Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/917 E. 2023/237 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACILAR : 1- ***
***
12- ***
VEKİLİ : Av.

DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan genel kurul kararının iptali (kooperatif genel kurul kararının iptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin … tarihinde yapılmış olan genel kurulda alınan kararlardan 3 numaralı karar ile yönetim kurulunun ibrasında müvekkillerinin bir kısmının olumsuz oy kullandığını ve şerh düşerek kabul etmediklerini belirttiklerini, yine genel kurulda alınan 11 numaralı kararda daha önce çekilmiş ve çekilecek olan kuraların iptali başlıklı maddeye de müvekkillerinin şerh düştüğünü, genel kurulun 12 numaralı kesin maliyet ile ilgili davalarda haricen anlaşılması halinde davadan feragat etmek yetkisi ve anaparadan vazgeçme hariç anlaşma yetkisinin yönetim kuruluna verilmesine ilişkin maddeye karşı olumsuz oy kullanıldığını, yine 14. madde ile de maliyet bedellerinin güncellenerek üyelere tebliğ edilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin maddeye bir kısım müvekkillerinin şerh düştüğünü, ayrıca … tarihli genel kurulda üyelere konuşma hakkı verilmediğini, genel kurula katılan kişiler aleyhine olan maddelerde itiraz haklarını kullanmalarının engellendiğini, … genel kurulda alınan 12. madde ile de daha önce noter huzurunda çekilmiş kuraların iptalinin de kazanılmış haklara aykırılık teşkil ettiğini, genel kurulun gerekçesiz olarak bu şekilde bir karar alarak kanunların üzerine çıkarak yetkisini aşıp kanun ve Yargıtay içtihatları ile yerleşmiş kazanılmış hak ilkesine aykırı olacak şekilde çekilen kuraları iptal etmesinin hukuka aykırı olduğunu, … Esas sayılı dava dosyasında 2019 yılında alınan kesin maliyet kararını iptal etmeden … tarihinde kesin maliyet bedellerinin güncellenmesine ilişkin 14. maddenin de yasaya aykırı olduğunu, zira kooperatif tarafından 2019 yılı genel kurulunda alınan kesin maliyete ilişkin karar iptal edilmeden yeniden kesin maliyet kararı alınamayacağını, her ne kadar davalı kooperatifçe kesin maliyetlerin güncellenerek üyelere tebliğ edilmesi şeklinde bir karar almışsa da bu kararın yeniden kesin maliyet çıkarılması olarak nitelendirilmemesi gerektiğini, zira 2019 yılında çıkarılan kesin maliyete ilişkin üye sayısı ile 2021 yılında çıkarılacak olan üye sayısı farklı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılacak kesin maliyetin eşitlik ilkesi kapsamında 453 kişiye paylaştırıtması gerektiğini, ayrıca davalı kooperatifin bir kısım üyelere çift üye numarası verdiğini, genel kurula davet edilen üye olarak kabul edilen …’e davalı kooperatif tarafından çift üye numarası verildiğini, müvekkillerinin yerine davalı kooperatif tarafından usulsüz olarak üye kaydı yapıldığından müvekkillerine yeniden üye numarası verildiğini ve böylece iki üye numaraları olmadığını belirterek genel kurul kararlarının icrasının tedbiren durdurulmasına, davanın kabulü ile davalı kooperatifin *** tarihli genel kurulunun 3, 11, 12 ve 14. maddelerinin iptaline, mümkün olmaması halinde yoklukla malül olduğunun tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mevcut kooperatif yönetim kurulunun 2018 tarihli genel kurulda oybirliği ile seçildiğini, bu zamana kadar kooperatifin kapısına yıllardır kilit vurulan iş yapamaz bir yer halinde olduğunu, bu süreçte kooperatifin durumunun kötüye gittiğini gören üyelerin büyük bir kısmı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, kooperatiften istifa eden üyelere yapılan ödemelerin mevcut üyeler tarafından sağlandığını, söz konusu istifaların çok fazla olduğunu, kooperatifin 2006 senesinde üye sayısı 1692 iken 2016 yılına gelindiğinde bu sayının 156’ya düştüğünü, burada istifa eden üyelerin çok büyük bir kısmının kooperatife bir kısım ödeme yapmış olup yaptıkları bu ödemeleri de istifayla birlikte geri talep ettiklerini, yine ikiz kuleler diye bilinen site inşaatının 14 yıldır atıl durumdayken Melikgazi Belediyesi’nin söz konusu binanın yıkımı için karar aldığını ve yıkım çalışmalarına başladığını belirterek davacı tarafın kararların icrasının durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine, şayet mahkeme aksi kanaatteyse müvekkilinin uğrayacağı zarara karşılık gelen 5.000.000,00-TL’dan az olmamak üzere teminatın dosyaya yatırılmasına, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi hükmü uyarınca miktarı ve mahiyeti mahkemece belirlenmek üzere davacı tarafça teminat yatırılmasına, öncelikle davanın usulden reddine, şayet mahkeme aksi kanaatteyse, iptali istenen her genel kurul karar maddesinin ayrı ayrı tefrikine, tefrik edilen maddelere şerh koyan davacılar nezdinde davanın devamına diğer davacılar nezdinde davanın reddine, kooperatife üye olmayan davacılar nezdinde davanın reddine, netice itibariyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça davacıların üyelik dosyalarına, davacılar aleyhine açılmış kesin maliyet talepli dava dosyalarına, kooperatifin ana sözleşmesine, kooperatif kayıt ve belgelerine, genel kurul toplantı tutanaklarına, hazirun cetvellerine, tanık anlatımlarına, bilirkişi incelemesine, isticvap ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan belgelere, kooperatif kayıtlarına, genel kurul toplantı tutanaklarına, tanık anlatımlarına, keşif ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Valiliği Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin ve tüm genel kurul kararlarının, ayrıca … tarihli genel kurul toplantısının hazirun cetvelinin, bu genel kurula davet için ortaklara gönderilen tebligat evrak ve listesinin, gündem maddelerinin örneğinin istenilmiş, kooperatifin kayıtlı adresinin, 21/04/2019 tarihi itibarı ile ve halen ortak sayısının kaç olduğu sorulmuştur. Bu müzekkeremize 22/12/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak; a)… tarihi itibarı ile ve halen ortak sayısının kaç olduğu ve davacıların kooperatifin ortağı olup olmadığı sorulmuş, b)… tarihli genel kurul toplantısına davet için üyelere tebligat çıkarılıp çıkarılmadığı, gündemin ilan edilip edilmediği sorularak tebligat evraklarının ve ilan örneklerinin, ayrıca … tarihli genel kurul toplantı tutanağının ve eklerinin, … tarihli genel kurul toplantısının hazirun cetveli örneğinin, bu toplantıda okunan yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim kurulu raporunun, 2011-2019 yıllarına ilişkin bilançoların, 2019 yılında yapılan genel kurul toplantısından sonra … tarihli genel kurul toplantı tarihine kadar ortaklıktan istifa veya çıkarılma sebebiyle üyeliği sona erenlerin ve aynı tarihte ortak olarak kooperatif üyesi olanların tek tek isimlerinin bulunduğu listelerin ve anılan tarihte yeni ortak olan kişilere ait üyelik şahsi dosya örneklerinin ve üyelik nedeniyle yaptıkları ödemelere ilişkin hesap dökümlerinin gönderilmesi istenilmiş, c)Genel kurula davet edilen *** isimli üyelere çift üye numarası verilmesinin nedenlerinin açıklanarak dayanak kayıt belge ve bilgilerin gönderilmesi istenilmiş, d)Kooperatifin tüm defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresinin, bu adreste kooperatifin tüm defterlerini bilirkişi incelemesine sunacak ilgili kişinin adı soyadı ve telefon numarasının bildirilmesi istenmiştir. Davalı kooperatif tarafından bu yazımıza cevap verilmiştir.
Davacılar vekiline Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ekindeki CD formatındaki gönderilen belgelerin yazdırılıp dosyaya sunulması hususunda süre verilmiştir. Davacılar vekili tarafından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce gönderilen CD içeriğini yazdırarak 17/06/2022 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuştur.
7251 sayılı kanun ile değişik HMK’nun 139/1-ç. maddesi uyarınca tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde HMK’nun 139/1-ç ve 140/5. maddeleri gereği o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği davacılar vekili ve davalı vekiline usulünce ihtar edilmiştir.
