Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/710 E. 2021/1083 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/710 Esas – 2021/1083
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/710
KARAR NO : 2021/1083

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılan iş neticesinde; davalı borçlu müvekkillin hak edişlerini ödemekten kaçındığını ve bunun üzerine davalı aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, ödeme emrini tebliğ alan davalı borçlunun, kötüniyetli olarak takibi durdurmak amacı ile itiraz ettiğini, bunun üzerine icra takibin durduğunu, davalı borçlunun bahse konu icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde takibe konu faturalar karşılığı mal ve hizmet alınmadığını iddia etmişse de bu iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilince tüm işlerin eksiksiz yapılıp fatura edildiğini, davalının ise herhangi bir kayıt düşmeksizin takibe konu faturaları ticari defterlerine işlediğini, işin eksik olduğuna dair müvekkiline herhangi bir ihtar veya ihbarda bulunmadığını, taraf defterleri incelendiğinde ve tanıklar dinlenildiğinde davalı borçlu tarafından yapılan bu itiraz kötüniyetli olup müvekkilinin alacağına ulaşmasını engellemek amacıyla yapıldığının ortaya çıkacağını, müvekkilinin daima üstüne düşen yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, ne var ki, takibe konu miktarı ödemekten kaçınan davalının, buna ilişkin yapılan harici girişimleri de sonuçsuz bıraktığını, davacı tarafından dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kapsamında Kayseri Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu ve … büro dosya, … arabuluculuk numaralı dosya kapsamında arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığını, görüşmelerde uzlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalının yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesi için işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla davalının ilgili icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davalı tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı taraf Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına, taraflara ait ticari defter ve kayıtlara, davacının malzemeleri aldığını gösterir faturalara, BA-BS beyannamelerine, cari hesap ekstresine, fotoğraflara, tanık beyanlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Davacının gerçek kişi olması nedeniyle tacir olup olmadığının araştırılması için ilgili yerlere müzekkereler yazılmıştır.
Kayseri Ticaret Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davalının ticaret odasına kaydı olup olmadığının, varsa faaliyet alanının sorularak ilgili kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 15/10/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü ve Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalının vergi mükellefi olup olmadığı, vergi mükellefi ise faaliyet alanının ne olduğu ve bilanço esasına göre mi yoksa işletme hesabı esasına göre mi defter tuttuğu, işletme hesabına göre defter tutması halinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. ve ilgili diğer maddelerinde belirtilen esnaf işletme sınırı tutarının altında kalıp kalmadığı (esnaf işletme sınırı içinde olup olmadığı) sorulmuş ve ilgili kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 15/10/2021 ve 19/10/2021 tarihli yazılar ile cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nun 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nun 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davacının tacir olmaması nedeniyle nispi ticari dava da olmadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamında değerlendirilmesi gereken bir konu da ön inceleme duruşması yapılmaksızın görevsizlik kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava şartları ve ilk itirazların karara bağlanması için, tarafların açıklamaları yeterli ise hâkim, dosya üzerinden karar verebilir. Verilen karar (görevsizlik veya yetkisizlik kararı gibi) davayı (o mahkemede) sona erdirici nitelikte ise, hâkim tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmeden (dosya üzerinden) gerekli kararı verebilir. Bu hâlde ön inceleme duruşması yapılmasına, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine ve tahkikat aşamasına geçilmesine gerek kalmaz (Kuru B., s 286). Bu husus aynı zamanda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/15-2141 Esas; 2019/442 Karar 11.04.2019 Tarihli Kararında da: “6100 sayılı HMK’nın 30. maddesi uyarınca hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olup, dava şartlarına ilişkin bir sorunun yargılamanın başında çözülmeyip sonrasında dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacaktır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür.” denilmek sureti ile tensiben dosya üzerinden görevsizlik kararı verilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda ön inceleme duruşması yapılmaksızın görevsizlik kararı verilmesi tarafların lehinedir. Zira 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 402. maddesi uyarınca Ticaret Mahkemelerinde dava değeri 500.000,00-TL’nin altında olan davalarda dava basit yargılama usulüne göre yürütülmekte ve tarafların karşılıklı tek dilekçe hakkı olmaktadır. Oysa Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava yazılı yargılama usulüne tabi olacak ve davacının cevaba cevap, davalının ise ikinci cevap dilekçesi sunma hakkı olacaktır. İzah edilen nedenle Mahkememizce ön inceleme duruşması açılmaksızın görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacının davaya konu faaliyeti nedeniyle ticaret odasında kaydının bulunmadığı, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, alım satımı itibari ile Bakanlar Kurulu’nca belirlenen sınırı aşmadığından tacir olmayıp esnaf sınırı içinde kaldığı, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre mutlak ticari dava olmadığı gibi davacının tacir olmaması nedeniyle nispi ticari dava da olmadığı, nispi ticari dava sayılması için her iki tarafın da tacir olmasının ve uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklanmasının gerektiği, bu nedenle de uyuşmazlık hakkında yargılama yapmanın mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nın 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın re’sen mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/12/2021

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır