Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/782 E. 2022/228 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2022

Mahkememize açılan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait Kayseri ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parselde bulunan taşınmazına duvar yapımı için 2016 yılının mayıs ayında başlamak üzere anlaştıklarını, o tarihte mikabı 100,00-TL’den şifahen anlaştıklarını, davalının bir kurumda memur olması ve çevresinde bilindik biri olması nedeniyle müvekkilinin güvendiğini, buna göre sözleşme yapmaksızın iş bittikten sonra masraflar hesaplanıp ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, iş için 1 kamyon mancusun taşı, 3 kamyon ırmak kumu kullanıldığını, 5 ay süren iş sonucunda hesap yapıldığını ve 45.000,00-TL’ye sulh olduklarını, davalının bu ücreti peşin olarak 2017 yılının ilk ayında ödeyeceğini beyan ettiğini, daha sonra müvekkilinin ısrarlarına rağmen ücretin ödenmediğini, bunun üzerine Kayseri … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş esas sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını, tespit sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda duvar altında kalan işçilik ve malzemeler ile bir çok hesaplanmayan bölüm olmasına rağmen müvekkilinin işçilik ve malzeme dahil 42.827,90-TL alacağı olduğunun hesaplandığını, arabulucuya başvuru yaptıklarını ancak sonuç alamadıklarını, davalının yapılan işin bedelini ödemediğinden bahisle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı vekili dosyaya sunduğu … tarihli dilekçesinde; müvekkiline dava dilekçesinin fiziken ulaşmadığını, hakkında dava açıldığını tesadüfen 14 Aralık tarihinde gördüğünü, müvekkilinin PTT-UETS hesabının aktif olmadığını, tebligatın bu adrese yapıldığını, tebligat yapıldığına dair bir bildirim de almadığını, bildirim yapılmadığı için dolayısıyla yasal haklarını kullanamadığını, asliye ticaret mahkemelerinin bu davaya bakmakta görevli olmadığını, dava dilekçesinde yazılı hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin kendi imkanları ile yaptırdığı evin başından beri yapım işine bir mimarın eşlik ettiğini ve yardımca olduğunu, olan bitenlere tanıklık ettiğini, konutun yapım işlemlerinin bir çok kısmının davacıdan hariç ve ayrı olarak davacının babası tarafından da yapıldığını, duvar aşamasına gelince davacının babasının benim oğullarım var duvar işi yaparlar dediğini, bu vesile ile davacı ile tanıştıklarını, anlaşmanın davacının babası, abisi ve davacı ile birlikte yapıldığını, fiyat anlaşmasında ise 92,00-TL üzerinden anlaşma yaptıklarını, müstakilen davacı ile yapılan bir anlaşma bulunmadığını, müvekkilinin devlet memuru olması nedeniyle peşin ödeme imkanı olmadığını, ancak taksitlerle düzenli olarak ödeme yapabileceğini, anlaşmanın da bu doğrultuda yapıldığını, olanlara müvekkilinin eşinin ve mimarın da tanık olduğunu, davacının işi tek başına yapmadığını ve duvarı yarım bırakıp gittiklerini, başka ustanın duvarı yarım halde teslim aldığını ve buna dair tutanak tutulduğunu, duvarı yarım haliyle tamamlamak üzere ikinci usta ile iş sözleşmesi yaptıklarını, davacının iddia ettiği gibi hiç bir inşaat işçisinin yapacağı işin taşını kumunu cebinden karşılamayacağını, hiç bir satıcının da parasını almadığı taşı kumu gelip işin yapılacağı yere dökmeyeceğini, bu iddiaların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının işi düzenli yapmadığını, aksattığını, taksitli anlaşmalarına rağmen peşin ödeme talep ettiğini, işi yarım bırakıp gittiğini, müvekkilinin hak ettiği ücreti ödediğini, davacıya karşı menfi tespit ve tazminat davası açma hakları saklı kalmak kaydı ile Açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil … tarihli duruşmada : Tarım İl Müdürlüğü’nde şube müdürü olarak görev yaptığını, devlet memuru olduğunu beyan etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, alacak davasıdır.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarih … sayılı cevabi yazısında: … T.C. Kimlik numaralı …’nin mükellefiyet kaydına rastlanmadığının bildirildiği görüldü.
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarih … sayılı cevabi yazısında: … T.C. Kimlik numaralı davacı …’ın işletme esasına göre defter tuttuğu ve 2.sınıf tüccar olduğunun bildirildiği görüldü.
Buna göre davacının işletme hesabına göre defter tutan ikinci sınıf tüccar olduğu, davalının ise mükellefiyet kaydının olmadığı görülmektedir. Bilindiği üzere, ikinci sınıf tüccar, tacir sayılmamaktadır. Davacının ve davalının tacir olmaması nedeni ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmektedir.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-H.M.K.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince, talep halinde dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin, davalı asilin ve vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …

Katip …

Hakim …