Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/880 E. 2023/674 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : ALACAK (Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak (şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’in müvekkili şirketin sahibi … ile %50’şer hissedar ortak olduklarını, şirketteki %50 hissesinin tamamını kalan hisselerin sahibi …’na devrettiğini, …’nun davalının bu şirketteki tüm hisselerini satın almak suretiyle şirketin %100 hissesine sahip olduğunu, daha sonra bu şirketin yine …’nun sahibi bulunduğunu, müvekkili şirket ile birleştirildiğini, müvekkili şirket tarafından 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin yapılan vergi denetimi sonrası tahakkuk eden vergi cezasının uzlaşılarak 179.543,44-TL olarak limitlenmesi sonrası davalının daha evvel gereğini kabullenmesine rağmen, kabullendiği gerçeğin gereğini yerine getirmesi üzerine bahse konu vergi cezasının 126.493,44-TL’nı 11/09/2019 tarihinde, 53.050,00-TL’nı ise … tarihinde Kaleönü Vergi Dairesi Müdürlüğüne ödediğini, müvekkili şirketçe yapılan ilk toplu ödenen cezanın yarısının davalının sorumluluğu nispetinde tahsili için kendisinin sözlerle oyalayıcı tavır sergilediğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında rücuen alacak davası açıldığını, bahse konu davada ayrıntılı olarak taraf delillerinin toplandığını ve dava tarihi itibariyle 126.493,44-TL’nın yarısı nispetinde kabul edildiği ancak diğer 53.050,00-TL’nın dava tarihinden sonra ödenmesi dolayısıyla bu kısma ilişkin talebin reddedildiği belirtilmiş, söz konusu alacak miktarı 53.050,00-TL’nın yarısını teşkil eden 26.525,00-TL ‘nın tazminen 26.525,00-TL’nın ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işletilecek bankalararası en yüksek ticari reeskont faizi yükletilerek davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından … tarihinde Kaleönü Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne ödenen 53.050,00-TL’nın hissesi nispetinde müvekkilden rücuan tahsili istenmekte ise de; … tarihinde Kaleönü Vergi Dairesi’ne davacı şirket tarafından ödenen bir bedel bulunmadığı, bu hususu Kaleönü Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak sorulduğunda açıkça ortaya çıkacak olduğunu, davacı şirketin Kaleönü Vergi Dairesi’ne … tarihinde 53.050.00-TL ödemesi bulunmadığını, davanın rücu talebi zaman aşımına uğradığını, ödenen vergi borcunun müvekkilinden talep edilmesinin TTK ve VUK gereği mümkün olmadığını, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin şirket hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle sorumlu olduğunun iddia edilerek dava ikame edilebilmesinin mümkün olmadığnı, şirket yönetim kurulu üyesinin vergi cezasına neden olan olaylarla ilgili bir denetim ve gözetim sorumluluğunun bulunmadığını, davacının da bu yönde bir iddiasının olmadığını, şirket yönetim kurulunun … tarihinde yapılan olağan olağan genel kurulda açıkça ibra edilmiş olduğunu, davacının iddiasını ve talebini değiştirmesine ve genişletmesine muvafakatlarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca vergi inceleme raporlarına, ödeme dekontuna, Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasına, şirket defter ve kayıtlarına, vergi dairesi kayıtlarına, ticaret sicil kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davacı şirketin ilk kuruluşundan bu yana kadarki döneme ait sicil kayıtlarının, şirket yetkililerinin kimler olduğunun, şirket ortaklarının kimler olduğunun ve pay ve hisse miktarlarını, hisse devirlerini, şirketteki temsil şeklini ve kuruluşundan bu yana şirket yetkililerini gösterir kayıt ve belge örnekleri istenmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının Uyap kayıtları incelenmiştir.
Davacı tarafından delil olarak dayanılan bir kısım belge örnekleri dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuştur.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar ilamında belirtilen ve mahkememizce bekletici sorun yapılan mahkememizin … Esas …Karar sayılı dava dosyasından istinaf mahkemesi tarafından verilen hükmün … tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı alacak davasıdır.
Mahkememizde evvelce yapılan yargılama sonunda … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli karar ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istinaf etmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nce yapılan istinaf incelemesi sonunda … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar ilamı ile “… Davalı şirket hakkında …tarihinde Vergi Denetim Başkanlığı’nca 2018/A-2573/10 ve A-2573/11 sayılı vergi raporları ile inceleme başlatılmış olunup inceleme raporlarında 2014-2015 yıllarının incelendiği ve şirkete vergi cezası kesildiği, davacı şirket tarafından 179.543,44-TL vergi cezasının 63.246,72-TL’lık kısmının … tarihinde, 26.525,00-TL’lık kısmının … tarihinde ödendiği, davacının Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalıdan 89.771,72-TL alacak talebi ile dava açtığı mahkemece yapılan yargılama sonucu 63.246,72-TL yönünden kabul 26.525-TL yönünden red kararı verildiği, hükmün istinaf edilmesi üzerine dairemizce … Esas ve … Karar sayılı karar ilamı ile davanın tümden reddine karar verildiği kararın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiği, eldeki işbu davaya konu 26.525-TL alacak yönünden Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve …Karar sayılı ilamı ile verilen ve hali hazırda kesinleşmeyen bir hüküm bulunduğu görülmekle, HMK’nun 165. maddesine göre söz konusu davanın sonucunun işbu davanın sonucunu doğrudan etkileyecek nitelikte olması nedeniyle Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve …Karar sayılı dosyasının sonucunun beklenmesi yani işbu dava yönünden bekletici mesele sayılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen husus yerine getirilmeden davanın zaman aşımı ve esası yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu hususun resen gözetilen hususlardan olması nedeniyle dairemizce Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen … tarih ve … E. – … K. sayılı nihai kararının bu yönden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine bu nedenle de sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, mahkememizin istinafa konu edilen … tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararının kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmak üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
İade edilen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar ilamı doğrultusunda, mahkememizin … Esas ve …Karar sayılı dava dosyasında Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin verdiği kararın temyiz edilmiş olması nedeni ile sonucunun beklenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin … Esas ve …Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde Mahkememizden verilen … tarihli hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar ilamı ile; “1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK ‘nun 353/1-b-2 maddesi gereğince Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin … Esas … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına buna göre;
1- Davanın reddine,
2-Bu dava nedeniyle alınması gereken 59,30TL ilam harcının davacı tarafından yatırılan 1.560,99-TL peşin harç ve ıslah harcından mahsubu ile bakiye kalan 1.501,09TL’nin talep halinde davacıya iadesine ,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 12.470,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde yatıran tarafa iadesine, …” karar verildiği, istinaf mahkemesinin bu kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile; “…Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine,…” karar verildiği, Yargıtay’ca istinaf kararının temyizinin miktardan reddine karar verilmesi nedeniyle hükmün düzeltilmiş bu haliyle, … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama, mahkememiz heyeti tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Davanın niteliği itibarı ile 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Davalının davacı şirketteki hisselerini diğer ortak olan …’na devrettiği tarafların kabulündedir.
Uyuşmazlık, davalının zamanaşımı, taraf sıfat ve ehliyeti itirazlarının yerinde olup olmadığı, davacı şirketin vergi cezası ödemesi nedeniyle bunu davalıya rücu etmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davalının davacı şirket ile birleşen …Motorlu Araçlar San. Ve Tic. A.Ş.’nin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı yardımcısı iken 2017 yılında tüm hisselerini davacı şirketin halen yetkilisi ve temsilcisi olan …’na devrettiği, birleşen söz konusu şirketin 2014 yılı ve 2015 yılı vergi kayıtlarının incelenmesi sırasında vergi bildiriminin usulsüz olarak yerine getirilmediği tespit edilmekle davacı şirket hakkında vergi cezası ihdas edildiği ve söz konusu cezanın davacı tarafından ödendiği, hisse devrinden önce birleşen şirketin %50 ortağı olan davalıya işbu vergi cezasının hissesi oranında rücuen tazmininin talep edildiği dosya kapsamında anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 553/(1) maddesinde; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanunda ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine, hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.”,
Aynı Yasa’nın 555/(1) maddesinde; “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” şeklinde hükümler mevcuttur.
Kural olarak, yönetim kurulu üyeleri ve şirket müdürleri şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da, 6102 sayılı TTK’nun 553. maddesinde belirtilen hallerde, şirkete, pay sahiplerine veya şirket alacaklılarına karşı vermiş oldukları zarardan kusurları dahilinde sorumlu olurlar. Aynı Yasa’nın 555. maddesinde ise şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibinin isteyebileceği, pay sahiplerinin tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilecekleri düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 553. ve 555. maddeleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen şirket yönetim kurulu üyeleri, kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa ve ortaklara karşı sorumlu olup, müdür aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı, ortaklığa aittir. Zarar gören ortakların da yöneticiler ve denetçiler aleyhine dava açma hakkı, doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik içerir. Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, şirketin doğrudan, ortaklar ve alacaklıların ise dolaylı zarar görmesine yol açar. Bu tür davalarda, hükmolunacak tazminatın da şirkete verilmek üzere istenmesi ve hükmedilmesi gerekmektedir. Ortakların ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar ise ortağın doğrudan zararı olup, ortak bu zararı kendi adına ödenmesini talep etme hakkına sahiptir.
6102 sayılı TTK’nun 553. ve devamı maddeleri kapsamında şirketin yöneticilerine karşı açılan sorumluluk davalarından kaynaklı tazminat istemlerinin aynı Yasa’nın 560. maddesi gereğince davacının zararı ve sorumluluğu öğrendiği tarihten itibaren 2 ve her halde zararı doğuran fiilen meydana geldiği günden itibaren 5 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre sorumlulara karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vuku tarihinden itibaren 5 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.
Yargılama sonunda dosya kapsamına göre; davalının …Motorlu Araçlar San. Ve Tic. A.Ş’nin %50 ortağı ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu dönemde 2014/2015 yıllarında şirketin muhasebe, finans denetimi ve şirket yönetiminin gerektiği ölçüde, finansal düzenlemenin münhasıran görevlendirildiği ve ilgili görevlerin davalı tarafından yerine getirilmesine dair yükümlülük altına girdiğine ilişkin dosya kapsamında bir iddia ve bir delilin bulunmadığı, TTK’nun 553/3. maddesinde hiç kimsenin kontrolü dışında kalan kanun veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamayacağı; bu sorumlu olmama durumunun gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamayacağı amir hükmü, TTK’nun 553/1. maddesi gereğince davalının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ilan ettiğinin ispatı halinde şirket ve şirket pay sahiplerine ve şirket alacaklarına karşı verdiği zararlardan sorumlu olacağı hükmü birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından dava dilekçesinde davalının kusuruna ilişkin herhangi bir beyan ve delilin ileri sürülmemesi, davalının şirket zararının gerçekleşmesinde kusurlu olduğunun dosya kapsamında yeterli ve kesin delillerle ispat edilememesi karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Yine TTK’nun 560. maddesine göre tazminat hakkının davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren 2 ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı tarafından süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulduğu, davacının dava konusu ettiği vergi cezasını … tarihinde vergi dairesine ödediği, arabulucuya başvuru tarihinin … olduğu, dava dilekçesi içeriğine davacının meydana gelen zarar miktarından zararı ve sorumluyu bildiğinin anlaşıldığı, buna göre arabulucuya başvuru tarihi itibarı ile 2 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğu görülmüştür. Açıklanan tüm bu nedenler dikkate alındığında açılan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan alınan 452,99-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 183,14-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Kararın mahiyeti gereği davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,

7-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır