Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/827 E. 2022/283 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ
ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.

DAVALI : ***

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***
Mahkememize açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Gıda İnş. Emlak Nak San ve Tic Ltd Şti’nin davacı bankanın Sanayi Sitesi/Nevşehir Şubesi’nden kredi kullandığını, bu krediye davalının kefil olduğunu,söz konusu borcun ödenmemesi sebebiyle *** 2.Noterliği’nin *** yevmiye numaralı *** tarihli ihtarı keşide edildiğini, borçluların söz konusu ihtarlara rağmen ödeme yapmamaları nedeniyle haklarında Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca vaki itirazı üzerine takibin davalı yönünden durduğunu, davalının itirazının soyut ve dayanaktan yoksun olmakla; yapılan icra takibine itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek borca vaki itirazın iptaline karar verilmesini, davalının takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, asıl borçlu şirketin hesabında para olmasına ve bu paradan kredi taksitlerinin çekilerek borcun ödenmesi için dilekçe verilmiş olmasına rağmen bankanın bu hususa riayet etmeyerek borcun oluşmasına sebebiyet verdiğini, hesap kat ihtarı ile icra takibindeki borcun birbirini tutmadığını, adıl borçlu şirket ile banka arasında açılan Nevşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin *** Esas sayılı davanın devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER:
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, takip alacaklısının T. İş Bankası A.Ş., takip borçlusunun *** olduğu, genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya *** tarihinde tebliğ edildiği, davalının *** tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği görülmüştür.

Davacı vekili *** havale tarihli dilekçesi ile Genel Kredi Sözleşmesinin okunaklı bir örneğini dosyaya sunmuştur.
Nevşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bankacı bilirkişi … havale tarihli raporunda özetle;
Dava dosyasının incelenmesi sonucunda alternatifli olarak varılan sonuçlar iki ayrı başlık halinde değerlendirilmiş;
a- Banka uygulamasının hatalı olduğunun kabul edilmesi halinde :
Asıl borçlu firma … Gıda İnş. Emlak Nak. San.tic.ltd.şti. ve kefil *** tarafından davacı bankaya *** tarihinde , *** tarihine ve *** tarihinde 3 kez dilekçe ile başvurarak hesabında bloke tutulan 38.462,92 TL tutar üzerindeki blokenin kaldırılarak *** tarihli kredinin hesaptan alınmasını kalan tutarında kendisine ödenmesini talep ettiği,
Davacı banka tarafından asıl borçlu firmanın borçlarına karşılık *** tarihinde ipotekleri aldıktan sonra , asıl borçlu firma hesabında bulunan ve rehin alınan 42.000,00 TL tutarın üzerindeki rehnin kaldırılmaması, rehin de tutulan tutar dan kredi taksitlerinin tahsil edilmeyerek kredi riskinin % 50 si oranda rehin blokaj % 50 si oranında ipotek alınması hususunda taraflar arasında varılmış bir mutabakatın bulunmadığı,
Bankanın almış olduğu ipotekleri yeterli görmeyerek blokede tuttuğu parayı asıl borçlu firmaya ödememe hakkı bulunduğu bilinmekle birlikte, teminat olarak tutulduğu kredinin ödenmeyen taksitleri bulunmasına ve taksitlerin gecikmeye düşmesine rağmen hesapta bloke tutulan paradan kredi taksitlerinin alınmaması konusunda bankanın haklı bir gerekçe öne sürmediği,
Bankanın asıl borçlu firmaya kullandırmış olduğu krediye faiz işletirken, asıl borçlu firma hesabında tutulan blokeye faiz işletilmediği, *** tarihinde ipotekleri aldıktan sonra kalan 42.000,00 TL tutar krediden mahsup edilmiş olsa :
Tarih : 09.11.2016 – 12.04.2017 154 gün % 15,60 faiz oranı ile Krediden düşülecek tutar 42.000,00 TL / İşleyecek faiz 2.802,80 TL + 140,14 TL BSMV
Kredi hesabından 2.802,80 TL faiz + 140,14 TL BSMV işlememiş olacak ve bankanın blokeye alınan *** tarih itibariyle 69.227,59 TL olan alacağından 42.000,00 TL tahsilat sağlanması ile hesap kat tarihine kadar işleyecek olan 2.942,94 TL faizinde işlememesi ile Bankanın gerçekte hesap kat tarihi itibariyle :
69.227,59 TL – 42.000,00 TL = 27.227,59 TL tutarında alacağının kalması gerektiği, Ayrıca ileriye doğru vadesi gelecek en az 15 taksit tutarının tahsil edilmesi sonucunda kredi kullanan firmanın 29.03.2018 tarihine kadar olan taksitleri ödenmiş olacağı ve ödenmemiş taksitleri nedeniyle temerrüde düşmeyeceği,
Kredi kullanan firmanın bankada nakit blokede tutulan 42.000,00 TL tutarındaki nakit parası ile*** tarihinde borçlu firmanın ileri vadeli taksitlerinin erken tahsil edilebilme imkanı ile borçlunun bir miktar aleyhine olmasına karşın ( zira taksit tarihlerine kadar işleyecek faizler ilave gelecek) günü gelen taksitlerin blokede/rehin tutulan hesaptan karşılanma imkanı olmasına karşın, asıl borçlu firmanın taksitlerinin tahsil edilmeyerek firmanın ödenmeyen taksitler nedeniyle temerrüde düşürülerek firma hakkında takibe geçilmesinde bankanın kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Alternatif Hesaplama :
b- Mahkemece banka uygulamasının haklı olduğu kabul edilmesi halinde :
Davacı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle taksitli krediden kaynaklanan 35.038,33 TL asıl alacak + 194,66 TL işlemiş faiz + 9,73 TL BSMV ile Toplam 35.242,72 TL nakit alacağının bulunduğu,
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Gıda İnş. Emlak Nak. San.tic.ltd.şti. arasında imzalanan toplam 150.000,00 TL tutarındaki Genel nakdi ve gayrı nakdi kredi sözleşmesinin *** tarafından 150.000,00 TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görüldüğünden,Davacı bankanın dava dışı asıl borçlu firmadan icra takip tarihi itibariyle taksitli krediden kaynaklanan 35.038,33 TL asıl alacak + 194,66 TL işlemiş faiz + 9,73 TL BSMV ile Toplam 35.242,72 TL nakit alacağına davalı / kefil …’in müteselsil kefil olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, bilirkişi raporunda davacı bankanın kusurlu olduğuna yönelik ihtimalli değerlendirme yönünden davacı vekilinin itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Dosyadaki bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunmadığından, bilirkişi raporu düzenlenmesi için dosya ekleri ile birlikte Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiş, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin … talimat sayılı dosyasında bankacılık konusunda uzman müfettiş Tahir Bayındır, müfettiş Ahmet Recai Aldemir, bankacı Metin Demirtaş, 14/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1-Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Gıda İnş. Emlak Nak San ve Tic Ltd Şti arasında imzalanan sözleşmeler uyarıcın, anılan şirkete krediler kullandırıldığı, dava dışı asıl borçlu şirketin kredi limitinin ve davalının kefalet limitinin 150.000,00 TL olduğu,
2-Davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu … Gıda İnş. Emlak Nak San ve Tic Ltd Şti’ne daha önceden kullandırılmış olan kredilerin 29/12/2015 tarihinde 93.000,00 TL üzerinden yapılandırıldığı, bu kredinin 36 ayda aylık eşit taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı,
Dava dışı asıl borçlu firmaya daha önceden kullandırılmış olan kredinin teminatında bulunan ve ekspertiz değeri 160.000,00 TL olan arsa nitelikli taşınmazın izale-i şuyu yöntemiyle, Nevşehir Belediyesince satıldığı, satıştan elde edilen tutardan 84.060,00 TL’nin, dava dışı asıl borçlu şirket adına davacı banka nezdinde açılan bir hesaba yatırıldığı,
Dava dışı asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında düzenlenen 17/08/2016 tarihli Mevduat Rehin Sözleşmesiyle de, hesaba yatırılmış olan 84.060,00 TL’nin davacı bankaya rehnedildiği,
Kredi borcuna teminat olarak iki adet gayrimenkul üzerinde, 09/11/2016 tarihinde davacı banka lehine toplam 135.000,00 TL ‘lik ipotek tesis edilmiş ise de, ipoteklere konu olan taşınmazların tarla vasfında olduğu ve satış kabiliyetinin düşük olduğunun tespit edildiği,
3- Davalının, davacı bankaya yazdığı dilekçelerle mevduat hesabı üzerindeki rehnin kaldırılmasını, blokenin çözülmesini ve tutarın kendisine ödenmesini talep ettiği, lakin taraflar arasındaki sözleşmede yer alan hükümlerin davacı bankaya davalının bu talebini reddetme yetkisini verdiği,
Davacı bankanın, dilediği takdirde tutarı davalıya ödeyebileceği gibi dilediği takdirde ödemeyebileceği, mevduat hesabı üzerindeki rehin ve blokeyi devam ettirebileceği,
Sözleşmelerin kendisine tanıdığı yetkileri kullanmış olması nedeniyle davacı bankaya kusur atfedilemeyeceği, bu bakımdan davalının itirazının yerinde olmadığı,
4-Kredinin ilk 12 taksitinin ödendiği, 11 ve 12 . taksitlerin rehinli/blokeli mevduat hesabından alınan paralarla ödendiği, lakin 13,14 ve 15. taksitlerinin vadelerinde ödenmediği,
Kredinin 13,14 ve 15. taksitlerinin vadelerinde ödenmemesi üzerine banka tarafından borçlulara 12/04/2017 tarihli ihtarnamenin gönderildiği,
İhtarnameye rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle de, mevduat hesabında bulunan rehinli/blokeli tutar mahsup edilerek kalan banka alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığı,
17/08/2016 tarihli Mevduat Rehin Sözleşmesinde yer alan düzenlemeler uyarınca, davacı bankanın dilediği zaman, hatta ihtar dahi göndermesine gerek olmaksızın, rehinli hesapta bulunan tutarı kredi borcuna mahsup etme hakkına sahip olduğu, olayın bu yönüyle de davalının itirazının yerinde olmadığı,
5-Heyetçe yapılan hesaplamalara göre, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan talep edebileceği tutarın,

35.422,77 TL Asıl Alacak
196,79 TL Akdi Kredi Faizi
9,84 TL %5,00 BSMV
11,85 TL Masraf
35.641,25 TL Toplam
şeklinde olduğu, takibin bu tutarlar üzerinden yürütülmesi gerektiği, asıl alacağa ise takip tarihinden itibaren %40 oranında temerrüt faizi hesaplanması icap edeceği,
Takip talebinde banka alacağının,
35.453,59 TL Asıl Alacak
546,65 TL İşlemiş %40 temerrüt faizi (12/04/2017-20/04/2017)
27,33 TL BSMV
11,85 TL Masraf
36.039,42 TL Toplam şeklinde gösterildiği,
Buna göre davacı bankanın, asıl alacak talebinin 30,82 TL’lik kısmının, faiz talebinin 349,86 TL’lik kısmının, BSMV talebinin 17,49 TL’lik kısmının, toplam talebinin ise 398,17 TL’lik kısmının yerinde olmadığı ve iptali gerektiği,
Asıl alacak talebinin 35.422,77 TL’lik kısmının, faiz talebinin 196,79 TL’lik kısmının, BSMV talebinin 9,84 TL’lik kısmının, masraf talebinin 11,85 TL’lik kısmın, toplam talebinin ise 35.641,25 TL’lik kısmının yerinde olduğu,
6-Taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca, davacı bankanın dilediği zaman, hatta ihtar dahi göndermesine gerek olmaksızın, rehinli hesapta bulunan tutarı kredi borcuna mahsup etme hakkına sahip olduğu,
Rehinli hesapta bulunan paranın 14/04/2017 tarihinde kredi borcuna mahsup edilmesi ile kredi taksitlerinin rehinli hesaptan tahsiline devam edilmesi arasında önemli bir fark bulunmadığı yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, taraflarca rapora itiraz edilmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davacı banka tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalının süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca bir yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.

Mahkememizin 15/06/2021 tarihli 2020/338Esas – 2021/582 Karar sayılı kararı ile:
“İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Taraflar arasındaki Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi İrdelendiğinde; Davacı Bankanın Sanayi Sitesi/Nevşehir Şubesi ile dava dışı asıl borçlu Ses Getiren Otomotiv Gıda İnşaat Emlak Nakliye San ve Tic Ltd Şti arasında, 08/03/2010 tarihinde 20.000,00 TL tutarında GKS imzalandığı, davalının bu kredinin 20.000,00 TL’sine kadar müteselsil kefil olduğu görülmektedir.
Daha sonra iş bu sözleşmenin limitinin 26.05.2020 tarihinde 50.000,00 TL, 29.12.2010 tarihinde 22.000,00 TL, 04.02.2011 tarihinde 8.000,00 TL ve 08.04.2011 tarihinde de 50.000,00 TL artırılmak suretiyle sözleşme limitinin 150.000,00 TL’ye yükseltildiği, limit artışlarının tamamının davalı … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görülmektedir.
Davalının kefil olduğu tarihte 818 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin yürürlükte olduğu ve davalının kefaletin geçerli bir şekilde alındığı görülmüştür.
Faiz Hususu İrdelendiğinde; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 88. ve 120. maddelerinde temerrüt faizine sınırlamalar getirilmiştir. Yürürlük Kanunun 7. maddesine göre söz konusu hüküm 01/07/2012 tarihinden önce başlatılmış takiplerde de uygulanacaktır. Ancak 6102 sayılı TTK’nun 8. maddesine göre ticari işlerde faiz serbestisi ilkesi geçerlidir. Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu’na göre daha özel bir kanundur. Aynı tarihte yürürlüğe giren bu özel kanunlar arasındaki farklı nitelikteki hükümler söz konusu olduğundan daha özel nitelikteki 6102 sayılı TTK hükümlerinin dikkate alınarak faiz oranının belirlenmesi gerekir. Mahkememizce Türk Borçlar Kanunu’nun 88. ve 120. maddesindeki sınırlamaların uyuşmazlıkta uygulanamayacağı taraflar arasındaki kredi sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekeceği düşünülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen davaya konu GKS’nin 10.5 maddesinde; “kredi borcunu vadesinde ödenmemesi veya borcun sözleşme kapsamında muaccel hale gelmesi halinde; müşteri borcunun hangi tür krediden doğduğuna ve bu kredi vadesine bakılmaksızın alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren bankaca borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında gecikme faizi ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder” hükmü bulunduğu, bankanın yayınlamış olduğu duyuruda ticari nitelikli alacaklara yıllık % 40,00 oranında temerrüt faizi uygulanacağı belirtildiği görülmüştür.
Kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan takiplerde alacak hesabı yapılırken;
Kredi sözleşmesindeki hüküm nedeniyle davacı bankanın kayıt ve belgelerinin esas alınması hesabın kat edildiği tarih itibariyle davacı banka alacağının belirlenmesi bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacağın bulunması, bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve BSMV işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarının bulunması, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler var ise bunların öncelikle masraf ve faizlere mahsubunun yapılması ve dava tarihindeki alacak miktarının belirlenmesi gerekir. Bu genel açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık irdelenmiştir.
Hesap Kat İhtarnamesinin Denetlenmesi
Davacı banka, kullanılan kredilerin ödenmemesi üzerine Nevşehir 2. Noterliği’nin *** tarih ve *** yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat ederek toplam 70.262,33 TL nakit kredilerden kaynaklanan alacaklarının derhal ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvurularak tahsil yoluna gidileceğinin ihtar etmiş, hesap kat ihtarnamesi ihtarnamenin dava dışı asıl borçluya ve davalıya 14/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ödeme için süre verilmediği görüldüğünden temerrüt tarihi *** olup, bilirkişi raporlarında da aynı tespite varılarak hesaplama yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre ;
İcra Takip Tarihindeki Banka Alacağı;
Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Tal sayılı dosyasında düzenlenen *** tarihli bilirkişi raporunda 35.422,77 TL asıl alacak, 196,79 TL faiz, 9,84 TL BSMV olmak üzere toplam 35.629,40 TL alacağının bulunduğu hesaplanmıştır. Davalı, müteselsil kefaleti nedeniyle borcun tamamından sorumludur.
Her ne kadar davalı, asıl borçlu şirketin hesabında para olmasına ve bu paradan kredi taksitlerinin çekilerek borcun ödenmesi için dilekçe verilmiş olmasına rağmen bankanın bu hususa riayet etmeyerek borcun oluşmasına sebebiyet verdiğini ileri sürmüş ise de asıl borçlunun bankaya olan borçları, genel kredi sözleşmesinin 9.1 ve 9.2 maddelerinin davacı bankaya tanıdığı yetkiler nedeni ile davalının söz konusu itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Tal sayılı dosyasında düzenlenen *** tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın konu ile ilgili içtihatları ile uyumlu bulunduğundan hükme esas alınarak, davalı borçlunun aleyhinde başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında 35.422,77 TL asıl alacak, 196,79 TL faiz, 9,84 TL BSMV olmak üzere toplam 35.629,40 TL üzerinden davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptali gerekeceği sonucuna ulaşılarak, bu bu miktar yönünden yapılan itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiştir.
İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep ettiği, kabul edilen miktar yönünden ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar yerleşik Yargıtay kararları uyarınca likit kabul edildiğinden İİK’nun 67. maddesindeki %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Söz konusu kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/1641 Esas 2021/1872 Karar sayılı kararı ile; “Dava dışı asıl borçlu temerrüde düşmeden takas definde bulunmuş olup mahkemece bilirkişiden bu husuta ek rapor alınarak dava dışı Şirketin takas definde bulunduğu tarihte dava dışı şirketin hesabında para bulunup bulunmadığı bulunuyorsa ihtara konu kredi taksitlerini karşılamaya yetip yetmediği, bu anlamda takas defi nedeniyle dava dışı şirketin borcu ödemesinde temerrüde düşüp düşmediği araştırılarak davanın itirazın iptali davası olduğu ve takibe sıkı sıkıya baglı olduğu hususu gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş olunup davalının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 9.1-9.1.2, -9.1.4,-9.2 maddelerindeki düzenlemeler dikkate alındığında davacı bankanın dava dışı şirkete ait hesapta bulunan parayı Kredi taksitlerinin ödenmesi amacıyla hesaba aktarma zorunluluğunun bulunmadığı iddia edilmiş ise de davacı bankanın temerrüt oluştuktan sonra alacağın bir kısmını bu hesaptan aldığı, temerrüt oluşmadan kredi taksitlerinin hesaptaki paradan alınmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup bu durum 4722 sayılı TMK 2. Maddesinde kişilerin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda oldukları,bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağı ilkesine aykırı görülmüştür.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak davalının istinaf talebinin kabulü ile ; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” karar vermiştir.
İstinaf kaldırma kararı sonrası taraflar duruşmaya davet edilmiş ve Mahkememizce dava dosyası ***tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiler ***tan ek rapor alınmak üzere Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin *** talimat sayılı dosyasından alınan*** tarihli ek raporda özetle; dosya kapsamındaki belge ve bilgilerin Kayseri BAM kararı çerçevesinde yeniden incelenmesinden;
-Kredinin son olarak 29.12.2016 vadeli 12. taksitinin, 28.02.2017 tarihinde gecikmeli şekilde bloke hesaptan tahsil edildiğini, bu tarih itibariyle bloke hesapta 38.462,92 TL para bulunduğunu,
-12. taksitten itibaren kredi taksitlerinin vadelerinde bloke hesaptan tahsil edildiği varsayıldığında,

Taksit No
Taksit/Tahsil Tarihi
Taksit Tutarı TL
Bloke Kalan Tutar TL

38.462,92
13
29/01/2017
3.287,08
35.175,84
14
28/02/2017
3.287,08
31.888,76
15
29/03/2017
3.287,08
28.601,68
16
29/04/2017
3.287,08
25.314,60
17
29/05/2017
3.287,08
22.027,52
18
29/06/2017
3.287,08
18.740,44
19
29/07/2017
3.287,08
15.453,36
20
29/08/2017
3.287,08
12.166,28
21
29/09/2017
3.287,08
8.879,20
22
29/10/2017
3.287,08
5.592,12
23
29/11/2017
3.287,08
2.305,04
24
29/12/2017
3.287,08
-982,04
25
29/01/2018
3.287,08

şeklinde tablonun ortaya çıktığını,
Bu tabloya göre, 29.11.2017 vadeli 23. taksitin tamamı ile 29.12.2017 vadeli 24. taksitin 2.305,04 TL’lik kısmının ödenmesiyle birlikte blokede kalan paranın tükenmiş olduğunu, 29.12.2017 itibariyle, 24. taksitten kalan 982,04 TL ile 24. taksitten sonra kalan anapara olan 36.157,17 TL olmak üzere, kalan toplam borcun 37.139,21 TL olduğunu,
Kat tarihinin 12.04.2017, takip tarihinin ise 20.04.2017 olup, bu durumda kat ve/veya temerrüt tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlu ve davalının muaccel hale gelmiş ve ödenmemiş herhangi bir borcunun bulunmadığını,
Diğer yandan, dava tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan alacağının;
40.427,00 TL Asıl alacak
31.729,76 TL İşlemiş temerrüt faizi
1.586,49 TL BSMV
73.743,25 TL Toplam
şeklinde olduğu yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği görülmüştür.
Yukarıda bahsedilen bilirkişi heyeti ek raporu henüz dosyaya sunulmadan önce davacı vekili *** tarihli celsede davalının borca vaki itirazından vazgeçtiğini bildirmiş, mahkememizce Kayseri Genel İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … (Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün …) Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın itirazdan vazgeçip vazgeçmediği sorulmuş, icra dairesinden gönderilen *** tarihli yazı cevabı ile davalının itirazından vazgeçtiği bildirilmiş ve vazgeçme dilekçesinin bir sureti uyaptan gönderilmiştir. Diğer taraftan davalı da *** tarihli dilekçesi ile itirazından vazgeçtiğini bildirmiştir. Davalının itirazından vazgeçmesi sonucu dava konusuz kalmıştır.
Davacı vekili uyaptan gönderdiği *** tarihli dilekçe ile davalıdan yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı talep etmediği ancak ara buluculuk ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiğini beyan etmiştir.
İzah edilen nedenlerle konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, davacının talebi gözetilerek icra inkar tazminatı talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının talebi gözetilerek icra inkar tazminatı talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 436,19 TL’nin mahsubu ile artan 355,49 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,

5-Davacı vekilinin beyanı göz önünde bulundurularak davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça gerek yargılama gerekse istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/04/2022

Katip*** Hakim ***
e-imzalıdır e-imzalıdır belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.