Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/894 E. 2023/19 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACILAR :***
***
***
VEKİLİ : Av. ***
DAVALI :***
VEKİLİ :
DAVALI : ***
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; …’ın maliki olduğu 38 … plakalı aracın …’ın sevk ve idaresinde … günü saat 15:00 sıralarında *** Mah. *** yolunda seyir halinde iken yoldan çıkarak yol takip direğine çarptığını, kaza sonrasında polis tarafından kaza tespit tutanağı tutulduğunu, 38 … plakalı aracın malikinin … olup kaza tarihi olan … günü … poliçe numaralı poliçe ile … Sigorta’dan sigortalandığını, adı geçen murisin ölümü sonucunda geride bıraktığı eşi ***ın murisin desteğinden yoksun kaldığını, murisin kaza tarihinde genç yaşta olup evde çalışan tek kişi olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan … tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müteveffanın davaya konu aracın sürücüsü olduğundan desteğinden yoksun kalanların taleplerinin teminat dışı olduğunu, müteveffa …’ın tamamen kendi kusuru ile tek taraflı olarak kaza yaptığını ve vefat ettiğini, hiçbir hukuk kuralının kişinin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan faydalanması durumunu düzenlenmediğini, davacı taraflara SGK tarafından maaş bağlanıp bağlanmadığı ve herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, davacılara bir ödeme yapılmış ise veya maaş bağlanmış ise müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve davalının katıldığı *** tarihli duruşmada ” *** benim öz yeğenim olur. Ben kaza sırasında araçta değildim. Ancak 38 … plakalı araç benim üzerime kayıtlıdır. Biz aynı evde yaşamaktayız.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Dava dosyası ilk olarak davacı vekili tarafından *** tarihinde mahkememize açılmış, dava mahkememizin *** esas sırasına kaydedilmiş, yapılan yargılama neticesinde *** tarih *** karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karar taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf edilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin *** esas *** karar sayılı ilamı ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Mahkememiz hükmünün kaldırılmasına karar verilmiş dava dosyası mahkememize gönderilmiş ve yukarıda yazılı olan esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
*** tarihli tensip zaptı 1 nolu ara karar ile İstinaf kaldırma kararının içeriği dikkate alınarak; İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılıp HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267/1. maddesi gereği bilirkişinin HMK’nun 268/1. maddesi uyarınca resen seçilecek 3 kişilik trafik kazaları konusunda uzman İTÜ öğretim üyeleri arasından seçilecek bilirkişi heyeti olarak belirlenmesine karar verilmiş bilirkişiler Prof. Dr. Y. Müh. ***, Prof. Dr. *** ve Öğ. Gr. Dr. ***’nın İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtası ile mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli raporda özetle; 38 … plakalı Mitsubishi marka kamyonet sürücüsü …’ın kusurunun bulunmadığı, davaya konu trafik kazasının meydana gelişinde aracın seyri sırasında ortaya çıkan ve tespit edilemeyene mekanik arızanın etkili sebep olduğu kanısına varıldığını mahkememize bildirmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Av. ***’un mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı eş ***’ın destek zararının 1.214.196,55 TL olduğu, davacı çocuk ***’ın destek zararının 85.995,12 TL olduğu, davacı çocuk ***’ın destek zararının 95.932,42 TL olduğu, davalı sigorta şirketi poliçe limitinin 330.000,00 TL olduğunu ve garameten paylaştırma sonucu destekten yoksun kalma zararlarının eş için 286.998,03 TL, çocuk Melikenin destek zararının 20.326,55 TL ve çocuk Yusuf’un destek zararının 22.675,42 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir.
*** tarihli celsede Muris …’ın anne babasının sağ olduğu anlaşılmakla; dava dışı kişilerin maddi durumlarının değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi Av. ***’un mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli ek raporda özetle davacı eş ***’ın destek zararının 1.023.152 TL olduğu, davacı çocuk ***’ın destek zararının 64.496,32 TL olduğu, davacı çocuk ***’ın destek zararının 71.949,29 TL olduğu, davalı sigorta şirketi poliçe limitinin 330.000,00 TL olduğunu ve garameten paylaştırma sonucu destekten yoksun kalma zararlarının eş için 212.731,31 TL, çocuk Melikenin destek zararının 13.409,92 TL ve çocuk Yusuf’un destek zararının 14.959,52 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir.
Davacı vekili *** tarihli dilekçesinde davasını ıslah ettiğini mahkememize bildirmiş ve gerekli ıslah harcını yatırmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacılar dava dilekçesiyle, … tarihinde davacı ***’ın eşi, davacılar ***ve ***’ın babası …’a davalı …’a ait ve muris …’ın sürücü konumunda olduğu 38 … plakalı aracın tek taraflı kazası sonucu vefat ettiğinden bahisle davacılar için destekten yoksun kalma tazminat dilemişlerdir.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, 38 … plakalı aracın … sigorta bünyesinde ZMSS poliçe ile sigortalandığı bulunduğu görülmüştür.
Mahkememiz kaldırma öncesi muris sürücünün %100 kusuru ile meydana gelen tek taraflı trafik kazasında ölümü nedeniyle geriye kalan mirasçılarının 3. kişi sayılamayacağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nın 92/1-g maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6-c. maddesine göre destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri teminat dışında bırakıldığı anlaşılmakla, davalı 38 … plakalı aracın zmms poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ve yine 38 … plakalı aracın maliki işleten trafik kazasında kusuru bulunmayan haksız fiil hükümlerine göre de tazminat talep edilemeyecek davalı … yönündende de davanın reddine karar vermiştir. Kararın istinafı sonrası davalının sorumluluğunun belirlenmesinde *** tarihinden önceki ZMSS Genel Şartlarında ve 2918 Sayılı KTK’nun 92. maddesinde sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile vefatını da kapsayacak şekilde hak sahiplerinin zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, gerek Yargıtay HGK’nun, gerekse Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin içtihatları ile sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile vefatında, desteğinden mahrum kalan hak sahibi üçüncü kişilerin zararlarının nitelik itibariyle yansıma zarar olmadığı, hak sahiplerinin doğrudan zararı olduğu belirtilerek, sigorta teminatı kapsamında olduğu kabul edilerek sigortanın sorumluluğuna gidilmiştir. 01.06.2015 tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılarak Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” açısından sigortanın sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile vefatı nedeniyle hak sahiplerinin destek zararları da bu kapsamdadır. Nitekim poliçenin düzenlenme tarihinden ve kaza tarihinden önce 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun 4. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesine eklenen “h” ve “i” maddelerinde de bu konuda düzenleme yapılmış, ilgili maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince *** tarihli kararda teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinin “i” bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmişken, “h” bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” maddesine ilişkin gerekçede “2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan “…sigortalının sorumluluk riski…” ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir. Yukarıda da açıklandığı üzere zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez.” denilerek 2918 Sayılı yasanın 85. maddesi kapsamında kalmayan, üçüncü kişilerin zararlarının sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Buna göre, davalıya sigortalı aracın sürücüsünün meydana gelen ölüm olayında, hak sahibi üçüncü kişilerin destek zararlarından sigortanın sorumlu olup olmadığı, 2918 Sayılı Yasanın 92/h maddesinin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olması ve Anayasa Mahkemesi gerekçesine göre söz konusu zararların 92. maddenin “h” bendi kapsamında değerlendirilecek olması karşısında, bu tarihten sonra meydana gelen kazalarda 2918 Sayılı Yasanın 85. maddesi kapsamında işletenin sorumlu olmadığı hususların, sigorta teminatı kapsamında olmayacağı kanun ile düzenlenerek açıklığa kavuşturulmuştur. Bu nedenle *** tarihinden sonraki tek taraflı kazalarda zarar dolaylı yada doğrudan olsun, 2918 Sayılı Yasanın 85/1. maddesi gereğince işletenin sorumluluğu olmadığı durumlarda, sigortacının da sorumluluğu olmayacaktır.
Bu itibarla, 2918 Sayılı Yasanın 91. maddesinde işletenin 85/1 maddesi kapsamında oluşan sorumluluğu yönünden ZMSS yaptırmasına ilişkin zorunluluk bulunması, 2918 Sayılı Yasanın 85/1 maddesi kapsamı dışındaki zararlar yönünden ise kanunda ZMSS yaptırılmasına ilişkin emredici hüküm bulunmaması, *** tarihinde yürürlüğe giren 2918 Sayılı KTK’nın 92/h bendi ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücünün tam kusuruna isabet eden destek tazminatının sigorta teminatı kapsamında olmayacaktır. Bununla birlikte, somut olayda kusura yönelik olarak yapılan inceleme yetersizdir.
Davacılar, kazanın frenin patlaması sonucu meydana geldiğini iddia etmişler, bu konuda dinlenen tanık da bu hususu ifade etmiştir. Kaza tespit tutanağının incelenmesinden aracın aşırı yüklü olduğunun belirtildiği de anlaşılmaktadır. Mahkemece, soruşturma dosyası da getirtilerek araçtaki teknik arıza, bozukluk ya da bakım eksikliğin kazaya etkisi irdeleyen İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur gerekçesiyle kaldırılmıştır. Mahkemememiz anılan karar uyarınca İTÜ bünyesinden rapor alınmıştır. Anılan raporda kazanın araçtan kaynaklı geliştiği ve muris sürücüye ait kusur izade edilemeyeceği ve araç malikinin işleten sıfatıyla ve ZMSS sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğu görülmüştür.
-Destekten yoksun kalma tazminatına dair değerlendirmede;
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun *** K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun *** K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A-1.maddesindeki, “Sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davalı sigorta şirketi destekten yoksun kalma tazminatından sorumludur, davalı … ise işleten sıfatıyla haksız fiil hükümleri çerçevesinde sorumludur.
– Aktüerya hesabına dair değerlendirmede;
Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında davacıların ve desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılması gerekmektedir. Alınan ek bilirkişi raporunda bu yöntem uyarınca rapor alınmıştır. Davacının talebi ile bağlı kalınarak anılan miktarlar yönünden talep artırım uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.
– Faize ait değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluslarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda davacılar sigorta şirketine *** tarihli başvuru dikkate alınara temerrüde *** tarihnde düşüldüğü kabul edilmiştir. Davalı Muhis Araz yönünden ise haksız fiil hükümleri çerçevesinde vefat tarihinden itibaren faiz uygulanmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacı ***’ın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasının kabulü ile, 212.731,31 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, alacağa sigorta şirketi yönünden *** tarihinden itibaren davalı … yönünden ise vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Davacı ***’ın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasının kabulü ile, 13.409,92 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, alacağa sigorta şirketi yönünden *** tarihinden itibaren davalı … yönünden ise vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Davacı ***’ın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasının kabulü ile, 14.959,52 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, alacağa sigorta şirketi yönünden *** tarihinden itibaren davalı … yönünden ise vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 16.469,59 TL harçtan davacılar tarafından peşin yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 821,78 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 857,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.611,91 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacılar tarafından peşin yatırılan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı ve 857,68 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 929,48 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı taraflara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan bilirkişi, elektronik tebligat, tebligat, müzekkere, ATK fatura ve dosya postalama ücreti olmak üzere toplam 3.807,40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalılarca yapılan herhangi bir yargılama gideri tespit edilemediğinden bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 32.731,31 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ***’a verilmesine,
9-Davacı ***’ın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ***’a verilmesine,
10-Davacı ***’ın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ***’a verilmesine,
11-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
12-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2023

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*