Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas -***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1- ***
2- ***
3- ***
VEKİLİ : Av.
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile asıl kredi borçlusu … arasında … tarihli 10.000.000,00-TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kefalet limitinin 13.300.000,00-TL olduğunu, sözleşme kapsamında kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi üzerine Kayseri 5. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide olunmak suretiyle bütün borçlulara; asıl kredi borçlusu … lehine kullandırılan … ve … nolu ticari kredi hesaplarından kaynaklanan toplam 1.734.250,56-TL’nın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat içerisinde nakden ödenmesi ihtaren bildirilerek kredi kat edildiğini, davalılarca borcun ödenmediğini, bunun üzerine Ankara İcra Dairesi’nde icra takibi başlatıldığını, yetki itirazı üzerine Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden yeniden ödeme emri çıkarıldığını, davalı borçlular tarafından borca itiraz edildiğini, bu arada araç rehni nedeniyle diğer takip dosyasından tahsilat yapıldığından, banka ekranlarından bu tahsilatların mahsup edildiğini bu suretle 650.000,00-TL’lık alacağın ve ödeme gününe kadar işleyecek faiz ve ferilerinin tahsilini teminen, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan takibe karşı asıl kredi borçlusu şahıs ve müşterek müteselsil kefiller hakkında yukarıda belirtilen rakamlar üzerinden yasal dayanağı bulunmayan itirazlarının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerden *** ve …’a yapılan tebligatlar usulsüz olduğunu, … Nakliye Turizm İnşaat Mağaza İşletmeciliği Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’ne dilekçenin tebliği ile davadan haberdar olunduğunu, tüm müvekkilleri yönünden süresinde cevaplarını sunduklarını, hesap kat ihtarının müvekkillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkilleri yönünden bağlayıcılığı olmadığını, usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen hesap kat ihtarına dayanılarak yapılan takibin iptalinin gerektiğini, hesap kat ihtarının usulsüz olup, kesinlikle kabul etmemekle beraber hesap kat ihtarında müvekkillerinin borçlu olduğu belirtilen 1.734.250,56-TL’nın ödenmesi hususunda 24 saat gibi çok kısa bir süre verilmiş olmasının da tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu, usulsüz hesap kat ihtarına dayanılarak yapılan takibin iptalini talep ettiklerini, müvekkillerinin hesap kat ihtarına ve davaya konu edilen krediye kefil olmadığını, bu nedenle takip konusu kredi nedeniyle herhangi bir borçlarının olmadığını, takibin iptaline karar verilmesini talep edttiklerini, kefalet sözleşmesinde kefaletin önceki borçları kapsamadığının açıkça belirtilmiş olduğunu, takibe konu borcun hangi kredilerden kaynaklandığının açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğunu, bu hususun belli olmayıp, yargılamayı gerektiren bir konuda doğrudan icra takibi yapılmasının açıkça kanuna aykırı ve haksız olduğunu, ödeme emrinde talep edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep edilen faiz oranının belirtilmemiş olduğunu, bundan böyle alacak için faiz talep edilmesine kesinlikle muvafakatlerinin olmadığını, takip tarihine kadar işletilen faiz oranının ise haksız ve fahiş olduğunu, kredi borcuna karşılık yapılan ödemelerin mahsup edilmediğini, davanın reddi ile takibin iptaline karar verilmesini, kabul etmemekle beraber takibin likit bir alacağa ilişkin olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatı şartları oluşmadığından haksız tazminat talebinin de reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Dosyada davacının bildirdiği belgeler, … tarihli genel kredi sözleşmesi, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ve içeriği, takip konusu alacağın ait olduğu dönemler itibariyle faiz oranlarını gösteren kredi yıllık azami faiz oranlarını bildirir form ve faiz oranlarına dair Yargıtay kararları, Kayseri 5. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu tebliğ şerhli ihtarnamesi, e-imzalı arabuluculuk son tutanağı, ile banka kayıtları, bilirkişi incelemesi delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça dayanılan bir kısım deliller dosyaya ibraz edilmiştir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının Uyap kayıtları celp edilerek ve dava dosyamıza sistem üzerinden eklenerek incelenmiştir. Mahkememizce yapılan incelemede Türkiye Garanti Bankası Anonim Şirketi tarafından …, … ve … Nakliye Turizm İnşaat Mağaza İşletmeciliği Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, *** tarihli takip talebinde … ve … nolu ticari kredilerden kaynaklanan 901.371,23-TL asıl alacak, 196.440,34-TL işlemiş faiz ve 9.822,01-TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 1.107.633,58-TL alacağının asıl alacak kısmına sözleşme hükümleri gereğince takip tarihinden itibarın işleyecek %40 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, icra harç ve masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsilinin talep edildiği halde, Kayseri Genel İcra Dairesi’nce düzenen *** tarihli ödeme emrinde, 901.371,23-TL asıl alacak, 196.440,34-TL işlemiş faiz ve 9.822,01-TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 1.107.633,58-TL alacağının asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %…. faiz, icra harç ve masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsilinin talep edildiğinin yazıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiği, davalı borçluların vekili tarafından *** havale tarihli dilekçe ile yapılan itiraz nedeniyle *** tarihli karar ile itirazın süresinde olduğundan bahisle davalı borçlular hakkındaki icra takibinin İİK ‘nun 62 ve 66. maddeleri gereğince durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; takibe dayanak yapılan nedenlerle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, genel kredi sözleşmesindeki kefaletin geçerli olup olmadığı, kat ihtarının davalılara usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, kat ihtarında verilen sürenin kötü niyetli olup olmadığı, takip talebi ile ödeme emri arasında fark olup olmadığı, davalıların icra takibine vaki itirazlarının haklı olup olmadığı, bu itirazların iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar ve kötüniyet tazminatlarının koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İİK’nun 58. maddesi “Takip talebi icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapılır. Talepte şunlar gösterilir:
1. (Değişik: 2/7/2012-6352/9 md.) Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; alacaklı veya vekili adına ödemenin yapılacağı banka adı ile hesap bilgileri; varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası; şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye’de göstereceği yerleşim yeri (Yerleşim yeri gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yer yerleşim yeri sayılır.);
2. (Değişik: 2/7/2012-6352/9 md.) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri; Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri;
3. (Değişik: 17/7/2003-4949/12 md.) Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. Takip yollarından hangisinin seçildiği; Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir. Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve verdiği belgelere, talep ve takip masraflarına dair bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.” hükmünü getirmiştir.
İtirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından birisi de ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunmasıdır. Geçerli bir ilamsız icra takibinin mevcut olmaması halinde itirazın iptali davası açılamaz. Bu husus dava şartı olup, mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/19481 Esas ve 2018/700 Karar sayılı emsal ilamında “….İtirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından birisi de ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunmasıdır. Geçerli bir ilamsız icra takibinin mevcut olmaması halinde itirazın iptali davası açılamaz. Bu husus dava şartı olup, mahkemece re’sen gözetilmelidir.Dava dosyası içinde bulunan dava konusu Bandırma 2. İcra Müdürlüğü’nün *** Esas sayılı takip dosyasının aslı incelendiğinde, dayanak takip talebi ile takip borçlusuna çıkarılan ödeme emrinin içerik olarak birbirinden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir halde geçerli bir ilamsız icra takibinin varlığından söz edilemez. Mahkemece bu yön gözetilerek geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğundan reddi gerekirken işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” şeklindedir.
Eldeki davada Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının Uyap kayıtları celp edilerek ve dava dosyamıza sistem üzerinden eklenerek incelenmiştir. Yapılan incelemede *** tarihli takip talebinde … ve … nolu ticari kredilerden kaynaklanan 901.371,23-TL asıl alacak, 196.440,34-TL işlemiş faiz ve 9.822,01-TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 1.107.633,58-TL alacağının asıl alacak kısmına sözleşme hükümleri gereğince takip tarihinden itibarın işleyecek %40 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, icra harç ve masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsilinin talep edildiği görülmüştür. Kayseri Genel İcra Dairesi’nin düzenlediği *** tarihli ödeme emrinde ise, 901.371,23-TL asıl alacak, 196.440,34-TL işlemiş faiz ve 9.822,01-TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 1.107.633,58-TL alacağının, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %…. faiz, icra harç ve masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsilinin talep edildiğinin yazıldığı görülmektedir. Yani icra takibindeki takip talebinde asıl alacağa takip tarihinden sonrası için temerrüt faizi oranı %40 ve faizin %5 gider vergisi işletilmesi istenilmişken, ödeme emrinde takip talebine aykırı olarak “asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %…. faiz,.. ” yazıldığı, yine takip talebinde olduğu halde ödeme emrine takip tarihinden sonra işleyecek faizin %5 gider vergisi talebinin hiç yazılmadığı, böylece takip talebindeki alacak kalemlerinin ödeme emrinde farklılaştırılmış olduğu görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta, icra takibine dayanak yapılan takip talebi ile takip borçlularına çıkarılan ödeme emrinin içerik olarak birbirinden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir halde geçerli bir ilamsız icra takibinin varlığından söz edilemez. İtirazın iptali davasına özgü dava şartlarından birisi de, usulüne uygun olarak başlatılmış bir takibin varlığıdır. Mahkememizce bu yön gözetilerek geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın, HMK’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan reddi gerekmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15/02/2018 günlü, 2016/19481 Esas ve 2018/700 Karar sayılı, 13/12/2018 günlü, 2017/2368 Esas ve 2018/6573 Karar sayılı, 15/02/2018 günlü, 2016/19481 Esas ve 2018/700 Karar sayılı ve 22/03/2016 günlü, 2015/16067 Esas ve 2016/5115 Karar sayılı emsal kararları bu doğrultudadır.
Davalılardan vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Dosya kapsamına göre davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunu gösterir delil bulunmadığından davalıların kötü niyet tazminatı isteminin koşulları bulunmadığı nedeniyle reddine verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1)HMK’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2)Koşulları bulunmadığından davalıların kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70-TL harcın 11.100,38-TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 11.019,68-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5)Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6)Davalılar tarafından yatırılan gider-delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına,
7)HMK’nun 333/1. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleşmesinden sonra davacı iadesine,
8)Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9)Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/03/2022
Başkan ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Katip ***
E-imzalıdır