Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/797 E. 2021/1008 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – *** Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI :***
VEKİLİ :Av.
DAVALI : ***

DAVA : Üçüncü Kişinin Açtığı Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2021
Mahkememize açılan Tazminat Üçüncü Kişinin Açtığı Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirkette çalışan işçinin dava dışı üçüncü kişiye borçlu olduğu icra dosyası nedeni ile davacı şirkete gönderilen birinci ve ikinci haciz ihbarnamesinin elektronik tebligat ile tebliğ edildiğini, davacının elektronik tebligattan haberdar olmadığını, işçinin maaşında halihazırda başkaca haciz olduğunu belirterek gönderilen haciz ihbarnamesi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Dava dilekçesi davalıya tebliğe çıkarılmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava İİK 89/3 maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı, takip dosyasından İİK 89.maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyip borç zimmetlerinde sayıldığından dolayı işbu davayı açmıştır. Uyuşmazlık, davacılara gönderilen haciz ihbarnamesinin yasaya ve gerçeğe uygun olup olmadığı noktasındadır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nıspi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Dava İcra ve İflas Kanunu’nun uygulamasından kaynaklanan bir dava olup, işbu dava TTK’nun 4.maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Davacı tacir olmakla beraber uyaptan yapılan sorguya göre davalı ***tacir değildir, vergi mükellefidir. Dolayısı ile işbu dava, davanın her iki tarafının ticari işletmesini ilgilendiren nıspi ticari dava da değildir. Bİzah edilen nedenlerle davanın ticari dava olmadığı anlaşılmıştır.
HMK 2.maddesi uyarınca davanın genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2016/3568 Esas 2016/6425 Karar sayılı içtihadında “İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Mahkemece, bu husus gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir” denilmiştir. Yine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2015/7065 Esas 2015/17162 Karar sayılı içtihadı da aynı doğrultudadır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamında değerlendirilmesi gereken bir konu da tensiben görevsizlik kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava şartları ve ilk itirazların karara bağlanması için, tarafların açıklamaları yeterli ise hâkim, dosya üzerinden karar verebilir. Verilen karar (görevsizlik veya yetkisizlik kararı gibi) davayı (o mahkemede) sona erdirici nitelikte ise, hâkim tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmeden (dosya üzerinden) gerekli kararı verebilir. Bu hâlde ön inceleme duruşması yapılmasına, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine ve tahkikat aşamasına geçilmesine gerek kalmaz (Kuru B., s 286). Bu husus aynı zamanda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/15-2141 Esas; 2019/442 Karar 11.04.2019 Tarihli Kararında da: “6100 sayılı HMK’nın 30. maddesi uyarınca hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olup, dava şartlarına ilişkin bir sorunun yargılamanın başında çözülmeyip sonrasında dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacaktır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür.” denilmek sureti ile tensiben dosya üzerinden görevsizlik kararı verilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda dava dilekçesinin tebliğe çıkarılmaması ve ön inceleme duruşması yapılmaksızın görevsizlik kararı verilmeksi tarafların lehinedir. Zira 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 402 maddesi uyarınca Ticaret Mahkemelerinde dava değeri 500.000,00 TL’nin altında olan davalarda dava basit yargılama usulüne göre yürütülmekte ve tarafların karşılıklı tek dilekçe hakkı olmaktadır. Oysa Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava yazılı yargılama usulüne tabi olacak ve davacının cevaba cevap, davalının ise ikinci cevap dilekçesi sunma hakkı olacaktır. İzah edilen nedenle Mahkememizce ön inceleme duruşması açılmaksızın görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın re’sen mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/11/2021

Katip ***
e-imzalıdır

Hakim ***
e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.