Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/846 E. 2023/21 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI :1- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI :2- ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketten 38 … plakalı Fiat Egea Sedan S Easy 1.4 Fire 95 HP marka aracı sıfır km olarak satın aldığını, araç satış aşamasında 5000 km sürüşün ardından bakım için yetkili servise gelmesi gerektiği müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin de yapılan ihtara uygun olarak yetkili servise gider rutin kontrolleri yaptırdığını, servis aşamasında herhangi bir arıza ada hasar bilgisi verilmediğini, müvekkilinin servise gitmesinin ardından 1 ay dahi geçmeden aracın motor lambasının yandığını, müvekkilinin aracı … Servisi’ne bıraktığını, davalı şirketin arızanın kullanım hatası olduğunu ve garanti kapsamında olmadığını bildirdiğini, dalı … A.Ş.’ye hitaben Kayseri *** Noterliği’nden ihtar çekildiğini, davalının cevabi ihtarında ödeme veya değişime ilişkin taleplerinin reddedildiğini, Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, bilirkişinin ekli herhangi bir parça olmadığını, aracın orijinal parçalarıyla durduğunu tespit ettiğini, motor bloku ile soğutma suyu genleşme kabını birbirine bağlayan hortumun uç kısmının boşta olduğunun tespit edildiğini, mevcut durumun ya araçtan ya da hizmet kusurundan meydana geldiğini, müvekkilinin araçtaki arızayı saptayacak motor bilgisi olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mevcut durumun garanti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunarak; davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla aracın hatasız benzeri ile aynen iadesine mümkün olmadığı halde araç bedelinin taraflarına iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Otomotiv A. Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 9 büyük markanın Kayseri ve bölge yetkili bayii olarak ticaret yaptığını, müvekkilinin bahse konu otomobilin ne imalatçısı ne de ithalatçısı olmaması bakımından husumet düşmediğini, dosya arasına sunulan tespit raporunu delil olarak kabul etmediklerini, araç 5000 km bakımına geldiğine bu şikayetlerden bahsedilmediğini, sadece park sensörü ve kapı eşiği takımına ilişkin yapılan işlemlerin mevcut olduğunu bu işlemlerin de hortumlarla ilgisi olmadığını, aracın müvekkili servisten çıktığında 5000 km’de arıza verdiğinde ise 7635 km’de olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … Fabrikası A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; Ayıp varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte olayda arıza anına kadar yaptırılmış bir ayıp ihbarı veya ayıp ihbarı yerine geçecek bir servis başvurusu olmadığını, delil tespiti için alınan raporu kabul etmediklerini, davaya konu araçta ürün üretim kaynaklı bir sorun olmamakla birlikte her halükarda delil tespit raporunda hortum gevşekliği ile motorda oluşan nihai zarar arasında sorumluluk yönünden doğrudan bir illiyet bağı kurulmuş olmasıyla bilirkişinin yetkinliğini ve yeterliliği konusunda şüphe oluştuğunu, hortumlar üretim kaynaklı veya serviste yapılan işlemler sırasında gevşetildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını aracın servise 5000 km de geldiğini, arızanın 7635 kmde meydana geldiğini, aracın arıza lambası yandıktan sonra 35 km daha sürüldüğünü, araç arızalı şekliyle kullanılmamış olsaydı kabaca 2.000,00 – 3.000,00 TL civarı bir zarar maliyeti çıkabilecekken 30 km kullanımla aracın hasarının 40.000,00 TL civarına ulaştığını, ayıbın varlığını kabul etmemekle birlikte her halükarda zararın artmasında davacı ihmalininin doğrudan sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişiler ***’ın İstanbul *** Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtası ile mahkememize sunmuş olduğu olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Aracın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu,6098 sayılı TBK’nun 223 ve 231.maddelerine göre ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, araçtaki ayıbın aracın kullanımını önemli ölçüde etkileyici nitelikte olduğu ancak ayıbın giderilmesinin mümkün olduğu, mevcut ayıbın giderilmesi için motor rektifiye onarım yapılmasının gerektiği, bunun parasal maliyetinin yedek parça ve işçilik ücreti dahil 49.678,00 TL(KDV dahil) olduğu, Aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi koşullarının bulunmadığı, aracın sıfır km de ayıpsız mislini talep etmenin davacılara sağladığı fayda ile davalılara verdiği zarar arasında açıkça bir oransızlık bulunduğu, TBK’nun 227. maddesi uyarınca semen indirimine gidilmesinin hakkaniyetli uygun bir yol olduğu, nisbi yöntem çerçevesinde indirilmesi gereken miktarın taraflarca kararlaştırılan ve satış faturasında yazılı satış bedeli ile ayıplı değerin çarpılması sureti ile elde edilen rakamın malın ayıpsız değerine bölünmek sureti ile ödenecek satış bedelinin 100.000,00 TL (satış bedeli X ayıplı satış bedeli (değeri) / ayıpsız satış değeri), semen indirimi yapılacak miktarın ise 45.358,88 TL olacağı, Aracın satıldıktan sonra meydana gelen kazasının cam hasarı olması sebebiyle değer kaybı yaratmayacağı Araçta meydana gelen arızadan davalıların ve davacının aynı oranda sorumlu olduğu mahkememize bildirilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesi ile 38 … plakalı aracı davalı … Otomotiv … A.Ş.’den satın aldığını, aracın bir ay geçmeksizin arızalandığından bahisle aracın misli ile değiştirilmesini olmadığı takdirde bedel iadesini talep etmiştir.
Davalı … Fabrikası A.Ş.aracın ayıplı olmadığını, aracın motor ikazı yanık halde 30 km kullanıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Davalı …..A.Ş. Cevap dilekçesinde ayıp ihbarında bulunmadığı aracın ayıplı olmadığından bahisle davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce dosya içerisinde toplanan deliller uyarınca dava konusu aracın *** günü davalı ….. A.Ş. tarafından davacıya 145.358,88 TL bedelle satıldığı, araca ait evrakların incelenmesinde aracın üreticisinin Tofaş Fiat… A.Ş. olduğu görülmüştür. Aracın tescil kayıtlarında araç üzerinde rehin bulunduğu görülmekle ilgili firmadan rehin için davaya muvafakatları alınıp dosyaya konulmuştur. Davacı aracın hasarlandığı gün aracı servise yani ….. A.Ş.’ye teslim ettiği anlaşılmakla, davalı tarafın ayıp ihbarinın olmadığı iddiası yerinde değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanununun 219-231 maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının ayıba karşı tekeffül borcunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 219. Maddesinde, satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
TBK 219. maddesinde satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin ***. Sayılı ilamında bu husus ayrıca zikredilmiştir.)
Somu olayda satıcı …..A.Ş. ayıbın varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı olacağı ayıp nedeniyle oluşan zarardan sorumludur.
Davalı üretici firma ise, Yargıtay HGK 27.11.1996 gün 1996/4-588 esas ve 1996/831 karar, *** gün 2002/4-114 esas ve 2002/84 karar, 15.04.2011 gün 2011/4-58 esas ve 2011/176 karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, üretici ile alıcı arasında bir sözleşme ilişkisi yoktur. Ancak öğretide ve uygulamada üretici ile zarar gören arasında böyle bir bağ olmasa bile üreticinin sözleşme dışı sorumlu tutulabileceği, Türk Hukukunda üreticinin sorumluluğuna ilişkin özel bir sorumluluk düzenlenmemişse de (Yasa koyucu bu konudaki yasa boşluğunu görerek *** tarihinde yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu ile üreticinin sorumluluğu hüküm altına alınmış ve bu konudaki yasa boşluğu giderilmiştir.) 6098 sayılı TBK’nın 49. maddesinin 1. fıkrasındaki hükmün uygulanabileceği kabul edilmiştir. Bu madde hükmü uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Üreticinin buradaki sorumluluğu kusur sorumluluğudur. Üretici bulunduğu faaliyet gereği hukuk düzenince gerekli olan ve kendisinden beklenebilen tüm özeni göstermesi, önleyici tedbirler alması gerekir.
Üreticinin sorumlu tutulabilmesi için taraflar arasında akdi ilişki bulunması da zorunlu değildir. Üretici TBK’nun 49. madde hükmü uyarınca meydana gelen haksız fiilden sorumludur. Ürün ile üretici (Üreticinin fiili ile üründeki ayıp nedeniyle meydana gelen zarar.) arasında uygun illiyet bağı bulunduğu takdirde üretici meydana gelen zararı tazminle yükümlüdür.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin *** karar sayılı kararlarında da üreticinin ayıplı maldan dolayı meydana gelen zarardan sorumlu olduğu belirtilmiştir.
TBK’nun 227/3 maddesi uyarınca alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Bu noktada ise tazminat miktarının ne suretle tespit edileceği hususu gündeme gelir.
Bu konuda herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, gerçek anlamda zarar, mal varlığının irade dışı azalmasına neden olan zarar verici olaydan sonraki durumu ile bu olay gerçekleşmiş olmasaydı bulunacağı durum arasındaki fark olarak ortaya çıkan maddî zarardır ve sözleşmeye aykırılık, eksik veya ayıplı işler nedenleri ile ortaya çıkan bedel farkının (semen tenzilinin) ödetilmesi davalarında, indirime konu edilecek miktarın tespiti için doktrinde, “mutlak metot”, “nispi metot” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcut olmakla birlikte, somut olayda uygulanması gereken yöntem, Yargıtay uygulamaları ile de yerleşmiş bulunan “nispi metot” olarak adlandırılan hesaplama yöntemidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ***sayılı emsal ilamında açıklandığı üzere satış bedelinden nisbi yöntem çerçevesinde indirilmesi gereken miktarın hesaplanması için öncelikle fatura (satış) tarihi itibari ile satılan aracın ayıplı ve ayıpsız bedellerinin ayrı ayrı belirlenmesi, taraflarca kararlaştırılan ve satış faturasında yazılı satış bedeli ile ayıplı değerin çarpılması sureti ile elde edilecek rakamın malın ayıpsız değerine bölünmek sureti ile ödenecek satış bedelinin bulunacağı, (satış bedeli X ayıplı satış bedeli (değeri) / ayıpsız satış değeri) metodundan hareketle semen indirimi yapılacak miktarın tespiti gerekmektedir.
Üretici firma ürünü ayıplı ürettiğinde dolayı oluşan zarardan sorumludur. Somut olayda, mahkememizce İTÜ bünyesinde 3 kişilik otomotiv mühendisi heyetinden rapor alınmıştır. Alınan raporun incelenmesinde dava konusu aracın motor soğutma suyu genleşme kabına bağlı olan hortumun yerinden çıkması neticesinde aracın su eksiltme suretiyle hararete bağlı olarak motor ağrızası meydana geldiği, arızanın meydana geldiği motor soğutma suyu genleşme kabının yüksek basınca maruz kalarak çalıştığı dikkate alındığında ilgili parçanın bu kriter ile üretilip monto edilmiş olması gerektiği ancak üretim bandında gerekli kontrolleri yapılarak satışa sunulan bir araçtan 7.000 km seviyelerinde bu şekilde bir arızanın meydana gelmemesi gerektiği, söz konusu arızanın bir ayıp niteliğinde olduğu ancak davacı tarafça arıza kaydı yani araç arıza gösterge lambası yanmasına rağmen 30 km yol yapıldığı bu şekilde aracın kullanılmamış olsaydı bu seviyede bir hasarın olmayabileceği aracın tamir bedelinin 49.678,00 TL olduğu, aracın 30 km arızalı olarak kullanılmış olmasında araç sürücüsünün hatası olması sebebiyle aracın misli ile değiştirilmesini ve aracın iadesi ile bedel iadesinin uygun olmadığı ancak aracın ayıplı olması nedeniyle Mahkememizce TBK’nun 227/3 maddesi uyarınca semen indiriminin yapılmasının uygun olduğu ve Yargıtay uygulaması gereği bilirkişiler için hesaplanan semen indiriminin 45.358,88 TL olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile,
1-Davacının TBK’nun 227. Maddesi uyarınca sözleşmeden dönme suretiyle bedel iadesi ve ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebinin reddine,
2-Davacının sözleşmeden dönme suretiyle bedel iadesi talebi TBK’nun 227/4. Maddesi uyarınca haklı görülmediğinden satış bedelinden indirim yapılmasına,
3-Satış bedelinden 45.358,88 TL indirim yapılarak neticeten 45.358,88 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-İndirim bedeline davacıya ait 38 … plakalı dava konusu araç üzerindeki haciz ve ipoteklerin yansıtılmasına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 3.098,46 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 2.482,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.541,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 557,16 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 424,32 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen bakiye 935,68 TL’sinin ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ve 2.482,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.600,60 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 3.000,00 TL, posta masrafı 98,00 TL, 6 tebligat gideri 181,00 TL, kep reddiyat gideri 3,30 TL, 6 elektronik tebligat gideri 33,00 TL 5 müzekkere gideri 70,60 TL tanık reddiyat gideri 50,00 TL ve değişik iş tespit dosyası masrafları 1.206,60 TL olmak üzere toplam 4.642,50 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.448,46 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan tanık reddiyat gideri 100,00 TL ve 3 elektronik tebligat gideri 27,00 TL olmak üzere toplam 127,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 87,37 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
11-AAÜT’ye göre hesap edilen 16.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
12-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
13-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili ve davalı Tofaş vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2023

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*