taraflar arasında uyuşmazlık konuların değerlendirmesinde;
Taraflar arasında uyuşmazlık konuları *** tarihli trafik kazası oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu, davacının araç değer kaybı zararı ve ikame araç zararı olup olmadığı, varsa davalıların bu zarardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, davalı sigorta şirketinin yetki ilk itirazının kabul edilebilir olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yetki ilk itirazının değerlendirmesinde;
Davalı sigorta şirketi vekili yasal süresi içinde yetki ilk itirazında bulunmuştur.
6100 Sayılı HMK ‘nun 6/1. maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm aksine kesin yetki kaydı olmayan tüm davalar için genel yetki kaydıdır.
Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 16. maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden kaynaklandığından ve bu sigorta türü 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde düzenlendiğinden diğer bir yetki kuralı da bu yasada yer almakta olup, “Motorlu araç kazalardan dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü ile sigortanın merkez ve şubeleri, sigorta sözleşmesini yapan acenta veya kazanın meydana geldiği yerin yetkili kabul edilmesine, Aynı hüküm ZMSS genel şartlarının C.7. maddesinde de tekrar niteliğinde yer almaktadır.
Somut olayda olduğu üzere bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacılar bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacılar, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa ozaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin*** Karar)
Dava konusu uyuşmazlıkta haksız fiile ilişkin 6100 Sayılı HMK’nun 16. maddesinde yer alan haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi kuralı dikkate alındığında; dava dilekçesine, trafik kaza tespit tutanağına ve dosyamız içindeki diğer kayıtlara göre davacıların yerleşim yeri Kayseri’dir ve yine davaya konu trafik kazası Kayseri İli,***İlçesi, *** Mahallesi’nde gerçekleşmiştir. Buna göre yetkili mahkememiz yetkilidir. Dolayısıyla yukarıda anlatılan yasal hükümlere ve kanunda belirlenen yetki kurallarına göre: davacıların ikametgahı yetki kuralına göre ve kazanın meydana geldiği yer bir başka deyişle haksız fiilin meydana geldiği yer kuralına göre mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmış ve davalı … A.Ş.’nin yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Belirsiz alacak davası itirazının değerlendirmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İsviçre ve Alman Hukukunda yer alan “belirsiz alacak davası”, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Hukukumuza kazandırılmıştır. 6100 sayılı HMK’nin 107/I. maddesi “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere Belirsiz alacak davası davacının, davada talep edeceği miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin objektif şekilde imkânsız olması ya da bunun kendisinden beklenememesi halinde mümkündür. Davacı dava tarihinde davanın miktarını tam ve kesin olarak biliyorsa veya bunu bilebilecek durumda ise, belirsiz alacak davası açılamaz.
Sorun, davacının alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilecek bir durumda olması halinde alacağının tahsili için kısmi dava açmasının mümkün olup olmadığında toplanmaktadır.
Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmi dava denir. Diğer bir ifadeyle, bir alacak hakkında daha fazla miktar için tam dava açma imkanı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmi dava denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kısmının dava edilmesi gerekir (Yargıtay HGK 17/10/2012 gün, *** Karar sayılı ilamı, Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22. Bası,s.286; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 12. Bası, s.320).
Kısmi dava, 6100 Sayılı HMK’nın 109. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 1.fıkrasında “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir” hükmüne, 2.fıkrasında ise; “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, kısmi dava açılabilmesi için;
a-Talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olması,
b-Talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmalı bulunması veya açıkça belirli olmaması gerekir.
Şayet, talep konusu taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirlenebilir ise kısmi dava açılamayacaktır. Diğer bir anlatımla; talep konusunun miktarı taraflar arasında “tartışmasız” ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar bakımından bir tartışma olmakla beraber, tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın, objektif olarak talep konusunun miktarı herkesçe anlaşılabilecek şekilde “belirli” ise, o talep sonucunun sadece bir kısmı dava edilemez. Bu gibi hallerde, kısmi davanın yasaklanmasının sebebi, davacının kısmi dava açmakta hukuki yarar bulunmadığının kabul edilmesidir. Davacının alacağını, küçük parçalara bölüp her biri için ayrı ayrı dava açmasında hukuki yarar değil; aksine, dava hakkının kötüye kullanılması söz konusudur (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11.Bası, s.319-320).
Talep konusu açıkça taraflar arasında tartışmalıysa ya da açıkça belirli değilse açılan belirsiz alacak davasında davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Açılmış olan bir davada alacağın taraflar arasında tartışmalı olup olmadığı ya da açıkça belirli olup olmadığı davalının davaya vereceği cevapla anlaşılabilir. Nihayet hakim, ön inceleme aşamasında bu hususu tespit edebilir. Şayet, davalı davaya cevabında alacağı tartışmalı hale getirmişse artık, açılmış olan belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmeyip işin esası hakkında hüküm kurulması gerekir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11.bası,s.320-321).
Somut olayda da; davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, somut bir zararın kalmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı tarafın davaya cevap dilekçesinden de anlaşılmaktadır ki; davacı alacağı taraflar arasında tartışmalı hale gelmiştir. Böyle bir durumda ve yukarda yapılan açıklamalar ışığında, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığından söz edilemez. Bu denenle davalı … Anonim Şirketi vekilinin aksi yöndeki itirazlarına itibar edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
KTK’nun 97. maddesine ilişkin dava şartının değerlendirmesinde;
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5. fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91. maddesinin 1. fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, trafik kazasına karışan aracın işleteni veya araç işleticisi teşebbüs sahibi olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden hukuki sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak üstlendiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.” Dosya içesindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerine başvurduğu anlaşılmıştır.
Kusur ön sorun değerlendirmesinde;
Mahkememizce görevlendirilen Makine Mühendisi bilirkişi*** tarafından düzenlenen 18/07/2022 tarihli raporda özetle; “… 1- 38 … plaka sayılı araç sürücüsü/ davalı … 2918 sayılı K.T.K. m.531-a, m.G7/1-a kural ihlalleri ve m.84/f (kod 06) asli kural ihlalinin olduğu, 38 … plaka sayılı araç sürücü Burhan Levent’in yol/kavşak seyri bakımından kural ihlali yaptığına dair bilgi ve bulgu tespit edilmediğinden atfı kabil bir kural ihlalinin olmadığı bildirilmiştir.
Bu rapora itiraz üzerine Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 25/11/2022 tarihli raporunda özetle: “… Sürücü …’nın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü ***’in atfı kabil kusurunun bulunmadığı” bildirilmiştir. Birbirini doğrulayan iki ayrı kusur raporu, dosya kapsamındaki trafik kaza tespit tutanağı, hasar dosyası ile diğer deliller ve olayla uyumlu olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Araç değer kaybına dair değerlendirmede;
Araç hasarında değer kaybı; aracın hasarsız haldeki 2. el piyasa değeri ile hasarın onarımından sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki fark olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında, değer kaybının, araçların modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek araçların kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değerleri arasındaki farka göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin ***Karar sayılı ilamı) Yapılan açıklamalar doğrultusunda değer kaybı hesabının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları EK-1de bulunan “Değer Kaybı Hesaplanması” yöntemine göre değil, kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın kilometresi ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı), tramer kayıtlarına göre araçta meydana gelen hasarlar irdelenerek, emsal satışlar da araştırılmak suretiyle, aracın olay tarihindeki 2. el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının bilirkişi tarafından hesaplanması gerekir.
Somut uyuşmazlığa yönelik olarak bilirkişinin 18/07/2022 tarihli tarihli raporunda “38 … plaka sayılı araçta hasar bölgesi, sol ön çamurlukun önceden hasarının ve boya işleminin olmaması, kilometre sayaç değeri, SBM’de görülecek hasar boyutu etkileri birlikte değerlendirildiğinde, aracın anılan onarılan ve boyanan parçaları sebebiyle bu parçanın orijinalliği bozulacağından değer kaybı oluşacağı, anılan trafik kazası sonrası hasarı giderilmiş halde piyasa rayiç değerinin 451.000,00-TL olabileceği, buna göre değer kaybı:
Değer kaybı = Hasar öncesi piyasa değeri – hasarı onarılmış piyasa değeri
Değer kaybı= 460.000,00-TL – 451.000,00-TL = 9.000,00-TL olabileceği” şeklindeki tespitleri ile araçta değer kaybı 9.000,00-TL olarak belirlenmiştir.
Bu rapora itiraz üzerine Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 25/11/2022 tarihli raporunda özetle: “…38 … plaka sayılı otomobilde meydana gelen değer kaybının 9.000,00-TL olduğu” belirtilmiştir.
Birbirini doğrulayan iki ayrı rapordaki bu tespit, dosya kapsamındaki trafik kaza tespit tutanağı, dava konusu kaza ile ilgili açılan hasar dosyası, davacılara ait aracın trafik kaydı, servis kayıtları, davaya konu hasar öncesindeki hasarlarına ilişkin tramer kayıtları ve hasar dosyaları ile diğer deliller ve olayla uyumlu olduğundan, dava konusu kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın kilometresi ve önceye ait hasarları, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği de dikkate alındığında mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından daha önce davacıya 13.336,20-TL araç değer kaybı tazminatı ödendiğinden davacının bakiye araç değer kaybı zararının kalmadığı değerlendirilmiştir.
İkame araç (araç mahrumiyet, araç kiralama) zararına dair değerlendirmede;
Hasar gören aracın onarım süresi boyunca kullanılamaması ya da işletilememesi sebebiyle ortaya çıkan zarar, ticari araçlarda (taksi, otobüs, servis, minibüs ve diğer ticari araçlar) “Ticari Kazanç Kaybı Tazminatı”nın konusunu oluşturmaktadır.
Onarım süresince kullanılamayan araçlardan dolayı kazada kusuru bulunan araç sahibi ve sürücüsü müteselsil olarak sorumludur. Trafik kazası sebebiyle hasar gören aracın onarım süresince çalıştırılamaması sebebiyle oluşan “kazanç kaybı”, “araç mahrumiyet zararı” başka bir anlatımla “ikame araç zararı” trafik sigortası kuvertürü dışında kalmaktadır.
Borçlar Hukukuna göre, bir şeyin kısmen hasar görmesinden veya kullanılamamasından dolayı oluşacak olan zarar, buna neden olan kişilerden talep edilebilmektedir.
Araç, trafik kazası sonucunda zarar görmüş ise, onarım süresince kullanılamayacağından, aracın kullanış amacına göre, mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Eğer, uğranılan zarara ilişkin yeterince delil sunulamıyorsa, Türk Borçlar Kanunu’nun 50/2. maddesi gereği, hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
Yargıtay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, ticari araç kazanç kaybı için sigortanın sorumluluğuna gidilememektedir. Ticari kazanç kaybı karşı tarafın trafik sigortalarından talep edilemez. Ticari kazanç kaybı kazada kusuru bulunan diğer aracın ruhsat sahibinden veya sürücüsünden talep edilebilir. Kazada kusursuz olmak şart değildir. Kusurun tamamı ticari araç sahibinde olmadığı sürece talepte bulunulabilir.
Somut uyuşmazlığa yönelik olarak bilirkişinin 18/07/2022 tarihli raporunda “Davacı aracına *** tarihli trafik kazası hasarından dolayı yapılan onarım ve boya işlemleri sürecinde araç mahrumiyeti zararının tespitinde, aracın onarımlarının ve boya işlemlerinin maksimum 4 günlük sürede tamamlanabileceği, bu durumda davacının araç mahrumiyetinin giderilebilmesi için 38 … plaka sayılı araç ile benzer özelliklere sahip ikame edilecek / kiralanacak bir araç ile mağduriyetinin giderilebileceği, yapılan inceleme ve piyasa araştırmasına göre, dava konusu araç özelliklerinde (segmenti, yaşı ve sair) bir aracın piyasada en uygun fiyatlı araç kiralanarak ikame edilecek bir aracırı günlük kira bedelinin 400,00-TL/gün olabileceği, dolayısıyla 4 günlük araç ikamesi bedelinin (400,00-TL/gün x 4 gün =)1.600,00-TL olduğu” tespit edilmiştir.
Bu rapora itiraz üzerine Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 25/11/2022 tarihli raporunda özetle: “…Araç mahrumiyet bedelinin 1.600,00-TL olduğu” belirtilmiştir.
Birbirini doğrulayan iki ayrı rapordaki bu tespit ile ikame araç bedeli 1.600,00-TL olarak belirlenmiştir. Sözü edilen raporlardaki bu tespit, dosya kapsamındaki trafik kaza tespit tutanağı, dava konusu kaza ile ilgili açılan hasar dosyası, davacılara ait aracın trafik kaydı, servis kayıtları ile diğer deliller ve olayla uyumlu olduğundan mahkememizce benimsenmiştir.
Gerçek kişi davalıların ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna dair değerlendirmede;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır. (Yargıtay 17. HD’nin *** Karar). Kaldı ki 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5/a maddesine göre araç değer kaybı, maddi zararlar teminatı içerisinde yer almaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacının araç değer kaybı zararından tüm davalılar sorumludur.
