Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/745 E. 2022/466 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Ukrayna – Karaman arasındaki nakliye bedelinin ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, davadan önce arabuluculuk yoluna da başvurulduğunu ancak bir sonuç alınamadığını, nakliye işine istinaden 1600 USD meblağlı faturanın tanzim edilerek usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edildiği ve ticari defterlere işlendiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, davalının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen yasal 2 haftalık kesin süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’nin mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının 2020 yılı yevmiye ve kebir defterinin e-defter olduğunu, geçerli beratlarıın mevcut olduğunu, 2020 yılı envanter defterinin açılış tasdiki süresinde yapıldığını, kapanış tasdikine tabi olmadığını, davalının 2020 yılı defterlerinin HMK 222/2 ye uygun olduğunu, davalının defter ibrazı bulunmadığını, takip ve davaya konu faturanın 1.600,00-USD karşılığı 10.866,72-TL olarak davalının borcuna kayıtlı olduğunu, faturaya karşılık tahsilat kaydına rastlanmadığını, davalının takip edildiği hesabın takip tarihi olan 12.08.2020 tarihi itibarı ile 1.600,00-USD karşılığı 10.866,72 -TL borçlu göründüğünü, davacının, takip öncesi davalıyı yazılı olarak temerrüde düşürdüğüne dair dosya kapsamında belgeye rastlanmadığını, ayrıca takip talebinde takip öncesi faiz talebinde bulunulmadığını, bu nedenle takip öncesi faiz hesabı yapılmadığını,
mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, açık hesap ilişkinden kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir. Davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Davaya konu Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı … Hizmetleri Nakliyat Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava dosyası davalısı *** olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 1.600,00 USD üzerinden ilamsız icra takibine geçildiği, ödeme emrinin usulüne uygun olarak borçlu tarafa tebliğ edildiği borçlunun *** tarihli dilekçesi ile borca, faiz ve ferileri ile birlikte takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takip durdurulmasına karar verildiği ve yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 1.600,00 USD alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi davalı ispat edemediğinden davacının 1.600,00 USD bedelli faturadan dolayı alacaklı olduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatına dair değerlendirmede;
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
Davacının davasının kabulü ile;
1-Davalının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, 1600 USD asıl alacak yönünden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar USD para cinsi ile açılmış, 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranında faiz işletilmesine, (yıllık %5’i geçmemek kaydı ile)
2-1600 USD asıl alacağın takip tarihindeki TCMB efektif satış kuru olan 7,27 TL üzerinden belirlenen TL karşılığının %20’si oranında olan 2.326,40 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.037,07 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 200,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 837,03 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 200,04 TL peşin harç olmak üzere toplam 259,34 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3 elektronik tebligat gideri 17,50 TL, 2 müzekkere gideri 24,00 TL, 6 tebligat gideri 166,00 TL ve bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 807,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2022
Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*