Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ***Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI :2- ***
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde gece sularında saat 01:29’de trafik kazası meydana geldiğini ve bu kazada davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 38 … plakalı aracı ile 30 Ağustos – Sivas Caddesi istikametinden Tuna Caddesi istikametine doğru seyir halinde iken, Tuna Caddesi kavşağına geldiğinde kırmızı ışık ihlali yaptığını ve tam kusurlu olduğunu, resmi tutanaklara göre aracın hızının 80 km/h olduğunu, o esnada kendisine yeşil ışık yanmış olan davacının sevk ve idaresindeki 38 … plakalı araca sol ön kapı ve sol arka kapı tarafından çarpıldığını, kaza tespit tutanağında da geçtiği üzere davalı …’ın kırmızı ışıkta geçtiğini, davacının bu kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun olmadığını, davalının kusurlu davranışı sonucu davacı ve kızı …’ın Kayseri Şehir Hastanesi’ne kaldırıldığını, hastane raporuna göre davacının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek derecede yaralandığını, sonrasında davacının eklemde ağrı ile lomber omurga ve pelvis kırığı tanısı ile Acıbadem Hastanesi’nde yatarak tedavi gördüğünü, *** tarihinde Acıbadem Hastanesi’ne yatış yaptığını, *** tarihinde taburcu olduğunu, fakat ağrılarının son bulmadığını, ağrıları devam eden davacıya *** tarihine kadar iş göremezlik raporu verildiğini, davalı … hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davaya konu kaza sonucunda soruşturma başlatıldığını, davacının hastaneden çıktıktan sonra ağrıları sebebiyle rahat hareket edemediğini, bu sebeple tekerlekli sandalye, yürüteç, seyyar klozet ve hasta alt bezi satın aldığını, ilaç ve medikal masraflarının 957,20 TL tuttuğunu, hastaneye ise toplam 9.235,00 TL ödeme yapıldığını, davacının devam eden ağrıları neticesinde *** tarihine kadar iş göremezlik raporu alması dolayısıyla çalışamadığını ve maddi kayıplar yaşamaya devam ettiğini, halihazırda devam eden ağrılardan dolayı maddi manevi kayıplar yaşamaya devam ettiğini, davaya konu olan kazada davacının aracında 4 yaşındaki kızı …’ın da bulunduğunu, kazanın şiddeti ve davalı tarafın sorumsuz hareketleri neticesinde davacının çocuğunun ruhsal ve bedensel bütünlüğünün çok ciddi etkilendiğini, davacının küçük ve bakıma muhtaç bir kızı olması sebebiyle de ekonomik geleceğe ilişkin kaygılar yaşadığını, çekilen açıların ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan istemlerin manevi tazminata konu olduğunu, davacının kaza sonrası yaralanmasından sonra, evlerinde söz konusu kızı ***’nın bakımı için aylık yaklaşık 2.500,00TL bedel karşılığında bir kişi çalışmaya başladığını, kazanın olduğu zaman aracın poliçe ile bağlı bulunduğu sigorta şirketinin de zararın tazmini noktasında poliçe limiti ve kapsamı dâhilinde sorumlu olduğunu, karşı tarafın sürücüsü konumundaki … kadar aracın sigorta şirketi konumundaki … A.Ş’den de zararın tazminini talep ettiğini, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren faiz işletilmesi ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla zarar gören davacı lehine 1.000,00 TL maddi tazminata ve 50.000,00TL manevi tazminata (sigorta poliçesi ve limiti kapsamında kalmak kaydıyla) hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava şartı olmasına rağmen dava açmdan önce KTK’nun 97.maddesine göre başvuru yapmadığını, dava açıldıktan sonra sigorta şirketine başvurduğunu, fakat bu başvurusunun usulüne uygun olmadığını, sağlık kurul raporu başta olmak üzere tüm belgelerin başvuru dilekçesi ile iletilmemişse, sigorta şirketinin tazminatı hesaplamasının mümkün olmayacağını ve şirketin ödeme yapmak durumunda da olmayacağını, bununla birlikte eksik belgenin/belgelerin zorunlu veya gerekli olup olmadığının yorum yoluyla değiştirilmesinin de mümkün olmadığını, davacı tarafın, davalı sigorta şirketine başvuru yaparken ZMMS Genel Şartları Ek-6 gereğince tüm evrakları iletmediğini belirterek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini, davacı tarafa talebini açıklaması için tensip tutanağı ile 2 hafta süre verilmişse de; dava dilekçesinin netice-i talep kısmında hangi maddi tazminat kalemleri için ne kadar talep edildiğinin açıklanmadığını, davacı tarafın 15.01.2021 tarihli beyan dilekçesinde yalnızca soyut bir şekilde taleplerini sıraladığını, birden fazla olan bu taleplerinin her biri için -1.000,00 TL talebini paylaştırarak- ne kadar talep ettiğini açıklamadığını, davacı tarafın *** tarihli beyan dilekçesinde maddi tazminat olarak talep ettiği zararlardan da davalı şirketin sorumlu olmadığını, bu nedenle davalı şirket yönünden maddi tazminat talebinin de reddi gerektiğini, davacının kaza sonrasında Acıbadem hastanesindeki tedavi giderlerini, satın aldığı tekerlekli sandalye, yürüteç, seyyar klozet, hasta alt bezi, ilaç ve medikal ürünlerin masraflarını ve kızının bakımı için tuttuğu yardımcı giderini talep etmiş olup, bu taleplerin de kabulünün mümkün olmadığını, davacının 4 yaşındaki kızının yardımcı giderinin teminat dışında olduğunu, davacı kaza nedeniyle yaralandığından, 4 yaşındaki kızının bakımı için evlerinde çalışmak üzere yardımcı tuttuğunu iddia ederek yardımcı gideri talep ettiğini, ancak bu giderin davacının bakımı ile ilgili olmadığından dolaylı bir zarar olduğunu, söz konusu tazminat taleplerinin teminat dışında olduğunu, yardımcının çalıştırıldığı SGK kaydı ile ispat edilememiş olup yardımcı tutulmasının kaza ile illiyet bağı da ispatlanamadığını, 38 … plaka sayılı sigortalı araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğu iddiasını ve kaza tespit tutanağında atfedilen kusuru kabul etmediğini, davalı şirketin trafik kazası sonucu meydana gelen zararlardan sorumluluğunun sigortalı aracın kusuru kadar olduğunu, sigortalanan aracın sürücüsünün kazanın oluşumuna sebebiyet veren kusurlu bir davranışı bulunmadığından, davalı şirketin de bir sorumluluğu olmadığını, davacı zararın oluşmasında müterafik kusur sahibi olduğundan bilirkişi tarafından yapılacak tazminat hesabından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının gelirine ilişkin vergilendirilmiş resmi delil sunamamış olduğundan, olası tazminat hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, … tarihinde meydana gelen kaza sonrasında davacı tarafa sigorta şirketlerinden, Sosyal Güvenlik Kurumundan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasını, ödeme yapıldı ise mükerrer ödemelerin önüne geçilmesi için mahsup işlemi yapılmasını belirterek davanın esastan reddini, davanın kabulü halinde ise; davadan önce başvuru yapılmadığından dolayısıyla dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden, davalı şirket aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, kabul anlamına gelmemekle birlikte faize hükmedilmesi halinde, mahkeme aşamasında gerekli tüm evrakların davalı şirkete tebliği tarihinden 8 iş günü sonrasından itibaren aksi takdirde dava dilekçesinde yazılı miktar yönünden dava tarihinden, ıslahla artırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hastane masraf ve giderlerine ve somut bir dayanağı olmadığını, bakıcı masrafı taleplerine itiraz ettiğini, davacının Kayseri Şehir Hastanesi’nden taburcu olduktan sonra Acıbadem Hastanesi’ne yatmasının, hastanenin özel hastane mahiyetinde olmasından dolayı zaruri bir durum olmaktan çıkıp tamamen keyfi olduğunu, sonucunun kendisinden talep edilmesinin tamamen yersiz ve iyi niyete aykırı olduğunu, ayrıca davacının kaza sonrasında 4 yaşındaki kızının bakımı için sözde bakıcı tuttuğunu iddia ettiğini, buna ilişkin çalışana ödeme yapıldığına dair herhangi bir somut delil sunulmadığını, bu iddia kanıtlanabilir ise davacının çalışanına ait SGK kayıtlarını ve ödeme yapıldığına ilişkin ıslak imzalı bordrolarının dosyaya sunulmasını, eğer bir çalışan mevcut ise davacının eşi ve kendisi çalışıyorken çocuklarına kimin baktığının açıklığa kavuşturulmasının gerektiğini, sadece kaza olayından sonra mı bakıcı tutulduğunu, bahse konu çalışanın hangi tarihten itibaren davacının evinde çalıştığının araştırılmasını, kazanın oluşumunda da her ne kadar olay anının vermiş olduğu panikle trafik kaza tutanağında kusurun kendisinde olduğunu kabul etmesine rağmen davacı tarafın kavşağa girerken hızını azaltmamış olmasından ve emniyet kemerini takmamış bulunmasından dolayı kazanın oluşumundan ve yaralanmanın derecesinden sorumlu ve kusurlu olduğunu, aracının kaza sonrasında perte çıkmış olduğunu, hurda değerine bırakıldığını, maddi açıdan büyük bir külfetin altına girdiğini beyan etmiş, davanın reddin, yargılama ve vekalet ücretinin tarafına hükmedilmemesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
*** tarihli celsede vacının Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’na sevk edilerek Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik çerçevesinde davaya konu … tarihli trafik kazası nedeniyle; Kaç gün iş ve güçten kaldığı, Kaç günde iyileşeceği, Yaralanmasının bu kaza ile illiyet bağı olup olmadığı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri bulunup bulunmadığı, (tüm tedavi giderleri, yürüteç, tekerlekli sandalye, seyyar klozet, hasta alt bezi, ilaç ve medikal ürünlere ihtiyaç duyup duymayacağı, duyacak ise tutarının ne olduğu) bulunuyorsa faturalandırılmayan giderlerin ne kadar olacağı, bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı ve kaç gün ihtiyaç duyulacağı konularında rapor alınmasına karar verilmiş, ERÜ’ Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından mahkememize sunulan *** tarihli raporda özetle; ***’ın … tarihli trafik kazası sonucu dört ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, iki ay süreyle bakıcı desteğinin tıbben uygun olacağı, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %8 oldu, mevcut evrak içeriğine göre toplam 9.235,00 TL ödemenin adı geçenin trafik kazasına bağlı tedavisi ile uyumlu olduğunu ve SK kapsamında olmadığı, mevcut evrak içeriğine göre tekerlekli sandalye, walker yürüteç, seyyar klozet ve hasta alt bezi için ayrıca hesaplanan toplam 957,20 TL ödemenin adı geçenin trafik kazasına bağlı tedavisi ile uyumlu olduğu, bu ödemelerin rapor karşılığında SGK tarafından adı geçene ödenip ödenmediği hususunun SGK’ya sorulmasının uygun olacağını mahkememize bildirmiştir.
*** tarihli celsede Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne müzekkere yazılmasına, Müzekkere ile birlikte dava dosyasının ve eklerinin Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine, Tarafların iddia ve savunmaları, trafik kaza tespit tutanağı ve tüm dava dosyamızın içeriği incelenmek suretiyle … tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu hususunda açıklamalı oransal rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, Ankara ATK’nın *** tarihli raporda özetle; sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, Şadiye Sezerkan’ın kusurunun olmadığı mahkememize bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair*** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişiler ***’un mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının SGK kapsamında olmayan tedavi zararının 13.192,20 TL olduğunu, zararın poliçe limitinde kaldığını, davacının kızı için tutulan bakıcı gideri yönünden 200,00 TL, maddi tazminat talep edildiğini belirtilen zarar kaleminin yansıma / dolaylı zararlardan olduğunu, bu nedenle bu zarara yönelik hesaplama yapılmadığını mahkememize bildirmişlerdir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı *** dava dilekçesi ile davacının sevk ve idaresindeki 38 … plakalı araç ile seyir halindeyken davalı …’ın sevk ve idaresindeki 38 … plakalı araç ile trafik kazası meydana geldiğini, davalı …’ın kırmızı ışık ihlali yaptığını belirterek 800,00 TL tedavi gideri, 200,00 TL bakıcı gideri ve 50.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi ise usule uygun başvuru bulunmadığını, tedavi giderlerinden sorumlu olmadıklarını, yardımcı gideri teminat kapsamında olmadığını, davacı sürücünün emniyet kemeri takmadığı tespit edilemediğinden müterafik kusur itirazında bulunmuştur ve davanın reddini dilemiştir.
Davalı Çağatay ise emniyet kemeri nedeniyle itirazında bulunmuş ve davanın reddini dilemiştir.
Tescil kayıtlarının incelenmesinde 38 … plakalı aracın kaza tarihinde davalı …’a ait olduğu görülmüştür.
Kaza tespit tutanağının ve Kayseri CBS’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde kazanın … tarihinde meydana geldiğini, 38 … plakalı aracın sürücüsünün davalı … olduğu, 38 … plakalı aracın sürücüsünün ise davacı olduğu görülmüştür.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, 38 … plakalı aracın davalı … bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
-Mahkememizce kusur ön sorun değerlendirmesinde,
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde davalı araç sürücüsünün kırmızı ışık ihlali yaptığı, davacının ise herhangi bir kusurunun olmadığı tespit edilmiştir. Yine Kayseri CBS’nin … soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı araç sürücüsünün kırmızı ışık ihlali yaptığı ve kusurlu olduğu davacı araç sürücüsünün ise herhangi bir kusurunun olmadığı tespit edilmiştir. Mahkememiz dosya kapsamında ATK Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığından rapor alınmıştır. Alınan rapor ve tüm dosya kapsamı itibariyle … günü saat 01:20 sıralarında davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 38 … plakalı otomobil ile Sivas Caddesi’ni takiben 30 Ağustos – Sivas Caddesi istikametinden Tuna Caddesi’ne seyir halindeyken Tuna Caddesi Işıklı Kavşağı’na gelip kendisine hitaben kırmızı ışıkta geçtiği esnada aracın ön kısımları ile seyir istikametine göre sağında aynı kavşağa kendisine hitaben yeşil ışıkta giriş yapan davacı sürücü ***’ın sevk ve idaresindeki otomobilin sol yan kısımlarına çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiği, davalı sürücü ***’ın beyanında da kırmızı ışıkta geçtiğini beyan etmesi karşısında davalı sürücü …’ın tam kusurlu olduğu, davacı sürücünün ise herhangi bir kusurunun olmadığı anlaşılmıştır.
– Mahkememizce maluliyet ait değerlendirmesinde;
Mahkememiz Erciyes Üniversitesi Üniversitesi Adli Tıp Başkanlığı bünyesinde rapor almıştır. kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/3153 E,2021/2473 sayılı ilamı doğrultusunda) Anılan düzenlenme uyarınca mahkememizce rapor almıştır. Anılan rapor incelenmesinde davacının % 8 oranında sürekli iş göremez olduğu ve 4 ay geçici iş göremez olduğu görülmüştür. Alınan rapor yöntemine uygun olduğunun mahkememizce esas kabul edilmiştir.
-Aktüerya hesabına ve kaçınılmaz tedavi giderine ilişkin doktor raporuna dair değerlendirmede;
Mahkememizce zararın hesaplanması amacıyla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Aktüerya bilirkişisi ve doktor bilirkişi tarafından sunulan rapor yöntemine uygun olduğundan mahkememizce itibar görmüştür. Anılan rapor uyarınca davacının 13.192,20 TL kaçınılmaz tedavi gideri bulunduğu anlaşılmıştır. Ve kızına bakıcı tutmasından kaynaklı zararının hesaplanamadığı görülmüştür.
Mahkememizin tedavi giderinin teminat kapsamı dışında olup olmadığına dair değerlendirmesinde;
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Bu halde tedavi giderlerinin sigorta teminatı kapsamında olduğu kabulü gerekir. Oluşan zarardan davalı …’ın haksız fiil hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
-Müterafik kusura ilişkin değerlendirmede;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Davalı tarafın kaza sırasında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığına dair itirazlarının bulunduğu görülmüştür. Kaza tespit tutanağının incelenmesinde emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilemediği görülmüştür. Emniyet kemerinin takılı olmadığının ispatı davalı tarafa ait olduğundan davalının HMK’nın 6. Maddesi uyarınca böyle bir ispatı bulunmadığından emniyet kemeri nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
– Manevi tazminata dair değerlendirmede;
Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, ekonomik ve sosyal durum araştırması, kazanın oluş şekli, davalı kusur oranı çekilen ızdırap, davacının % 8 oranında malul olması ve 4 ay geçici iş göremez oluşu ve yukarıda açıklanan kıstaslar çerçevesinde davacı için 25.000,00 TL, manevi tazminatın uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Somut olayda davacı taraf kızına bakıcı tuttuğuna ilişkin bir zararı ispat edemediğinden ilgili zarar yönünden davanın reddine kara verilmiştir. Davacının 13.192,20 TL kaçınılmaz tedavi gideri bulunduğu, ancak dava dilekçesinde 200,00 TL çocuğuna ait bakıcı gideri talep ettiği, talep arttırım dilekçesinde ise bu hususun bu miktarın kaçınılmaz tedavi giderine ilişkin alacak kalemi içerisinde erimiş olması dikkate alınarak talep arttırıma tabi 13.192,20 TL’nin 200,00 TL’si bakıcı giderine bakiye 12.992,20 TL’si ise kaçınılmaz tedavi giderlerine ilişkin olduğu kabul edilerek davanın kaçınılmaz tedavi giderine yönelik kısmı yönünden kabulüne karar verilmiştir.
-Sigorta şirketinin manevi tazminat istemindeki sorumluluğunda dair değerlendirmede;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışındadırlar.
a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b)İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c)İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d)Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f)Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.( Bknz. 4. Hukuk Dairesi 2021/11134 E. 2022/5000 K. Sayılı ilamı)
Somut olayda davalı sigorta şirketi geçici iş göremezlik ve kaçınılmaz tedavi giderinden sorumlu iken manevi tazminat davasından sorumlu değildir. Davacının davalı sigorta şirketine karşı manevi tazminat talep etmesi dayanaksız olduğundan yersiz görülmüştür. Sigorta şirketi yönünden manevi tazminat davası reddedilmiştir.
– Faize ait değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluslarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda davacı sigorta şirketine gerekli belgeleri tam olarak sunmadığından sigorta şirketi yönünden dava tarihinden temerrüde düşüldüğü ve davalı … yönünden ise haksız fiil hükümleri çerçevesinde olay tarihinde temerrüde düşüldüğü kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının kaçınılmaz tedavi giderlerine ilişkin davasının kabulü ile, 12.992,20 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, … yönünden ise kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Davacının kızına bakıcı tutması sebebiyle açılan maddi tazminat davasının reddine,
3-Davacının sigorta şirketine karşı manevi tazminat isteminin reddine,
4-Davacının davalı …’a yönelik manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağa kaza tarihi olan … tarihinden yasal faiz uygulanmasına,
5-Davacının kızına bakıcı tutması sebebiyle açılan maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 870,96 TL peşin harç ve 208,22 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.079,18 TL harçtan mahsubu ile çıkan 998,48 TL harcın peşin harç olarak ele alınmasına,
6-Davacının kaçınılmaz tedavi giderlerine ilişkin davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 887,49 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 998,48 TL harçtan mahsubu ile çıkan 127,52 TL’nin peşin harç olarak ele alınmasına,
7-Davacının davalı***’a yönelik açtığı manevi tazminat davası yönüneden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.707,75 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 127,52 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.580,23 TL harcın davalı …’dan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre hesap edilen 817,63 TL’sinin (yargılama gideri) (davalı … A.Ş.yönünden 279,60 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
9-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 998,48 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.057,78 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, (davalı sigorta şirketinin harcın 946,80 TL’lik kısmı ile sorumlu olmak kaydı ile )
10-Davacı tarafından yapılan ERÜ ATK Fatura ücreti 382,00 TL, ATK fatura ücreti 723,00 TL, bilirkişi ücreti 1.200,00 TL, kep reddiyat gideri 0,60 TL, 2 elektronik tebligat ücreti 11,00 TL, 10 tebligat ücreti 190,00 TL, ATK posta ücreti 45,50 TL ve 4 müzekkere gideri 36,00 TL olmak üzere toplam 2.588,10 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.555,96 TL’sinin davalılardan alınarak (davalı … A.Ş.yönünden 532,09 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 4 elektronik tebligat gideri 24,00 TL, ve 3 tebligat gideri 76,00 TL olmak üzere toplam 100,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 79,45 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine, artan kısmın davalı … A.Ş.üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı *** tarafından tarafından 4 elektronik tebligat gideri 24,50 TL ve 3 tebligat gideri 69,00 TL olmak üzere toplam 93,50 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 37,28 TL’sinin davacıdan alınarak davalı ***’a verilmesine, artan kısmın davalı *** üzerinde bırakılmasına,
13-Davacının kaçınılmaz tedavi giderlerine ilişkin davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
14-Davacının kızına bakıcı tutması sebebiyle açtığı tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
15-Davacının sigorta şirketine karşı açtığı manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
16-Davacının Çağatay Armağan’a karşı açmış olduğu manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı Çağatay Armağan’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
17-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
18-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/09/2022
Katip ***
¸e-imzalı
Hakim ***
¸e-imzalı
*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*