Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/869 E. 2023/25 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirket … Sigorta A.Ş. adına sözleşme yapmaya ve prim tahsil etmeye yetkili acentesi olduğunu, sigorta ettiren olarak davalı ile müvekkili şirketin aracılık etmiş olduğu … Sigorta A.Ş. adına … poliçe numaralı …-… tarihlerini kapsayacak şekilde “Ticari Sınai Riskler” sigorta poliçesi tanzim edildiğini, müvekkili şirketin, poliçe tanziminden önce ve poliçe tanzimi sırasında yasal tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna rağmen davalı tarafından poliçede belirlenen prim ödeme borcunun muaccel olmasına rağmen, bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu hususa ilişkin davalıya yapılan ihtarların da sonuçsuz kaldığını, sigorta poliçesinde prim borcunun miktarı ve ödeme zamanlarının düzenlendiğini, buna göre toplam 2.309,82-TL prim borcunun, 8 taksitte ödeneceğini, taksitlerin … tarihinden itibaren sırasıyla her ayın 11. günü muaccel olacağının poliçede açık bir şekilde düzenlendiğini, davalı tarafından poliçe belirtilen prim tutarlarının ödenmemesi üzere kendilerince başlatılan takibe haksız olarak itiraz etmesi üzerine işbu davayı açtıklarını, talep konusu alacağın likit bir alacak olduğunu belirterek davalının yetki itirazının reddine, Kayseri … Dairesi’nin yetkili olduğunun tespitine, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın icra takibini yetkisiz icra müdürlüğünde başlattığını, müvekkillinin ikametgahının … Köyü, No:… , …/ Yozgat adresi olduğunu, hal böyle olunca yetkili icra müdürlüğünün de … icra müdürlükleri olduğunu belirterek öncelikle Kayseri icra müdürlüklerinin yetkisizliğine karar verilmesini ve dosyanın yetkili icra müdürlüğü olan … İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesini talep etmiş, ayrıca davacı tarafın müvekkili ile…Sigorta A.Ş. adına … poliçe numaralı …-… tarihlerini kapsayacak şekilde ”Ticari Sınai Riskler” sigorta poliçesi düzenlediğini iddia ettiğini, müvekkilinin bu sigorta poliçesinin düzenlendiğinden haberi dahi bulunmadığını, müvekkilinin hiçbir şekilde davacı olan sigorta acentesine sigorta poliçesi düzenlemek adına başvuru yapmadığını, müvekkilinin talebi ve başvurusu olmadan müvekkili adına tanzim edilen sigorta poliçesinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, böyle olunca da hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin tanzim edilen sigorta poliçesinden haberi dahi yokken muaccel olduğu iddia edilen prim borçlarının da ödemesini yapması kendisinden beklenilemeyeceğini belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, … numaralı poliçeye, davacı şirketin … Sigorta adına sözleşme düzenleme ve prim tahsiline yetkili olduğuna dair belge ve bilirkişi raporuna delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafça Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, sigorta poliçesine ve bilirkişi raporuna delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelemesinde; … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi tarafından … aleyhine toplam 1.582,04-TL miktarlı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin … tarihli itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği ve itiraz icra müdürlüğü tarafından borçlunun İİK’nun 62. maddesi uyarınca itirazın yasal süresinde yapıldığından bahisle … tarihi itibariyle takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
… Sigorta A.Ş.’ne müzekkere yazılarak T… -… VG acenta (levha) kodlu … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin … tarihinden dava tarihi olan … tarihine kadarki dönemde prim tahsil etmeye yetkili acente olup olmadığı, … numaralı poliçesinin örneğinin gönderilmesi, söz konusu poliçenin priminin acente veya sigortalı tarafından ödenmiş ise ödeme belgesinin gönderilmesi ve ödemenin kim tarafından yapıldığının, söz konusu poliçe nedeni ile sigortalının ilgili poliçeden faydalanıp faydalanmadığı, yani riziko gerçekleşmiş ise sigorta tazminatının sigortalıya veya üçüncü kişiye poliçe teminat bedelinin ödenip ödenmediği hususlarında bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri Tarım Kredi Kooperatifi Kayseri Bölge Birliği’ne müzekkere yazılarak dava konusu… Sokak, No:… , …/Yozgat adresindeki taşınmazın satın alınırken Tarım Kredi Kooperatifi’nden kredi çekilip çekilmediği, satın alınırken sigorta yapılmasının zorunlu olup olmadığı ve davacının kooperatife dava konusu sigorta poliçesini sunup sunmadığı hususlarında mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Ankara Tarım Kredi Kooperatifi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak kurumlarının kayıtları incelenerek dava konusu … Sokak, No:… , …/Yozgat adresindeki taşınmazın satın alınırken Tarım Kredi Kooperatifi’nden kredi çekilip çekilmediği, satın alınırken sigorta yapılmasının zorunlu olup olmadığı ve davacının kooperatife dava konusu sigorta poliçesini sunup sunmadığı hususlarında mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava; İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca bakiye sigorta prim alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 500 Bin TL’nın altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava şartı arabuluculuk faaaliyeti kapsamında taraflar anlaşmaya varamadıkları görülmüştür.
Taraflar arasında uyuşmazlık; … numaralı poliçeye dayalı olarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olup olmadığı, davalının icra takibine vaki borca itirazlarının haklı olup olmadığı, bu itirazlarının iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminatının yasal koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelemesinde; … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi tarafından … aleyhine toplam 1.582,04-TL miktarlı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin … tarihli itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği ve itiraz icra müdürlüğü tarafından borçlunun İİK’nun 62. maddesi uyarınca itirazın yasal süresinde yapıldığından bahisle … tarihi itibariyle takibin durdurulmasına karar verildiği ve işbu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde mahkememize açıldığı görülmüştür.
Sigorta poliçesinin Kayseri’de düzenlendiği ve para borçlarına ait alacaklar için davacının kendi ikametgahında takip yapabileceği ve dava açabileceğinden davalının icra dairesinin yetkisine itirazının kaldırılmasına karar verilmiş, ve davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazına itibar edilmemiştir.
… poliçe numaralı, … başlangıç ve … bitiş tarihli “… Sigorta Ticari Ve Sınai Riskler Paket Sigorta Poliçesi”nde sigortalı olarak davalı …’ın ismi yer almaktadır. Sigorta poliçesinin ikinci sayfasında vergilerle birlikte ödenecek sigorta prim tutarının toplam 2.309,82-TL olduğu, bundan 261.82-TL’nın peşin olarak alındığı, kalanının ise ilk taksit … olmak üzere 256,00-TL’lık sekiz eşit taksitte ödeneceği yazılmıştır. … Sigorta A.Ş.’nin … tarihli cevabi yazısı ekinde sunulan poliçe ekstresinin incelenmesinde davaya konu … başlangıç tarihli sigorta poliçesinden bir önceki dönemde de aynı konuyla ilgili bir başka sigorta poliçesinin düzenlenmiş olduğu, bu poliçede sigortalı olarak davalı …’ın ismi yer almakta iken sigorta primlerinin … tarafından ödendiği görülmektedir. Davaya konu … poliçe numaralı, … başlangıç tarihli poliçe ile ilgili olarak ise 2.309,90-TL tahsilat yapıldığı, bakiye 1.981,84-TL sigorta priminin ise ödenmediği anlaşılmaktadır. Yine davacı vekilinin … tarihli dilekçesi ekinde sunduğu ve delil olarak dayandığı whatsapp görüşme dökümlerinin incelenmesinde sigorta poliçesi prim ödeme konusunda davacı şirketin … ile whatsapp yazışmalarının olduğu, … tarihinde davacının “… Abi vallahi çok büyük ayıp ettin bize bilgin olsun.” ve “… Abi bugün kartı yolluyor musun?” şeklinde mesajlar yazdığı görülmektedir. Uyap sisteminden alınan nüfus kayıt örneğinde …’ın davalı …’ın eşi olduğu anlaşılmaktadır.
Sigorta sözleşmesi; davanın açıldığı tarih itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 1401/1. maddesinde; “Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanım çerçevesinde, sigorta sözleşmesinin tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu, sigortacının asli ediminin rizikoyu taşıma (himaye sağlama) borcu iken sigorta ettirenin asli edimini ise prim ödeme borcu oluşturduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Sigorta sözleşmelerinin kuruluşuna ve şekline ilişkin 6102 sayılı TTK’nda herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Buna göre, diğer borçlar hukuku sözleşmelerinde olduğu gibi, sigorta sözleşmeleri de iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile meydana gelir; ayrıca kanunda aksi öngörülmediği için hiçbir şekle de tabi değildir.
Sigorta sözleşmesinin kurulmasına ilişkin Kanunda herhangi bir şekil şartının öngörülmemesi, öneri ve kabulün de herhangi bir şekle tâbi olmayacağı anlamına gelmektedir. Sigorta sözleşmesi sigorta ettirenin yaptığı önerinin sigortacı tarafından (örneğin sigorta poliçesinin sigorta ettirene ulaştırılması yoluyla örtülü olarak) kabul edilmesiyle veya sigortacının (örneğin sigorta poliçesinin taslağının sigorta ettirene ulaştırılmasıyla) yaptığı önerinin sigorta ettiren tarafından (mesela ilk primin ödenmesiyle örtülü olarak) kabul edilmesiyle kurulmuş olabilir (Ünan, Samim: Türk Ticaret Kanunu Şerhi C. I, İstanbul, 2016, s. 61).
Sigorta poliçesi, sigortacının, sigorta sözleşmesinin kurulmasından sonra Kanunda öngörülen süre içerisinde düzenlemekle yükümlü olduğu; sözleşmenin yapıldığını ispat eden bir belgedir. Sigorta sözleşmelerinde sigortacının sigorta poliçesi düzenleme ve teslim etme yükümlülüğü asli yükümlülük olmayıp yan yükümlülüktür. Bu itibarla sigorta poliçesinin düzenlemesinin ve tesliminin sözleşmenin kurulması veya geçerliliği üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK’nun 1424. maddesi; “(1) Sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hâllerde onbeş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Sigortacı poliçenin geç verilmesinden doğan zarardan sorumludur.
(2) Sigorta ettiren poliçesini kaybederse, gideri kendisine ait olmak üzere, yeni bir poliçe verilmesini sigortacıdan isteyebilir.
(3) Poliçenin verilmediği hâllerde, sözleşmenin ispatı genel hükümlere tabidir.” hükmünü haizdir. Bu hüküm çerçevesinde, sigorta poliçesi düzenleme ve teslim yükümlülüğü sigortacıya aittir. Bununla birlikte sigorta sözleşmesi akdetme ve poliçe düzenleme ile prim tahsil etme yetkisi kural olarak sigorta şirketlerine ait olmakla birlikte, bu yetki acentelik vekâletnamesinde belirtilmek kaydıyla, sigorta acentelerine devredilebilmektedir. … Sigorta A.Ş.’nin … tarihli cevabi yazısı ekinde sunulan … tarihli acentelik sözleşmesinin 34. maddesinde prim tahsil etme yetkisinin acentaya da verildiği görülmektedir.
Sigorta sözleşmesinin konusunu para ile ölçülebilen bir menfaat teşkil eder. Bir menfaat olmaksızın yapılan sigorta sözleşmesi batıldır. Her sigorta sözleşmesi sigorta genel şartlarına uygun olarak hangi menfaat ya da menfaatlerin sigortalandığının tespit edilmesine imkân verecek bir tarzda düzenlenmelidir. Sigortadan yararlanacak olan kimse ancak sigorta sözleşmesinde korunan menfaatin zarar görmesi halinde tazminat talep edebilecektir. Bu husus 6102 sayılı TTK’nun 1453. maddesinde; “(1) Rizikonun gerçekleşmemesinde menfaati bulunanlar, bu menfaatlerini mal sigortası ile teminat altına alabilirler.
(2) Rizikonun gerçekleşmesi sonucu doğan kazanç kaybı ile sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarlar, aksine sözleşme yoksa, sigorta kapsamında değildir. Mal bağlamında kazancın, makul sınırı aşan kısmı sigorta edilemez.
(3) Mal sigortası niteliğindeki grup sigortalarında; mal girmesi veya çıkması sebebiyle mal topluluğunda değişiklikler meydana gelmiş olsa bile, sözleşme bütün hükümleriyle geçerlidir.
(4) Mal topluluğu için yapılan mal sigortası, topluluğa dâhil münferit parçaları da kapsar.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre rizikolu olayın meydana gelmesi halinde zarara uğrayacağı öngörülen bir menfaati olan kimse sigorta yaptırabilir.
Sigorta sözleşmesinin konusu olan menfaat, sigorta ettirenden başka birisine aitse o zaman sigorta sözleşmesi başkası hesabına yapılmıştır. Başka bir deyişle başkası hesabına sigortada sigortaya konu edilen menfaat sigorta ettirene değil üçüncü bir şahsa aittir. 6102 sayılı TTK’nun 1454. maddesi; “(1) Sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir.
(2) Üçüncü kişinin adının belirtildiği durumlarda, tereddüt hâlinde, sigorta ettirenin, üçüncü kişinin temsilcisi olarak değil, kendi adına fakat üçüncü kişi lehine hareket ettiği kabul edilir.
(3) Sözleşmede, sigortanın kimin menfaati için yaptırıldığı açık da bırakılabilir. “Kimin olacaksa onun lehine” yapılan böyle bir sigortanın, üçüncü kişi lehine yaptırıldığı anlaşılırsa, ikinci fıkra hükmü uygulanır.” hükmünü haizdir.
Sigorta sözleşmesi iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile kurulacak ise de; 6102 sayılı TTK’nun 1421. maddesi gereğince sigortacının rizikoyu taşıma yükümlülüğü kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalar hariç olmak üzere primin veya ilk taksitinin ödenmesi ile başlayacaktır. Bununla birlikte 6102 sayılı TTK’nun 1431. maddesi gereğince sigorta ettirenin prim ödeme borcu ise kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalar hariç olmak poliçenin teslim edilmesi anında muaccel hâle gelecektir. Görüldüğü üzere sigorta poliçesinin verilmesinin sigorta sözleşmesinin kurulması üzerinde bir etkisi bulunmamakta, sadece sigorta ettirenin prim ödeme borcunun muaccel olmasını sağlamaktadır. Sigorta ettiren tarafından primin veya ilk taksitinin ödenmesi ile de sigortacının rizikoyu taşıma yükümlülüğü başlamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalının eşi dava dışı …’ın davalı lehine davalıya ait … İlçesi’nde bulunan binanın davacı sigorta şirketi tarafından “… Sigorta Ticari Ve Sınai Riskler Paket Sigorta Poliçesi” 2020 yılında ve 2021 yılında ile sigortalattırdığı, 2020 yılına ait sigorta primlerinin … tarafından ödendiği, 2021 yılına ait sigorta prim taksitlerinin ise ödenmediği, davacı şirketin “… Sigorta A.Ş.’nin acentesi sıfatıyla faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki delillere göre … poliçe numaralı, … başlangıç ve … bitiş tarihli “… Sigorta Ticari Ve Sınai Riskler Paket Sigorta Poliçesi” 6102 sayılı TTK’nun 1454. maddesinde yer alan başkası lehine sigortadır. Dava dışı …’ın davalı lehine sigorta poliçesi (sözleşmesi) düzenlettirmesi nedeniyle sigorta prim borcundan davalı değil, bizzat poliçeyi düzenleten … sorumludur.
Bilindiği üzere davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece resen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanı Kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir defi de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; davacının icra rakibine konu ettiği sigorta prim bedeli alacağı … başlangıç tarihli sigorta poliçesi prim bedelinden kaynaklanmaktadır. Bu poliçeyi davalı lehine davacının eşi olan dava dışı …’ın düzenlettirmesi nedeniyle sigorta prim borcundan davalı değil, bizzat poliçeyi düzenleten … sorumludur. Bu nedenlerle davada ve davaya konu icra takibinde davalının pasif husumetinin bulunmadığı kanaatine varılmış ve davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1)Davalının sıfat yokluğu (pasif husumet yokluğu) nedeni ile davanın REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 179,90-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3)Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4)Davalı tarafından yapılan ve yatırılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
5)6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adresine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
6)Davalı tarafından yatırılan herhangi bir gider avansı bulunmadığından iadesi konusunda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 1.582,04-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8)Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9)Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemsine gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır