Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/755 E. 2022/358 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında yapılan alışveriş neticesinde … tarihli fatura düzenlendiğini, müvekkili tarafından düzenlenen faturanın davalı tarafça tebliğ alındığını ve faturanın altına imza atıldığını, alınan malların bedelinin ödenmemesi üzerine Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile … tarihinde icra takibi yapıldığını davalının … tarihinde kötüniyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek; davanın kabul ile, ile itirazın iptaline, asıl alacak üzerinden %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, faturadan dolayı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamış ve davayı tamamen inkar ettiği tespit olunmuştur.
Davaya konu Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı … , borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı … olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplamda 20.449,95 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde takibe itiraz ettiği, takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.

Dava, faturadan dolayı ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmiş ancak taraflarca defter sunulmadığı görülmüştür.
Davalı tarafın vergi kayıtlarına göre Ba formu ile dava konusu olan 20.449,95 TL bedelli … tarihli faturayı bildirdiği görülmüştür.
Somut olayda davalının BA formu ile vergi dairesine beyan etmesi karşısında davacı şirketin faturalara konu mal ve / veya hizmetin davalıya teslim edildiğini dolayısıyla faturadan kaynaklanan alacağının varlığını ispat ettiği, bu suretle fatura bedellerinin ödendiğini veya malın iade edildiğini eldeki davada davalı tarafından ispat edilmesi gerektiğinden HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi ispat edemediğinden davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; BA formu dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, davalı tarafından Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile 20.449,95 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa tahsil edilene kadar yasal faiz uygulanmasına,
2-Haksız itiraz nedeniyle iptaline karar verilen 20.449,95 TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.396,93 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 246,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.149,94 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 2 elektronik tebligat gideri 11,00 TL, 1 müzekkere gideri 13,50 TL ve 4 tebligat gideri 109,00 TL olmak üzere toplam 133,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*