Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/817 E. 2023/198 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
İFLAS İDARE
MEMURLARI: 1-… – … –
2-…-…-
3-…-… –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kooperatif tarafından alınan genel kurul kararı uyarınca kesin maliyet sonucu belirlenen borçların 24 eşit taksitte ödemesinin ve 4 taksit geciktiren üyelerin aleyhine yasal işlem başlatılmasının kararlaştırıldığını, davalının 1138 üye numarası ile takip tarihi itibariyle halen kooperatif üyesi olduğunu, davalının kök maliyet borcunun 41.341,04 TL olduğunu, *** tarihinden başlamak üzere *** tarihine kadar aylık 1.722,54 TL ödemesi gerektiğini, davalının taksitleri geciktirmesi nedeniyle *** tarih ve 24 sayılı kooperatif yönetim kurulu gereğince icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … dosyalarına vaki itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin üyeliğinin sonlanması, karşılıklı ibralaşmanın davacı kooperatifin mahkeme önündeki ikrarı ile sabit olduğunu, müvekkilinin hala üye olduğu iddiasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, … tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğunu, alınan tüm kararların geçersiz olduğunu, kooperatifin 310 ortağın dairelerini yapıp teslim ettiğini, 137 ortağın ise halen evlerinde oturamadığını, müvekkilinin tapusunu alarak kooperatif üyeliğinden ayrıldığının sabit olduğunu, davacı kooperatifçe 2010 yılında kesin maliyet hesaplaması yapıldığını kesinleşen ve müvekkili yönünden kazanılmış hak teşkil eden bu miktarın müvekkili tarafından ödendiğini, tekrardan para talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2010 kesin maliyetini müvekkilinin %10’luk risk payı ile birlikte ödediğini, ilk kesin maliyetin 2015 yılında çıkarıldığı iddiasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle bilikte davacının varsa bir alacağının zaman aşımına uğradığını, kök maliyetin 492 ek maliyetin ise 378 kişi için hazırlandığını ve bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu savunarak davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesi ile … tarihli davacı Müflis Kooperatifin genel kurul toplantısının 8 numaralı maddesi ile kesin maliyet sonucu belirlenen üye borçları 24 taksitte ödenmesinin kabul edildiğinden bahisle yapılan takiplere itirazın iptali dilemiştir.
Kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısında 8 numaralı karar ile kesin maliyet sonucu ( tapusunu alan dairenin teslim alan ve almayan üyeler itibari ile ayrı ayrı veya birlikte) belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksit halinde ödenmesinin kabul edildiği, 9. Maddesinde ise 2014 yılında yapılan kesin maliyet hesabından sonra denizbankın başlattığı icra takipleri ve işletilen temerrüt faizleri sebebi ile çıkan ek maliyet ve ek ödemelerin görüşülüp karar bağlandığı, bu doğrultuda denizbankın kooperatif için kullanılan kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması nedeni ile yönetim kuruluna kök maliyete ek olarak ek maliyet çıkarılması çıkan bu ek maliyete de kök maliyet ilave edilerek yönetim kuruluna yetki verildiği görülmüştür.
Kooperatif tarafından yapılan kesin maliyetin devam eden 2 blok için tahmini olarak yapıldığı görülmüştür.
Dava kesin maliyet bedeli alacağının davalıdan tahsiline ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin *** K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere ” …. kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir.” denilmekle davacının inşaatların devam ettiği kesin maliyet hesabı ve dava dilekçesinde anlaşıldığından davanın erken bir dava olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay ***) İBK ile ifa zamanı gelmemiş (vadesi gelmemiş, muaccel olmayan, müeccel) bir alacak için açılmış dava, erken açılmış dava niteliğinde olduğundan, bu davanın açılmasında henüz hukukî yarar bulunmamaktadır. O nedenle, HMK’nın 114/1-h bendinde dava şartları arasında sayılan hukukî yararın bulunmadığı durumda, davanın esastan değil, HMK’nın 115/2. maddesi gereği usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden davanın ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davanın ve birleşen davanın erken dava olması nedeniyle usulden reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 761,05 TL harçtan mahsubu ile artan 581,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine olmadığına,
5-AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,

Dair, davacı iflas idare vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

TASHİH ŞERHİ
Her ne kadar *** tarihli 2 nolu duruşmanın 1 nolu ara kararında davanın ve birleşen davanın erken dava olması nedeniyle usulden reddine denilmiş ise de birleşen dava ibaresinin sehven yanlış yazıldığı işbu dava ile birleşen herhangi bir dava olmadığından ”Davanın ve birleşen davanın erken dava olması nedeniyle usulden reddine, ” şeklindeki 1 nolu kararın ” Davanın reddine,” şeklinde tashihine karar verildi. 17/04/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*