Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/737 E. 2021/994 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/737 Esas – 2021/994 Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/737 Esas
KARAR NO : 2021/994

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : 1- …
2-…
3- …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2021
Mahkememize açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının dosya üzerinden incelenmesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’nın (TC:…) özel güvenlik görevlisi olarak 09.03.2015 – 06.03.2019 tarihleri arasında Kayseri Şube Müdürlüğü’nde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalışmış ve en son çalıştığı … Şirketi tarafından 06.03.2019 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi gereğince sorumlu olunan Kıdem Tazminatı; Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince Özel güvenlik görevlisi …’ya davacı tarafça 3 yıl 11 Ay 13 günlük hizmeti karşılığı 14.081,40-TL ile 107,70-TL damga vergisi olmak üzere toplam 14.189,10-TL kıdem tazminatı, ayrıca 3.921,50-TL ile 29,99-TL damga vergisi olmak üzere toplam 3.951,49-TL kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi farkı ödendiğini, 01.06.2016-15.06.2016 tarihi arasında doğrudan temin ile hizmet alımı yapıldığından bu sürenin kıdem tazminatı hesaplamasına dâhil edilmediğini, davalı şirketlere yapılan yazılı bildirime rağmen kıdem tazminatı ve TİS farkından sorumlu oldukları parayı ödemediklerini, davacı kurum ile şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre; davacı kurumun bina ve eklentilerinin güvenlik hizmetleri için çalıştırılacak personelin tüm sorumluluğunun firmaya ait olacağını ve sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından İş Kanunu ve mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten şirketlerin sorumlu olacağını, tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağı hususunun sözleşmenin eki sayılan teknik, idari ve genel şartnamelerde de belirtildiğini, ayrıca firmalara sözleşme gereğince ödenen, sözleşme bedeli içerisinde tüm işçilik alacaklarının da yer aldığının yine sözleşmelerde belirtildiğini, bu nedenle davacı kurum tarafından özel güvenlik görevlisi …’ya ödenen bedelin davalı firmalardan rücuen tahsilini talep etmek gerektiğini, dava dışı özel güvenlik görevlisi …’nın işten ayrıldığı tarihe kadar, davacı kurum bünyesinde ihale ile özel güvenlik hizmetlerinde bulunan, farklı şirketlerde görev aldığını, sözleşmeler incelendiğinde, sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından iş kanunu veya benzer mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülüklerin yerine getirmekten firmaların sorumlu olduğunu, ayrıca adı geçen firmalar ile davacı idare arasında imzalanan sözleşmelere göre faiz oranları belirlendiğini, faiz oranının belirlenmediği sözleşmelerde ticari faiz uygulanacağını, bu nedenle adı geçen firmalar tarafımızca işçiye ödenen bedelden sorumlu olduğunu, sözleşme ile öngörülen faiz oranı üzerinden davacı tarafa ödeme yapılması gerektiğini, bu nedenlerle …’ya ödenen kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı TİS farkının davalı firmalarla imzalanan sözleşmeler gereği ödeme tarihinden itibaren uygulanacak sözleşme faiziyle-faiz belirtilmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte davalı şirketlerden sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen rücuen tahsilini, davacı tarafça …’ya kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı TİS farkı olarak ödenen 18.140,59- TL’ nin; a- 956,11-TL’sinin … Şirketinden, b- 11.001,64-TL’sinin …Şirketlerinden, c- 3.824,44-TL’sinin … Özel Güvenlik Şirketlerinden, d- 2.358,40-TL’sinin … Koruma Özel Güvenlik Şirketinden, (14.189,10-TL’nin 21.03.2019 tarihinden, 3.951,49-TL’nin 02.08.2019 tarihinden itibaren) uygulanacak sözleşme faizleri, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen davalılardan rücuen tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar Vekili süresi içinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dışı işçiye davacı idarenin ödeme yaptığını, ödeme sonucu müvekkillerine rücu davası açıldığını, davanın hukuka aykırı olduğunu ve reddi gerektiğini, davalı şirketler ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesi olarak Ankara Mahkemeleri belirlendiğini, yetkisiz yerde açılan iş bu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, ayrıca dava dışı işçiye hangi alacaklarına karşılık ne kadar ödeme yapıldığının dava dilekçesinden anlaşılamadığını, bu nedenle dava sonuç talep kısmı belirsiz olan iş bu davanın dava şartı yokluğundan reddini, davacının yaptığı ödemeden huzurdaki dava ile haberdar olunduğunu, alacaklının zararını tanzim eden davacının, tarafa rücu ettiğini, ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunmadığını, bu durumun dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacının davalı tarafa öncelikle bildirimde bulunması gerektiğini, hangi ücreti ne için ödediğini bildirmesi gerektiğini, davacının dava dışı işçiye ödemeyi ne için, nasıl ne miktarda yaptığının bilinmediğini, davalı şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan davalı şirketin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının, ihaleye çıktığı işçi sayısını zaman içerisinde düşürdüğünü, mesela 200 işçi ile ihale ettiği iş başladıktan bir müddet sonra, depolarını kapattığını, depolarını kapatınca işçilerin açıkta kaldığını, 200 işçi ile başlayan işin 100 işçiye kadar düştüğünü, davacı tarafın deponun kapanacağını davalı tarafa bir gün önceden bildirdiğini, işçilere bilgi verme, tutanak tutma, ihbar önelleri v.s için davalı şirketin zamanının da kalmadığını, ilk başta ihale ettikleri sayıyı depoları kapatarak azaltmaları sonucu, “işçileri size iade ettik işten çıkartmadık” yönündeki beyanlarının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davalı şirket tarafına hiç bir ihtarda bulunmayan davacının davasının dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olup reddi gerektiğini, bunun yanı sıra davalı şirket ve davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle davalı şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, davalı şirketin ihale ile iş aldığını ve ihale şartnamesinde yazmayan hiç bir kalemi işçilere ödemesinin mümkün olmadığını, ihale makamının kıdem tazminatı yönünden davalı şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle söz konusu alacağın ihale makamı olan davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, aksi durumun ihale şartnamesine de aykırılık oluşturacağını, davacının, ödediği vergileri de talep ettiğini, oysa ki davacının ödediği verginin davalı şirketi ilgilendirmeyip, iş bu dava sonunda haklı çıkmaları şartıyla vergi dairesinden geri ödenmesi yada mahsubu için talepte bulunabileceklerini, ödenen verginin iadesinin talep edileceği görevli mahkemenin de huzurdaki mahkeme olmadığını beyan etmiş, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasıdır. Davalılar ile davacı arasında muhtelif tarihlerde imzalanan hizmet alım sözleşmeleri söz konusudur.
İşbu dava mahkememizin … sayılı esası ile açılmış, … Esas sayılı davanın 19/19/2021 tarihli ön inceleme duruşmasının (4) numaralı ara kararı ile davalılar …. Şti, …Şti ve…Şti yönünden davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kayıt edilmesine, … Esas sayılı davaya yalnız davalı ….Ltd Şti yönünden devam edilmesine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre;
Davacı Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 11.12.1984 tarih ve 18602 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan anastatüsünün ”Hukuki Bünye” başlıklı 3. maddesinde;
“1-Bu Anastatü ile teşkil olunan Toprak Mahsulleri Ofisi, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü’dür.
2-Teşekkül, K.H.K. ve bu Anastatü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tâbidir.
3-Teşekkül Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve Sayıştay’ın denetimine tabi değildir.” hükmünün yer aldığı görülmektedir.
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1. maddesi uyarınca ise “teşebbüs” olarak adlandırılan Kamu İktisadi Kuruluşları, aynı Kararname’nin 4/2. maddesi uyarınca söz konusu kanun hükmünde kararname ile saklı tutulan haller dışında özel hukuk hükümlerine tabidir. Bir bağlamda, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 16/1.maddesi uyarınca, kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar tacir sayılır.(Y. 23. HD, T.16.12.2015, E. 2015/2944, K. 2015/8193; 23. HD. T. 6.6.2016 E. 2015/6339, K. 2016/3432; 23. HD. T. 30.11.2015, E. 2015/914, K. 2015/7710)
HMK 17.maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılabilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. İşbu davanın tarafları tacir olup, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 37.maddelerinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı ve başkaca mahkemelerin de yetkili olduğuna dair hüküm bulunmadığı görülmüştür.
Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde mahkemenin yetkisi hakim tarafından re’sen ele alınmayacak ancak davalı tarafından süresi içinde usulüne uygun yetki itirazında bulunulursa yetki hususunda bir karar verilecektir. Davalılar vekili süresi içinde yetki ilk itirazında bulunmuş ve yetkili mahkemeyi usulüne uygun bir şekilde göstermiştir. Taraflar genel veya özel yetkili mahkemelerinde yetkisinin devam etmesini istediklerine ilişkin sözleşmeye herhangi bir ibare koymamışlardır. Bu durumda artık genel yetkili mahkeme yetkili değildir, yetki sözleşmesi uyarınca Ankara Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Davalı vekilince yasal süresi içinde yetki itirazında bulunularak yetkili mahkemenin belirtildiği anlaşılmakla, yetki ilk itirazının kabulüne karar verilerek mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeni ile davanın HMK’nın 114/1-ç ve 115/2 maddelerince USULDEN REDDİNE, yetkili Mahkeme’nin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereği işbu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasını yetkili mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 331/2. maddesi gereğince re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin yetkili mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.