Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/632 E. 2022/251 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***

Mahkememize açılan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın davalı S.S. ***Sitesi Yapı Kooperatifi’nin gayrimenkullerinin diğer davalı *** … A.Ş. tarafından düzenlenecek açık artırma toplantısına katılmak için şartname gereği 100.000,00-TL teminatı Halk Bankası Halkalı Şubesi’nin TR*** 2609 89 ıban nolu hesabına yatırarak açık artırmaya katılmaya hak kazandığını ve akabinde müvekkilinin 20/08/2020 tarihinde düzenlenmiş olan açık artırmaya katıldığını, Kayseri ili, *** ilçesi, *** ada, 11 parselde bulunan taşınmaz için teklifte bulunduğunu ancak taşınmaz için daha yüksek teklif verilmesi sebebiyle ihaleyi kazanamadığını, bir süre sonra en yüksek teklifi yapan kişinin kendisine verilen süre içinde işlemleri tamamlamaması nedeniyle müvekkiline SMS yoluyla bildirim yapıldığını, bahsi geçen taşınmaz için ***Yönetim Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.’nin hesabına 138.060,00-TL komisyon bedeli, ***Sitesi Yapı Kooperatifi’nin hesabına ise 290.000,00-TL peşinat ve 36.972,00-TL damga vergisini yatırarak Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalaması gerektiğinin bildirildiğini, müvekkilinin SMS’in gönderildiği tarihte ve sürenin son günü olarak bildirilen 15/09/2020 tarihinde covid-19 rahatsızlığı sebebiyle karantinada olduğunu bu nedenle ihale kazanımı için belirtilen tutarları ödeyemediğini ve sözleşmeyi imzalayamadığını, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ancak müvekkilinin yatırmış olduğu teminatın iade edilmediğini, bu hususun iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin teminatın iadesi için kooperatife talepte bulunduğunu ancak olumlu – olumsuz bir yanıt verilmediğini, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alamadıklarından bahisle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile alınacak bilirkişi raporundan sonra artırılmak üzere davanın kabulü ile şimdilik 500,00-TL’nin mevzuata uygulanan en yüksek faiz üzerinden hesaplanarak müvekkiline iadesine, yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı *** ve Ticaret A.Ş. vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin toplu konut alanlarında, sitelerde ve apartmanlarda, ortak donatı alanları ile müstakil ve kompleks iş yerlerinde profesyonel işletmecilik, yöneticilik hizmetleri, şehir plancılığı ve kentleşmenin getirdiği her türlü konuda etüt, projelendirme, müşavirlik hizmetleri, sağlıklı kentleşme konusunda yatırımları gerçekleştirmek üzere 2008 yılında kurulduğunu, yanı sıra Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile *** tarihinde akdettiği “Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na Ait Taşınmazların Emlak Şirketleri Aracılığıyla Satış ve Satış Sonrası Hizmetlerine İlişkin Sözleşme” doğrultusunda TOKİ’nin uhdesinde bulunan taşınmazların açık arttırma ile satışına aracılık hizmeti verdiğini, davacı tarafın *** tarihli 32 iş yeri müzayedesinde Kayseri ***Sitesi’nde yer alan taşınmaz için ikinci en yüksek teklifi verdiğini, müvekkili şirketin aracılık ettiği müzayedelere katılım iradesi gösteren gerçek veya tüzel kişilerin öncelikle ihalesine katılmak istedikleri arsa/konut/işyeri için satış şartnamesinde belirlenen katılım teminatını ödemek zorunda olduklarını, teminatı ödeyerek satış şartnamesini imzalayan gerçek veya tüzel kişilere, ödemiş oldukları her bir katılım teminatı için bir bayrak numarası verildiğini ve katılımcıların kendilerine verilen bayrak numaraları ile müzayedeye katıldıklarını, müzayede sonucunda en yüksek teklifi veren sıfatını haiz katılımcının kullandığı bayrağı iade ederek müvekkili şirket tarafından düzenlenen açık arttırma nihai teklif belgesini imzaladığını, bu arada taşınmazı satın almaktan vazgeçen veya satış sözleşmesini süresinde imzalamayan en yüksek teklifi veren sıfatını haiz katılımcının hakkı iptal edilerek, herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın katılımcının ihaleye katılabilmek için yatırdığı teminat bedelinin Toplu Konut İdaresi tarafından irat olarak kaydedildiğini, müvekkili şirketin de teklif bedelinin %3’ü + KDV bedeline tekâmül eden komisyon bedeline hak kazandığını, bu hususların tamamının ihaleye katılan her bir katılımcı tarafından imzalanan satış şartnamesi hükümlerinde düzenlendiğini, davacının söz konusu taşınmaza en yüksek ikinci teklifi veren kişi olduğunu ve taşınmazı satın almaya hak kazandığını, bu hususun davacıya *** tarihinde sms aracılığı ile bildirildiğini, verilen süre içinde davacının işlemleri yapmaması üzerine taşınmazı satın alma niyetinin olmadığı ve cayma hakkını kullandığından bahisle müzayedeye katılırken yatırmış olduğu 100.000,00-TL tutarındaki katılım teminatının tarafına iadesini talep ederek cayma iradesini gösterdiğini, cayma iradesini dava dilekçesinde de ikrar ettiklerini, davacının imzaladığı sözleşmede yazılı madde uyarınca ‘teklif verenden kaynaklanan nedenlerle taşınmazın tapu devrinin yapılmaması ve/veya teklif alınan taşınmazın satılamaması hallerinde müvekkil şirketin teklif bedelinin %3’ü + KDV bedeline tekâmül eden komisyon bedeline hak kazanacağı’ hüküm altına alındığını, akdedilen sözleşmenin hükümlerine iki tarafın da uyması gerektiğini, davacı tarafın hasta olduğunu yetkililere bildirimde bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davasını açık artırmadan yaklaşık 15 ay sonra ikame etmesinin de kötü niyetli davrandığının göstergesi olduğunu, davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle usulden reddine, aksi halde mesnetsiz ve haksız davanın esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı S.S. *** vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesinde olmadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, öncelikle kabul anlamına gelmemek üzere davacı tarafın talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğu gibi hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının, talebine dayanak gösterdiği hukuki gerekçeyi açıklaması gerektiğini, davacının müvekkiline husumet yöneltemeyeceğini, davacı tarafın teminatı *** A.Ş.’ye yatırdığını, müvekkilinin mülkiyetinde bulunan bir takım taşınmazları açık artırma yöntemiyle satışa sunduğunu, davacının bahsettiği taşınmaz için en yüksek teklif sahibinin sözleşmeyi imzalamaması üzerine 2. en yüksek teklifi veren davacıya sıranın geçtiğini, davacıya bu hususun sms ile bildirilmesine rağmen süresinde yatırması gereken bedelleri yatırmadığını, satış şartnamesinde cayma halinde katılım teminatının irat kaydedileceğinin açıkça yazılı olduğunu, bu nedenle davacı taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın mücbir sebep ve borcun imkansızlaştığı iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, davacı tarafın TBK’nun 127. maddesi hükmüne dayanmasının kabul edilemeyeceğini, geçici teminatın gelir kaydedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu ihaleyi gerçekleştirebilmek amacıyla çeşitli harcamalar yaptığını, alıcıların gerekçesiz olarak sözleşme akdetmeye yanaşmamaları müvekkilini zarara uğratacağından bahisle haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, taşınmaz alım – satımından kaynaklı alacak davasıdır.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.

Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan gelen cevabi yazıda: davacı …’ın hukuk danışmanlığı ve temsil faaliyeti yönünden vergi müdürlüğünde kayıtlı olduğu ve serbest meslek kazanç defteri tuttuğunun bildirildiği görüldü.
Buna göre davacının ikinci sınıf tüccar olduğu görülmektedir. Bilindiği üzere, ikinci sınıf tüccar, tacir sayılmamaktadır. Davacının tacir olmaması nedeni ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmektedir.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, *** Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan ***bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-
H.M.K.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nın 331/2. maddesi gereğince, talep halinde dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harçlar ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilerek hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 30/03/2022

Katip … Hakim …