Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/87 E. 2021/947 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2021

Mahkememize açılan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında imzalanan Kayseri 12 Noterliği’ nin … tarih ve … yevmiye numaralı taşıt sözleşmesi uyarınca davacıya ait 38 … plakalı otobüs ile davalının şehirlerarası otobüs taşıma işi yaptığını, davalının yolculara bilet kestiğini, bilet parasının tamamını tahsil edip kendi komisyonunu kestikten sonra otobüs sahibine kalan parayı ödediğini, davacı tarafından yolcu taşıma faturası düzenlendiğini, davalı tarafından ise komisyon faturası düzenlendiğini, davalının 2017 yılı ikinci yarısından itibaren yolcudan peşin aldığı taşıma ücretlerini ödememeye başladığını, davalının muhasebe kayıtlarının usulüne uygun olmadığını ve ödeme niyetinin de olmaması nedeni ile hesap mutabakatının sağlanamadığını, şimdilik tespit edilen alacağın tahsili için davalı aleyhinde Kayseri 5 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlattıklarını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelemesi ile bu hususun ortaya çıkacağını belirterek, davalının borca vaki itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, davalının takibe konu alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davalının davacıya borcunun olmadığı gibi alacağının olduğunu, davalının muhasebe kayıtlarının usulsüz olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve davacının dava konusu miktarın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Kayseri 5 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, takip alacaklısının … ve takip borçlusunun … Otobüs Işletmeciliği Seyahat Acente Turz. Tic San A.Ş. olduğu, 38 … plakalı araçtan kaynaklı 27.000,00 TL tutarlı genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya *** tarihinde tebliğ edildiği ve davalının 13/09/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, işbu davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
Kayseri 12. Noterliği’nden*** tarihli … yevmiye numaralı taşıt kira sözleşmesi celp edilmiştir.
Kayseri Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nden 38 … plakalı aracın trafik tescil kaydı celp edilmiş, aracın davacı adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi raporu alınmıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağı ile başlatılan ilamsız icra takibi nedeni ile itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce *** tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile davanın usulden reddi ile dosyanın görevli Kayseri Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/1570 Esas 2020/1734 Karar sayılı kararı ile; “Taşıma işleri hakkındaki maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler de TTK.’nun 4. Kitabında yer aldığından, taşıma sözleşmelerden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, ticari iş ve ticari dava sayılır. Somut uyuşmazlıkta da taraflar arasında taşıma sözleşmesi olup, her ne kadar sözleşmede 1.800,00 TL bedelli maktu bir ücret belirlenmişse de davada istenen, davalının yolculardan tahsil ettiği taşıma ücretinden davacının payına düşen bedeldir. Dava konusu sözleşmeden kaynaklanan somut uyuşmazlığı görüp incelemeye Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak somut uyuşmazlığı görüp incelemeye Ticaret Mahkemesinin görevli olması nedeni ile yerel mahkemece yazılı şeklide dosyanın görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru isteminin kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına,” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermiş ve Mahkememizin … Esas … Karar sayılı kararı kaldırılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi Prof.Dr. ***,…. tarihli raporda özetle; Davacının ticari defterlerinde davalıya düzenlenen tüm faturaların nakit olarak tahsil edildiği kayıtlı olduğu ve davalıdan herhangi bir alacak gözükmediği, davalının 2017 yılı yevmiye defterinin kapanış kaydında davacıya herhangi bir borç gözükmediği, davalının incelenen elektronik ticari defterlerinde davacı ile olan ticari ilişkilerinde tüm faturaların nakit ödendiği gözüktüğü, her ne kadar davacı taraf takip talebinde davacıdan alacaklı olduğunu belirtmiş ve 27.000 TL alacak talebinde bulunmuş ise tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya borcunun görünmediği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
İstinaf kaldırma kararından sonra davacı tarafın bilirkişi kök raporuna itirazlarının karşılanması için ek rapor alınmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi Prof.Dr. ***, …. tarihli raporda özetle; davalıya ait 2018 yılı e-defter kayıtları sunulduğu, davacı vekilinin müvekkilinin ticari defterlerinin bulunduğu adres ve mali müşavire ilişkin bilgileri 19.02.2021 tarihli dilekçesinde belirttiği ancak adı geçen mali müşavir ile yapılan görüşmede ticari defterlerin mükellefte olduğu bilgisi verildiği, davacının ticari defterlerinin incelenemediği, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için tarafların ticari defterlerinin birlikte incelenmesi gerektiği, bunun için davacıya ait 2018 yılı ticari defterleri dosya kapsamına sunulması gerektiği, davacının kök rapora karşı itirazları incelendiğinde, davacının itiraz olarak bilirkişi raporunda herhangi bir somut bilgiye yer verilmediği, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ait fatura ve ödemelere ilişkin hiçbir veri ve çizelge sunulmadığı, cari hesap alacak borç ilişkisine ilişkin açıklama olmadığı, ödemelerin hangi banka veya makbuzla yapıldığına ilişkin belge bilgisi olmadığının ileri sürüldüğü, davacının itirazın iptali davasını cari hesap alacağına dayandırdığı ancak dosyada taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren ve tarafımızca denetlenebilecek bir cari hesap kaydı sunulmadığı, davacının ileri sürdüğü alacak iddiasına yönelik cari hesap ekstresi dosyaya sunulmadığı, davacının dosyadaki ticari defterlerinde davacının belirttiği şekilde bir kayıt olmadığı, netice itibariyle davacı tarafin 2018 yılına ilişkin ticari defterleri ve taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren 2017 ve 2018 yıllarına ait cari hesap ekstresini (muavin defter kaydını) dosyaya sunması halinde raporun hazırlanabileceği, bahse konu eksikliklerin giderilmesi için dosyanın Mahkemeye iade edildiği bildirilmiştir.
Söz konusu ek rapordan sonraki *** tarihli celsede mahkememizce tesis edilen (1) numaralı ara karar ile “davacı vekiline davacı tarafın 2018 yılına ilişkin ticari defterlerini ve taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren 2017 ve 2018 yıllarına ait cari hesap ekstresini (muavin defter kaydını) dosyaya sunması için bugünden itibaren 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi takdirde HMK’nın 140/5. ve 28/07/2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile değiştirilen HMK’nın değişik 222. maddesi ile TTK’nın 83. maddesi gereği ticari defter, kayıt ve belgelerin ibrazından kaçınmış sayılacaklarının ve bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına” karar verilmiş ve hazır bulunan davacı vekiline ihtar edilmiştir.
Davacı vekili söz konusu ihtarat üzerine sunduğu 28/06/2021 tarihli dilekçesi ile davacıya ait ticari defter ve belgelerin davacının bağlı olduğu vergi dairesinde olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce bilirkişiye davacının bağlı olduğu *** Vergi Dairesi’nde yerinde inceleme yetkisi verilerek ek rapor alınmış, ***tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1. Davacının bağlı bulunduğu *** Vergi Dairesinde *** tarihinde yapılan incelemede davacıya ait herhangi bir fatura, cari hesap, muavin defter kaydı ve ticari defterin teslim edildiğine ilişkin kaydın olmadığı,
2. Davalı tarafça dosyaya sunulan 2018 yılına ilişkin e-defter kayıtlarında davacının adı, soyadı ve araç plakası üzerinden yapılan aramada davalıdan alış faturası ve ödeme kaydına ilişkin bir eşleşmeye ulaşılamadığı,
3. Davalının e-defter kaydından alınan 2018 yılı kapanış kaydında davacıya herhangi bir borç gözükmediği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilinin beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu, davacı vekilinin vekillikten çekilme dilekçesi sunduğu ancak bilirkişi raporuna itiraz süresi içinde henüz vekillik görevi devam etmesine rağmen rapora karşı itiraz dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Davacı vekili Av. ***,… tarihli dilekçesi ile vekillikten çekilmiş, vekillikten çekilme dilekçe davası asıla tebliğ edilmiş, davacı asıl *** tarihli duruşmaya katılmamış, davalı vekili davayı takip ettiğini beyan etmiştir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında, tarafların ticari defter ve belgelerine göre davacının icra takip tarihi itibari ile davalıdan alacağının olmadığı, davacının davalıdan alacağı var ise ispat ile yükümlü olduğu ancak davacının iddiasını ispat edemediği anlaşılmış, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı görülmüş, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

Davalı taraf, cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de kötü niyet tazminatına hükmetmek için icra takibinin haksız olması yeterli olmayıp, kötü niyetle başlatıldığının ispat edilmesi gerekir. Davacının davalıdan alacağının olmadığı yargılama ile anlaşılmış olup, davacının kötü niyetle icra takibi başlattığına dair delil olmaması nedeni ile davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 461,10 TL’nin mahsubu ile artan 401,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının gider avansından harcanan 100,00 TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacının yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.