Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/776 E. 2022/927 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … Teknoloji ve … Teknoloji-
2 adlı bayilerin davalı taraf ile yürütmüş olduğu ticari ilişkiden kaynaklı alacağı bulunduğunu,
söz konusu alacak için Kayseri … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide
edildiğini, Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı tarafça kötü niyetli hareket edilerek borç bakiyesini kapatmak adına davacıya
faturalar düzenlendiğini, davacıya ait … Teknoloji-2 adlı bayinin … tarihinde; …
Teknolojinin kapanışının … tarihinde yapıldığını, davacı davalıdan alacaklı iken
davalı tarafça ihtarname sonrası defalarca gerçeğe aykırı fatura kesildiğini, kesilen faturalara
noter aracılığıyla itiraz edildiğini, davalının fatura kesmeye devam ettiğini, son çare olarak
firmanın kapatıldığını, davalı önceki tarihli fatura düzenlediğini, davalının kötü niyetli
olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne, 27.239,42 TL’nin davalıdan tahsiline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … İç Anadolu Bölge
distribütörü olduğunu, davalı ile ticari alışverişleri olduğunu, davacı icra takibi yaptığını,
halbuki davalının alacaklı olduğunu, kötü niyetli takibe itiraz edildiğini, davacının belirttiği gibi
karşılıksız fatura kesilmediğini, davalı tarafından … tarihinde CN… ……
numaralı 36.000 TL bedelli fatura düzenlendiğini, davalı alacaklı iken, davacının kendisini
koruma çabası içine girdiğini belirterek davanın reddine icra takibine konu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.

HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. …’ın mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defterlerinde … tarihi itibariyle davalıdan 27.501,35 TL alacak gözüktüğünü, ancak aynı tarihte söz konusu tutarın kapatılarak ortaklardan alacaklar hesabına aktarıldığını ve davalıdan bakiye alacak kalmadığını, netice itibariyle takip tarihi itibariyle davacının davalıdan herhangi bir alacağı gözükmediğini, davacının davalıdan olan alacağını kapatarak ortaklardan alacak hesabına aktarmasının teorik olarak müşterisinden şahsi olarak tahsil edildiği ve işletmenin de müşterisinden değil ortağından alacaklı olduğu şeklinde yorumlandığını mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle, açık hesap ilişkisinde dolayı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davaya konu Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı …, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı … Elektronik Ticaret ve Sanayi Pazarlama A.Ş. olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplamda 27.239,42 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu vekilinin süresi içerisinde borca ve takibe itiraz ettiği, ilamsız icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davalı ticari defter incelemesinde; … tarihi itibariyle 140.968,53 TL alacaklı olduğu, … tarihi itibariyle 31.125,60 TL alacaklı olduğu, dava tarihi itibariyle ise davalının davacıdan 6.881,73 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı defterlerinin incelenmesinde … tarihi itibariyle davalıdan 27.501,35 TL alacaklı olduğu, söz konusu alacağın aynı tarihte tutar kapatılarak ortaklar hesabına aktarıldığı, davalıdan bakiye alacak kalmadığı görülmektedir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Davacının ticari defterlerine göre ve mahkememizce bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan rapora göre, davacının kendi defterlerine göre … tarihi itibariyle davalıdan 27.501,35 TL alacaklı olduğu, söz konusu alacağın kapatılarak ortaklardan alacaklar hesabına aktarıldığı ve davalıdan bakiye alacağının kalmadığı, davacının davalıdan olan alacağını kapatarak ortaklardan alacaklar hesabına aktarılmasının bu tutarın işletme sahibi tarafından müşteriden yani davalıdan tahsil edildiği, işletmenin müşteriden değil ortaktan alacaklı olduğu anlamı taşıdığı, davacının ise gerçek kişi tacir olması sebebiyle alacağı ortak hesabına aktararak kendisi tarafından tahsil edildiği anlaşılacağından davalının davacıya borcu olmadığı davacı aleyhinde delil teşkil eden kendi ticari defterleri uyarınca anlaşılmıştır.
-Kötüniyet tazminatına ait değerlendirmede;
İcra İflas Kanunun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/6546 E., 2019/7768 K. Sayılı ilamı)
Öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu hâlde, icra takibine girişen alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilmektedir.
Anılan yasa hükmünde düzenlenen ve ‘kötü niyet tazminatı’ olarak adlandırılan tazminat, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.
Hemen belirtilmelidir ki, alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.06.1980 tarihli ve 1979/9-82 E., 1980/2073 K.; 10.04.2002 tarihli ve 2002/19-282 E., 2002/299 K.; 27.04.2005 tarihli ve 2005/19-286 E., 2005/268 K., 21.10.2015 tarihli ve 2013/19-2415 E., 2015/2335 K., 01.03.2017 tarihli ve 2015/1048 E., 2017/380 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Başka bir ifadeyle; İİK’nın 67/2. maddesi hükmüne göre, itirazın iptali davasının davalı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması hâlinde, istem varsa, davalı (borçlu) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Burada takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davalı(borçlu)’nun üzerindedir.
Açıklanan gerekçeler ışığında, dava yönünden davalı kötü niyetli görülmediğinden ve bu hususun davalı tarafından ispatlanamaması sebebi ile davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 328,99 TL harçtan mahsubu ile artan 248,29 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyet gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip Hakim
… …
070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*