Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/697 E. 2021/1098 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/697 Esas – 2021/1098
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/697 Esas
KARAR NO : 2021/1098

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av….
Av….

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av….

DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında kurulmuş vekâlet sözleşmesi uyarınca davalının, davacı tarafın gümrük işlemlerini takip ettiğini, davalının edimini ifa ederken gerekli dikkat ve özeni göstermeden hareket ettiğini ve davacının zarar görmesine sebep olduğunu, 2015/7699 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ekinde yer alan tabloda sayılı listede yer alan eşyalar için % 10 ilave gümrük vergisi alınacağı belirtilmesine rağmen davalının beyanname verirken AT muafiyetini seçtiğini, bu sebeple % 10 ilave gümrük vergisinin ödenmediğini, söz konusu beyanname nedeni ile davacı aleyhinde Gümrük Müdürlüğü tarafından ceza kararı verildiğini, davacının beyannamelere konu ithalat ile ilgili tüm belgeleri davalıya teslim ettiğini, buna rağmen davalının vekâlet ilişkisi çerçevesinde düzenlenen beyannamelerde Bakanlar Kurulu kararı ve 20.05.2020 tarihli kararda belirtilen hususların dikkate alınmaksızın hareket ettiğini, davacının tahakkuk ettirilen ilk cezadan sonra cezaya konu türde 14 adet daha beyannamenin olduğunun bilinci ile yaptığı teknik araştırmalar sonucu geriye dönük tahakkuklar yapılmadan önce düzeltme beyanında bulunulması gerektiğini, bu yapılırsa geriye dönük ceza tahakkuk ettirilemeyeceğini öğrendiğini ve davalı müşavir firma yetkilisi … ile birlikte … Müdürünü ziyaret ederek düzeltme taleplerini ilettiğini, kendilerine dilekçe ile başvurulabileceğinin belirtildiğini, bu toplantı üzerine davalı müşavir firma yetkili müşaviri …’e ilgili başvuruyu yapması talimatının verildiğini ancak …’in talimat almasına rağmen gerekli başvuruyu yapmadığını, böylelikle davacının yasal hakkı olan düzeltme hakkından faydalanamadığını, sonrasında ise … Müdürlüğü tarafından geriye dönük tarama yapılarak aynı gerekçeler ile ek tahakkuk ve ceza kararları düzenlendiğini, davalı tarafından düzenlenen hatalı belgeler ve yapılan hatalı işlemler sonucu toplam 1.563.671,70.TL’lik ceza tutarını gecikme faizi dâhil 417.503,91 TL olarak uzlaşılarak davacı tarafından ödemenin gerçekleştirildiğini, bu uzlaşma görüşmesine davalı şirket pay sahibi olun …’in de katıldığını, davalının gümrük mevzuatı ve gümrükleme konularında özel uzmanlık gerektiren bir işle uğraştığını ve buna uygun hareket etmesi gerektiğini, bünyesinde buna uygun personel istihdamının zorunlu olduğunu belirterek zararın tahsili için başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında borca vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine, alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili yer mahkemesinde açılmadığından yetki yönünden itirazları olduğunu, davalı şirket … A. Ş.’nin adresinin “…/İstanbul” olduğunu, HMK’nun 6. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralı göz önünde bulundurulduğunda, davanın yetkili yer mahkemesinde açılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı şirketin davacı tarafa gümrük müşavirliği hizmeti verdiğini, bu hizmet kapsamında davacı tarafın verdiği bilgi ve verilerle dilekçe ekinde yer alan serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin eksiksiz hazırlandığını, gümrükçe onaylandığını, gümrük idaresi tarafından herhangi bir hata veya eksikliğin davalı şirkete bildirilmeden işlemlerin tamamlanmadığını, daha sonra, davacı tarafından keşide edilmiş olan Kayseri … Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile … sayılı Bakanlar Kurulu Karar ekinde yer alan … sayılı listede yer alan eşyalar için %10 ilave gümrük vergisi alınacağının belirtildiğini, ancak beyannamede %10 ilave gümrük vergisi ödenmesi gereken eşyalar ile ilgili AT muafiyeti ile beyannamenin hazırlandığından bahisle davacı taraf aleyhine toplam 417.503,91-TL ceza tahakkuk edildiğini ve bu cezanın davacı yan tarafından ödenmiş olduğunu, davalı şirketin hatalı işlemi iddiası ile iş bu zararın davalıdan tahsili talep edildiğini, davacı tarafın, davaya konu ceza kararlarını davalı şirkete bildirmediğini, davalı tarafından 417.503,91 TL para cezası ödendiğini, davalı şirketin söz konusu para cezasında sorumluluğunun olmadığını, davalının gümrük müşavirliği yaptığını ve görev tanımının kendisine verilen bilgi ve beyanlar doğrultusunda gümrük beyannamesi hazırlamak ve bu cihette gümrük işlemlerinin tamamlamak olduğunu, davacı tarafın idarenin yanlış işlem sebebiyle kesmiş olduğu para cezasını yargı yolunu tüketmeden doğrudan ödemiş olduğunu ve haksız şekilde davalı şirketten rücu talebinde bulunduğunu, gümrük vergi ve cezalarına karşı doğrudan yargı yoluna başvurulması mümkün olmadığını, yargı yoluna başvurulabilmesi için öncelikli olarak idare nezdindeki itiraz yolunun tüketilmesi gerektiğini, davacı şirket tarafından Gümrük Bakanlığı’nın vermiş olduğu idari para cezasının hukuka uygun olup olmadığı yasal yollarla denetlemeden ödendiğini ve işbu dava ile davalı şirkete başvurulduğunu, davacının bu özensiz davranışı ile kusurlu (ihmalkar) olduğunu, kendi kusurlu davranışı ile sebebiyet vermiş olduğu davaya konu cezalardan sorumlu olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini ve yargılama masrafları ile vekâlet ücretlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celp edilmiş, takip alacaklısının … Şti. ve takip borçlusunun …A.Ş. olduğu, zarar tazmini alacağı iddiası ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalının elektronik tebligat adresine 04/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 02/08/2021 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, yetki itirazında yetkili icra dairesini göstermediği, yetki itirazının geçersiz olduğu ancak borca itirazı üzerine takibin durduğu, işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında vekalet sözleşmesinin kurulduğu, söz konusu sözleşme uyarınca davacının iş sahibi, davalının vekil sıfatını haiz olduğu, vekalet sözleşmesi uyarınca davalının ediminin gümrükleme işini davacı adına yapmak olduğu taraflar arasında çekişmesizdir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında talep edilen zararın, davalının vekalet akdine aykırı davranmasından mı kaynaklandığı, eğer bu husustan kaynaklanıyor ise davalının borca vaki itirazının iptal edilip edilmeyeceği, edilecekse takip ve dava tarihi itibari ile ayrı ayrı davacının davalıdan talep edebileceği asıl alacak ve işlemiş faiz tutarının ne olduğu, Mahkememizin yetkili olup olmadığı, takibe konu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde süresi içinde yetki itirazında bulunmuştur. Kanunen, her mahkemenin yargı çevresi belli bir coğrafi bölge ile sınırlı olup, yetki bir davada hangi yerdeki mahkemede bakılacağını ifade eder.
HMK’nın 6. maddesindeki genel yetki kuralına göre, dava, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak bu genel yetki kuralından başka, kanun koyucu bazı davalar için (örneğin HMK’nın 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesinde de dava açılabileceği) özel yetki kuralı koymuş olup, davacıya yetkili mahkeme konusunda seçimlik hak tanınmıştır. Buna göre davacı genel yetki kuralı gereği davayı davalının yerleşim yerinde veya sözleşmenin ifa edildiği (sözleşmedeki edimlerin (borçların) ifa yeri) yer mahkemesinde de dava açılabilir.
HMK’nın 17. maddesine göre taraflar sözleşmede yetkili mahkemeyi belirleyebilirler. Ancak bu yetki şartının geçerli olması tarafların tacir veya kamu tüzel kişi olmasına bağlıdır, aksi halde bu düzenleme geçersiz olur. Hangi davaların kesin yetki kapsamında olduğu ancak ve sadece kanunen belirlenir. Vekâlet sözleşmesi için bu yönde bir düzenleme olmadığından, yetki sözleşmesi ile yetkili mahkemeyi belirleyebilirler. Somut olayda taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi yoktur.
Vekâlet sözleşmesinde, vekilin temel borcu, vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmak olup, somut olayda vekil olan davalı edimini kendi ikametgâh yerinde yerine getirmektedir. Buna göre davalının ikametgâh yeri aynı zamanda davalının edimleri bakımından sözleşmenin ifa yeri sayıldığından davanın davalının ikametgâh yeri mahkemesinde açılabileceği açıktır.
Her ne kadar davacı vekili 2611/2021 tarihli dilekçesinde icra takibinde davalıdan para alacağı talp edildiğini ve TBK’nun 89.maddesi uyarınca davacının ikametgah yerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de TBK’nun 89.maddesi, tarafların sözleşmedeki asli edimine göre belirlenmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmede davalının asli edimi gümrükleme işini gerçekleştirmek olup, bu edim bir para borcu değildir; yapma borcudur. Yapma borcu ise sözleşme ile aksi kararlaştırılmadığı sürece davalının ikametgahında ifa edilen bir borç türüdür. TBK’nun 89.maddesine göre sözleşmeye göre asli edimin para borcu olması halinde para alacaklısı kendi ikametgah yerinde dava açabilir. Somut olayda ise davacı, davalının sözleşmedeki edimini yerine getirirken özen borcunu ifa etmediğini ileri sürmekte olup, HMK’nun 33.maddesi uyarınca bu iddia, sözleşmeye aykırılık iddiası nedeni ile uğranılan zarar anlamına gelmektedir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükmünün sadece karz ve satım akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Aksi halde, bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilâflarda yetkili mahkemenin bu maddeye göre tayini gerekeceğinden, para borçlarıyla ilgili tüm ihtilâfların davacının yerleşim yerinde takip ve davaya konu olması sonucunu doğurur ki; bu da HMK’da yer alan yetkiyle ilgili kurallarını adeta istisna haline getirmiş olur. Oysa vekalet sözleşmesi, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Nitekim benzer bir ihtilafta Yargıtay 15.Hukuk Dairesi Başkanığı’nın 2019/2763 Esas 2019/3958 Karar sayılı içtihadı ile aynı hususa işaret ettiği görülmektedir.
İzah edilen nedenlerle mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeni ile davanın HMK’nın 114/1-ç ve 115/2 maddelerince USULDEN REDDİNE, yetkili Mahkeme’nin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereği işbu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulur ve başvurunun esastan reddine karar verilir ise başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasını yetkili mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 331/2. maddesi gereğince re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin yetkili mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.