7251 sayılı kanun ile değişik HMK’nun 139/1-ç. ve 240/2. maddeleri uyarınca tarafların dilekçelerinde tanık deliline dayandıkları anlaşılmakla, taraflara tanık dinletmek istediği vakıaları ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeleri sunmaları için iş bu ara kararın tebliğinden itibaren kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde HMK’nun 139/1-ç., 140/5. ve 240/2. maddeleri gereği tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verileceğinindavacılar vekili ve davalı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Taraflarca kesin süre içinde tanık isimleri ve adresleri bildirilmemiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir ve bir nitelikli hesap bilirkişisinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği davalı kooperatifin tüm defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporlarına esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin alınıp raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereği dava tarihi itibari ile halen davacıların davalı kooperatifin üyesi olup olmadıkları, 2019 yılından bu yana kooperatifin üye sayısının araştırılarak 2019 yılında 304 olduğu dava dilekçesinde ileri sürülen üye sayısının dava konusu … tarihli genel kurulda 453 olmasının dikkate alınarak sonradan üye olanların kooperatif ana sözleşmesinin 11. maddesi uyarınca ödemelerini yapıp yapmadıkları, … tarihli genel kurulun gündemi 3, 11 ,12 ve 14. maddelerinin gerek şekli açıdan gerekse içerik açısından incelenerek toplantı ve karar yeter sayısının olup olmadığı, söz konusu maddelerin ana sözleşmeye yasaya ve afaki iyi niyet kurallarına uygun olup olmadığı, iptal ve yokluk sebeplerinin bulunup bulunmadığı hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin ara kararı çerçevesinde görevlendirilen Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi ***dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Davalı kooperatife sonradan üye yapılan kişilerin çoğunluğunun kooperatife 1.000’00-TL nakit ve kalanı senet olmak üzere ödeme yaptığının kooperatif kayıtlarında bulunmakta olduğu, raporda detayları belirtilen üyelerin aynı üyelik numaralarını haiz oldukları, iptali istenen 3. madde yönünden davalı kooperatif tarafından temlik işlemi yapılmış olduğu, temlik işlemine rağmen ibranın söz konusu olamayacağı, daha önce yapılmış olan kuraların iptaline ilişki alınan karar ise Kooperatifler Kanunu’nu 23. maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan bir genel kurul kararı, daha önce oluşan üyelik statüsünden davacıların yararına olan sonuçlarının olumsuz olarak etkilediğinden yok hükmünde olabileceği, daha önce yapılan kesin hesabın, hesapların hatalı olduğunun açıkça belirtilmesi ve resmi tespitlerle gösterilmesi suretiyle, iptal edilmesinin, ardından da yeni bir kesin hesap yapılmasının gerekmekte olup aksi bir durumun keyfiliğe yol açacağını ve istenilen her durumda yeniden kesin maliyet çıkarılmasına sebep olacağını” belirtilmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Davalı kooperatifçe yapılmış olan … tarihli genel kurulunun 3, 11, 12 ve 14. maddelerinin iptali, olmadığı takdirde yoklukla malul olduğunun tespiti istemlerine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz yetkili ve görevlidir. Zira davalı kooperatifin işlem merkezi Kayseri’dir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile dava, mahkememiz heyeti tarafından sonuçlandırılmıştır.
Davacıların genel kurul kararlarının icrasının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi dosya kapsamı itibarı ile yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmaması nedeniyle kabul edilmemiş, bu yönde bir ihtiyati tedbir kararı verilmemiştir.
Dava dilekçesinde davalı kooperatifin ***tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararların iptaline karar verilmesini istedikleri, davanın niteliği ve mahiyeti gereği davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı, davacılar arasında ihtiyati dava arkadaşlığı bulunduğu, ihtiyari dava arkadaşlarının, dava açarken her birinin ayrı ayrı başvurma harcını yatırmaları gerektiği, eldeki davada ise tek dava harcının davacı … adına yatırıldığı, izah edilen nedenle dava harcını yatırmayan diğer 11 ayrı davacı yönünden 59,30-TL x 11 = 658,90-TL dava harcını mahkememiz veznesine yatırması için davacılar vekiline işbu muhtıranın tebliğinden itibaren 1 hafta kesin süre verilmesine, aksi takdirde harç makbuzunda adı görünen … yönünden işbu davaya devam edileceği, diğer davacılar yönünden davanın tefrik edilip ayrı bir esasa kayıt edileceği, Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri uyarınca müteakip işlemler yapılmayarak HMK’nun 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılacağı hususunda davacılar vekiline ihtar edilmiştir. Eksik harç miktarı davacılar vekilince 10/02/2022 tarihli makbuz ile yatırılmıştır.
Davalı kooperatif vekiline işbu dava nedeni ile teminatlandırılmasını talep ettikleri muhtemel zararlarının ne veya nelerden ibaret olduğunu açıklaması, bu konuda yaklaşık ispata yönelik delillerini sunması konusunda süre verilmiştir. Davalı tarafça bu konuda beyanda bulunulmamış ve delil bildirilmemiştir. Bu nedenle davalı tarafın teminat istemi konusunda karar verilmemiştir.
Uyuşmazlık; … tarihli davalı kooperatif genel kurulunun 3, 11, 12 ve 14. maddelerinin iptali, olmadığı takdirde yoklukla malul olma koşullarının bulunup bulunmadığı, davalının husumet yokluğu ve hukuki yarar yokluğu itirazlarının somut uyuşmazlıkta bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Emredici nitelikte olan bu yasal düzenlemenin, davalı kooperatif anasözleşmesinin 36. maddesinde de de aynen tekrarlandığı görülmektedir.
Dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiriyi getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gereklidir. Ret oyu kullanılmasına rağmen, üyenin muhalefet şerhini oylama sonrasında yazdırmaması halinde, HMK’nun 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve anasözleşmenin 36. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği de tartışmasızdır (Yargıtay 23. H.D. 2014/2404 Esas, 2014/5673 Karar).
Yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 29/09/2014 T., E:2014/1847, K:2014/6026 sayılı kararında da da belirtildiği üzere; oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Muhalefetin, görüşülen öneriye değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiri getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gerekmektedir.
Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların yokluğu mu, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususu Türk ve yabancı doktrinde tartışmalı olup, çoğunluk düşüncesi, hukuki işlemlere güvenlik getirme amacı da dikkate alınarak bu nevi sakatlıkların müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu yönündedir.
Yargıtay 11. ve 23. Hukuk Daireleri’nin yerleşik uygulamasına göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. ve anasözleşmenin 28. maddesi emredici nitelikte ise de, aynı Yasanın 53. maddesinde, çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğine göre, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini yokluk olarak kabul etmediği anlaşılmaktadır.
Çağrının usulsüzlüğünü iddia eden tarafın, genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanması ve iddiasını ispat etmesi zorunludur. Çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmamaktadır.
Öte yandan, genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve gelmemeleri halinde, toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın yok sayılmasını gerektirir. “Yokluk”, hukuki işlemin kurucu unsurlarında eksiklik bulunması halinde söz konusu olabilecek bir haldir. Kurucu unsurları ihtiva etmeyen bir sözleşme kurulmamış, meydana gelmemiş sayılır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 1998, İstanbul, sf 307). Kanuni nisapla toplanmayan ya da karar alınmayan bir genel kurul toplantısı için bu husus değerlendirilebilir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; ana sözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, TBK’nun 26 ve 27. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Emredici nitelikteki bu kurallara aykırılık halinde alınan kararlar yok hükmündedir ve süre şartına bağlı olmaksızın her zaman geçersizliği ileri sürülebileceği gibi mahkemece de bu husus re’sen dikkate alınır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2015 T., E:2014/6254, K:2015/915 sayılı, 21/06/2017 T., E:2016/3579, K:2017/1890 sayılı kararları).
Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, genel kurul kararlarını sakatlayan hukuka aykırılıklar bakımından Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğince kararlar yoklukla malul, mutlak butlanla malul ve iptal edilebilir kararlar olarak üçe ayrılmaktadır. Emredici kurallara aykırı kararlar bakımından kararın şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici kurallara aykırılık halinde (örneğin, toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmaması) yokluk yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı, maddi-öze ilişkin kanunun emredici kurallarına aykırılık halinde ise (örneğin, kararın ahlaka ve adaba aykırı olması, konusunun imkansız olması, kesin hükme ve kanunun emredici madde hukuk kurallarına aykırı olması) alınan kararların mutlak butlanla malul olacağı, kişisel hakları ilgilendiren ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı kararların ise iptal edilebilir kararlar olduğu kabul edilmektedir.
Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.
Bu kapsamda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak toplantı yeter sayısı oluşmadan alınan kararların yok hükmünde olduğu bu kararlar bakımından taraflarca açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi kararların yok hükmünde olduğunun hakim tarafından re’sen nazara alınacağı bu kararlar bakımından dava açan kooperatif üyesinin genel kurula katılmış olması, karşı oy kullanması ve karara karşı muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılmasına ilişkin koşulların aranmayacağı, yok hükmünde olan kararların baştan itibaren hukuk aleminde varlık kazanmayacağı kabul edilmektedir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı ilamlarında aynı husus vurgulanmıştır.
Burada … tarihli genel kurul toplantısında uyuşmazlık konusu edilen gündem maddelerinin tek tek incelenmesi gerekmiştir.
Gündemin 3. maddesi “2020 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve yönetim kurulunun ibrası: 2020 yılı yönetim kurulu faaliyet raporu kooperatif başkanı Mustafa Hatipoğlu tarafından okundu. Yönetim kurulu faaliyet raporu müzakereye açıldı. 100 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildi. Ayrıca yönetim kurulunun ibrasına geçildi. Yönetim kurulu yapılan oylamada 100 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edildi (Yönetim kendi ibrasında oy kullanmadılar).” şeklindedir. Davacı taraf, dava dilekçesinde 3 numaralı gündem maddesi yönetim kurulunun ibrasına karar verilmişse de ibranın mümkün olmadığını, kooperatifin üyelerden olan alacaklarını dava dışı Anadolu Bina İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’ne temlik verdiğini, kooperatif genel kurulunun yönetim kuruluna temlik etme yetkisi vermediğini, bu konuda alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığını, kooperatif yönetim kurulunun kanunen temlik yetkisinin olmadığını ileri sürmüştür. Genel kurulun yönetim ve denetleme kurulu üyelerini ibra etmesi halinde, yönetim ve denetleme kurulu üyeleri ibra edildikleri faaliyet dönemi için kural olarak hukuki anlamda sorumluluktan kurtulurlar. Ancak yönetim ve denetleme kurulu üyelerinin faaliyet dönemi içinde suç sayılan eylemleri varsa genel kurulun ibra kararı ile cezai sorumluluktan kurtulmaları mümkün değildir. Bilançonun tasdiki ile yönetim ve denetleme kurulu üyelerinin ibrası sırasında bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bilanço kooperatifin görülmesine mani olacak bazı hususlar içeriyorsa ve bu hususta bilinçli olarak hareket edilmişse bilançonun onanması yönetim ve denetleme kurulu üyelerinin ibrası etkisini doğurmaz (Cokun Mahmut, Kooperatifler Hukuku, sf. 637).
Gündemin11. maddesi “Tapusunu almış üyeler hariç olmak üzere daha önce çekilmiş ve çekilecek olan kur’aları iptal etme yetkisinin yönetim kuruluna verilmesi: Kooperatifin hiç başlamamış ve yarım kalan inşaatlarına daha önce kur’a çekilmiştir. Bu ve benzer durumdaki ruhsatlı ve ruhsatsız inşaatların daha önce çekilen kur’alarının tapu alanlar hariç iptal edilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesini ayrıca bir takım kur’aların iptaline ilişkin *** tarihli 1002 numaralı yönetim kurulu karının genel kurulca kabulü teklif edildi. Ortaklardan *** yazılı olarak vermiş oldukları beyanda özetle daha önce çekilmiş veya çekilecek olan kur’aları iptal etme yetkisinin yönetime verilmesi ile ilgili daha önce çekilen kur’anın noter huzurunda yapıldığı için bir kazanım elde edildiği, bu hakkın iptal edilerek başka üyelere aktarılacağı ve menfaat sağlanacağı yönünde bir takım konularla ilgili şerhi düştüklerini belirtmişlerdir. Başka teklif gelmedi, teklif yapılan oylamada 80 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildi.” şeklindedir. Davacılar, bu maddede 24 kişinin isminin olmadığını, oysa bu kişilerin de kesin maliyeti ödeyip kooperatifin ortaklığından ayrıldıklarını ileri sürmektedirler.
Gündemin 12. maddesi “Kesin maliyet ile ilgili davalarda, haricen anlaşılması halinde davadan feragat etme yetkisinin ve anaparadan vazgeçme hariç anlaşma yapma yetkisinin yönetim kurulan verilmesi: Kooperatifimizin ana sözleşmesinin 61/d. maddesi kapsamında yönetim kuruluna verilen yetki çerçevesinde yapımı tamamlanan veya devam eden dairelerle alakalı çıkartılan kesin maliyet hesapları ile dairesini teslim alan ve tapu devri de yapılmış kooperatif ortaklarına tebliğ edilen ve yargı yoluyla uyuşmazlığı devam eden yahut kesinleşen mahkeme kararları ile doğruluğu ve eşitliği tespit edilen kesin maliyet bedellerinin tahsili noktasında borçlu üyelerimizin menfaati doğrultusunda anapara hariç faiz, masraf gibi ek yükümlülüklerden haricen anlaşılması şartıyla feragat etme/ vazgeçme yetkisinin yönetim kuruluna verilmesini talep ediyoruz. Teklifi yapıldı. Bu madde ile ilgili ortaklardan Bora Ağırtıcı, Nazife Ağırtıcı ve Müjgan Yurduşen imzalı yönetim kurulunun tamamen keyfi olarak ve farklı ilişkilerle şaibelerle para alış verişine yol açabileceğinden konulu şerh düştüklerini belirten dilekçe vermişlerdir. Madde ile ilgili başka teklif gelmedi. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümleri doğrultusunda işlem yapmak üzere teklif oylamaya sunuldu, yapılan oylamada 80 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildi. Oy sayım işi divan heyeti tarafından yapılmıştır.” şeklindedir. Davacılar, çekilmiş olan kur’aların iptal edilmesinin kazanılmış haklara aykırılık teşkil edeceğini ileri sürmektedirler.
Gündemin 14. maddesi “2019 yılında yapılan kesin maliyet bedellerini ödeyen üyelerden yine ana sözleşme hükümlerine göre kooperatif ayrılma payını ödeyen üyelerin kooperatif ile ilişiklerinin kesilmesi ve maliyet bedellerinin güncellenerek üyelere tebliğ edilmesi hakkında yönetim kurulan verilmesi: Kooperatifimizin ana sözleşmesinin 61. maddesi (e) fıkrasına istinaden kooperatiften çıkma payı olan %10 çıkma payını da ödeyen ortakların yönetim kurulu kararı ile ilişiklerinin kesilmesine, bu doğrultuda *** isimli üyelerimizin ve bu şartları yerine getiren ve getirecek diğer tüm üyelerimizin kooperatiften ilişiğinin kesilmesi için ve ayrıca kooperatifimizin inşaatları yıllara sari devam ettiğinden inşaat maliyetlerinin gerektiği zaman maliyet hesaplarının güncellenmesinin yapılması için yönetime yetki verilmesi teklif edildi. Bu madde ile ilgili *** imzalı dilekçe verilerek bu konu hakkında şerh düştüklerini belirtmişlerdir. Başka teklif gelmedi. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümleri doğrultusunda işlem yapmak üzere teklif edildi. Teklif yapılan oylamada 80 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildi. Oy sayım işi divan heyeti tarafından yapılmıştır.” şeklindedir. Davacılar, bu maddede kesin maliyetin çıkarılması veya güncellenmesi için genel kurulda karar alınması ve yönetim kuruluna yetki verilmesi gerektiğini 2019 yılında belirlenen kesin maliyetin iptal edilmeden yeniden kesin maliyet belirlenemeyeceğini ileri sürmektedirler.
Mahkememizce görevlendirilen ve davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapan bilirkişi kurulunun *** tarihli ayrıntılı raporunda hazirun cetvelinde aynı üyelik numarasını alan kişilerin isimleri tespit edilmiştir. Yine davalı kooperatife dava konusu genel kurul toplantısından önce üye yapılan 176 kişi olduğu, kooperatif kayıtlarında bunların bir kısmından 1.000,00-TL nakit ve kalanı için senet alınmak suretiyle ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu, davalı kooperatiften temlik alan *** San. Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan Rutbiye Uncuoğlu’nun da sonradan üye olanlar arasında bulunduğu tespiti yapılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede dosya kapsamına göre; … tarihli olan olağan genel kurulu toplantısı için 453 ortağa çağrı yapıldığı, 453 ortaktan 217 ortağın asaleten ve 124 ortağın vekaleten olmak üzere toplantıya toplam 341 ortağın katıldığı görülmektedir. Genel kurul toplantı yeter sayısının ortakların 1/4 oranında toplantıya katılmasıyla ve karar yeter sayısının ise toplantıya katılan ortakların yarısından bir fazlasının oyu ile sağlanabilir olduğu dikkate alındığında, buna göre dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı kooperatifin 453 ortağı olduğu tespit edildiğinden toplantı yeter sayısının 114 olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 341 ortağın katıldığı, dava konusu edilen gündem maddelerinin 80 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildiği görülmüştür. Bilirkişi kurulu tarafından dava konusu genel kurul toplantısı öncesinde üyeliğe kabul edilen 176 kişinin bir kısmının üyelik numarasının çift olduğu ve üyelik numaralarının sonunda “YK” ekinin bulunduğu, diğer üyelerde ise böyle bir durumun olmadığı, bu kişilerin üyelik için yaptığı ileri sürülen ödemelerle ilgili belge olmadığı, mevcut duruma göre bu kişilerin genel kurul toplantısı nedeniyle kooperatife ortak olarak kayıtlarının yapıldığı tespit edilmiştir. Buna göre toplam 176 kişinin … tarihli genel kurulda oy kullanmaları amacıyla ortak yapıldığından bu kişilerin oylarının geçersiz sayılması gerekmektedir. Dava konusu genel kurulda alınan kararların 80 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edilmiş olmasına göre; 341 ortağın katıldığı genel kurulda geçersiz sayılan 176 kişinin oyu ile 80 ret oyu çıkarıldığında geriye dava konusu gündem maddelerine olumlu oy kullananların sayısının 85 olduğu, buna göre de dava konusu genel kurulda alınan kararların en fazla 5 oy farkla alınmış olması nedeniyle bu durumda kullanılan oyların sakatlandığından, davanın kabulü ile … tarihli genel kurulda alınan gündemin 3, 11,12 ve 14. maddelerinde alınan kararların yoklukla malul olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı emsal ilamı). Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Bu nedenle davalının husumet yokluğu itirazına itibar edilmemiştir. Davacıların terditli talebi olan dava konusu gündem maddelerinin yoklukla malul olduğunun tespiti hakkında kabul kararı verilmiş olmakla, terditli iptal talebi hakkında karar verilmesine gerek görülmemiştir.
Eldeki davada davacılar talebinin aynı yani ortak ve tek hukuki sebeple kabul edildiği ve A.A.Ü.T’nin 3/2. maddesi gözetilerek, kendisini vekil ile temsil eden davacı yararına ortak/ tek sebeple kabul edilen dava yönünden tek vekalet ücreti verilmesi mahkememiz tarafından usul ve yasaya uygun bulunmuştur (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı emsal karar ilamı).
Yukarıda açıklanan nedenler karşında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacıların davasının KABULÜ ile … tarihli genel kurulda alınan gündemin 3, 11, 12 ve 14. maddelerinde alınan kararların YOKLUKLA MALUL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince her bir davacının açtığı dava yönünden alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından davacıların her birinden peşin olarak alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 120,60-TL x12 = 1.447,20-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafça yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ve her bir davanın yatırdığı 59,30-TL (12 x 59,30-TL = 711,60) peşin harç olmak üzere toplam 770,90-TL’nın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 88,00-TL e-tebligat gideri, 0,60-TL KEP gideri, 13,00-TL posta gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.101,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Davacılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davanın mahiyeti gereği karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 3/2. maddesi gereğince taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Kararın mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacılar Sami Bozkurt, Talif Karaca, … ve Ahmet Arslan ile davacılar vekili Av. Neşe Bölükbaşı’nın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/04/2023

Başkan ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Katip ***
E-imzalıdır