Yine az yukarıda değinildiği üzere ikame araç zararı, dolaylı bir zarar olup, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre araç mahrumiyet (ikame araç, araç kiralama) zararı için sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemez ve karşı tarafın trafik sigortacısı olan sigorta şirketinden talep edilemez. Eldeki davada ikame araç zararından haksız fiil hükümlerine göre sadece araç sahibi ve sürücüsü olan davalıların sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Bedel arttırım talebi, temerrüt tarihi ve faiz türü ile ilgili değerlendirmede;
Davacı vekili 20/03/2023 tarihli dilekçesinde “Yukarıda esası verilen dosyada davacı vekili olarak bulunmaktayız. Açılan davada 100,00-TL değer kaybı, 100,00-TL ikame araç olmak üzere toplam brüt 200,00-TL talep edilmiş olup, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutarak dava açılmıştır. Alacaklarımız 25/11/2022 tarihli bilirkişi raporuyla tespit edilmiş ve talep edebileceğimiz miktarlar belirtilmiştir. Buna göre; 100,00-TL olarak talep ettiğimiz ikame araç bedeli alacağını alacağını 1.500,00-TL artırarak brüt 1.600,00-TL olarak ıslah ediyoruz. Araç değer kaybı alacağı da dava dilekçesinde belirttiğimiz şekilde 100,00-TL olarak muhafaza edilmiştir. Sonuç olarak dava değerini toplamda 1.700,00-TL olarak ıslah etmekteyiz. Dava ve ıslah dilekçemizin kabulüyle hesaplanan ikame araç bedeli tazminatını yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmekteyiz. Yukarıda arz ve izah olunan nedenler ve mahkemenizce re’sen dikkate alınacak hususlar ile dava dilekçesi ve ıslah talebimizin kabulüyle, ıslah dilekçemiz sonucunda belirlenen ikame araç bedelinin tahsiline, Yatırılması gereken harçların hesaplanarak Uyap sistemi üzerine kaydedilmesine karar verilmesini vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davada araç değer kaybı zararından haksız fiil hükümlerine göre araç sahibi ve sürücüsü olan davalıların sorumluluğuna hükmedilmiştir. Davacının dava dilekçesindeki talebi yasal faiz olduğundan ve bu davalılar yönünden talep arttırılmadığından, davacının bu talepleri ile bağlı kalınarak araç değer kaybı zararının 50,00,00-TL’lık kısmından araç sahibi ve sürücüsü olan davalılar yönünden haksız fiil ve zararın meydana geldiği tarih olan trafik kaza tarihi olan 22/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir. Davacının araç değer kaybına yönelik zararından davalı *** Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan *** tarihinden itibarin işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumludur. Tüm davalılar arasında müteselsil sorumluluk söz konusu olduğundan bu husus hükümde dikkate alırnmıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre;
Davacının araç değer kaybı zararının 9.000,00-TL olduğu halde davalı sigorta şirketi tarafından daha önce davacıya 13.336,20-TL araç değer kaybı tazminatı ödendiğinden davacının bakiye araç değer kaybı zararının kalmadığı anlaşılmakla; davacının davalı … A.Ş. ve davalı … hakkındaki araç değer kaybına yönelik maddi tazminat davasının reddine, benimsenen bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının davalı … hakkındaki ikame araç zararına yönelik maddi tazminat davasının kabulü ile 1.600,00-TL ikame araç bedeli tazminatının trafik kaza tarihi olan 17/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi görüş ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davalı … A.Ş. ve davalı … hakkındaki araç değer kaybına yönelik maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacının davalı … hakkındaki ikame araç zararına yönelik maddi tazminat davasının KABULÜ ile 1.600,00-TL ikame araç bedeli tazminatının trafik kaza tarihi olan 17/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; araç değer kaybı talebi yönünden davanın reddi nedeniyle alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; ikame araç zararı talebi yönünden alınması gereken 109,29-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 49,99 -TL karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul ve ret oranına göre hesap edilen 1.280,00-TL’nın davalı …’dan ve bakiye 80,00-TL’nın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin dava harcı ve 25,62-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 144,22-TL’nın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 327,00-TL posta giderleri, 3,30-TL KEP gideri, 69,50-TL e-tebligat gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti, 3.810,00 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 4.959,80-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.668,04-TL’nın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
10-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ikame araç zararı talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir edilen 1.600,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden araç değer kaybı talebi davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince ret edilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ye verilmesine,
12-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden araç değer kaybı talebi davası yönünden bu davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
13-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına ve mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/07/2023

Katip *** Hakim ***
E-imzalıdır E-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.