Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/830 E. 2021/1140 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
4- … – … …
5- … – … …
6- … – …
7- … – …
8- … – …
9- … – …
10- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … –
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALILAR : 2- … –
3- … – …
VEKİLİ : Av. … – KAYSERİ

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin, davalıların yöneticisi oldukları kooperatifin üyesi olduklarını, müvekkillerinin kooperatifi zarara uğratan kooperatif yöneticilerine karşı hukuki mücadele verdiklerini, genel kurullarda yandaşları veya daire sattıkları halde üye gösterdikleri şahıslarla çoğunluk sağlayan yöneticilerin şekli ibra kararları çıkarttırdıklarını, en son yatırılması gerekli maliye borçlarının yatırmamak, başkalarına ait kooperatifçe usulüne uygun şekilde temin edilmeyen arsalar üzerinde yapılmış kaçak inşaatlar için müteahhide avans ve hak ediş ödemek suretiyle kooperatifi trilyonlarca zarara uğrattıklarını, müvekkillerinin azınlığın dava şartını yerine getirmiş olup, ibra kararına rağmen davalıların bu zararlardan sorumluluğu için işbu davayı açtıklarını belirterek, kooperatifi zarara uğratan yöneticilerin bu eylemleri sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 50.000-TL zararın zarar tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kooperatife verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların kooperatif yönetimine karşı sürekli bir muhalefet eden grup oluşturduklarını, açılan davada davacıların kooperatifin bulunduğu aşama yönünden hukuki menfaatlerinin olmadığını, genel kurul kararları gereği oluşturulan teknik komisyon dairelerinin maliyetleri ve üye hesaplarını hazırladıklarını, bu hesaplamaların rapor haline getirilip üyelere gönderilmeden ve kesinleşmeden farazi iddialarla dava açılmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, genel kurul iptali davalarını uzatmayı amaçladıklarını, kötü niyetli hareket ettiklerini, davacıların aynı konulara ilişkin sürekli genel kurul kararlarını dava etmelerinin şahsi sorumluluk davası açmalarının MK’nun 2. maddesi anlamında açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacıların fiilen gerçekleşmiş bir zararlarının bulunmadığı gibi kooperatife yüklü miktarda borçlu olduklarını, aynı konuda *** Esas sayılı, *** Esas sayılı ve 2007 yılı genel kurulu için *** Esas sayılı dosyalarla dava açtıklarını, yönetim kurulunun yaptığı işlemlerin usul ve ana sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Taraf vekilleri delillerini bildirmiş, kooperatif kayıtları, genel kurul tutanakları, kooperatif ana sözleşmesi, kooperatif üye listesi hazırun cetveli, mahkememize daha önce açılan genel kurul kararlarının iptaline yönelik dava dosyaları, arsa sahipleri ile yapılan inşaat sözleşmeleri ticaret sicil kayıtları, belediye kayıtları, ruhsatnameler delil olarak bildirilmiş, celbi gereken kayıt ve belgeler celp edilerek incelenmiştir.
Gerek vergi borçları ile ilgili, gerekse kaçak inşaat ve yıkım kararı ile ilgili iddialar yönünden vergi dairesine ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi imar ve şehircilik müdürlüğüne ayrı ayrı yazılar yazılmış gelen cevaplar dosyaya konulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kooperatif yönetiminde görev alan davalıların kooperatife verdikleri zararların tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce davacı vekiline toplam 50.000,00-TL üzerinden açtığı tazminat davasının hangi zararlandırıcı eylemlere ve dönemlere ilişkin olduğuna dair açıklamada bulunması istenilmiş davacı vekilince sunulan 19/04/2010 havale tarihli dilekçede 50.000,00-TL’lık taleplerinin 45.000,00-TL’nın usulüne uygun olarak temin edilmeyen arsalar üzerinde yapılmış ve yıkım kararı çıkmış kaçak inşaatlar için müteahhide avans ödemek suretiyle kooperatifi zarara uğratmaları sebebiyle 5.000,00-TL’nın ise yatırılması gerekli vergi borçlarını yatırmamak suretiyle kooperatifi zarara uğratmaları sebebiyle talep edilen tazminatlar olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan 2010/85 Esas sayılı davanın yargılaması sonunda 2011/433 Karar sayılı ilamla ve ilamda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş,kararın temyizi nedeniyle Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 22/05/2012 tarih, 2012/1358 esas, 2012/3530 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17/01/2013 tarih, 2012/5350 Esas, 2013/148 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebi reddedilmiş ve mahkemimze tekrar gelmiş olmakla yeniden işbu esasa kaydı yapılarak yargılamasına devam edilmiştir.
Yargıtay 23. HD’nin 2012/1358 Esas 2012/3530 Karar sayılı ilamıyla “..her bir vergi borcunun doğum tarihinin ayrı ayrı belirlenerek anılan tarihlerde kooperatif kasasında borcun ödenmesine yetecek yaranın bulunup bulunmadığı, vergi borcunun yükleniciye yapılan ödemeden vergi sorumlusu olarak kesilen gelir vergisi veya stopajtan kaynaklanması halinde bu miktarların neden vergi dairesine hemen ödenmeyerek kooperatifi kasasında tutulduğunun, tüm stopaj ve hak ediş belgelerinin de getirtilerek vergi, kooperatif ve inşaat konusunda uzman bilirkişi kurulundan gerekirse mahallined keşif yapılmak suretiyle rapor alınarak belirlenip, davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken vergi borcunun büyük kısmının yükleniciden kesilen stopajlardan oluştuğu gerekçesiyle eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Taraflarına tebligatlar yapılmış ve işbu bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulduğundan ilamda işaret edilen hususlarda araştırmalar yapılmış, … Belediye Başkanlığına, 4. İcra Müdürlüğü’ne, Erciyes Vergi Dairesi’ne, davalı kooperatife ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkereler yazılmıştır. Cevapların gelmesinden sonra *** tarihli celsenin ara kararında yazılı yönlerden rapor alınmak üzere mahkememizce mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişiler *** tarihli raporda özetle ” A- yargıtay bozma ilamı, … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Yazıları nazara alınarak yıktırılmasına karar verilen taşınmazların Kayseri ili … ilçesi … mahallesi …, 4 Parsel üzerindeki A ve B blok olarak inşaa edilen binalar olduğuna, B – Bu yapıların inşaa edildiği arsa olan Kayseri ili … ilçesi … mahallesi …, 4 Parsel sayılı 4.132,10 m2 alanlı ” Arsa” olarak kayıtlı taşınmazın ok sayıda hissedar adına kayıtlı olup halende Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin *** esas sayılı İzale- i Şüyu davasının devam etmekte oluşu, böylece hisse durumunun çözülmeden yapıların yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığına, C- yapıların bulunduğu arsanın ihtilafının ne zaman çözüleceği hissedarlık durumunun hangi tarihte giderileceği belli olmadığından ruhsatı için belediyeye başvurulacağı tarihteki birim fiyatlar, harç oranları, esas alınacağından bu masraflar ile ilgili hesaplama yapılmasmın mümkün olmadığına, D- Kooperatif defter kayıtlarına göre müteahhide hak edişe mahsuben yapılan avans ödemeleri ile hak ediş ödemelerinin üyelerin kooperatife yatırdığı tutarlar ile yaklaşık olarak mutabık olduğu, vergi ödeme tarihlerinde kooperatif kasasında yeterli bakiye olmadığından vergi borcundan dolayı kooperatif yöneticilerinin sorumluluğu olmadığına, E- Kaçak yapıların ekonomik değeri olmadığına dair mahkeme ara kararı ile yargıtay bozma ilamındaki sorumluluk ilkeleri nazara alındığında davalıların kaçak yapılardan dolayı kooperatife ödenen istihkaklar tutarı olan 13.598.360,86-TL zarara uğratmış olduklarına, adir kanaatimize havi üç suret bilirkişi raporumuzu sayın mahkemenin bilgi ve taktirlerine saygılarımızla arz ederiz.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Rapora yapılan itirazlar yönünden ek rapor alınmıştır. *** tarihli ek raporda; mahallinde ve kooperatif kayıtlarında yaptıkları incelemeler sonucunda kök raporlarında belirttikleri hususlarda bir değişiklik olmadığını, bildirmişlerdir.
Alınan raporlar ve ek raporların içeriklerine göre bozma ilamının gereklerini karşılar nitelikle görülmediğinden 16/11/2015 tarihli celsenin ara kararında ayrıntılı olarak yazılı yönlerden yeniden mahallinde keşif yapılarak yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler Vergi Hukuku Rahmi Turan, Kooperatif Hukuku *** ve İnşaat Mühendisi ***,*** tarihli raporda: ” Dava konusu, Kayseri ili … ilçesi … Mahallesi … 4 Parsel üzerinde, *** Kooperatifi nam ve hesabına göre yapılmış bloklar halinde üç adet yapının mevcut olduğu, birinci yapı A blok, ikinci yapı B blok ve üçüncü yapı C blok olarak adlandırılmış olup, ruhsatsız ve kaçak yapı konumunda tespit edilerek, Kayseri … Belediyesi Encümenince yıktırılmasına karar verilen yapıların A ve B bloklar olduğu, 2-a-A Blok için 32-B den başlamak üzere 50-A numaralı 17 adet hakediş düzenlenmiş olduğu, bu hakedişler karşılığı yüklenici firmaya toplam: ( 426.251.659.284,00-ETL) 426.251,66-TL ödeme yapılmış olduğu, b) Blok için bina nolu 4 adet hakediş düzenlenmiş olduğu, bu hakedişler karşılığı yüklenici firmaya toplam: 886.380,45-TL ödeme yapılmış olduğu, c) Yıktırılması konusunda herhangi bir karar bulunmayan C blok için 1 den başlamak üzere 32-A nmaralı 32 adet hakediş düzenlenmiş olduğu bu hakedişler karşılığı yüklenici firmaya toplam: ( 230.363.103.354,00-ETL ) 230.363,10-TL ödeme yapılmış olduğu, 3- Dava konusu parsel üzerindeki yapıların yasal hale getirilmesinin mümkün olduğu, ancak , bu dava ile ilgili olarak mahkemesi devam eden ortaklığın giderilmesi ve muhdesatın aidiyeti davalarının sonuçlanması, parsel üzerindeki ortaklığın giderilmek suretiyle ve ortakların tümünün muvafakatı ile ilgili belediyesine yeniden müracaatla inşaat ruhsatının yenilenmesi gerektiği, 4- Ruhsatsız ve kaçak yapı konumundaki dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıların, yasal hale getirilmesi için ilgili belediyesince istenilen ve yapılması gerekli, yukarıda belirtilen prosedürlerin ne zaman, hangi yıl gerçekleştirileceği bugün itibarı ile tespiti mümkün olmadığından dolayı bu iş ve işlemler için ne kadar bir masraın yapılması gerektiği hususunda tarafımızca bir hesaplama yapılmasının bu aşamada mümkün olmadığı yapılacak bir hesabında da gerçekçi olmayacağı, 5- Mevcut durum itibarı ile kaçak yapı konumunda bulunan A ve B bloklar için: 426.251,66-TL +886.380,45-TL = 1.312.632,11-TL yüklenici firmaya ödeme yapılmış olduğu, kaçak yapıların ekonomik bir değerinin olmayacağı dikkate alındığında, bu yapılar için yüklenici firmaya ödeme yapan ( hakediş ve ödeme evrakında imzası bulunan ) Kooperatif yönetiminin sorumlu olacağına, 6- Kooperatif Yönetiminin sebebiyet verdiği anlaşılan vergi ziyaı, gecikme faizi, gecikme zammı toplam olan 67.490,43-TL’nın kooperatif üyelerinin zararı olduğundan, müteselsil sorumlu kooperaitf yönetime tanzim ettirilmesi gerektiği hakkındaki kanaatimize ilişkin iş bu raporumuzu taktir yüksek mahkemenin olmak üzere üç suret halinde saygı ile arz ederiz.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Rapora yapılan itirazlar yönünden ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler Vergi Hukuku ***, Kooperatif Hukuku ***ve İnşaat Mühendisi *** , *** tarihli ek raporunda: “Mahkemece bilirkişi heyeti olarak tarafımızdan istenilen teknik bilgiler kök raporda belirtilmiş ve bozma ilamında belirtilen sorumluluk ilkelerine göre ve taraf vekillerinin kök rapora itirazlarının kapsamlı olarak incelenmesi neticesinde kök raporumuzdaki kanaatlerimizde bir değişiklik olmamıştır. Kök raporda da belirttiğimiz gibi 1998-2011 yılları arasında yönetim kurulunda görev alan kooperatif yöneticisi olan davalıların yönetim kurulunda görevli oldukları tarihlerdeki ( 1998-2011 yılları arasında davalılar yönetim kurulu üyesidir.) yapılan hakediş ödemelerinde müteselsilen sorumlu oldukları kanaatimizi de mahkemenin takdirlerine arz ederiz.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
*** tarihli celsenin ara kararında yazılı hususlar yönünden bilirkişilerden tekrar ek rapor istenmiştir. Bilirkişiler Vergi Hukuku ***, Kooperatif Hukuku *** ve İnşaat Mühendisi *** tarihli ek raporunda: ” Mahkemenizin *** tarihli ara kararı doğrultusunda dava konusu ruhsatsız ve kaçak yapıların, yasal hale getirilebilmesi için ilgili belediyesince istenilen iş ve işlemler ve dava tarihi *** itibarı ile bu işlemler için harcanması gerekli bedel yukarıda detaylı olarak açıklanmış olup, 1- 2010 yılı meslek odalarının asgari proje yapımı ve TUS hizmetleri bedellerine yakın olarak hesaplanmış şekli ile; dava konusu, 1-2-3. Yapılar için toplam bedelin: 151.875,00 TL +142.348,00 TL +214.160,00 TL =508.383,00 TL olacağı, 2- Proje büro sahiplerinin, 2010 yılına mahsus olmak üzere, meslek odaları proje yapım ve TUS hizmetleri asgari bedelleri üzerinden %20-40 aralığında tenzilat yaptıkları şifai bilgilerimize göre ve ortalama bütünü üzerinden( %30) hesap yapılması halinde; 508.383,00*(1-0,30)=355.868,10 TL olacağı, 3- Kooperatifin iflas kararının kesinleşmesi halinde, iflas nedeniyle yükümlülüklerin yerine getirilerek durumu yasal hale getirme imkanı da sözkonusu olmayabileceği hakkındaki kanaatimize havi, üç nüshadan ibaret iş bu ek -2 raporumuzu yüksek mahkemenin takdirlerine saygı ile arz ederiz ” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce evvelce yapılan yargılama sonunda 07/05/2018 tarihli, *** Esas ve *** sayılı gerekçeli karar ile süresinde beyanla ödenmeyen vergilerden dolayı ödeme sırasında hesaplanan ve kooperatifin bütçesinden ödenmiş olan vergi ziya cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı zararlarının oluştuğu, bu zararların oluşması ile davalı yöneticilerin eylemleri arasında illiyet bağı olduğu, kusurlu fiilleri ile bu zararların oluşmasına neden oldukları, ruhsatsız ve kaçak olan işbu binalar için yükleniciye ödeme yapılmış olması ve işbu hukuka aykırı durumun da giderilmemiş olmasında yükleniciye ödeme yapan davalı kooperatif yöneticilerinin kusurlu olduğu, bu yapıların tekrar ruhsatlı ve yasal haline getirilebilmesi ve mesken ruhsatlarının alınabilmesi için gerekli yasal iş ve işlemler ile masrafların yapılması gerektiğinden bu yönden kooperatif ve dolayısıyla üyeleri zarara uğratılmış sayıldığı, oluşan bu zarar ile davalı kooperatif yöneticilerin eylem ve işlemleri arasında illiyet bağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin *** tarihli, *** Esas ve *** sayılı gerekçeli karar davalılar … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay, 23. Hukuk Dairesi’nce icra kılınan temyiz incelemesi neticesinde *** tarihli, *** Esas ve *** Karar sayılı ilamıyla “1-Dava, kooperatif yönetiminde görev alan davalıların kooperatife verdikleri zararların tazminine ilişkindir. Mahkemece ruhsatsız ve kaçak olduğu belirlenen yapıların ruhsatlı ve yasal haline getirilebilmesinin mümkün olduğu ancak gerekli yasal iş ve işlemler ile masrafların yapılması gerektiği, bu yönden kooperatif ve dolayısıyla üyelerin zarara uğratılmış sayıldığı oluşan bu zarar nedeniyle davalı kooperatif yöneticilerinin eylemleri arasında illiyet bağı bulunduğu belirtilerek bu zarar nedeniyle davanın talep doğrultusunda kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapıların yasal hale getirilmesi için ilgili belediyece istenen ve yapılması gerekli prosedürlerin ne zaman, hangi yıl, gerçekleşeceği bugün itibariyle tespiti mümkün olmadığından dolayı hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiş, alınan 2. ek raporda dava tarihi itibariyle bu işlemler için harcanması gerekli miktarlar hesaplanmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62/3. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludur. Anılan yasanın 98. maddesi hükmüne göre ise, özel yasada açıklık bulunmayan hallerde Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin hükümleri uygulanır. Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’ nun 309 ve 336. maddelerinde yönetim kurulu üyelerinin şirket veya üçüncü kişilere verdikleri zararlar nedeniyle sorumluluk halleri düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunda hesap edilen miktarlar henüz kooperatif tarafından ödenmediği sürece kooperatif zararının oluştuğu söylenemez. Yapılan tüm açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; bu miktarlar ödenmeden zarar da oluşmayacağından kooperatif yöneticilerinden istenemeyeceği dolayısıyla açılan davanın erken dava olduğu kabul edilerek bu aşamada reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Dosyada alınan bilirkişi raporlarında vergi ödeme tarihlerinde kooperatif kasasında yeterli bakiye olmadığı hususunda uyuşmazlık olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak dosyada alınan 2. bilirkişi raporunda her ay düzenli şekilde hakediş ödemesi yapıldığı hatta bazı aylarda dörtten fazla ödeme yapıldığına göre kooperatifin nakit sıkıntısında olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece de süresinde beyanla ödenmeyen vergilerden dolayı vergi ziya cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı zararlarının oluştuğu kabulüyle bu yönden talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de Kooperatifçe sözleşmeye istinaden inşaat karşılığı müteahhide ödeme yapıldığı bu ödemeden dolayı kasada para bulunmadığı ya da bulunduğuna dair bilirkişi tarafından tespit yapılmadığı anlaşılmakla bu durumda müteahhide yapılan ödemeyi haksız kabul ederek bu haksız ödeme nedeniyle vergi dairesine ödeme yapılmadığı gerekçesiyle vergi borçları nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar düzeltme talebinde bulunulmuş Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/3746 Esas 2021/828 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş olmakla dosya mahkememizin işbu esas sırasına kaydedilmiştir.
Bozma kararı üzerine iade edilen dava dosyası mahkememizin 2021/830 Esas sırasına kaydedilmiştir. Yapılan duruşmada usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2021 tarihli, 2018/1738 Esas ve 2021/63 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre; eldeki davanun, kooperatif yönetiminde görev alan davalıların kooperatife verdikleri zararların tazminine ilişkin olduğu, mahkememizin *** tarihli,*** Esas ve *** sayılı gerekçeli kararında ruhsatsız ve kaçak olduğu belirlenen yapıların ruhsatlı ve yasal haline getirilebilmesinin mümkün olduğu ancak gerekli yasal iş ve işlemler ile masrafların yapılması gerektiği, bu yönden kooperatif ve dolayısıyla üyelerin zarara uğratılmış sayıldığı oluşan bu zarar nedeniyle davalı kooperatif yöneticilerinin eylemleri arasında illiyet bağı bulunduğu belirtilerek bu zarar nedeniyle davanın talep doğrultusunda kabulüne karar verildiği görülmektedir. Bu hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapıların yasal hale getirilmesi için ilgili belediyece istenen ve yapılması gerekli prosedürlerin ne zaman, hangi yıl, gerçekleşeceği bugün itibariyle tespiti mümkün olmadığından dolayı hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiş, alınan 2. ek raporda dava tarihi itibariyle bu işlemler için harcanması gerekli miktarlar hesaplanmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62/3. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludur. Anılan yasanın 98. maddesi hükmüne göre ise, özel yasada açıklık bulunmayan hallerde Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin hükümleri uygulanır. Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 309 ve 336. maddelerinde yönetim kurulu üyelerinin şirket veya üçüncü kişilere verdikleri zararlar nedeniyle sorumluluk halleri düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunda hesap edilen miktarlar henüz kooperatif tarafından ödenmediği sürece kooperatif zararının oluştuğu söylenemez. Yapılan tüm açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; bu miktarlar ödenmeden zarar da oluşmayacağından kooperatif yöneticilerinden istenemeyeceği dolayısıyla açılan davanın erken dava olduğu kabul edilerek bu aşamada mahkememizin *** tarihli, *** Esas ve *** sayılı gerekçeli kararını temyiz eden davalılar … ve … hakkındaki erken açılan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yine dosyada alınan bilirkişi raporlarında vergi ödeme tarihlerinde kooperatif kasasında yeterli bakiye olmadığı hususunda uyuşmazlık olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak dosyada alınan 2. bilirkişi raporunda her ay düzenli şekilde hakediş ödemesi yapıldığı hatta bazı aylarda dörtten fazla ödeme yapıldığına göre kooperatifin nakit sıkıntısında olmadığı belirtilmiştir. Kooperatifçe sözleşmeye istinaden inşaat karşılığı müteahhide ödeme yapıldığı bu ödemeden dolayı kasada para bulunmadığı ya da bulunduğuna dair bilirkişi tarafından tespit yapılmadığı anlaşılmakla davacıların ödenmeyen vergilerden dolayı vergi ziya cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı nedeni ile kooperatifin zararının tazminine ilişkin davasının, mahkememizin *** tarihli, *** Esas ve *** sayılı gerekçeli kararını temyiz eden davalılar … ve … hakkındaki davanın sübut bulmadığından dolayı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Taraflardan birisinin ilk derece mahkemesinin kararına karşı kanun yoluna (temyiz) başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. Mahkememizin *** tarihli, *** Esas ve *** sayılı gerekçeli kararı davalı … tarafından temyiz edilmediğinden söz konusu önceki karar bu davalı yönünden kesinleşmiş, bu yönlerden davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Tüm bu hususlar dikkate alınarak davalı … hakkındaki davanın kabulü ile ruhsatsız ve kaçak yapılar nedeni ile 45.000,00-TL, ödenmeyen vergilerden dolayı vergi ziya cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı nedeni ile 5.000,00-TL olmak üzere toplam 50.000,00-TL’nın 21/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak müflis ***Kooperatifi’ne verilmesine şeklinde önceki gerekçeli kararımız doğrultusunda yeniden hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların ruhsatsız ve kaçak yapılar nedeni ile kooperatifin zararının tazminine ilişkin DAVALILAR … VE … HAKKINDAKİ ERKEN AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Davacıların ödenmeyen vergilerden dolayı vergi ziya cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı nedeni ile kooperatifin zararının tazminine ilişkin DAVALILAR … VE … HAKKINDAKİ DAVASININ REDDİNE,
3-Davalı … hakkındaki davanın KABULÜ ile ruhsatsız ve kaçak yapılar nedeni ile 45.000,00-TL, ödenmeyen vergilerden dolayı vergi ziya cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı nedeni ile 5.000,00-TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL’nın *** tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak müflis *** Kooperatifi’ne verilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davalılar … ve *** hakkındaki maddi tazminat davasının reddi nedeniyle alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin harç olarak alınan 742,50-TL harçtan mahsubuna,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davalı … hakkındaki davanın kabulü alınması gereken 3.415,50-TL nisbi karar ve ilam harcından davacılardan peşin olarak alınan ve 4. bentte yapılan mahsuptan sonra kalan 683,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.732,30-TL nispi karar ve ilam harcının …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacıların davalılar … ve … hakkında yaptıkları yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından yapılan tebligat giderinden oluşan 14,00-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yapılan tebligat ve posta giderinden oluşan 135,70-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davacılar tarafınca yapılan 17,15-TL başvurma harcı, 742,50-TL peşin harcının davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,

10-Davacıların davalı … hakkında bozma öncesinde yapılan 97,20 TL tebligat gideri, 31,10-TL müzekkere gideri, 150,00-TL keşif aracı, 5.050,00-TL bilirkişi ücreti ve 177,50-TL keşif ücreti olmak üzere toplam 5.505,80 TL ve bozma sonrasında yapılan 11,00-TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 5.516,80-TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
11-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
13-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
14-Davalılar … ve *** kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden haklarındaki ret olunan dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan bu davalılara verilmesine,
15-Davalı … lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacılar vekili Av. *** ile davalı … ve … vekili Av. … ve davalı … vekili Av. …’un yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2021

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır